İstanbullulara müjde! Ağır derecede çürük binalar yıkılacak, kira yardımı 3 kat artacak! Ekrem İmamoğlu resmen açıkladı!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un depreme hazırlık ajandasını ve yeni çözüm önerilerini açıkladığı bir basın toplantısı gerçekleştirdi. İşte Ekrem İmamoğlu'nun dikkat çeken o açıklamaları...
İBB'nin resmi internet sitesinde yer alan habere göre; İstanbul’un deprem riskinin bugüne kadar ifade edilenden çok daha büyük olduğuna dikkat çeken Ekrem İmamoğlu, “Deprem riskinin bizden önceki yönetimlerce ne kadar az ciddiye alındığının bir diğer kanıtını da kentsel dönüşüm uygulamaları gösteriyor” dedi ve İstanbulluların güvenliğinden birincil derecede sorumlu belediye yönetimi olarak, şehrimizi deprem riskine karşı güçlendirmek istediğimizde, karşımıza tam bir yetki karmaşası çıkıyor” ifadelerini kullandı.
“İstanbul’un imarıyla ilgili kararlarda etkili olan 24 kanun, 11 yönetmelik ve 19 kurum var” şeklinde konuşan İmamoğlu, İstanbul’u yönetmenin, şehri depreme hazırlamanın hem bütüncül bir iş hem de seferberlik işi olduğunun altını çizdi. "Göreve geldiğimiz günlerde 17 Ağustos’un üzerinden 20 yıl geçmiş, deprem İstanbul’un gündeminden çoktan silinmişti. Sistematik olarak tahrip edilen, sırtındaki yük her geçen gün büyütülen İstanbul, 20 yıl önceki acıları hiç yaşamamış gibi, talan edilmekteydi. Bu yüzden ‘seferberlik’ anlayışıyla harekete geçtik" ifadelerini kullanan İmamoğlu, hükümete ve devletin ilgili kurumlarına defalarca çağrıda bulunduklarına dikkat çekti. Depreme hazırlığın ancak bütüncül bir anlayışla, tam koordinasyon ve ortak akılla yapılabileceğini vurgulayan İmamoğlu, depremle ilgili çalışmalarını paylaştı.
"Bu bütüncül yaklaşımı oluşturabilmek için şu ana kadar çok sayıda aşamayı geride bıraktık. Bilim insanlarını ve kurum temsilcilerini bir araya toplayan ‘Deprem Çalıştayı’ yaptık. Çıktılarını ve çözüm yollarını, ilgili tüm paydaşlarla paylaştık. ‘Deprem Konseyi’ kurulmasını istedik" şeklinde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "‘Devletin tüm birimleri olarak bir araya gelelim, bir masa etrafında buluşup İstanbul’umuz için seferber olalım’ dedik. 2018’de yapılmış sınırlı çalışmayı ileriye taşıyarak, bina incelemelerini tüm kente yaydık. ‘Hızlı Tarama Yöntemi’yle bina analizleri yaptık. Vatandaşlarımıza binalarıyla ilgili şeffaf ve açık bilgiyi verdik" ifadelerini kullandı. İlçe risk analiz kitapçıkları çıkardıklarını aktaran İmamoğlu, 102 bin binayı ziyaret ettiklerinin altını çizerek, "29 bin binayı incelemek için bize izin verdiler. Bu durum, vatandaşın deprem konusunda gerçeklerle yüzleşmek istemediğinin, bundan kaçtığının fotoğrafıdır. Vatandaş, kendini bu yasal yönetsel ve yönetim karmaşasında güvende hissetmiyor ve ‘Evim riskli çıkarsa’ korkusuyla, bizlere inceleme için izin vermiyor" açıklamasında bulundu.
