Konaklama sektörünün 25 yılda getirisi 400 milyar dolar!

Sektöre ait rakamlar ve çevresinde yarattığı etki göz önüne alındığında otel geliştiriciliği ve yönetiminin makro düzeyde ekonomi alanındaki gücü, mikro düzeyde ise farklı boyutlardaki etkisi daha iyi anlaşılır. Konaklama sektörü, doğası gereği dünya gelişimlerinden, değişen demografik yapılardan, müşteri karakter ve beklentilerinden birebir etkilenir. Doğal afet ve terör saldırılarına karşı en üst düzeyde hassasiyete sahip olan sektörlerden biri olması onu özel kılan nedenler arasında.

Deloitte'in hazırladığı 'Konaklama Sektörü 2015' başlıklı rapora göre sektörde ayakta kalacaklar sadece markası güçlü olanlar arasından olacak. Dinamikler destinasyondan markaya doğru kayarken sadık müşteriler yaratabilen otel markaları daha fazla kazanma şansını elde edecekler. Uzun uğraşlardan sonra oluşturulan marka algılarını değiştirmenin yavaş olduğu düşünüldüğünde sürdürülebilir güçlü markalar yaratmak bu sektörün olmazsa olmazı olacak.

Peki raporda sürekli yapılan marka vurgusunun temelinde yatan ana sebep nedir Konunun uzmanları 'Marka söz vermek demektir ve söz sadece müşterilere değil tüm değer zincirini oluşturanlarca paylaşılmalıdır'diyerek bu vurguya bir açıklama getiriyorlar. Müşterilerin ihtiyaçlarına göre sunulan hizmet, sağlanan konfor yanında markanın gücü, verdiği güven ve kişiliği önemli detaylar olarak yorumlanıyor. Markanın imajını korumada yaşanan en büyük zorluk ise resepsiyondaki görevliden, SPA'da hizmet sunanlara kadar tüm çalışanların ortak bir dil kullanarak verilen sözlerin devamlılığın ve tutarlılığının sağlanabilmesi.

1 Milyar Turist Dünyayı Dolaşıyor... Onlar Kim

Dünyanın tek pazar haline geldiği günümüzde konaklama sektörü özellikle seyahat edenlerin beklentileri ve yaşam tarzlarıyla şekilleniyor. Demografik değişimlerin somut hale gelerek ekonomiyi yönlendirmesi 5 - 10 yılı alabiliyor. Dünya ölçeğinde neredeyse 1 milyar turist dünyayı dolaşırken gerek iş amaçlı gerekse tatil ve eğlence amaçlı konaklamalar otelcilik anlayışını dönüştürüyor.

şžimdilerde gümüş tüketiciler olarak adlandırılan 42 - 60 yaş arasındaki müşteri profilinde enerjik, seyahat etmeyi seven, yaşlarıyla bağlantılı olarak kendilerine sunulan avantajlara soğuk bakan, yaşlanma kavramına karşı özellikler gözlemleniyor. Bu profilin ardından gelen daha genç yaşlardaki müşteri grubu ise teknolojiye oldukça bağlı, çevresindekilerle ilişkilere gümüş tüketicilerden daha fazla önem veren, yapılan iş amaçlı seyahatlerinde bile gezmek, yeni yerler keşfetmek ve eğlenirken aynı zamanda ailesi ile de ilgilenmeyi önemsiyen bireylerden oluşuyor. Gümüş tüketicilere nazaran daha genç olan bu grubun pazarlama yöntemlerine karşı daha fazla bağışıklık sistemi geliştirmiş olduğu söyleniyor.

Marriot Otelleri'nin etkili ismi Bill Shaw müşteri profillerine farklı bir açıdan bakarak şu tespitte bulunuyor:

'Amerika'dan iş amaçlı gelenler otelleri şarj olma ve rahatlama mekanları olarak görürken, Avrupa'dan gelenler yaşamlarına değer katan deneyimler yaşamak istiyorlar. Dolayısıyla bar ve yemekten öte şeyler talep ediyorlar.'

