Konut alırken de kiralarken de bazı kısıtlamalar var! Barınma krizi için farklı alternatifler üretilmeli!
Prof. Dr. Ali Hepşen, bugünkü köşesinde konuta erişim konusunu kaleme aldı ve sektör için farklı çözümler üretilmesi gerektiğini söyledi. İşte o yazı...
Son dönemlerde bazı şirketlerin, aşamalı konut sahibi olma sistemini hayata geçirdi. Bu sistem, önce arsa payının mülkiyeti, sonrasında inşaat maliyetine katlanarak konuta sahip olunması şeklinde açıklanabilir.
Dünya Gazetesi köşe yazarı Prof. Dr. Ali Hepşen, bugünkü köşesinde konuta erişim konusunu kaleme aldı. Aşamalı konut sistemi fikrini ilk olarak GAPAS’ın başkanı İsmail Özcan’dan duyduğunu dile getiren Hepşen, "Kişilerin barınma sorununa çözüm olarak yeni bir mülkiyet sistemine geçilmesi önerisi de söz konusu; İngiltere’de uygulanan ‘Kullanım Hakkı Satışı’ yönteminin bir benzeri" diye konuştu.
Prof. Dr. Ali Hepşen, konuta erişim sorununun, alternatifsizlikler içerisinde alternatif üretilmesine imkan sunduğunu dile getirdi.
"Konut, barınma ihtiyacı ve yatırım beklentilerinin karşılanması anlamında değerlendirilen fiziksel bir ürün. Konut sahipliği/ kullanımı barınma ihtiyacının karşılanmasındaki ana unsur. Ya satın alarak ya da kiralayarak bu ihtiyacı karşılamak mümkün" diyen Hepşen, satın alırken, arsa bulunabilirliği sorunu, yüksek inşaat maliyeti, kar marjlarının daralmasına bağlı arz sorunu; yüksek konut fiyatları, yüksek konut kredi faizi ve kredi sınırlayıcı gibi durumların engel oluşturduğuna dikkat çekti.
Konut kiralarken ise gerek kira bedellerinin yüksekliği, gerekse de ev sahibi-kiracı arasındaki hukuki durumlar kısıtlama getiriyor.
Konuta talebin hep olduğuna dikkat çeken Hepşen, geçtiğimiz aylarda KONUTDER’in PwC ile birlikte gerçekleştirdiği İstanbul özelinde konut piyasası ile ilgili çalışmaya değindi ve bu çalışmanın deprem riski ve kentsel dönüşüm kaynaklı ihtiyaç; demografik gelişmeler, göç hareketliliği, yeni nesil turizm faaliyetlerinin etkileri, başka bir kentte ikamet etmesine rağmen iş insanları, yabancılar ve öğrencilerin İstanbul’da bulundukları süre gibi birçok kriter dikkate alınarak yapılan bir öngörü çalışması olduğunu belirtti.
Ali Hepşen, barınma sorununa alternatif üretilmesi gerektiği gerçeğinin 2 senedir gündemde olduğunu dile getirdi.
"Sorun belli, ihtiyaç belli; o halde çözüm için farklı alternatifler üretmek gerekiyor. Bazı yazılarımda çözüm anlamında; 'Özellikle orta ve alt gelir grubunun barınma ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla sadece satış odaklı kredi faiz oranı ve vade kampanyaları ile değil, aynı zamanda da çözüm için kiralık konut piyasasına yönelik inşaatının güçlendirilmesi, bunun kamu-özel sektör işbirliği çerçevesinde üretimi ve finansmanı destekleyici modeller ile bütüncül çözümlerin oluşturulması düşünülmelidir' şeklinde görüşlerime yer vermiştim" diye konuşan Hepşen, bazı yazılarında da "proje gayrimenkul yatırım fonu, gayrimenkul sertifikası gibi farklı sermaye piyasası araçlarının değerlendirilmesi mutlaka gerekmektedir" değerlendirmelerine yer verdiğini söyledi.
Prof. Dr. Hepşen, "Diğer yandan, bazı yazılarımda fiiliyatta var olan yapı tasarruf sandıklarının temel kurgusunu aktarırken; bazılarında ise işlevsiz kalan konut mevduat hesabı sistemini incelemiş, buradaki problemleri ve iyileştirilmesine ilişkin önerilerimi açıklamıştım. Hatta geçen Aralık ayındaki bir yazımda “Konut Edindirme Sistemi” başlığını açmıştım… Sonuç; aradan geçen zaman diliminde, proje gayrimenkul yatırım fonu tebliğinin çıkartılması haricinde değişen pek bir şey olmadı, biz yazdığımızla kalmış olduk…" açıklamasında bulundu.
Adana depreminde korkutan ayrıntı! Prof. Dr. Naci Görür 6 Şubat Kahramanmaraş depremini işaret etti!
ATEM'den emlak ilan portallarına ayar! Yeni düzenlemede eksikler var!