TOPLAMDA 600 BİNE YAKIN PROBLEMLİ YAPI STOKU VAR
Deprem konusunda yürütülen politikaların, insanların meseleye ‘maddi değer’ odaklı bakmasına neden olduğunu ifade eden Ekrem İmamoğlu, "“Bu bakış açımızı, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için değiştirmeliyiz. Ne yazık ki çıkan tablo, tahminimizin de üzerinde çıktı. İstanbul en doğru risk haritasını oluşturduğumuzda gördük ki; 2018’e göre, 2020’deki fotoğraf çok daha ağır" dedi ve 500 bine yakın orta hasarlı, 90 bine yakın ağır ve çok ağır hasarlı bina olduğunun altını çizdi. "Toplamda 600 bine yakın bir problemli yapı stokundan bahsediyoruz" diyen İmamoğlu, "‘Riski Yapılara İlişkin Plan Notu’ onayı ile mevcut plan koşullarında dönüşemeyen binaların, yapıldığı dönemdeki imar planına göre yeniden inşa edilebilmesinin önünü açtık. İstanbul’daki 36 ilçede yaklaşık 300 bin hektarlık alandaki yapılar uygulamadan yararlanabilecek" dedi. Plan notunun senelerdir megakent İstanbul'da dönüşemeyen yapıların dönüşümünün önünü açtığını ve hızlı, geçici bir çözüm haline geldiğini aktardı.
Megakent İstanbul'un plan sorunu olan ve deprem riski öncelikli bölgelerinde bir plan seferberliği başlattıklarına dikkat çeken İmamoğlu, icraatlarıyla ilgili açıklamasında "Yıllardır çözümsüz biçimde bekleyen, yüksek konut ve nüfusa sahip alanlarımızın planlarını yeniledik. Başta, çözümsüz ve tıkanmış olan plan sorunlarına ilişkin, 80 bölge planı hazırladık ve ilçelere gönderdik. 68 bölge için plan çalışmalarımız devam ediyor. Şunu da söylemeliyim ki, bu çalışmalar kendi alanında bir rekor" şeklinde konuştu ve deprem konusu için bütüncül bir iş yapılmak isteniyorsa, parsel bazlı riskli alan ilan edip, plan yapılmazsa çözüm bulunamayacağını aktardı.
"Riskli yapısını dönüştürmek isteyen İstanbullular için, teknik ve finansal garantörlük sunan, anahtar teslim sürecini içeren ‘İstanbul Yenileniyor Platformu’nu hizmete açtık" diyen İBB Başkanı İmamoğlu, "Vatandaşımızdan bugüne kadar; 38 ilçe, 584 mahalle ve 127.996 bağımsız birimi kapsayan 5.452 başvuru aldık" dedi ve bu başvuruların yaklaşık 500 bine yakın kişiyi ilgilendirdiğini belirtti. "İstanbulluları, evlerinin depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi sürecinde İstanbul Yenileniyor Platformumuza başvurmaya davet ediyorum. Lütfen bu konuyu önemseyin. Ve dönüşüm projeniz için platformumuza kaydolun" ifadelerini kullanan İmamoğlu, KİPTAŞ'ın son dönemde deprem konusunda önemli bir çıkış sergilediğinin altını çizerek, 16 milyar liralık yatırım gerektiren 10.000’e yakın yeni konutun yapımını sürdürdüğünü dile getirdi.
"Altını çizerek söylemek isterim ki, bu bir TOKi modeli değil. Yani fakirin elinden alıp, bir avuç zengine aktarmıyoruz. Tam tersine, dar gelirlinin deprem sorununu çözmeyi hedefleyen bir konut üretimi sistemini ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulunan Ekrem İmamoğlu, bundan sonra ne yapacaklarını da paylaştı ve karşı karşıya olunan tehlikenin büyüklüğüne dikkat çekti.
