04 / 11 / 2024

İzmir Karşıyaka Çarşısı cazibe merkezi olacak!

İzmir Karşıyaka Çarşısı cazibe merkezi olacak!

Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar," Karşıyaka Çarşısı'nı çok önemli bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Projemiz hazır, sadece biraz zamana ihtiyacımız” dedi.




Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Karşıyaka bir kültür sanat kenti. Biz İzmirlilik ve Karşıyakalılık duruşunu ortaya koyarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için bir kültür devrimi yapmak gerekir. Bu kültür devrimini gerçekleştirecek olan da sosyal demokrat yerel yöneticilerdir” diye konuştu


Akpınar, Karşıyaka Çarşısı'nın İzmir'in en güzel çarşısı olacağını belirterek “İskelenin oradan girip çarşının sonuna doğru giderken, oturma gruplarıyla, aynı boydaki ağaçlarıyla, modern ışıklandırmalarıyla, yeni bir tabela yönetmeliğiyle Karşıyaka Çarşısı'nı çok önemli bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Projemiz hazır, sadece biraz zamana ihtiyacımız” dedi


Yenigün TV ekranlarında yayınlanan Murat Haluk Öncel'in hazırlayıp sunduğu 'Siyasetin Özeli' adlı programın konuğu Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar oldu. Ülke gündemi ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Akpınar, Türkiye'de toplumsal bir erozyon yaşandığına dikkat çekerek, “Bugün ülkemizde lokantalar basılıyor, insanlar darp ediliyor. Toplum ciddi bir baskı altında yaşıyor. Bunu yaratan toplum değil, içinde bulunduğumuz siyasal ortam. Siyasetçilerin uygulamada ve kullandığı dilde çok dikkatli olması gerekiyor. Bugün ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için bir kültür devrimi yapmak gerekir. Bu kültür devrimini gerçekleştirecek olan da sosyal demokrat yerel yöneticilerdir. Bu kültür devrimini gerçekleştirirsek ülkeyi bulunduğu durumdan kurtarırız. Karşıyaka bir kültür sanat kenti. Biz İzmirlilik ve Karşıyakalılık duruşunu ortaya koyarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Karşıyaka Çarşısı'nın yeni bir görünüme kavuşması için projelerinin hazır olduğunu da ifade eden Akpınar, “Vatandaşımız hiç merak etmesin, öyle bir çarşı geliyor ki İzmir'in en güzel çarşısı olacak. İskelenin oradan girip çarşının sonuna doğru giderken, oturma gruplarıyla, aynı boydaki ağaçlarıyla, modern ışıklandırmalarıyla, yeni bir tabela yönetmeliğiyle Karşıyaka Çarşısı'nı çok önemli bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Projemiz hazır, sadece biraz zamana ihtiyacımız var” diye konuştu.


Karşıyaka'da Ramazan ayı nasıl geçiyor?


Karşıyaka'da geleneksel olarak Ramazan eğlencelerimizi sürdürüyoruz. Bu yıl iftar çadırı kurmadık. Daha çok mahallelerde lokal olarak vatandaşlarımız iftar düzenliyor. Bu iftarlara katılmaya özen gösteriyorum. Bu Ramazan ayında özellikle ihtiyaç sahibi olan yurttaşlarımızın evlerine patates gönderdik. Gıda paketleri gönderdik. Bu sene biliyorsunuz Ödemiş'te patates üreticisi çok zor günler geçiriyor. Onlardan patates alarak kooperatiflere olan desteğimizi sürdürmüş olduk. Bir nebze de olsa sosyal ve toplumsal dayanışmayı gerçekleştirmiş olduk. Hem de üreticimize katkı sağlamış olduk. Karşıyaka Çarşısı'nda yeryüzü sofrası kuruyoruz. Yaklaşık 10 bin kişinin katılmasını bekliyoruz. Ramazan ayı dostluğun ve paylaşımın ayı. Biz de bunu en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz.


Siyasetteki kriz sporda da var


Sporla yakından ilgilendiğinizi biliyoruz. Milli Takım'ın Avrupa Şampiyonası performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Türkiye'nin Çek Cumhuriyeti karşısında aldığı galibiyetten dolayı gururlandık. Ama Türkiye'de futbol nasıl gidiyor diye soracak olursanız, iyiye gitmediğini söyleyebilirim. Siyaset–Futbol ilişkisi olayı farklı bir boyuta taşıyor maalesef. Türkiye'de siyasette olan kriz ne yazık ki sporda da var. Bu nedenle Milli Takımımızın bu kadar imkan varken çok daha iyi noktalarda olması gerektiğini düşünüyorum.


Türkiye'ye baktığınız zaman genel olarak neler görüyorsunuz?


