Kaş'ta kaçak villa furyası! Pandemiyle rekor kırdı!
Antalya’da eşsiz doğal güzellikleriyle dikkat çeken tatil bölgesi olan Kaş'ta kaçak inşaatlar hızla artıyor. Kalkan’ın dışında en yakın yerleşim yerlerinden olan İslamlar, Üzümlü ve Yeşilköy sınırlarında konumlanan Fırnaz Koyu bölgesi de villaların yaygın olarak görüldüğü yerler.
Antalya’da eşsiz doğal güzellikleriyle dikkat çeken tatil bölgesi olan Kaş'ta kaçak inşaatlar hızla artıyor. Antalya’daki gözde tatil bölgesi olan Kaş'ta son birkaç senedir yayılan kaçak inşaat furyası büyüyor. Antalya3tcom'dan Yusuf Yavuz'un haberine göre; koronavirüs salgını sebebiyle 5 yıldızlı oteller kapanırken; 'sosyal mesafeli tatil' arayan vatandaşlar, kiralık villaları tercih etti. Bu durum Kaş'taki dengeleri bozdu.
Binlerce villanın yer aldığı Kaş’a bağlı Kalkan'da haftalık lüks bir villanın kirası 80 bin Türk Lirası'na ulaşıyor, sezonda 25 hafta kiralama imkanı sunulması da bölgede yapılan kaçak inşaat ve kayıt dışı turizmin artmasına neden oluyor.
LÜKS VİLLALARDA HAFTALIK 80 BİN TL’Yİ BULAN KİRALAMA ÜCRETLERİ
Muhafazakâr villa, balayı villası ve aile villası gibi isimlerle pazarlanan lüks villaların haftalık kira ücretleri de uçtu. Kalkan bölgesinde haftalık 5 bin Türk Lirası seviyesinde olan villa kiraları şu günlerde ortalama 20-25 bin Türk Lirasına ulaştı. Fakat yüksek sezon şeklinde nitelendirilen Ağustos'ta haftalık 80 bin Türk Lirasına ulaşan tatil villaları da dikkat çekiyor.
Kalkan’da görülen bu astronomik tutarların sebebi ve villa pazarının ulaştığı noktaya ilişkin açıklamalarda bulunan bir işletmeci, şunları kaydetti:
"Kalkan’da ve yakın çevresinde son 3 yılda 2 binin üzerinde villa inşa edildi. Daha önce yılda ortalama 10 hafta kiraya verilebilen villalar pandemi sürecinde 25 hafta kiralanabilir hale geldi. Haftalık ortalama 25 bin TL ile 25 hafta kiralama dönemini hesaplarsanız, bir sezonda 625 bin TL gibi rakamlar ortaya çıkıyor. Oda sayısı ve lüks ölçüsüne göre bu fiyatlar 80 ila 100 bin liraya kadar çıkıyor. Bunlar çok büyük rakamlar. Haftalık bir villa kiralamasından söz ediyoruz. Bu durum Kalkan’daki her şeyi etkiliyor. Villa işletmecisinden acentesine, temizlik işçisinden inşaatçısına hemen herkes bu sürecin bir parçası. Örneğin herhangi bir Anadolu kentinde 3 bin TL’ye yapılabilecek bir tesisat işi Kalkan’da 30 bin TL’ye yapılıyor. Bir işçinin yevmiyesi 300 TL’yi buluyor. Kısacası herkes durumdan memnun."
Bölgeye ilişkin açıklamalarda bulunan bir başka villa işletmecisi yasal ve kayıtlı şekilde turizm hizmeti sunduğuna dikkat çekiyor, fakat kaçak yapılaşmanın ve kayıt dışının bölgede artış gösterdiğini belirterek şöyle konuşuyor:
“Ben de gecelik olarak 5 bin liraya kiraya veriyorum villamı. Kayıtlı, her misafirin bildirimi yapılıyor. Polis ve jandarmaya konaklayan kişinin bildiriminin yapılması uygulamasından sonra kayıt dışı konaklamalar azaldı, güvenlik ve maliye denetimleri yapılıyor, ancak tamamen bittiğini söyleyemeyiz.”
