Kentsel dönüşüm Adana'nın mevsimine göre şekillenmeli!
Mustafa Karslıoğlu, Adana'nın imarını, kurumların doğrudan teminler başta olmak üzere ihalelerini ve kentin kentsel dönüşüm projelerini anlattı. Karslıoğlu, " Adana'nın cepheleri ve mevsimsel özellikleri gözetilerek bu projeler şekillenmeli." dedi.
Kentsel dönüşüm Adana'nın mevsimine göre şekillenmeli!
Mustafa Karslıoğlu, verdiği röportajda, hem kentin imarını, hem kurumların doğrudan teminler başta olmak üzere ihalelerini ve kentin kentsel dönüşüm projelerini anlattı.
AKAMDER'i kurmanızdaki amaç neydi? Gelinen sürede bu amacı hayata geçirebildiniz mi?
AKAMDER 2007 yılında 17 firmanın bir araya gelerek kuruldu. Bugün 120 firmayı bünyesinde aşağı yukarı Adana'da ciddi anlamda istidam yaratan sivil toplum kuruluşu haline geldi. Her bir firmanın sorunlarını tek başına çözmesi çok güç. Biz sorunlarımızı, dertlerimizi, şahsi olarak ifade etmektense topluluk olarak hukuk kurallarına uygun, kanunlara uygun dertlerimizi, iş yaptığımız kamu kuruluşlarına iletebilmekti. Bunda da AKAMDER, şahsi kanaatimce başarılı oldu. Örneğin; Adana'da hukuk problemlerini çözdük. Okul inşaatları problemlerini çözdük. Okul inşaatlarında müteahhitlere verilen süre 180 gündü. Halbuki diğer illerde aşağı yukarı 450 gündü. Sakarya'ya giden Valimiz Hüseyin Avni Coş ile sürelerin uzatılması üzerine görüştüğümüzde, Valimiz; "Ecdadın 110 günde Rumeli Hisarı'nı yapmış, siz 180 günde okul yapamıyor musunuz" dedi. Ben de kendilerine; "O zaman stopaj yoktu, padişah çalışmayanın kellesi vurula diyordu, öyle olunca inşaat çabuk bitiyordu. Ne denetim vardı, ne demir kontrolü vardı. Taşı taş üstüne koymuşlar. Ben şimdi de Rumeli Hisarı'nı 80 günde bitireyim" dedim. Tabi güzel bir tebessümle de sonuçlandı. Diğer illere yaklaştık. Bitirme süremiz 320 güne, 330 güne yükseldi.Bir okul inşaatında, yapılan işin düzgün hale gelebilmesi için sırayla gitmek gerekiyor. Kaliteli işler ortaya çıkıyor. Belki de AKAMDER, olmasaydı insanlar vaktinde yetiştireceğim diye işçi kazaları artacaktı.
MÜTEAHHİTLİK OKULLARI AÇILDI
Müteahhitlik sektöründe, elini kolunu sallayanın girdiği, -bizim kamu işleri yapanlar değil- YAP/SAT yani kendi tabirimle SAT/YAP'çılarla doldu. Yapıp satan yok. Satıp yapıyorlar. bu işten anlamayanların dahi elini kolunu sallayarak girdiği bir sektör. Bugün Ticaret Odası'na kaydını yaptır, arsa sahibiyle de anlaş müteahhitsin. Bakkal müteahhit, kuyumcu müteahhit. Ek iş olarak inşaat sektörünü seçiyor. Bunun bu şekilde devam etmemesi için Çağ Üniversitesi ile birlikte Müteahhitlik Okulu kurduk. 5 aylık bir eğitim sürecini de doldurdu. Şimdi YÖK, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ile görüşmeler yapılıp 2 yıllık müteahhit okulu furyası başlayacak. Bunun da sebebi AKAMDER oldu. Çağ Üniversitesi, Müteahhitlik Okulu'nun ikincisini açıyor. Gaziantep, Mersin, Kahramanmaraş'tan da talep gelmiş. "AKAMDER Başkanı olarak siz de ders verir misiniz" dediler. Ben de doktora öğrencisi olduğum için sadece İş Güvenliği ile alakalı bir ders verebilirim dedim. Bazen gazetelerde rastlıyorum. Röportajda özgeçmişini soruyorlar, müteahhitlik okulu mezunuyum diyor. Bu da benim hoşuma gidiyor. Demek ki amacına ulaşmış. Hatta kat karşılığı arsasını vermek isteyen vatandaşımız da, "Sen müteahhitlik okulunu bitirdin değil mi" diye soruyorlarmış. Demek ki bu sektörde bir şeylerin başlangıcı olacak. Herkesin eğitimden geçmesi gerekiyor.