Atlas Proje ve Arazi Geliştirme şžirketi Başkanı Tavit Köletavitoğlu resort otelciliği özelinde değerlendirme yapıyor ve 'Turizmde 15 - 20 yıl öncesine kadar talebin şekillendirdiği trend, güneş, deniz ve kum temalı tatili esas alıyordu. Bu eğilimin talep ve arz içindeki ağırlığı yüzde 97 düzeylerinden yüzde 70 seviyelerine kadar geriledi. Artık insanlar için farklı değerler önem kazanıyor; kültür, tarih, sosyal farklılıklar, gastronomi, eğlence gibi temalar öne çıkıyor. Dört mevsimi yaşarken maceralı deneyimlere sahip olmak, trekking veya rafting yaparken doğa ile baş başa olmak tercih ediliyor. Türkiye 15 - 20 yıl öncesinin trendlerine göre değerlendirildiğinde Akdeniz çanağında Mısır, Kıbrıs, Tunus ve İtalya gibi ülkelerin yanında sıradan bir ülke. Ancak günümüz trendlerine göre kökleri, tarihi ve geçmişiyle sıra dışı -hatta, sıra başı- bir ülke. Bu pozitif farklılığı nitelikli ürüne dönüştürmek ve çok iyi yönetmek mecburiyetindeyiz' diyor.

Yatırımlar...

Son yıllarda dönüşüm gösteren sadece müşterilerin demografik özellikleri ve beklentileri değil. Dünya ekonomisindeki güç dengeleri farklılaşırken sarkaç batıdan doğuya yön değiştiriyor. Yatırımlar doğuya ve gelişmekte olan ülkelere kayarken bu bölgelerde artan hareketlilik konaklama sektörüne de şekil veriyor. Son yıllarda net bir şekilde gözlemlenebilen bu değişimi Inter Continental Grup CEO'su Andy Cosslett'in 'Avrupa ve Amerika'ya odaklanmaya devam etsek de bizi heyecanlandıran diğer pazarlarda da özellikle Asya'da pozisyon almayı düşünüyoruz' sözleri ile dillendiriyor.

Palm Jebel Ali / Dubai

Dubai'nin lüksün yeri olarak gösterilemesi sonucun yıl içinde ziyaretçi sayısının 15 milyona dayanması, yapılan yatırımlar, Burj Dubai, Palms Jumeriah, Jebel Ali ve The World gibi projeler doğudaki hareketliliği gösteren örneklerden sadece bir kaçı. Burada yer alan oteller, finansman bolluğu sayesinde birer tasarım harikası olarak projelendirilebiliyor.

İlginç bir başka tespit de Dubai'de alkol kullanımının serbest olduğu butik oteller. Bu otellerden biri de Al Sondos Suites by Le Meridian.

Dubai merkezli Coral International de başka bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

Uzmanlar yakın gelecekte gelişmekte olan ülkelerden genç nesil çalışanları dünya konaklama sektörüne şırınga edileceğini ve böylece farklı din, ulus ve geleneklerden insanları bir araya getiren bir mikro kozmoz olacağını savunuyor.

Türkiye'deki Gelişmeler Neler

Dünyada son yıllarda bu tarz gelişmeler yaşanırken Türkiye'de geçtiğimiz yıl nasıl geçti ve 2011 neler getirecek

Colliers International'ın 'Türkiye Otel Piyasası' başlıklı rapora göre dünyada en çok ziyaret edilen ve en çok turizm geliri elde edilen ilk on ülkeden biri konumunda olan Türkiye, son yıllarda hem otel talebinin hem de otel yatırımlarının giderek arttığı bir ülke haline geldi.

Raporda yer alan değerlendirmeye göre Türkiye'deki birçok şehirde yeterli otel stokunun olduğu görülse de bu stokun çok büyük bir kısmı talebe cevap vermekten uzak eski ve hizmet kalitesi çok düşük markasız otellerden oluşuyor.

GYODER'in 'Küresel Kriz Sonrası Gayrimenkul Sektörü ve Türkiye için Öngörüler 2015' başlıklı araştırma raporunda İstanbul'da gayrimenkul yatırımları için öncelikli sektörlerin belirtildiği bölümde, otel şehrin öncelikli alanı olarak gösteriliyor.

Türkiye'nin uluslararası otel zincirleriyle tanışması 1955 yılında Harbiye Hilton Oteli'nin açılmasıyla başlıyor. Yaklaşık 16 milyonluk nüfusu ile Türkiye'nin en gelişmiş şehri olan İstanbul ticari ve ekonomik merkez konumunu yüzyıllardır koruyor. İstanbul tamamına yakını şehir otellerinden oluşan 30 binden fazla oda kapasitesiyle Türkiye'nin en büyük otel pazarlarından birisi olması yanı sıra dünyada da otelcilik açısından en önemli, en başarılı şehirlerden biri.

