Kanal İstanbul kapsamında çok farklı bir İstanbul'u inşa edeceğiz!

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birinci Küresel Mülteci Forumu'na katılmak üzere bulunduğu Cenevre'de, gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Anadolu ajansı'nda yer alan habere göre; Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul konusunda, çevre konusunda gelen "denizin tuz dengesinin bozulacağı, deprem riskinin artacağı gibi" eleştiriler ile buradan "Gezi" gibi bir çevre istismarının çıkıp çıkmayacağına ilişkin bir soru üzerine, önce bugüne kadar burayla ilgili bu değerlendirme yapanların ne gibi bir çalışması olduğunun sorulması gerektiğini belirtti. Bunun Nasreddin Hoca'nın hikayesine benzediğini söyleyen Erdoğan, "Nasreddin Hoca damdan düştüğünde hemen doktor çağırmışlar. O, 'Bana damdan düşeni getirin.' demiş. Biz damdan düştük." ifadelerini kullandı. 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı yaptığı dönemde, bazı akademisyenlerin "Haliç temizlenmez. Haliç'in doldurulması lazım." dediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama ben damdan düşenlerle konuştum. Bana 'Başkanım, Haliç'i doldurmaya kalkarsak iki dağ adeta bir araya gelir. Bir taraftan Fatih, öbür taraftan Beyoğlu, o da oraya iner.' dediler. Biz ne yaptık? Haliç'in içindeki çamuru, 9,5 kilometre uzağa, Alibeyköy'e, taş ocağına pompaj sistemiyle aktardık. Adeta tülbent gibi sistemle çamur üzerinde kaldı, su ise ters pompajla Haliç'e geri gönderildi. Orada 650 bin metrekarelik bir alan kazandık." dedi. 

Erdoğan, Kanal İstanbul'a da "bileşik kaplar" usulüyle bakılması gerektiğini söyledi. Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti; "Tuzlu su, az tuzlu su... Bunlar bir araya geldiği zaman ortaya ne çıkar? Bunun bir ortalaması çıkar. Karadeniz'in tuz oranı nedir? Marmara'nın tuz oranı nedir? Olaya buradan bakılması lazım. Buradan bakarsanız, ortalamasını yakalarsınız. Kaldı ki bizim burada derdimiz şu, Hatırlayanlarınız varsa, Selimiye'nin önlerinde Independenta tankeri 7-8 ay yandı. Hatta o patlamada hamilelerin erken doğum yaptığı bile yazıldı. Bunun dışında gerek Karadeniz'den gelirken gerek Marmara'dan giderken yalılara çarpan kuru yük gemileri, tankerler oldu. Daha son zamanlarda da bu tür bir kaza yaşandı. Şimdi bu mudur çevre hassasiyeti, yoksa bu tehlikelerden arınmış bir kanal mı?" 

Boğazlarda, Montrö'de Türkiye'ye tanınan bir hak olmadığına, istedikleri gibi gelip geçtiklerine vurgu yapan Erdoğan, şunları söyledi;

"Düşünün, sizin Boğaz'ınızı kullanıyorlar ama hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Öyle bir durum var. Kanal İstanbul ise böyle değil, Süveyş Kanalı'nda ve diğerlerinde oraların nasıl kendilerine ait hakları varsa biz de bu yatırımı yaptığımız zaman bu tür bir hukukumuz doğacak. Üstelik kaza endişesi de taşımayacaksın. İşin bir de bu güzelliği var. Bu proje kapsamında çok farklı bir İstanbul'u inşa edeceğiz. Üzerinde 5 tane köprünün olduğu, içme suyu hatlarının deplase edildiği bir modeli hayata geçireceğiz. Bundan inanın bunların haberi yok. Hatta, televizyonlarda da Kanal İstanbul'la ilgili görüntüler var. O görüntüler işin nihai hali değil. Onlar üzerinde de bazı çalışmalar yapılarak çok daha farklı bir noktaya gelinecek. Bize göre bu proje, İstanbul'un güzelliğine çevrecilik açısından güzellik katacak ve Boğaz’daki çevre tehdidini ortadan kaldıracak."
 

Kanal İstanbul'a 74 milyar liralık kaynak!

Doğan Kantarcı: Kanal İstanbul şehri yok edecek!

Kanal İstanbul'da mülkiyet sorunu!

Rus uzmanlardan Kanal İstanbul değerlendirmesi: İkili ticaret hacmi artacak!

Kanal İstanbul'un fizibilitesini en ince ayrıntısına kadar yaptık!