Kısaca Müteahhitlik Okulu, Kentsel Dönüşüm Riskli Yapı tespit Belgesi, ISO 9001 Kalite Başarı Belgesi ve Adana için olan Sosyal ve Ekonomik hareketlerde var olma düsturuyla AKAMDER adeta ezber bozuyor.
BİZLER KAMU MÜTEAHHİDİYİZ
Biz de kıstas tam. Herkes kamu müteahhidi olamaz. İşin açıkçası bizim sorunumuz da değil. Ama aynı mesleği yaptığımız için utanır hale geliyoruz. Ne iş yapıyorsun dediği anda "ben müteahhidim" demeye bin şahit lazım. Ne yazıl ki sektör bayağı kirlenmişti. Halk arasında müteahhitlere karşı bir antipati oluşmuştu. Biz kamu müteahhidi olduğumuz için iş alanımız da farklı. Bütün kamu kuruluşları, Devlet Su İşleri, Askeriye Emniyet Müdürlüğü, MİT, YİKOB, Özel İdare aklınıza gelebilecek, şehir içindeki kaldırımdan tutun da, aydınlatmadan, peyzaj çalışmalarından, kaldırım taşlarının boyanmasına kadar bunların hepsi kamu yatırımı. Hepsi de bizim üyeler tarafından yapılıyor. Biz yönetime geldiğimizden bu yana da şeffaflık ilkesini uyguluyoruz. Alınan bütün ihalelerden ne kadar para alınmış, ne kadar harcanmış hepsini şeffaf bir şekilde duyuruyoruz. Adana'da işle böyle gidiyor. Yeni Valimiz Mustafa Büyük bey ile de uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Sayın Valimiz bu konularda kendilerini yetiştirmiş bir vali. Milletvekilleri aynı şekilde, işleyişi biliyorlar. AKAMDER'in üyesi olan Zülfikar İnönü Tümer de yeni milletvekilimiz oldu. Sahtekar olan, kötü imajı olan bir yerde Genel Merkez, bizim üyemizi kontenjan aday yapıyor.
AKAMDER TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLDU
Bu kadar rakibi bir arada tutmakta güçtü. Onları bir araya getirdik. Birbirimize sahip çıkmayı öğrendik. Birbirimizin cenazesine gitmeyi öğrendik. Bu arkadaşımızın da çocukları var deyip, düğününe gitmeyi öğrendik. Herkes birbirini tanır oldu. Geçtiğimiz günlerde Mersin'de de kamu müteahhitleri derneği kurulmuş. Sloganları şuymuş; "AKAMDER gibi çalışmak üzere geleceğiz." AKAMDER'i oluşturan ekip çok iyi. Siyaseti derneğe bulaştırmadık. Bizim sorunlarımızla alakalı bir şeyde arada politikacı kullanmadan direkt yerine ulaştırdık. Milletvekilini arayacaksın, o da genel müdürü arayacak. Direkt ben niye arayamıyorum vergi verdiğim bir genel müdürü? İl Özel İdareler kapanınca, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları (YİKOB) kuruldu. Buradaki paralar aktarılamadı. Kamu müteahhitlerinin 2 milyar Türk Lirası alacağı var. Hak edişleri bekliyor. Ödenek kodu yapılmamış. 30 büyük şehirde bu sıkıntı yaşandı. Ben milletvekilini arayacağım, derdimi ona anlatacağım, o da genel müdüre anlatacak. Büyük bir zaman kaybı. O dönemde İller İdaresi Genel Müdürü Ali Fidan'dı. Aradım Ali Fidan'ı. Dediler ki, Antalya'ya seminere gitti. Bütün işlerini halledersin sonrasında seminere ya da başka bir etkinliğe katılırsın. Dernek üyem müteahhit arkadaşım intihar aşamasına gelmiş, o sinirle habire arıyorum, uçakta olduğu için telefonu kapalı. Sonunda çıktı telefonuma, "Sen nasıl genel müdürsün?" dedim. "Beyfendi, siz benimle nasıl konuşuyorsunuz" dedi. Genel müdür otelde kalın kalın halılar üzerinde çay kahve içecek, benim müteahhidim burada intihar aşamasına gelecek. Genel Müdüre, "Adana'nın parasının neden vermiyorsun? Benim müteahhidimin başına bir şey gelirse sorumlusu olarak seni bilirim" dedim. Genç, civa gibi bir çocuğun nasıl intihar etmesine göz yumabilirim. Genel müdür sadece basit bir tuşa basacak. Aynı gün 3,5 saat sonra para aktarıldı. Bu kez Konya müteahhitleri aradı, bizim hak edişleri hallet diye. Biz torpilli falan değiliz. Birinci sırada olduğu için Adana'dan başlamışlar dedik. Ali Fidan daha sonra görevden alındı. Görevden alınma sebeplerinin ne olduğunu herhalde anlatabildim.
