İzmir'de 313 bin bina için dönüşüm alarmı verilmeli!
Yenigün Gazetesi köşe yazarı olan Hüseyin Arslan bugünkü yazısında İzmir'deki riskli konutları ve kentsel dönüşümü anlattı. İşte Arslan'ın o yazısı...
Konutların %60-65'i imarsız, plansız, kaçak yapılardan oluşan ve bina yaşı ortalaması 25 yılın üzerinde olan İzmir'de 313 bin bina için zaman kaybetmeden, acilen "kentsel dönüşüm alarmı" verilmelidir.
Canbridge Üniversitesi Risk Araştırma Merkezi'nin verilerine göre: "İzmir dünyada 42'nci. Türkiye'de de 2'nci riskli kent" konumundadır ve bir doğal afette 30 milyar dolarlık bir hasarın adresi olacaktır. Ayrıca: Katip Çelebi Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Salih Yılmaz'ın değerlendirmesine göre de. İzmir'in deprem riski karşısındaki alarm seviyesi "kırmızı"dır. Bu bilimsel tespitlere ye gerçeklere rağmen İzmir'de, kentsel dönüşüm anlamında bugüne kadar elle tutulur, gözle görülür somut bir uygulamaya ne yazık ki rastlanmamaktadır. Oysa; İzmir'in afetlere yönelik karakteristiği. kaçak ve denetimsiz yapıların oranı ve denetimli yapı stoğunun fiziksel ve yapısal açıdan depreme dayanıklılık özellikleri birlikte değerlendirildiğinde nitelikli kentsel dönüşüm ihtiyacının ne kadar aciliyet ve öncelik taşıdığı kolayca görülür. Bu bağlamda; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yetkisinde olan Karabağlar'da 540, Buca'da 177.5. Karabağlar-Buca 191, Narlıdere'de 43. Menemen'de 44. Karşıyaka'da 3. Kemalpaşa 79.57 hektar olmak üzere toplam 1 milyon 34 hektarlık alanda 33 mahallede 35 bin 836 konut yıkılacak olup. bu konutlarda şuan itibariyle yaşayan 97 bin 500 kişinin mal ve can güvenliği ciddi bir tehlike altındadır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yetkisinde ve sorumluluğunda ise Gaziemir'de 121.8. Bayındır'da 13. Torbalı'da 6.3. Karabağlar'da 31.5, Konak ta 52. Karşıyaka 17.9, Bayraklı da 60 hektar olmak üzere toplam 305.47 hektarlık alanda ise 11 bin 200 adet bağımsız birimin yıkılıp yeniden yapılması gerekir.
İzmir'de 6306 sayılı kanunla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 5393 sayılı kanun kapsamında da İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkisinde olmak üzere toplam 1 milyon 339 bin 47 hektarlık alan Bakanlar Kurulu kararıyla "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" ilan edilmiştir.
İzmir'de 313 bin konut riskli İzmir İl genelinde 4 bin 500 hektarlık bir alanda 313 bin binanın yıkılıp yeninden yapılması gerekmekte olduğu resmi olarak belirlenmesine rağmen bugüne kadar ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne izmir Büyükşehir Belediyesi kendi yetki alanlarındaki riskli yapılarla ilgili kalıcı somut bir adım atılamamıştır. 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanununun özünde en önemli insan hakkı olan "yaşama hakkı "m güvence altına almak vardır. Kanun kapsamında "yaşama hakkını" temin için "mülkiyet hakkı"na müdahale edilse de "yaşama hakkı 'nın "mülkiyet hakkın'dan önce geldiği tartışılmazdır.
Tek amaç insanımızı hak ettiği kaliteli marka şehirlerde yaşatmak, afetlerde yaşanılan acıların tekrar yaşanmamasını sağlamaktır. Kanunun özünde anlaşma usulü yolu açık olsa da, uygulamada gerek bakanlık gerekse Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenen mahallelerde vatandaşın bilgisi, görüşü alınmadan tek taraflı İzmir ya da İzmir dışından yapılan projeleri halkın kabul etmesini beklemektedirler. Oysa: bize göre kentsel dönüşüm ile ilgili tüm kararların bölge halkının görüşü alınarak yapılması ve halkın hak kaybına uğratılmaması çok daha doğru olacaktır.
Sonuç olarak: Dünya da 42'inci. Türkiye'de 2'nci riskli kent olan izmir'de daha ne bekliyoruz?
Hüseyin ARSLAN/Yenigün