İşte Huber Köşkü'nün hikâyesi!
Ağustos ayından bu yana 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ikâmetgâhı konumunda bulunan 108 yıllık Huber Köşkü Boğaziçi’nin en geniş yeşil alanlarından birine sahip. İşte köşkün hikâyesi...
Boğaz’ın Avrupa yakasında Karadeniz’e doğru giderken, Tarabya Koyu’na gelmeden önce büyük bir koru içinde yer alan Huber Köşkü yapıldığında takvimler 1907’yi gösteriyordu. Köşkü, Alman silah şirketleri Mauser ve Krupp firmalarının Osmanlı İmparatorluğu’ndaki temsilcisi Huber kardeşler yaptırdı. Mimarı bilinmeyen ve Boğaziçi’nin en görkemli yapılarından olan binanın Tarabya’ya yapılması, silah komisyoncusu kardeşlerin, evlerinin Almanya’nın elçilik binasına yakın olmasını istemelerinden kaynaklanıyor. 34 hektarlık (340 bin metrekare) alandaki Huber Köşkü’nün yanı başında faytonhane, üst tarafınta Setüstü ve Av köşkleri ile heykeller, rölyefler yer alıyor. Binaya sonradan yapılan eklemelerde ünlü İtalyan mimar Raimondo D’Aronco’nun imzası var. D’Aronco, köşke anıtsal görünüm ve eşsiz perspektif kazandıran isim olarak tanınıyor.
1908 yılında 2. Meşrutiyet’in ilanının ardından Huber kardeşler ülkelerine dönerken, köşkün mülkiyeti Mısırlı Prenses Kadriye ve eşi Mahmut Hayri Paşa’ya geçti. 1932 yılında ise köşk, Notre Dame de Sion Okulu’na bağışlandı; tapuya Therese Celement ve Marie Aimee Odent adına kaydedildi. Clement ve Odent’tan vârislerine intikal eden köşk ve arazisi, 1973 yılında Boğaziçi İnşaat Turizm Anonim Şirketi’ne satıldı, 1985 yılında da kamulaştırılarak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne tahsis edildi. Atatürk, İstanbul’a geldiğinde 1935 yılında yaptırdığı Florya’daki Deniz Köşkü’nü yazlık çalışma ofisi olarak kullanıyordu. Burada birçok davet verilmiş, krallar ağırlanmıştı. Atatürk’ün ölümünden sonra İsmet İnönü, Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay ve Fahri Korutürk de bu geleneği sürdürdü. Deniz Köşkü’nün kullanılamaz hale gelmesiyle Cumhurbaşkanlığı’na tahsis edilen Huber yeni adres oldu. Cumhurbaşkanlığı konutu, yabancı devlet başkanlarını ağırlanacağı konukevi, misafirhane ve sosyal hizmet alanlarının köşkün üst tarafına inşa edilmesi, 1985 sonrasına denk geliyor. Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in İstanbul’a geldiklerindeki ikametgâh olarak kullandığı ve misafir ağırladığı tarihî köşkte, Abdullah Gül de cumhurbaşkanlığı görevinin ilk döneminde bazı toplantılar yaptı. Ancak yenileme ihtiyacından dolayı tarihî köşk boşaltılıp kapısına kilit vuruldu. Gül, sonradan ilave edilen üst bölümdeki binaları kullanmaya başladı.
Sadece Av Köşkü restore edildi
Huber Köşkü’nün üst tarafındaki Cumhurbaşkanlığı Konutu ve misafirhane restore edildi. Köşk’ün de orijinaline uygun şekilde restore edilmesi için Abdullah Gül’ün 2014 yılı başındaki İtalya ziyareti esnasında, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, İstanbul Teknik Üniversitesi, İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı (ICE) ve Assorestauro Derneği arasında iyi niyet protokolü imzalandı. Hayrünnisa Gül de imza töreninde yer aldı. Restorasyon projeleri hazırlandı, Hayrünnisa Gül’ün öncülüğünde tarihî yapıların restorasyonunun tamamının 2016 yılının Mayıs ayına kadar tamamlanması planlanıyordu. Ancak ne var ki sadece tarihî öneme sahip Av Köşkü’nün restorasyonu ince bir estetik zevkiyle tamamlanabildi. Setüstü Köşkü’nde de sona gelinmişti. Boğaziçi’nin en geniş yeşil alanlarından birine sahip olan Huber Köşkü, faytonhane, rölyefler ise adeta yalnızlığa terk edildi.
Abdullah Gül’ün Huber Köşkü'nden kendi evine taşınmasından sonra yarım kalan restorasyonun devam edip etmeyeceği ise bilinmiyor.
Zaman