Seçim süreci nedeniyle piyasalar biraz durgundu. Bu durgunluktan ekonominin lokomotifi konumunda olan inşaat sektörü ne kadar etkilendi?
ADANA'YA İCRACI BAKANLIK GEREK
İnşaat sektörü, 2002 seçimlerinden önce çok ciddi bir şekilde etkilenirdi. Yatırımlar dururdu, ödenek alamazdı. Bir iş 5 yıl sürerdi. Bu yıl bir inşaatın temelini atardın Bakan gelir kurdele keserdi temelin başında. İkinci sene Devlet Planlama Teşkilatı şimdi ki parayla bin lira verirdi ki iş düşmesin diye. Ödenek bulmak için torpil arardın. Ama şimdi her şey hazır, A partisi de gelse, B partisi de gelse o iş kesin vaktinde biter. Bunu getiren de aslında Kemal Derviş oldu. Kemal Derviş, Türkiye'ye geldi dünyadaki, Avrupa'daki normları koydu. 2002 yılından beri de ülkeyi yöneten AK Parti'de bunu çok güzel uyguladı. AK Parti, bu normlar bize uymaz, biz değiştirelim diye de bir tutum içine girmedi. Bu nedenle de yatırımların hiçbiri durmuyor artık. Her yıl Devlet Planlama Teşkilatı yatırımları artırır. Bu yatımlardan Adana'nın daha fazla alabilmesi için icracı bir Bakana ihtiyacımız var. Bu icracı Bakan da TEFE/TÜFE artışını da yüzde 40-50 artırabilir. Fakat icracı olmayan bir bakanlık olursa, Adana'ya hiçbir getirisi olmaz. İnşallah bu seçimde Adana'da icracı Bakanlık alabilmek adına, bunu ilk defa sizin yanınızda söylüyorum; Adana'ya bakanlık lobisi oluşturacağız. Bu lobinin başını da AKAMDER çekecek. Tıpkı, Antepliler gibi, Urfalılar gibi, Karadenizliler gibi Başkentte iş dünyasından bir ekip kuracağız, mevcut hükümete Adana'ya bakanlık diye adeta kapının önünde yatacağız. Bu milletvekillerine düşmez, sivil toplum kuruluşlarına düşer. Benden daha iyi de hiç kimse yakasına yapışıp da bir şey isteyemez. Küçük bir bütçeli bakanlık vereceklerse Adana'ya hiç vermesinler. Bakanlık almadığı sürece Adana daha fazla ilerleyemez. Adana'nın bir bakanlığı vardı. Fakat Adana'ya yatırım açısından büyük bütçeli bir bakanlık değildi. Biz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'e dedik ki, sayın Bakanım, "Bir helikoptere bin, Kuşadası, Marmaris, Datça, Bodrum, Kemer orada otel zinciri olan 5 tane de işadamını da o helikoptere bindir, Yumurtalık, Karataş üzerinde seyir halindeyken, her birinizden 5 yıldızlı otel istiyorum" de, onlar zaten yapar. Vakti mi yetmedi, süresi mi yetmedi. Yoksa etrafındakiler mi farklı yönlendirdi bilemiyorum ama yapmış olsaydı, her taraf Ömer Çelik bulvarlarıyla dolardı. Bunu söylemekten sıkıntı duymuyorum. Çünkü gerçek bu. Adana'ya yaptıkları var mı, evet var.
DOĞRUDAN TEMİNLERİ ARAŞTIRACAĞIZ
Geçtiğimiz günlerde Doğrudan temin işleri bizi rahatsız ediyor dediniz. Bu iddianız devam ediyor mu?
Doğrudan teminler yasamızda var. Adana'da 50 bin liranın altındaki işleri, isterse kurumlarımız doğrudan temin verebiliyor. Bunların içerisinde devlet kurumları, belediyeler de var. Bu yasayı doğru kullanırsan çok güzel bir yasa. Ama işi ayak oyunlarına götürürsen çok güzel bir rant kapısı olur. Biz AKAMDER olarak, 2014 ve 2015'te doğrudan temini kime verdiğini her kurumdan açıklamasını isteyeceğiz. Resmi yazıyla isteyeceğiz hem de. Doğrudan teminler farklı firmalar ve kişilere verildiyse o kuruma teşekkür plaketi vereceğiz. Ama çağrılan firmalar hep aynı ise Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağız. "Milletin hakkını sağa sola peşkeş nasıl çekersin" diyeceğiz. Bundan sonra Adana'nın kamu ihalelerinde biz her türlü yasal yollara başvuruda bulunacağız.