Bugün Türkiye'nin kötü yönetildiğini artık söylemeye gerek yok. Herkes her şeyin farkında. AKP'nin aslında bu ülkeye bir faydası oldu, gözü görmeyenin gözü görmeye, kulağı duymayanın kulağı duymaya başladı. Bugün Türkiye gittikçe kötüye giden bir süreci yaşıyor. Toplumsal barışın olmadığı, insanların birbirine tahammül edemediği bir süreci yaşıyoruz. Siyaset, partiler gelip geçicidir. Aslolan devlettir. Devlet yapısında bir zedelenme olursa onu tamir etmek çok zaman alacaktır.


Toplumsal erozyon yaşanıyor


Bugün ülkemizde lokantalar basılıyor, insanlar darp ediliyor. Toplum ciddi bir baskı altında yaşıyor. Bunu yaratan toplum değil içinde bulunduğumuz siyasal ortam. Siyasetçilerin uygulamada ve kullandığı dilde çok dikkatli olması gerekiyor. Siyasetçi rol modeldir. Siyasetçi ülkede sürekli gerginliği tırmandırırsa toplumda da gerginliği tırmandırırsınız. Mesela boşanmalarda çok ciddi artış oldu. Bunun nedeni sadece ekonomik değil. Aile içerisinde huzursuzluğun ve şiddetin artmasından kaynaklanıyor. İnsanlar birbirine tahammül edemiyor. Ciddi bir toplumsal erozyon yaşanıyor. Mesele o toplumsal erozyonu düzeltmekte. Özellikle muhalefet partisinde görev yapan insanların görevi bu erozyonu tamir etmek olmalı. Ben bir belediye başkanı olarak kente ve toplumun bütününe hizmet etmeye çalışıyorum. Soframı ve yüreğimi bu kenti seven, bu ülkeyi seven, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine inanmış herkese açıyorum. Onlarla yol arkadaşlığı yapmak için var gücümle çalışıyorum.


“Karşıyaka'da sanatçı duruşu var”


Bir ülkede sanatçılar özel insanlardır. Herkes sanatçı olamaz. Bugün Türkiye'de sanatçıların sırf yönetenlere yağ çekmek için methiyeler düzmesine anlam veremiyorum. Okuyunca tüylerim diken diken oluyor. Böyle bir şey kabul edilemez. Sanatçının bir duruşu olmalıdır. Tamam saygı duyun ama işi de ayaklar altına düşürmeyin. Dolayısıyla biz İzmirlilik ve Karşıyakalılık duruşunu ortaya koyarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Karşıyaka bir kültür sanat kenti. Karşıyaka'nın her sokağında bir sanat vardır. İnsanı daha entelektüeldir. İnsan hayatına saygılıdır. Attila İlhan'ın şiirlerine, ressamların resimlerine, müzsiyenlerin bestelerine ilham veren, sanatçı duruşu olan bir kentte yaşamımızı sürdürüyoruz. Bugün ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için bir kültür devrimi yapmak gerekir. Bu kültür devrimini gerçekleştirecek olan da sosyal demokrat yerel yöneticilerdir. Bu kültür devrimini gerçekleştirirsek ülkeyi bulunduğu durumdan kurtarırız. Her şeyi maddi temeller üzerine oturtup insanları bir meta olarak görme yanılgısının içerisine girmemeliyiz. O açıdan kültür ve sanatı çok önemsiyorum. Toplumsal kalkınmanın temel taşı kültür ve sanattır. Toplumsal barışı sağlamamız için buna ihtiyacımız var.


Yerel yöneticilerin göreve geldikten sonra 'parti rozetini çekmeceye koydum' gibi söylemleri oluyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?


Bu popülist bir söylemdir. Ben Cumhuriyet Halk Partisi kimliğimle göreve geldim. CHP'nin rozetinin yakamda olması yeterli değil, CHP'nin ideolojisini beynimin her bir hücresinde yaşayan ve o politikaları uygulamaya sokan bir insanım. Parti kimliği içerisinde belediye başkanı olan bir insanın yakasından rozeti çıkarıp çekmeceye koyması popülist bir yaklaşımdır. O rozetin önemini insanlara anlatmak gerekir. Doğru bir yerel yöneticilik anlayışını ortaya koyup, sosyal demokrat belediyeciliğin ülkede model olduğunu göstermeliyiz. Böylece insanlar sadece yerel yönetimin değil merkezi hükümetin de sosyal demokratlar tarafından yönetilmesi gerektiğine inanacaktır. Parti rozetini çekmeceye koyan arkadaşlar 2019'da rozeti çekmeceden hiç çıkarmasınlar. Biz sadece o rozete oy atanlara hizmet etmiyoruz. Biz herkese hizmet ediyoruz, herkesi kucaklıyoruz. Oy atmayanlarda bizim doğru işler yaptığımızı görüyor ve bizi destekliyor. Ben bu anlayış içerisinde yöneticilik yapıyorum.


Üreticiye destek, tüketicinin cüzdanına katkı sağlayacağız


'Kent Gıda Kooperatifi' fikri nasıl ortaya çıktı?


