29 / 12 / 2024

İzmir'in kent ve çevre değerleri erozyona uğrayacak!

İzmir'in kent ve çevre değerleri erozyona uğrayacak!

Milliyet Ege Gazetesi'nin köşe yazarlarından Mustafa Yılmaz bugün köşesinde "İmar planı, rant ve otoyol" başlıklı yazısına yer verdi. İşte yazının detayları...



İstanbul’u 3.5 saatte İzmir’e bağlayacak otoyolda son aşamaya gelindi.


İzmit Körfezi’nin 6 dakikada geçilmesini sağlayan Osmangazi Köprüsü, zaten 8 ay önce açılmıştı.


Geçen hafta da bu otoyolun bölümlerinden biri olan  İzmir  ile Kemalpaşa arasındaki bağlantı yolunun açılışı yapıldı.


İzmirliler için de İstanbul Otoyol’u artık iyice ete kemiğe büründü ve görünür oldu. Büyük ihtimalle bir yıl sonra tamamen bitecek.


Ulaşım açısından bu durum çok iyi.


Ama İzmir’in kent ve çevre değerleri anlamında büyük bir erozyona uğrayacağı yönünde kaygılar var.


Yaşanan bazı gelişmeler, kentteki yoğunluk ve rantın da bu yeni duruma paralel olarak büyük ölçüde artacağını gösteriyor.


Kaygıların ana kaynağını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı 1/100 binlik imar planları oluşturuyor.


Çünkü, bu planlarla İzmir’de tam 1400 hektar alan imara açıldı. Bu da 28 fuar alanı kadar bir büyüklük demek.


Çeşme ve Alaçatı’nın da aralarında bulunduğu pek çok yerde Birinci Derece Sit, yeşil alan, ağaçlandırılacak alan ya da tarım alanları için yapılaşma izni verildi.


Çeşme ve Alaçatı’da Birinci Derece Doğal Sit ya da yeşil alan kapsamında olan 413 hektar alan imara açılarak turizm tercihli konut alanı yapıldı.


Güzelbahçe-Çelebi Mahallesi’nde bulunan konut yerleşiminin kuzeyi ile otoyol arasında kalan alan 1981 yılında İmar ve İskan Bakanlığı’nca onaylanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarında, “Korunacak Tarım Alanı” olarak belirlenmişti. Bugüne kadar tarımsal yapısını ve ağaç dokusunu korumuş kentsel sınırlayıcı yeşil kuşak görevini üstlenen bu alanda da yeni planlarla “Kentsel Yerleşik Alan”  yapılarak imar izni verildi. Urla-İçmeler Mahallesi’nde de yine tarım alanlarındaki imar artırıldı.


Bornova Karaçam Köyü’nde, İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı’nda, “Ağaçlandırılacak alan” kullanımlı ve 1. Derece Doğal Sit Alanı sınırları içinde kalan bölge kentsel yerleşik alan olarak imara izni verildi.


Torbalı’da ise verimli tarım alanları daha da daraltılarak, “sanayi ve gelişme alanları” genişletildi.


Çiğli’de Egekent Mahallesi’nin kuzeyinde, “Bölge Parkı/Büyük Kentsel Yeşil Alan” olarak belirlenen alana, “Kentsel Gelişme Alanı” yapılarak inşaat yapımına olanak sağlandı. Karşıyaka-Doğançay Rekreasyon alanının güneyinde, ”Doğal ve Ağaçlık Karakteri Korunacak Alan” da betonlaşmaya açıldı.


Gaziemir merkezinin batısında yaklaşık 200 hektar büyüklüğündeki “Doğal ve Ağaçlık Karakteri Korunacak alan”, yapılaşmaya açıldı.


Menemen-Emiralem-Göktepe Mahallesi’nde “tarım alanı” olarak belirlenmiş olan aynı zamanda Gediz Nehri taşkın alanında da kalan bölgede yapılaşma izni verildi.


Kemalpaşa Yukarı Kızılca’nın batısında 360 hektarlık, “Doğal ve ağaçlık karakteri korunacak alan”, yeni yapılaşmalara açıldı.  Selçuk’ta 160 hektar “tarım alanı” alanına imar verildi.


Öte yandan, İzmir 1 ve 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları, İzmir genelinde pek çok değişik yerde sit derecelerini değiştirerek yapılaşmalar önündeki engelleri kaldırdı.


Büyük bölümü sit, yeşil ya da tarım alanı olan bu bölgelerde yapılan imar değişikliklerinin kentteki imar yoğunluğunu çok artıracağı ve hatta İzmir’in doğal yapısını etkileyeceği kesin. Ne yazık ki bu konudaki kaygılar, şimdiden gerçek olmaya başladı bile.


Milliyet Ege 


Geri Dön