YILSONUNA KADAR BEKLEYECEĞİZ
Şu an şikayet ettiğiniz kamu ihalesi veya doğrudan teminle ilgili bir konu var mı?
Şu an yok. 2015 sonunu bekliyoruz. Bu yılın sonunda anayasal hakkımızı kullanıp bu konuda bütün atılması gereken adımları atacağız, bundan hiç kimsenin kuşkusu dahi olmasın. Öncelikle bütün kurumlardan bu konuda resmi yazıyla bilgileri isteyeceğiz. Sonrasında az önce yukarıda bahsettiğim şekilde sonuçlara bakacağız. 200 BİN TL. değerinde ki bir işi 300 bin veya daha yukarısında işlerle veren kurumunda hesabının sorulması gerekiyor. Bunu sadece devletten beklememek gerekiyor. Devlet hangi birini kontrol etsin. AKAMDER başkanı olarak şeffaf bir yönetim tarzını benimsiyoruz. Bütün kurumların dikkatine sunuyorum. Bütün devlet kurumlarının doğrudan teminler ve ihaleler noktasında peşindeyiz. Usulsüz bir durum gördüğümüz an müdahil oluruz. Yasal hakkımızı sonuna kadar kullanırız. Bunu herkesin bilmesini istiyorum.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Belediye evlerinde Çukurova belediyesinin yapmayı planladığı kentsel dönüşümle ilgili günlerce kamuoyu tartıştı durdu. AKAMDER olarak sizin bu olaya bakış açınız nedir?
Bütün belediye başkanları haliyle tribünlere oynama adına "Biz bütün ihaleleri yerli müteahhitlere vereceğiz" diyorlar. İşte ATO'ya kayıtlı olan firmalara vereceğiz diyorlar. Şimdi nasıl olacak bu ? İhaleler adrese teslim mi yapılıyor ki Adanalı firmalarda kalsın ? Dışarıdan bir firma geldi ve ihaleyi aldı diyelim. Ne yapacaksın KİK'e başvurup ihaleyi iptal ettirip Adanalı firmaya mı vereceksin ? Bu konuda belediyelerimiz zahmet edip bizi aralasalar bu konuda fikrimize danışsalar en azından bu söylemlerinde çelişkiye düşmeyecekler. TOKİ ihale yapıyor işi alan firma dışarıdan geliyor. Kapıcısı çaycısı bile dışarıdan geliyor. Adanalı müteahhit burada Adanalı çalıştırır ama dışarıdan gelen çalıştırmaz vergisini ödemez. SSK primini buraya yatırmaz. Bunu sağlayacak olan belediyelerdir. Belediye evlerine gelince aslında kentsel dönüşümü bütün olarak konuşmak gerek. Bu anlamda Adana'da yapılmış 2 tane proje var. Bu 2 projede aynı partinin belediye başkanlarına ait. Azim Öztürk bunlardan 1.cisi. Portakal bahçesine kentsel dönüşüm diye projeyi yaptı. Bu tarafta Yüreğir'de Mahmut Çelikcan'ın yaptığı kentsel dönüşüm var. Hem planlama hem de mevcut yerleşim merkezini kamulaştırıp yıkmak suretiyle kentsel dönüşümünü yaptı. Bu ikisi de AK Partili belediyeydi. Ama burada Büyükşehir Belediye başkanının hakkını da yememek lazım. Kentsel dönüşüm bölgelerinde yoğunluk konusunda hassasiyet gösteriyor. Belediye evleri daha önce ki dönemden TOKİ ile yapılan anlaşma ile şimdiki döneme kalmış. Burada da Adanalı müteahhitlere özel bir durum yok. TOKİ ihaleye çıkaracak ve 81 vilayetten firma ihaleye girecek. Bizlerde katılacağız. Ama burada belediyeler bölge halkıyla görüşerek ortaya bir proje çıkarmıyorlar ki. Mesela kaç balkon olsun gibi projenin detaylarını vatandaştan bilgi alarak belirlemiyorlar. Gidiyorlar TOKİ'YE tek balkon ve tek tip projeyi vatandaşa dayatıyorlar. Oysa Adana'nın cepheleri ve mevsimsel özellikleri gözetilerek bu projeler şekillenmeli. Biz buna itiraz ediyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Gazette'yi seviyoruz. İlgiyle takip ediyoruz. Farklı bir çizginiz var. Özellikle toplumsal konularda çok sesli bir yazar kadronuz var. Aynı zaman da hemşehriyiz de. Ben Kahramanmaraş'ta STK yöneticiliği de yaptım. Adana'da çok ciddi bir Kahramanmaraş nüfusunun olduğunu da biliyoruz. Gazetenizin başarılarının devamını diliyorum.
Gazette