İzmir Karaburun'daki 3 RES projesi izin aşamasında!
Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli, yarımadada 3’ünün izin aşamasında olduğunu belirtti. Dilli, “Karaburun’da şu an faaliyette olan 81 türbin var. Yatırımını tamamlayan firma hemen kapasite artışına geçiyor." dedi.
Yarımadada 3 RES projesinin kurulduğunu, 3’ünün izin aşamasında olduğunu belirten Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli, “Karaburun’da şu an faaliyette olan 81 türbin var. 266 türbin lisanslı gözüküyor ama yatırımını tamamlayan firma hemen kapasite artışına geçiyor. Bunların içinde köylere çok yakın olanlar durdurulsun istiyoruz. Santral nerede kurulacaksa yerelle birlikte kurulacak alan kararlaştırılsın. Elde edilen enerji de o bölge için kullanılsın” dedi.
İzmir merkeze yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki kentin en küçük ilçesi Karaburun’un yüzölçümü yaklaşık 500 kilometrekare. İlçede yaşayanların başlıca geçim kaynakları arasında turizm, tarım, hayvancılık ve balıkçılık geliyor. İlçeye ulaşım çevre yolunun yapılmasıyla daha da kolaylaşırken, Karaburun kıl keçisi, enginar, endemik bitkiler, cennet koylarıyla Karaburun Yarımadası Türkiye’nin en büyük yarımadası olma özelliğine sahip.
Yarımadanın kuzeyinde yer alan ve en yüksek tepesi bin 218 metre yüksekliğindeki Akdağ denize yakın olması ve yılın büyük bölümünde rüzgar alması nedeniyle RES firmalarının gözdesi oldu. Bu kapsamda, şu ana kadar 81 türbin kuruldu. Değişik firmaların 3 RES projesine izin verilirken, 3’ünün ise izin alma süreci devam ediyor.
TÜRBİN SAYISI 266’YI BULACAK
Karaburun’a kurulması planlanan türbinlerin toplam sayısının 266 olduğunu kaydeden Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli, “Uzun süredir Karaburun’da doğa ve yaşam hakkı mücadelesi içindeyiz. Kurulması planlanan 266 türbinin yarımadada kapladıkları alan, yarımada yüzölçümünün yüzde 71 gibi çok vahim bir rakam.
Yarımadada Akdağ kütlesi vardır, yarımadanın yüzde 13’ünü kaplar orada hiç bir şekilde yerleşim ya da tarım yapmak mümkün değil. Dolayısıyla o yüzde 13’lük alanı da düştüğünüz zaman Karaburun’da yaşayanlara diyorlar ki; ‘Size yüzde 16’lık bir yaşam alanı bıraktık. Siz çok değerli olan Karaburun kıl keçilerinizle, enginarınızla, zeytininizle ve turizminizle bu yüzde 16’lık alan içinde ne yaparsanız yapın.’ 266 türbin lisanslı gözüküyor ama yatırımını tamamlayan firma hemen kapasite artışına geçiyor. Böylelikle bu sayı artıyor.
En büyük proje ki, tek başına Karaburun Yarımadası’nın yüzde 61’i kaplıyor, buna ÇED gerekli değildir kararı verilmiş. Sonuç olarak biz RES’lerle mücadelemizi yurttaş davası olarak sürdürme kararı aldık. Şimdi 80 yurttaş vekaletini avukatlara verdi ve davalar bu şekilde açıldı. Açılmış olan 11 dava var, imar planı, ÇED kararı, acele kamulaştırmaların iptali gibi davalar bulunuyor. Elimizde sonuçlanmış kazandığımız 3 dava var” diye konuştu.
YAŞAM ALANLARINA ÇOK YAKIN YAPILMASIN
RES için türbin yapılmasına karşı olmadıklarına dikkat çeken Başkanı İpar Buğra Dilli, “Biz asla RES’e karşı değiliz. Biz yaşam alanlarına çok yakın olmasına karşıyız. Mordoğan’da bir kapasite artışı geliyor, yaşam alanlarının 100 metre yakınına kadar ulaşıyor. Sarpıncık’ta köye 230 metre. Türkiye’de türbinlerin yaşam alanlarına uzaklığıyla ilgili bir yasal sınırlama yok. Yalnızca iki türbin arasının ne kadar olması gerektiğiyle ilgili sınırlama var. Dünyada bununla ilgili çalışmalar var ve yasalar çıkartılıyor. Yaşam alanının özelliklerine bağlı olarak 1-2 kilometre uzağına yapılması isteniyor.
Pek çok bilimsel araştırma yapılmış, buna göre türbinlerin yaşam alanlarına en az 1.4 kilometre mesafede olması gerekiyor. Hal böyleyken bizim neredeyse bahçemize yapıyorlar. Türbinler, yükseklik olarak direk ve kanat birleştiğinde 200 metreye kadar ulaşıyor. Yaylaköy’de 59 türbin var ve orada insanlar gece uyuyamıyor. Dünyada rüzgar sendromu diye bir hastalık tanımlandı, kalp çarpıntısı, mide bulantısı, sara hastalığının pek çok belirtisinin görüldüğü bir rahatsızlık, bu belirtilerin hepsi Yaylaköy’de görülüyor. Yönetmelikte geçen 50 ya da 70 desibel sınırı sanayi bölgeleri, havaalanları için geçerli. Biz 365 gün 24 saat gürültüye maruz kalıyor. 100 desibelin üzerinde bir gürültüden söz ediyorum” dedi.
HER KUŞ YOL DEĞİŞTİRMİYOR
Bazı kuş türlerinin güzergahlarında engelle karşılaşması durumunda yol değiştirdiğini ancak Karaburun’a özgü koruma altındaki Ada Doğanı gibi bazı türlerin yol değiştirmediğini dile getiren İpar Buğra Dilli, türbinlerin faaliyete geçmesinin ardından keçilerin düşük yaptığını, peynirlerin maya tutmadığını savundu.
81 TÜRBİN ARTMASIN
DHA’nın havadan görüntülediği türbinlerin sayısının 81’de kalmasını istediklerini belirten İpar Buğra Dilli, “Bunların içinde köylere çok yakın olanlar durdurulsun istiyoruz. Bunların içinde köylere çok yakın olanlar durdurulsun istiyoruz. Santral nerede kurulacaksa yerelle birlikte kurulacak alan kararlaştırılsın. Elde edilen enerji de o bölge için kullanılsın. Bakın, nakil hatlarıyla elektriği bir başka yere göndermek istediğiniz zaman yüzde 60’a varan kayıplar yaşanıyor. RES yapılacaksa, bölgeye zarar vermeden bölgede tüketilecek şekilde yapılmalı. Urla’da korkunç şeyler yaşanıyor, Çeşme bitmiş durumda. Türkiye’de rüzgar enerji santrallerinin yüzde 40’ı Ege Bölgesi’nde kurulması için izin verilmiş.
Türkiye’nin doğal mirasları, kültürel varlıkları ve tarım alanları gidiyor. Ormanları yeşil alanları yok ederek temiz enerji üretiyoruz diyemezsiniz. Enerji tüketimi artan tek sektör ticaret sektörü, sanayi, konut ve tarımda enerji kullanımı düşüyor. 2000 yılında 1 milyon metrekare olan AVM’ler 2014 yılında 9 milyon metrekareye çıkmış. Bunlar ışıl ışıl, rezidanslar gece gündüz ışıklandırılıyor. Ne pahasına yanıyor bu ışıklar, keçilerin, tarım alanlarının ormanların turizmin yok edilmesi pahasına yanıyor” diye konuştu.
Vatan