22 / 12 / 2024

Kentsel dönüşüm hakkında yaklaşımlar!

Kentsel dönüşüm hakkında yaklaşımlar!

Eko Haber Gazetesi köşe yazarı Öztürk Yazıcı yazısında kensel dönüşüm hakkında yaklaşımları anlattı. İşte o yazı..



Kentsel dönüşüm hakkında yaklaşımlar Ülkemizde, geçmişte özellikle büyük deprem ve benzer afetler sonrası şehircilik, bina ve yapılara dair irili ufaklı yasalar veya yamama düzenlemeler acelece devreye sokulmuştur. Bu tarz yasalarla, bir nevi günü kurtarmak adına kamuoyunda oluşan "tepkiler azaltılmaya" bir şeyler yapıldığı gösterilmeye çalışılmıştır. Bilinen İmar Yasası ile Belediyeler mevzuatına, sair mevzuata yamanan bu yasalar ve uygulamalar sonuçta beklentileri karşılayabilecek sonuçlar vermekten uzak kalmış, hatta 2004 yılında uygulamaya giren kaçak yapı yapanlara getirilen hapis cezası, cezanın "erteleme" gibi seçenek yaptırımlara dönüştürülmesi gibi nedenlerle çare olmaktan uzak kalmıştır. 6306 sayılı Mayıs 2012'de yürürlüğe giren ve kamuoyunda Kentsel Dönüşüm Yasası olarak bilinen. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Yasa ise, malum henüz üç buçuk yaşında. Yasa, çok çok özetle afet riski alanlan ve riskli yapı kavramları üzerine inşa edilmiş. Afet riski içeren bina ve bölgelere dair Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na çok etraflı yetki ve sorumluluklar yüklemiş. Riskli binaların tesbitine ilişkin lisanslamaları, karar alma sürecini, itiraz süreçlerini, yıkım, yeniden yapım, maliklerin kiracıların pozisyonları, kredilendirmeler, mahkemelerin görev ve yetkileri etraflıca düzenlenmeye çalışılmış. Yasada 2/3 çoğunluk kavramı özellikle can alıcı 6. maddede işlenmiş. Özetle bir binada her hangi bir malikin isteği üzerine riskli yapı tesbiti yapılmış ise. bu binada söz gelimi 15 bağımsız bölüm varsa 10 bağımsız bölüm malikinin (arsa paylan esas alınarak) kararı ile binanın yıkılması, elektriklerin suların kestirilmesi, kalan 5 bağımsız bölümün açık artırmayla satılması veya idareye devredilmesi, araya müteahhit sair usuller konularak arsaya yeni bina yapılması, kat mülkiyeti kurulmasının önü açılmış. Yine. sistem fon, düşük faizli, uzun vadeli kredi, kiracılara kira yardımı gibi teşviklerle donatılmış. Yasanın pratikte getirdiği iki husus özelikle bugünlerde daha bir öne çıkmakta. Yasa öncesi oy birliği gereken hususlarda 2/3 çoğunluk şartı getirilmesi ve ekstra imar artışı.Hal böyle olunca Büyükşehirlerde ki lüks ve pahalı semtlerin, eski binaları rant merkezi haline gelivermiş. Sağlıklı yapılar binalar bile eskiden "tu kaka" olan "riskli yapı" etiketini alabilmek için kuyruğa girer olmuş. Müteahhitlerle daire dükkan sahipleri arasında cereyan eden kıyasıya pazarlıklann yanında, apartman malikleri kıyasıya kavgaya girişmiş durumda. Anlaşmaya yanaşmayan gözü açık daire sahipleri müteahhitleri yorup üç liralık mülkü beş liraya okutmanın çarelerini arar olmuş. Böylelikle, kensel dönüşüm; riskli alan ve yapıların ıslahı, sağlıklı, medeni şehircilik için değil de, müteahhitlerin yeni rant alanı, lüks semtlerin apartman sakinlerininde ekstra kazanç rant kapısı gibi görülmeye yüz tutmuş. (Deprem-afet bizim neyimize değil mi, dolarlar, paracıklar. yüksek kazançlar kiralar sağ olsun.) Bursa'da da Büyükşehir Belediyesi'nin Kentsel Dönüşüm Yasası kapsamında yaptığı işlemlerin, ilan edilen alanların yasanın normlarına uygun olmayan adımlarla ve plansız kararlarla mahkeme kapısından döneceği, kentsel dönüşüme dair idarelerin sınıfta kaldığı, bire bir buçuk emsal olarak dillendiren kararların yasal dayanaktan yoksun olduğu yüksek seslerle konuşulmakta. Bir şeyi, yapılanı, ortaya konulanı eleştirmek kolay, yerine akıllı, uygulanabilir faydalı şey koymak, önermek ise zordur. Bizde malum genellikle ilki yapılır, ikincisi için bilgi, ter dökme, üretim gerekir. Bu nedenle de yasayı ve uygulamayı sadece eleştirmek yerine, yine yasa ve uygulamayı siz okurlara kısaca aktanp, aksayan yönleri ve önerilerimi ortaya koymayı daha uygun gördüm. İnşaat sektörü tüm dünyada ekonominin ivmesidir. Tüm diğer sektörleri harekete geçirir. Mikro ve makro ekonominin, istihdamın önemli dostudur. Öte yandan sağlıksız kentleşme, imar ve yapılar da ülkemizin en az eğitim sağlık gibi problemleri kadar önemsenmeye muhtaçtır. Deprem kuşağında bulunmamızı da buna eklersek bu alanın hayati önemine dair daha fazla lafa gerek yoktur. İnşaat sektörünün özellikle büyük şehirlerde altyapılı, planlı alanlar ihtiyacı malumdur. Kentsel dönüşüm projeleri geliştirilecek rantabl sistemlerle ihtiyacı karşılamaya amadedir. Ancak şu anki hali malik-müteahhit arası ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ekstra rant kavgaları dışında uygulama almamıştır. Bu nedenle konu milletimizi, devleti, tüm kurum, kuruluş, şirketleri en önemlisi İnsanı ve doğayı çok yakından ilgilendirmektedir. Yapılacak işlere gelince; Öncelikle bu konuda halkı bilinçlendirici eğitici çalışmaları artırarak etkin şekilde yapmak, kentsel dönüşümün amaç ve felsefesinin rantsal dönüşüm olmadığını beyinlere kazımak. Yasanın yurt satında uygulanabilir olması için aksayan yönleri, mükemmelleştirmeyi, uygulamada sorun teşkil eden hususlar için yargılamanın uzamasını önleme adına her kesimden uzman katılımcılardan oluşan, komisyonlar kurup yasayı yenilemek, kötüye kullanımlan engellemek için ihtisas mahkemeleri kurmak, hakimleri eğitmek, itiraz komisyonlannı sayı ne nitelik olarak artırmak gibi yapılacak işler adına.


Eko Haber


Geri Dön