İstanbul'da kentin simgeleri yeniden tasarlanıyor!
Ferhat Boratav, Radikal Gazetesi'ndeki yazısında " Erguvan Otobüs'ün fikir babası kim " başlıklı yazıyı kaleme aldı. Boratav, yazısında İstanbul'un değişen dünya ile kendi kültürünü yansıtacak yeni simgeler kullanmasına değiniyor...
İstanbul belediye otobüslerinin yeni rengi erguvan. İmparatorların, sultanların rengini ilk olarak Radikal yazarı Bahadır Kaleağası önermişti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, güzel bir uygulamayla, belediye otobüslerinin rengini İstanbullulara sordu. Bu iş için kurulan web sitesinde, dört seçenek vardı: Mavi, turuncu, erguvan ve sarı. Geçen gün, sonuç açıklandı: İstanbul belediye otobüslerinin yeri rengi erguvan olacak. (Oylamaya 172 bin kişi katılmış, %34,5i erguvan rengini seçmiş.)
İyi de, pek yaygın bilinen bir renk olmayan erguvan, o dört seçenek arasına nasıl girdi
Gelin sizi, bu ilginç tasarımın, kolay kolay tahmin edemeyeceğiniz fikir babasıyla tanıştırayım:
İstanbulda toplu ulaşım araçlarında erguvan renginin kullanılması fikrinin sahibi, TÜSİAD Brüksel Temsilcisi Bahadır Kaleağasıdır.
Bahadır, ilk defa 2006da, Radikal gazetesinde yayımlanan yazısında dile getirdi bu fikri. Yükselen bir marka olarak İstanbulun Türkiye için küresel düzende ve AB sürecinde nasıl önemli bir güç kaynağı olacağını anlattığı yazısında Bahadır, İstanbul kendini yüzyılın pazarlama, markalaşma ve medya gereklerine en uygun şekilde yeniden yapılandırmalı diyordu. Bahadıra göre, İstanbulun önceliklerinden biri, kente adım atan turistlerin ilk göreceği simgeleri yeniden tasarlamak olmalıydı.
Her kentin kendine özgü olağan yaşam özellikleri vardır. Örneğin Londranın kırmızı iki katlı otobüsleri, New York taksileri, Pekin çek-çekleri... İstanbulun iyi değerlendiremediği bir cevheri var: Vapur. Venedike her giden vaperetto, Hong Kongda Star Ferry, Pariste Bateau-Mouche, Amsterdamda kanal turuyla tanışır. Vapur da İstanbul için mükemmel bir simge olarak pazarlanabilmeli.
Aynı yönde başka bir olanak, kent caddelerine renk veren taksiler. New York taklidi sarı taksiler yerine keşke İstanbul kendi tasarımını üretebilse. Belki eskinin izdüşümü yeni bir siyah-beyaz damalı tasarım, belki turkuvaz, erguvan veya Bizans-Osmanlı moru taksiler...
Bahadır Kaleağası, aynı konuyu dört kez yazdı. En az bir kere de, Marmara Belediyeler Birliğinin bir toplantısında slaytlarla anlattı.
2008 yılında yazdığı Bir Türkiye Rüyası yazısında ise, işin tam adını koydu: erguvan otobüsler.
Dünyada tek bir devlet olsa, başkenti İstanbul olurdu demiş mi gerçekten Napolyon Hayale gerek kalmasa. Gerçekten İstanbul gezegenin başkentlerinden biri olsa... diyor ve sonra 21. yüzyıl İstanbulu için hayallerini sıralıyordu yazısında. Bunların arasında turkuaz taksiler, erguvan otobüsler, bir turistik markaya dönüşen vapurlar, vapur estetiğinde deniz taksileri ve motorları, bisiklet ve spor yolları da vardı.
Peki, Bahadır Kaleağası, erguvan rengi neden seçmişti
Erguvan, gerçekten de İstanbulun en özgün rengi
Havalar biraz ısınsın, Boğaz kıyılarında göreceğiz erguvanla mavinin insanı baştan çıkaran renk cümbüşünü. Bu, benim bildiğim, dünyada sadece İstanbulda görülebilecek bir birliktelik.
Ama erguvanla İstanbulu bir araya getiren daha da önemli bir özellik var. Erguvan, İstanbulun tarihinin, imparatorların, sultanların rengi.
Doğal yollardan üretilmesi çok zor bir renk erguvan. Lübnan kıyısında bulunan bir tür midyenin kabuğundan elde edilirmiş ilk çağlarda. Bu nedenle de zor bulunur ve pahallı bir madde olarak hep asiller tarafından kullanılmış. Ve tarihe, Bizans imparatorlarının rengi olarak geçmiş.
Bu mozaikte görüldüğü gibi İmparator 1. Justinyenin togası... Burada hayali bir rekonstrüksiyonunu gördüğümüz Çemberlitaştaki Konstantin sütununun porfir mermerleri hep erguvan renkte.
Öyle ki, Bizansta tahttaki imparatorun çocuklarına porphyrogennetos denmiş, erguvan içinde doğan anlamına.. Çünkü imparatoriçe, çocuğunu, Bizans sarayının, yerden tavana erguvan rengi mermerler ve kumaşlarla döşeli erguvan köşkünde doğururmuş.
İşte bizim çilekeş belediye otobüslerimiz böylesi sihirli bir renge bürünecekler yavaş yavaş..
Umarım Büyükşehir Belediyesinde biri akıl eder, Bahadır Kaleağasına bir teşekkür mektubu olsun yazarlar.
Bizim Başkan da kadir bilmezse, kim bilecek ki
Radikal/FERHAT BORATAV