VİLLA PATLAMASI DAĞ KÖYLERİNE KADAR SIÇRADI
Kalkan’ın dışında en yakın yerleşim yerlerinden olan İslamlar, Üzümlü ve Yeşilköy sınırlarında konumlanan Fırnaz Koyu bölgesi de villaların yaygın olarak görüldüğü yerler. Heyelan riski bulunması sebebiyle 1979'da afet bölgesi ilan edilen İslamlar köyündeki eğimli arazilerde havuzlu villalar yapıldı. Fakat villa furyasının Kalkan’a yaklaşık 15 kilometre mesafede yer alan Elmalı Yolu'ndaki İkizce köyüne de sıçraması gelinen son noktayı gözler önüne seriyor.
İslamlar’da hızlı gelişim gösteren villa turizmi, bölgenin geçmişindeki ana geçim kaynağı olan tarımsal üretim ile doğal yaşama da olumsuz yansıyor. Resmi bir veri bulunmasa da yerel kaynaklardan alınan bilgilerde; 2675 nüfulu (2020) İslamlar köyü sınırlarında 1000’i aşkın villa yer alıyor. Kimilerine göre bu sayı 1400 seviyelerinde. Villa yapmak amacıyla yamaç ve heyelan riski olan arazilerdeki zeytin ağaçları ve asma çardakları da ortadan kaldırılıyor.
SATIN ALDIKLARI ARAZİNİN ÜZERİNDE İKİ KATLI BİNA ÇIKTI
Kaçak, imarsız ve plansız yapılaşmanın ortaya çıkardığı problemler sadece doğa tahribatı ve betonlaşmayla sınırlı kalmıyor. Emekliliğini geçirmek amacıyla veya yatırım planıyla bölgeden gayrimenkul satın alan kimi ailelerin de hayatlarının değişmesine neden olan bir süreç bulunuyor. Kalkan sırtlarında yer alan Kördere Mevkii’nde yıllar önce eşinin satın aldığı 1 dönümlük araziyi görmek için geldiklerinde iki katlı bir bina yapıldığını gören S.A., yargıya taşınan ve davası süren olaya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Eşim 1987 yılında Kalkan-Kördere Mevkiinde bir arazi satın aldı. Satın alma işlemi, o tarihte henüz bu bölgede arazi tapulaması yapılmadığı için ‘el senedi’ yoluyla gerçekleşti. Eşim, araziyi satın aldığı kişiye kiralayarak başka bir kente gitmişti. Bir yıl sonra da vefat etti. Birkaç yıl sonra kiracılığı sonlandırmak ve araziyi almak için gittiğimde ise bana arazimin yol için istimlak edildiğini söylediler. Bölgedeki birkaç emlakçı ile de ağız birliği edip arazimi bulmamı hileli yolla engellediler. Sonradan öğrendim ki arazimin bulunduğu bölgede tapulama işlemi gerçekleştirilmiş ancak eşimin adına hiçbir tescil yaptırılmamış. Üstelik arazimin üzerine kaçak yapılar inşa edilmiş. Bunun üzerine arazimin hileli yollarla kimlerin üzerine tescil ettirildiğinin araştırılması ve arazimin tarafıma verilmesi amacıyla 2018 yılında konuyu yargıya taşıdım. Hilelerle elimden alınmaya çalışılan arazimin, gerçekler ortaya çıkarılıp tekrar tarafıma verileceği umuduyla yüce Türk adaletine inancım tamdır.”
YABANCILARIN DA KABUSU: RAPOR HAZIRLADILAR
Kaş'taki kaçak inşaat furyası ilçede oturanan, planlı ve kayıtlı bir turizmin geliştirilmesini isteyen yabancıların da tepkilerini topluyor. Kaş ve Kalkan etrafının doğal güzelliğinden etkilenerek bu bölgede yaşayan veya tatil için tercih eden 600 yabancının katılımıyla yapılan ankette 593 kişi kaçak inşaatların durdurulmasına ilişkin oy verdi.
Bölgede oturan yabancıların sosyal medya ve bölgeye ilişkin internet siteleri aracılığıyla gerçekleştirilen ankette, katılımcılara “Yasadışı, ruhsatsız bina durdurulmalı” önermesiyle ilgili düşünceleri soruldu. Bölgede yaşayan 600 yabancının katılım gösterdiği ankette 593 kişi kaçak inşaatların durdurulmasına ilişkin oy verdi. Ankette kullanılan “Yasadışı, ruhsatsız bina durdurulmalı” yönündeki önermeye, yalnızca 2 kişi “katılmıyorum” yönünde görüş belirtirken, 5 katılımcı ise “ilgilenmiyorum” dedi.
