Konut piyasasında işler nasıl?
Merkeze uzak müstakil ve büyük evlerden merkezdeki pek çok imkânı bünyesinde barındıran konutlara yönelim olduğunu söyleyen gayrimenkul uzmanı Songül Toprak Özsan, zaman yönetiminin öneminin arttığını vurguluyor...
Milliyet Gazetesi yazarlarından Songüş Hatısaru bugün köşesinde "Ev alma zaman al" başlıklı yazısına yer verdi. İşte yazının detayları;
Yaşadığımız çağda gelir düzeyi ne olursa olsun herkesin yoksunluğundan yakındığı tek bir şey var: Zaman! Hele bir de metropolde yaşıyorsanız, trafiğiydi, kalabalığıydı derken en basit faaliyetleri yapmak bile sihirbaz olmayı gerektiriyor. Düşünün, bir şirketin genel müdürüsünüz. Şehrin merkezindeki plazada bulunan ofisinizden çıktınız, arabanıza bindiniz. Planınız 15 kilometre doğudaki spor salonunda bir saat egzersiz yapıp 30 kilometre kuzeydeki evinize gitmek... Normalde bütün bunları iki saat içinde yapıp akşam yemeğine yetişmeniz gerekir. Ancak bir metropolde kimi zaman 15 kilometre ötedeki spor salonuna gitmek bile iki saati bulabilir!
İlk kriter
Her adımdaki ilk kriterimiz zaman artık. Bu da hemen her şeye yön veriyor. Piyasalara bile!.. Bunların başında da gayrimenkul piyasası geliyor. Sektörün önde gelen isimlerinden Songül Toprak Özsan, “Zaman tüm trendlerin belirleyicisi” diyor. Uluslararası gayrimenkul danışmanlığı zinciri Remax’in Türkiye’deki önemli halkalarından birini yöneten Toprak ile sektördeki son gelişmeleri konuştuk.
Sadeleşiyoruz
Emlak piyasasında trendler ne yönde?
Detoks yönünde! Yemek detoksu yaparız ya. Evlerde de artık sadelik, basitlik moda. Günümüz insanının hali kalmadı. Trafik, iş yoğunluğu, stres... Sosyal medya dahi zamanımızın önemli bölümünü almaya başladı. Modern insan zaman yönetimini yapmaya çalışıyor. Yok, zaman kalmıyor çünkü. Evindeki mobilyada da sade renkler istiyor. Beyaz eşyada da öyle davranıyor. Basit, hedefe yönelik ürünler istiyor. Detaylarla yormayacak, işini kolaylaştıracak; az su, elektrik harcayacak eşyalar istiyor. Bir çevre bilinci oluştu insanlarda artık.
Kompakt yaşamlar
Yoğun tempo ve zaman sorunu emlak piyasasını bile etkiliyor demek... Peki, size bu taleple gelenlere ne öneriyorsunuz?
Yaşamı kompakt hale getirmeyi... Rezidanslara bu nedenle talep arttı. Çünkü içinde spor salonu var. Zorlu Center’ın içinde mesela sağlık kliniği, restoranlar, spor salonu var. İnsanlar vakit kaybetmeden sabah sporunu yapıp, duşunu alıp güne öyle başlamak istiyor. Veya akşam evine geldiğinde, yemeğini yedikten sonra iki dakikada sinemaya inmek istiyor. Hastane, spor salonu, restoranı yakınında istiyor. Merkeze uzak veya başa çıkamayacağı büyük evlerde oturmak istemiyor. Ulaşılabilirlik en büyük trend. Zorlu Center, Akmerkez, İstinye Park, Maçka Rezidans bu ihtiyaca cevap veren projeler. İnsanlar evde gösteriş peşinde değil artık. Onun yerine seyahat ediyor, spor yapıyor. Eve değil, kendine bakıyor, harcıyor. Varlıklı insanların evlerine gidiyoruz; sade koltuklar, salonlar, iki değerli tablo... Altın varaklı evler azalıyor hızla. Bunun yansımasını hayatın her alanında görüyoruz. Ofisimiz Remax Mia Akmerkez’de. Burada da trendleri gözlemlemek mümkün. Akmerkez’de mağazalar içerik değiştirdi. Kapanan mağazaların yerine, devasa spor malzemeleri satan mağazalar açıldı. Hepsi de çok iyi iş yapıyor.
Kalite kültürde
Instagram bu eğilimi artırdı mı?
Öyle demeyelim ama sosyal medyadan da bu trendi teyit etmek mümkün. İnsanlar daha çok seyahat ettikleri yerlerden, müzelerden, iyi restoranlardan, tarihi, kültürel yerlerden paylaşım yapıyorlar. Kimse kanepesini gösterme derdinde değil. Yaşam kalitesi artık seyahat, spor, gezip görülenle ölçülüyor. Kimse, “Ayşe’nin evindeki koltuğu gördünüz mü” demiyor, “Ayşe Tulum’daymış, şimdi de Hatay’a gitmiş” diyor mesela. Lüksü evde çalışan insan sayısı da göstermiyor artık. Ki bu da başka bir dert. Evdeki çalışanı idare etmek de bir sorun. İyi bahçıvan, yardımcı bulamıyor. Bulduğu bırakıp gidiyor. Güvenlik sorunu sonra. Müstakil evlerde güvenlik başlı başına bir sorun.
