Genel

Kanal İstanbul'dan devletin kasasına 50 milyar dolar girer!

 Süveyş ve Panama kanalları gibi Marmara ile Karadeniz'i birbirine bağlayacak Kanal İstanbul projesi için inşaat kralı Ali Ağaoğlu, "Yap-işlet-devret modeliyle 25 kuruş harcamadan, buradan devletin kasasına 50 milyar dolar para girer." dedi

Zaman'ın sorularını cevaplayan Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu'na göre, Silivri ve Çatalca'da kanalın geçeceği arazilerin yüzde 90'ı Hazine'ye ait. Ve burada ortaya çıkacak rantı da devlet yiyecek.İnşaatın önde gelen ismi Ali Ağaoğlu'na göre İstanbul'a ikinci Boğaz projesi ayağı yere basan, ekonomisi ve getirisi olan bir proje. Ülkeye ve İstanbul'a değer katacağını belirttiği yeni kanal için Ağaoğlu'nun hesabı şöyle: "50 milyar dolar olur devlete katkısı. Bu maliyet değil devletin kasasına girecek para. Emlak Konut'un oluşturacağı katma değerle devletin kasasına onlarca milyar dolar girer. Bu bölgenin yüzde 90'ı Hazine arazisi. Burada rant olacaksa bunu devlet yiyecek. Devletin cebinden 25 kuruş para çıkmayacak. Bunu yapişletdevret ile yapacak. Körfez geçişi yapılıyor sessiz sedasız şimdi. 6-7 milyar dolarlık bir proje orası da."

İstanbul Mimarlar Odası'nın 'orada birilerine rant sağlanacak' iddiaları ve kendisinin o bölgede arsa bakıp bakmadığıyla ilgili soruya ise Ağaoğlu esprili bir dille şu cevabı verdi: "Valla ben oradan yer almamıştım, şimdi açıklandı, gidip alacağım. Daha gitmedim ama yakında gideceğim. Özellikle alçaktan da uçacağım, helikopterin kapısında da Ağaoğlu yazıyor görsünler diye, biraz daha yerler değerlensin diye. Bundan daha güzel bir şey var mı Bir memlekette vatandaşın malı para yapıyorsa o memleketten korkma. Vatandaşın malı para yapmıyorsa o memleket batmış demektir. Şimdi o bölgedeki arsa fiyatları artacak. Bundan daha iyi bir şey yok ki."

Sıfırdan yapıldığı için İstanbul gibi plansız, keşmekeş olma riski yeni bölgede yok. O bölgenin konut, otel, marina bölgesi olmasını öneriyor Ağaoğlu: "İstanbul'un turizm potansiyeli senede 25-30 milyar dolardır. Bugün tüm Türkiye'de 20 milyar doların üzerinde turizm gelirimiz var diye seviniyoruz, tabii ki iyi para. Ama tek başına İstanbul bunu kazanır, fazlasını karşılar. Bunun için bu projenin ekonomisi var. Ben bu projenin arkasındayım."

İstanbul'un uçlarında iki yeni şehir kurma fikrini sorduğumuzda ise Ali Ağaoğlu, önceliğin kentsel dönüşümle şehir içindeki eski yapıların yenilenmesine verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ona göre kentsel dönüşümün ve Türk inşaat sektörünün önündeki en büyük engel kat mülkiyeti kanunu. Ağaoğlu, "100 daireli bir sitede 99 kişi çıkıyor tamam burayı yenileyelim diyor, bir kişi çıkıyor diyor ki benim burada kocamla hatıralarım var yıkılmasını istemiyorum. 99 kişinin lafı çöpe gidiyor. Şimdi uyanık insanlar gidiyor eski binalardan bir tane daire alıyor. Ondan sonra orada herkes bir daire istiyor. O diyor ki ben iki daire isterim. Bunu meslek edinen, bunu istismar eden insanlar var. Ona iki daire verseniz bu kez diğerleri ayaklanır... Kadir Topbaş inanılmaz çaba sarf ediyor ama başarılı proje yok. Ve bu işin sadece yerel yönetimlere bırakılmayıp devlet politikası olması lazım. Bu konuda bir koordinatör bakanlık mı, müsteşarlık mı kurulacak, bir şey kurulması lazım bu işi yapması için." dedi.

Türkiye, kalkınması için ya kredi alıp borçlanmaya ya da yabancı yatırıma ihtiyaç duyuyor. Bu iki yol dışında bir çıkış noktası daha var Ağaoğlu'na göre. O da yabancıya konut satışı. Yabancıya daire satışı konusunda Ağaoğlu'nun iddiası şöyle: "Büyümek için faizle borç almak ya da yabancı yatırımcı dışında üçüncü alternatif ne Yabancıya konut satacaksın. O adam gelip buradan 1 milyon dolara bir daire aldığı zaman, daireyi sırtına alıp gitmeyecek ki. Gidemez. Yabancıya ev satışını serbest bırakmamız lazım. İşte o zaman en az yüzlerce milyar dolar gelir, yüzlerce milyar dolarlık kalıcı bir kaynağa sahip olur Türkiye. Türkiye'nin tüm borcunu çözersin. Yani yabancıya bir konut sattığın zaman o adam gelip burada kalıyor. Burada yemek yiyor, geziyor, ediyor, para harcıyor."

12 haziran seçimlerini nasıl görüyor

12 Haziran günü yapılacak genel seçimlerde Ağaoğlu, bir sürpriz sonuç beklemiyor. Ona göre, yerli ve yabancı kamuoyu araştırmalarının da gösterdiği gibi mevcut iktidar yine çoğunlukla hükümet olacak. "Türkiye için bence en büyük risk siyasi istikrarsızlıktır, koalisyonlardır." diyen Ağaoğlu, şunları söyledi: "Yakın zamanda dünyada dengelerin değiştiği 2 dönem var. Birincisi Rusya'nın yıkıldığı 1990'ların başıydı. Türkiye'de koalisyonlarla bu fırsatı değerlendiremedi. Bir de şimdi dünya dengeleri değişiyor. Gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor ekonominin ve siyasetin dengesi. Şu anda Türkiye'de beğen ya da beğenme güçlü bir iktidar var, başında da güçlü bir lider var. Dolayısıyla Türkiye bu kriz dönemini iyi yönetti. Aynı dönemde bu küresel kriz döneminde bir siyasi istikrarsızlık da olsaydı Türkiye belini doğrultamazdı. Türkiye için en büyük risk siyasi istikrarsızlık. O da şu anda öyle bir şey Türkiye'nin önünde görünmüyor. Mevcut hükümet en az bir dönem daha rahatlıkla işi götürecek görünüyor. Bu da Türkiye için fırsattır diye düşünüyorum. Şu anda beğen ya da beğenme (Başbakan Tayyip Erdoğan) liderlik vasfı olan, toplumları etkileyebilen bir insan. Dünyanın en etkili on ismi arasında gösteriliyor. Bu da gerçekten onun başarısını gösteriyor."
Zaman