Biz kendi tesislerimizi en iyi şekilde değerlendirmek durumundayız. Sosyal demokrat belediyeciliğin en güzel örneklerinden birini daha Karşıyaka’da hayata geçirdik. Hem üreticiyi desteklemek hem de vatandaşlarımıza daha kaliteli ürünleri daha uygun fiyata alma imkanı yaratan tesisimizi hizmete açtık. Avrupa’da ve dünyanın pek çok ülkesinde kooperatifler ülke ekonomisinin lokomotifi görevini üstlenir. Yerel yöneticilik sadece park, bina yapmak değildir. Kooperatifler aracılığıyla üretici ile tüketici direk buluşturmak da bizim asli görevlerimizdendir. Burada bir toptancıdan ürün alıp satmayacağız. Üreticiyi destekleyeceğiz ve tüketicilerin cüzdanına katkı sağlayacağız. Biz bu gücü halktan alıyoruz. Türkiye’de siyasetin ve siyasetçilerin de örnek alacağı bir tesisi ilçemize ve İzmirlilere kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tesisimizden sadece Mavişehirliler değil, evladına uygun fiyatla kahvaltı yaptırmak, yemek yedirmek isteyen herkes faydalanacak. Önümüzdeki süreçte Cumhuriyet ve Örnekköy’de de benzer konseptleri yaratacağız. Bugün Türkiye'nin kurtuluşu kooperatifçiliktedir. Bu anlayış ile hareket ediyoruz.


Öyle bir çarşı geliyor ki...


Karşıyaka Çarşısı'nın yenilenmesi ile ilgili ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?


Çarşının içerisinde şu anda kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmalar var. Ağır tonajlı araçlar ister istemez gün içerisinde çarşının içerisine giriyor. Dolayısıyla döşeme taşları zedelenebiliyor. Bu noktada çarşıda biraz sabretmemiz gerekiyor. Yurttaşlarımıız döşeme taşlarının yerinden oynamasından şikayet ediyor. Evet, vatandaşlarımız haklı. Ama ben de haklıyım. Çünkü şu anda o taşı yerinden olduğu gibi kaldırıp yeniden taş döşemeye başlarsak, kentsel dönüşüme giren binaların yapımı nedeniyle yeniden bozulacaktır. Şu anda mecburen lokal tamiratlar ile vatandaşlarımızın çarşıda rahat yürümesini sağlıyoruz. Vatandaşımız hiç merak etmesin, öyle bir çarşı geliyor ki İzmir'in en güzel çarşısı olacak. İskelenin oradan girip çarşının sonuna doğru giderken, oturma gruplarıyla, aynı boydaki ağaçlarıyla, modern ışıklandırmalarıyla, yeni bir tabela yönetmeliğiyle Karşıyaka Çarşısını çok önemli bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Projemiz hazır, sadece biraz zamana ihtiyacımız var. Parayı doğru kullanmalıyız diye düşünüyorum. Türkiye'nin en güzel ilinde yaşıyoruz. En güzel ilçesinde de belediye başkanlığı yapıyorum. Böyle bir kentte nefes alıp verdiğimiz için çok şanslıyız.


Karşıyaka'nın Filizleri Avrupa'ya açılıyor


Karşıyaka Belediyesi'nin, ihtiyaç sahibi üniversite öğrencilerine karşılıksız burs sağlamak için sürdürdüğü Karşıyaka'nın Filizleri Projesi, Türkiye sınırlarını aşarak Avrupa'ya açıldı. Üniversite öğrencilerine burs desteğinin yanı sıra mesleki ve sosyal katkı sunmayı da amaç edinen Karşıyaka Belediyesi, proje kapsamında burs alan 5 öğrenciyi Litvanya'daki akademik eğitime gönderdi. Erasmus Plus Gençlik Programı kapsamında, Baltic Academy koordinatörlüğünde gerçekleşecek olan projeye Litvanya, İspanya, Norveç, Bulgaristan ve Türkiye’den toplam 30 genç katıldı. Şiddete karşı farkındalık yaratmak için hazırlanan eğitim programı için, bu alanda eğitim alan Filizler seçildi.


Hayallerine katkı yapıyoruz


Projeyi başlattığımız zaman ilk amacımız ihtiyaç sahibi üniversitelilerimizin eğitimine katkı sağlamaktı ancak gelinen noktada önce Karşıyaka'nın sonra da Türkiye'nin sınırlarını aştık. Eğitimine destek olduğumuz öğrencilerin, hem gelecek ile ilgili mesleki planlarına hem de hayallerine katkı sunmak amacıyla, onları, eğitim alanlarına göre yurtdışındaki eğitim programlarına gönderiyoruz. Karşıyaka'nın Filizleri benim en büyük projem. Ben bu hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Bu sisteme destek veren tüm yurttaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum.




Gazete Yenigün


Geri Dön