Türkiye'de faaliyet gösteren uluslararası otel markaları ve bu markaların işlettiği otel stokuna bakıldığında İstanbul,  İzmir  ve  Ankara  dışında büyük bir eksikliği dikkat çekiyor. Doğru lokasyonda doğru özelliklerle yapılacak otel projeleri için birçok il büyük potansiyel taşıyor. Özellikle Kocaeli, Diyarbakır, Denizli, Eskişehir, Konya, Samsun ve Trabzon potansiyeli yüksek iller arasında yer alıyor.

Otel açığı karşılanırken dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de iyi bir danışmanlık hizmeti ile doğru ihtiyacın saptanması. Kusursuz saptanmış ihtiyaca doğru yatırımlarla yanıt aramaya Servotel Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kemal İsvan'dan gelen bir değerlendirmeye yer verebiliriz. İsvan'a göre özellikle İstanbul'un Anadolu yakası 'leasure' turizmi için fazlaca ümit vaadetmiyor. Bu taraf ağırlıklı olarak endüstri-ticaret endeksli. Hal böyle iken, herşeyden önce İstanbul'un genel turizm istatistikleri ve tahminleri Anadolu yakası için birebir kullanılacak bir baz oluşturmuyor. Diğer taraftan kendi dinamikleri içerisindeki konaklama ihtiyacı ayrıca değerlendirilmeli. İsvan, bu bölgede uluslararası 4 yıldız standardında ve 3 yıldız standardında fonksiyon ve pratik kullanıma yönelik ürün yaratmanın doğru olacağını belirtiyor.

Geçtiğimiz Yıl Hangi Oteller Kapılarını Misafirlerine Açtı 2011 Projeleri Neler

Ağaoğlu, Akfen, Amplio, Cevahir, Dedeman, Divan Grubu, Polat, Taş Yapı, İstanbul ve diğer bölgelerdeki projeleriyle yakından takip ediliyor. Konya Hilton Garden Inn 2010 yılında açıldı. Kaya Holding, İzmir'in Balçova ilçesindeki ilk yatırımı olan Kaya İzmir Thermal & Convention'ı hizmete soktu.

Accor Grubu ile anlaşarak pazar giren Akfen, 8 otel yatırımı yapıyor. Konut yatırımlarıyla tanınan Ağaoğlu Grubu Ümraniye'de 114 odalı My City Hotel ile şehir otelciliği için hazırlanıyor.

Amplio, Sütlüce'deki 212 odalı Hilton Garden Inn inşaatına devam ediyor. Reisler Deri, Kalamış'ta inşa ettiği 5 yıldızlı otelin işletmesi için Ramada Otelleri'nin üst markası Wyndham'ı Türkiye'ye getiriyor. Otel, 2011'in sonunda açılacak.

Ofton, turizme bu yıl Kasımpaşa'da inşaatına başlayacağı otelle giriyor. Richmond 17 yeni otel açmayı planlıyor.

İzmir'e ilk havaalanı oteli Orty Airport Otel ve Edirne Dedeman bu yıl kapılarını açıyor.

Önümüzdeki dönemde merhaba diyecek İstanbul'un yeni otelleri:

Avrupa Yakası

Diamond of İstanbul Maslak
Grand Tarabya Oteli Tarabya
Verdi Palace Beşiktaş
The Edition Hotel Beşiktaş
Arı Oteli Beşiktaş
Ortaköy Townhouse Ortaköy
Donizetti Palas Beyoğlu
Orjin Pera 1 Otel Beyoğlu
Orjin Pera 2 Otel Beyoğlu
Savanora Hotel Büyükçekmece
Adela Florya Hotel Küçükçekmece
Alrazi Küçükçekmece
Sonkar Otel Avcılar
Ulubaba Oteli Silivri
Premier Vista Silivri
Gümüşyaka Gümüş Oteli Silivri
Gold Star Hotel Fatih
Vilayet Otel Karacabey Fatih
Onur Alpozan Otel Fatih
Holiday Inn Express Bayrampaşa
Crown Plaza Bayrampaşa
Rota Otel Bağcılar
Ataköy Otel Bakırköy
Quantum Hotel Bağcılar
Focus Hotel Esenler
Porto Vita Eyüp

Anadolu Yakası

Akdağ Otel Adalar
Dedeman Bostancı Bostancı
Hilton Garden Inn Maltepe
Cevahir Maltepe Hotel Maltepe
The Green Park Pendik
Kuttim Otel Pendik
Mir Club Country Pendik
Marist Otel Kartal
Kalamış Otel Kadıköy
Silence İstanbul Hotel Kadıköy
Altunizade Princess Hotel Üsküdar
EEG Otel Beykoz
Tuzla Yelken Otel Tuzla
Özdil Oteli şžile Ramada

Ö.Duygu çil