Milim hesabı
Üretim tarafı bu gelişmeye nasıl ayak uyduruyor?
Rezidanslar talep görüyor. Akmerkez’in karşısında Zeytinoğlu caddesinde Mandarin yapılıyor. Zorlu’nun karşısında Çiftçiler bitmek üzere. Anadolu yakasında böyle çok proje var. Arz tarafı da bu talebe yönlenmiş durumda. Rezidanslarda her milim değerlendiriliyor. Her şey gömme, dolaplar düz, sade... Giyinme, ayakkabı dolabı, TV bile gömme. Gidip beyaz eşya satın almak dahi istemiyor, ankastre olsun istiyor.
Gelişmelere yön veren ana etken nedir?
Zaman tüm trendlerin belirleyicisi. Açık mutfaklar çok moda. Eve saatler önceden gelip yemek hazırlayacak zamanı yok. Misafiri ile aynı anda eve giriyor. Yemeği yaparken mutfaktaki barın etrafında bir yanda da misafiri ile içkisini yudumluyor. Salonda gidip maillerine bakıyor. Home ofisler bu anlamda çok moda. Ofis dediğiniz şey üstünde bilgisayar var ise artık bir masa zaten.
Akıllı proje elde kalmaz
Konut piyasasında işler nasıl?
Genel anlamda bir durgunluk var tabii. Ama merkezi bölgelerde kiralık ev bulmakta hala zorlanıyoruz. Gayrimenkul arzının yüksek olduğu bölgelerde sıkıntı var. Beylikdüzü mesela... Şehir içinde akıllı tasarlanıp da satılmayan bir proje yok.
Arabayı yedinci kattaki evin önüne park etmek!
Yurtdışında durum nasıl?
Miami’yi düşünün mesela. Şehrin merkezinde müstakil evler azalıyor. Türklerin de çok talep gösterdiği, yaşamı kolaylaştıran rezidanslarla öne çıkıyor. Rezidansların altında spor salonu, sineması, sağlık merkezi, restoranı, kuaförü var. Sadece bu mu? 500 metrekare sosyal tesisi var mesela. Davet vereceksen burada veriyorsun. Briç, satranç salonu var. Porsche projesi bu anlamda hayatlarımızın gideceği yönü gösteriyor. Yalnız yaşayan veya öğrencilere dönük projelerden bahsetmiyorum. Lüks aile yaşamlarında da yaşam bu yöne kaydı. Müstakil evlerden, köşklerden çıkıp buralara yöneliyor insanlar. İnsanlar şehrin merkezinde kompakt hayatlar istiyor. İstanbul’da da bu tarz konutlar revaçta olacak artık.
Porsche projesinin özelliği nedir?
Miami’deki Porsche gayrimenkul projesinde arabanız ile bulunduğunuz kata kadar çıkıyorsunuz. İnanılmaz şık, altında çok şık restoranı, kapalı, açık yüzme havuzu, doktoru, sağlık ekibi var. Aria, Hyde, Paramount, Porche, Armani, hep aynı tarzda. Günümüz insanının ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen konutlar bunlar.
Yaşlı rezidansı yapılsa yok satar
Rezidansların tek müşterisi, zaman fakiri çalışan kesim mi?
Bu talep sadece spor yapmak, sinemaya gitmek isteyen dinamik kesimden gelmiyor, yaşlı insanlar veya varlıklı kesimin eğilimleri de bu yönde. “Yaşlılar yurduna gitmek istemiyorum. Yaşadığım yerde doktor olsun, misafirim geldiğinde inip briç oynayayım” diyor emekliler de mesela. “Param, pulum var, kaliteli bir yerde, konfor içinde oturmak istiyorum” diyor. Yaşlılara yönelik rezidans yapılanmalarına ihtiyaç var. İnşaatçılar, mesela Zekeriyaköy tarafında böyle projeler geliştirirse, henüz satışa çıkmadan hepsini satacaklarına inanıyorum.
Ortadoğulular yalıların peşinde
Büyük evlerde kaçış var, anladım. Yalılarda durum nasıl?
Günümüz şartlarında yalılarda da hayat zorlaştı. Küçülen ailelerde büyük evi çekip çevirmek zor. Kaldı ki çoğu yalı sahibinin çocukları yurtdışında. Koca evlerde yalnız yaşamak, tek başına onca çalışan ile uğraşmak istemiyorlar. Zaten çalışan da bulamıyorlar. Ancak dünyada benzeri olmayan, İstanbul’un simgesi yalılara talep her zaman çok fazla. Yabancılardan çok talep var. Londra’da evi olan, varlıklı Ortadoğuluların talebini gözlemliyoruz bugünlerde. İstanbul’da da güzel bir evi olsun istiyor.
Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı 550 milyon TL'ye alıcı bekliyor!