"Hiçbir belediye, hiçbir bakanlık, hiçbir sivil organizasyon tek başına bu tehlikeyi çözemez. Defalarca seslendirdiğim gibi, çok geniş bir iş birliğine ve tam bir ulusal seferberliğe ihtiyacımız var" şeklinde konuşan İmamoğlu, "Karşımızda her geçen gün büyüyen büyük deprem riski varken yılgınlığa, atalete düşemeyiz. Aksine; gerçekçi olacağız, hızlı olacağız, yaratıcı ve çözümcü olacağız" dedi ve gelecek süreçte yapılacakları şu şekilde açıkladı:
318 BİNA YIKILACAK, KİRA YARDIMI YAPILACAK
“Stok konut kullanımı konusunda adım atacağız. İBB’nin elindeki stok konutlarını, ‘Kentsel Dönüşüm Proje’ alanlarında kullanmak için yetki isteyeceğiz. Riskli bölgelerde yaşayan ve özellikle kiracı vatandaşlarımıza yönelik kira desteği sağlayacağız. Alacağımız kullanım yetkisiyle; satış karşılığı inşaat, kat karşılığı ve hasılat paylaşımı gibi usulleri kullanarak üreteceğimiz projelerin, birlikte veya ayrı ayrı değerlendirilmesini sağlayacağız. Bu yolla, dönüşüm sürecini destekleyecek adımları hızlandıracağız. Ancak bu tarihten sonra bazı adımları hızla atmak zorundayız. Ve en sondan, en dezavantajlı binalardan başlamak zorundayız. Tarama çalışmalarımız sırasında, özellikle İstanbul’un batı yakasında tespit ettiğimiz, öyle 318 bina var ki, hepsi çok ağır derecede çürük. Biz, D ve E sınıfındaki o 318 binayı bir an önce yıkacağız. Çünkü o binalarda yaşayan 3.099 aile var. Bu hanelerin çok ağırlıklı bölümü kiracı. Bu insanlarımızı tabutta yaşatmayacağız. Bu yıl ‘Kentsel Dönüşüm Dairemiz’de bulunan 100 milyon liralık bütçeyi, bu süreç için kullanacağız. Biz, bu hanelerin içinde oturanları, ‘kira mahiyetinde maddi yardım’ yaparak çıkaracağız. Maddi yardım sınırı 1.1150 lira olsa da İstanbul şartlarında ailelere, bu rakamın tam 3 katını ödemek için meclisimize teklif getireceğiz. İnanıyorum ki bu teklif, meclisimizden oy birliğiyle çıkartacaktır. Gelecek yıl için ise bu bütçeyi 5 katına kadar artıracağız. Yıl başına kadar, başta meclisimizden karar çıkararak, valiliğimizle iş birliği yaparak, bu süreci tamamlayacağız.”
“Ülke olarak içinden geçmekte olduğumuz ekonomik koşullar belli” diyerek konuşmasını sürdüren İmamoğlu, “Ekonomik zorluklar ve yüksek faiz oranları, pek çok işletme için kredi bulma zorluğu demek. Kredi bulsanız da maliyeti çok yüksek. Bu nedenle günümüz koşullarında, şehrimizde her kademede deprem riskine karşı hazırlanmak için özel şartların oluşturulması şart. Bilhassa, bu iş için özel bir finans modelinin geliştirilmesi şart. Biz, işte tüm bu nedenlerle İstanbul’da tam yetkili bir ‘Deprem Konseyi’ kuralım demiştik? Görüyoruz ki, bu önerimiz savsaklanıyor. Oysa ki, 23 yılda geldiğimiz nokta ortada. 23 yılda ortaya konan hızla gidersek, İstanbul’u deprem riskine karşı koruyabilmek için bize 100 yıl yetmez. 100 yıl içinde de şimdi sağlam olan konutlarımızın büyük bölümü riskli hale gelir. O yüzden ana aktörün Şehircilik Bakanlığı’nın olmadığı, İstanbul’un deprem meselesini birinci elden çözecek, icra kabiliyeti yüksek bir kurul olarak ‘İstanbul Deprem Planlama ve İcra Kurulu’nun kurulmasının şart olduğunu duyuruypruz. Millet İttifakı ve altılı masanın gelecek yıl seçimlerden zaferle çıkmasıyla, İstanbul Deprem Konseyi’nin öncelikli olarak kurulması için çalışacağız. Afetin siyaseti olmaz, afetin mutlak mücadelesi olur. O mücadeleyi, kayıtsız-şartsız veriyoruz; vermeye devam edeceğiz. Kaybedecek vaktimiz yok, ama yapmamız gereken çok iş var. Fırsatçılığa, kentin talan edilmesine, kentsel dönüşüm ve depremle mücadele arkasında başka işler çevrilmesine de asla bu anlamda müsaade etmeyeceğiz. Hukuki tüm haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanarak açıklamasını sonlandırdı.
İstanbullulara deprem şoku! Acilen seferberlik başlatılmalı!