Anket yapıldıktan sonra ise İngilizce ve Türkçe olarak bölgedeki kaçak ve plansız yapılaşmanın oluşturduğu problemlerin ve çözüm tavsiyelerinin değerlendirildiği bir rapor yazıldı. “Plansız Yapılaşma: Yabancının Sesi” başlığıyla hazırlanan raporun Kaş Kaymakamlığı ve Kaş Belediye Başkanlığı’na iletilmesi amaçlanıyor.
On seneden fazla süredir bölgede oturan yabancılardan İngiliz uyruklu bir vatandaşın kaleme aldığı raporda, kaçak inşaatların engellenmesi amacıyla şu tavsiyeler sıralandı:
“Kaçak inşaatı önlemek için alınabilecek pek çok önlem var. Yapı ekipmanlarını denetim altında tutun. Kepçe yoksa kazı yok. Kaçak binalara su veya elektrik aboneliği verilmesini durdurun. Şantiyelerin işe başlamadan 1 ay önce bildirim göndermesini zorunlu kılın. Yasadışı şantiyeleri tespit etmek için drone (yerden kumandalı hava aracı) kullanın. Çimento ve demirin satışını ve teslimatını kontrol edin. İnşaat cezalarından elde edilen gelir genel amaçlar için kullanılmamalıdır. Bu kaynak, uygulama ve planlama faaliyetlerinde kullanılmalıdır. Bazı yasa dışı inşaat alanları mühürlenmeli ve doğal durumlarına geri döndürülmelidir.”
HERKES YASADIŞI İNŞAAT PATLAMASININ İÇİNE DÜŞMÜŞ: Bölgede daha geniş alanda planlama yapılması gerektiğinin altı çizilen raporda, Kasım 2012'de Büyükşehir Yasasında yapılan değişikliklerin, binlerce köyü ve yüzlerce kasabayı mahalleye dönüştürdüğü anımsatıldı. Bu yasal düzenlemenin ardından Kaş’ın 54 mahallesinin Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğuna girdiğine işaret edilen raporda, “Hükümet düzeyinde birçok yerel değişikliğin yürürlüğe girmesi gerekiyor. Bir planlama bölgesi oluşturma ve gerekli kontrolleri sağlama süreci karmaşık ve zordur. Bu 54 mahalleden sadece 3’ü planlamaya açık. Bunun sonucu olarak yasadışı bina inşa etmek, mali cezayı ödemek ve hiç bir şey yok gibi devam etmek kısır döngüsü oluştu. Küçük inşaatçılar, büyük geliştiriciler, planlama görevlileri, politikacılar ve jandarma- zabıta- muhtar gibi kanun uygulama görevlilerinin de hepsi aslında suç unsuru olan yasadışı inşaat patlamasının içine düşmüşlerdir.”
CESARET, KARARLILIK VE ŞEFFAFLIKLA SORUN ÇÖZÜLEBİLİR: Bölgedeki kaçak ve plansız inşaat sorununu çözmek için cesaret ve kararlılığın yanı sıra şeffaflığın da olması gerektiğinin altı çizilen raporda, bölgede ikamet eden yabancıların ve Kalkan’ı seven turistlerin zorlu bir süreçle karşı karşıya olduğu belirtildi. Konuyla ilgili atılan adımların şeffaf biçimde açıklanmasının kolay olmadığına da işaret edilen raporda, bunun ‘kârlı’ olmadığı ve politik olarak da istenmediği görüşü savunularak, “Yani çok da mümkün mü değil mi? Türkiye’nin son yüz yılında da gösterdiği gelişmelere bakarak, her şey mümkün. Öyleyse bunun büyük bir görev olduğunu tekrar belirtelim. Örneğin İslamlar köyünü planlamaya açmak için, toprak kayması çalışmasını güncellemek, tam bir jeolojik araştırma gerektirecektir. Ama alternatif daha kötü. Çevrenin geri dönüşü olmayan tahribatı, tarımsal yaşam tarzının sona ermesi, sürdürülemez su ve elektrik talepleri veya muhtemelen büyük bir heyelan” ifadelerine yer verildi.