İstanbul Deprem Çalıştayı'nda bina güvenliğine vurgu yapıldı!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan Deprem Çalıştayı’nda, İstanbul’un deprem riski tüm yönleriyle konuşuldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından gerçekleştirilen, ulusal ve uluslararası paydaşların buluştuğu “İstanbul Deprem Çalıştayı”nın ilk konuşmacısı Prof. Dr. Marco Bohnhoff oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde yer alan habere göre, Bohnhoff, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açılış konuşmasından sonra, “Kuzey Anadolu Fayı'nın Sismotektonik Durumu ve Deprem Tehlikesi İçin Anlamı” başlıklı sunumu ile İstanbul’da olası depremin büyüklüğü hakkında bilgiler verildi.
MARMARA’DA KİLİTLİ FAYLAR
Bohnhoff, Kuzey Anadolu Fay Hattının Marmara Bölümü’nde 1766 yılından bu yana kilitli faylar olduğunu söyleyerek bu bölgede yakın gelecekte 7,4 büyüklüğüne kadar bir deprem olabileceğini belirtti. Bonhoff konuşmasını şu şekilde sürdürdü. “Elimizdeki verilere göre Marmara’da 7,4’e kadar bir deprem bekleniyor, bunun üzerinde bir deprem öngörülmüyor. Ancak İstanbul ve çevresi için 7,4 şiddetinde bir deprem bile sosyo ekonomik açıdan çok ciddi bir tehlike. Bu riskin yönetilmesi gerekiyor.” 24 Eylül tarihinde yaşanan 5,8 büyüklüğündeki depremin Orta Marmara’daki sıkışmış fayda olduğunu ifade eden Bonhoff konuşmasında şu bilgileri aktardı: “Yaşanan son deprem, daha büyük bir deprem olacağı beklentisini oluşturdu. Ancak sismik hareketler şu an yavaşladı. 4,7 ve 5,8 büyüklüğündeki depremlerden önce bölgedeki sismik hareketler artmıştı. Buradaki faaliyetleri daha yakından takip edebilirsek erken uyarı sistemleri de etkinleşecektir.”
TSUNAMİ GİZEMİNİ KORUYOR
Marco Bonhoff’tan sonra Dr. Pierre Henry sunumunu yaptı. Henry, “Deniz Yer Bilimlerinin İstanbul Deprem Analizine Katkısı” başlıklı konuşmasında, deniz yer bilimlerinin İstanbul’daki deprem çalışmalarını kolaylaştırdığını dile getirerek, şu şekilde konuştu: “İstanbul’da 1999 depremi sonrası gözlem evleri geliştirdik ve çalışmalarda önemli ölçüde yol kat ettik. Araştırmamızda, Marmara Fayı’nın deniz dibinde kilitlendiğini gördük.”
Yaşanabilecek Marmara Depremi sonrasında yaşanabilecek tsunaminin gizemini koruduğunu belirten Henry, fayın başlama ve bitiş noktalarına ilişkin farklı senaryolar olduğunu belirtti. Bununla beraber, Marmara’da tsunami riskinin çok yüksek olmadığını söyleyen Henry, kurulacak erken ikaz sistemleriyle tsunami riskini önceden tahmin edebilmenin mümkün olduğunu belirtti.
KADIOĞLU: “TEHLİKEYİ DEĞİL, ZARARI AZALTABİLİRİZ”
Çalıştayın konuşmacıları arasında yer alan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise “Acil Afet Durumu” başlıklı konuşmasında, büyük bir afet anında, yardımcı olmasını beklediğimiz polis, ambulans, itfaiye çalışanlarının da afetzede olacağını söyledi. Kadıoğlu, “Toplum tabanında afet yönetimine geçmek gerek. Farkındalık eğitimlerinin dışında beceri eğitimleri verilmesi gerek. Afet durumunda, toplum tabanlı duruma geçilmeli, çünkü herkes afetzede olacak. Afette ilk 72 saat önemli. İşte burada ilk yardımı kendimiz yapacağız” dedi.
Afete en kötü senaryoya göre hazırlanılması gerektiğini dile getiren Kadıoğlu, “Afet yönetimi, arama kurtarma değil riskleri azaltmaktır. 34 bin hasarlı bina olasılığını 34’e düşürmektir. Risk azaltılırsa müdahalede o zaman başarılı olunur. Risk yönetimi yapılmadan kriz yönetiminin çok anlamı yok. Deprem tehlikesini ortadan kaldıramayız ama zararları azaltabiliriz” şeklinde konuştu.
Toplanma alanlarının, okullar, camiler olduğunu belirten Mikdat Kadıoğlu, bu binaların sağlam yapılmasının önemine de değindi. Farklı disiplinlerdeki meslek grupları ve sektörlerden temsilcilerin katıldığıı çalıştayın ilk günü paralel oturumlarla sürüyor. Çalıştayın ikinci gününde ise sorun ve çözüm önerilerinin masaya yatırılacağı yuvarlak masa görüşmeleri olacak.