Konut projeleri teşvikiyle prefabrik sektörünün iş hacmi artacak!
Uzmanlar, prefabrik yapı malzemelerinin kısa vadede konut ya da çok katlı betonarme yapılarda kullanılmasının teşvikiyle sektörün iş hacmini artıracağı öngörüsünde bulunuyor.
İnşaat sektörünün gelişmesiyle büyüme hızına ivme katan Türkiye prefabrik sektörü, kamu inşaatlarının azalması, kurlardaki dalgalanmanın oluşturduğu tedirginlik ve seçim sonrası belirsizlikler nedeniyle bu yıl hız kesti. 2014'te bir önceki yıla göre üretimini yüzde 42 artıran sektör, bu yılın ilk çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre üretimini yüzde 21 düşürdü. Prefabrikasyonun halen kayda değer ölçüde sanayi yapısı üretimine bağlı bir sektör olduğuna dikkat çeken uzmanlar, prefabrik yapı malzemelerinin kısa vadede konut ya da çok katlı betonarme yapılarda da kullanılmasının teşvikiyle sektörün iş hacmini artıracağı öngörüsünde bulunuyor. Ayrıca, sektörün gelişiminin sürmesi için kamu yatırımlarından daha fazla pay alması gerektiği vurgulanıyor.
Sanayi yapılarının yanı sıra köprülerden viyadüklere stadyumlardan alışveriş merkezi yapımına kadar birçok kamu faaliyeti ve özel sektör projeleriyle gelişimini sürdüren Türkiye prefabrik sektörü, son yıllarda kullanım alanını genişletmenin yollarını arıyor. İnşaattaki gelişmelere doğrudan bağlı olan sektör, kısa vadede konut projeleri ve altyapı çalışmalarından pay almayı hedefliyor. Kullanım alamnabakıldı-ğmda da prefabrikasyon halen kayda değer ölçüde sanayi yapısı üretimine endeksli bir sektör konumunda bulunuyor. Bu olgu da sektörün gelişimini engelleyen bir faktör haline gelmiş durumda. Sektörün kamu yatırımlarından daha fazla pay alması gerektiğine işaret eden sektör temsilcileri, yapı üretiminde en büyük payı bulunan konut projelerinde gelecek yıllarda daha çok yer alarak sektör iş hacminin artırılabileceğini vurguluyor.
İnşaat sektörünün 2014 performansına bakıldığında ise konut satışı beklentilerin altında kalmasına fağmen sektör, yüzde 2.2 büyüdü. Sözü edilen dönemde özel sektör kanadında yapılan inşaatlar ise yüzde 3.8 arttı. Sektör performansında yüksek paya sahip kamu inşaatlarında ise yüzde 2 düşüş yaşandı. Bununla birlikte global ekonomide devam eden durgunluğun iç pazarda oluşturduğu baskı ve özellikle yılın ikinci yarısında yükselişe geçen döviz kurlarının oluşturduğu tedirginlik, inşaat sektörünün yanında alt sektör konumundaki prefabrik yapı elemanlarına da olumsuz yansımaya başladı.
Türkiye Prefabrik Birliği’nden alınan verilere göre prefabrike beton sanayii, 2014 yılında üretimini bir önceki yıla oranla yüzde 42 artırarak, 2 milyon metreküpün üzerine çıkardı.
İlk çeyrekte üretim yüzde 21 geriledi
Geçen yılki üretimin yüzde 53’ünü üstyapı elemanları, yüzde 28.5’ini altyapı elemanları ve yüzde 18.5’ini de çevre düzeni elemanları oluşturdu. Bu yılın ilk çeyreğinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre üstyapı elemanı üretiminin yüzde 9, çevre düzeni elemanları üretimini de yüzde 69 düşüren sektörde, buna karşılık altyapı üretimi yüzde 10, direk üretimi ise yüzde 103 arttı. Bu doğrultuda genel üretim ise sözü edilen dönemde özellikle çevre düzeni elemanı üretimindeki düşüşten dolayı yüzde 21 geriledi. Uzmanlar, sektörün bu yıl sonunda geçen yılki performansının da al-tmdabir seyir izleyeceğini belirtiyor.
Öte yandan, Türkiye’de ağırlıkla sanayi yapılarında kullanılan ve konutta fazla tercih edilmeyen prefabrike sistemlerini yaygınlaştırmak isteyen sektör temsilcileri, bu doğrultuda gelişmiş ülkelerdeki prefabrik kullanım oranını yakalama hedefinde. Kişi başına 65 kilogramlık prefabrike beton eleman kullanılırken, bu miktar Almanya’da 740, Danimarka’da 430, Fransa’da 520, İtalya’da 530 ve Belçika’da 920 küogramı buluyor. Uzmanlar, Türkiye prefabrik sektörünün bu ülkelerin en az yarısı kadar bir pazar payına ulaşması için beş kat büyümesi gerektiğine dikkat çekiyor.
İnşaattan yüzde 8'lik pay alıyor
Türkiye’de inşaat sektörü genel anlamıyla ele alındığında prefabrikasyonun oranı yaklaşık yüzde 8’i buluyor. Avrupa’da ise bu oran yüzde 0 dolaylarında seyrediyor. Üretimde teknoloji yeterli olmasına rağmen bu durum tüketicinin hâlâ prefabrikasyonu tanımamasından kaynaklanıyor. Üretimdeki en büyük fark, işçilik maliyetleri dolayısı ile Avrupa’da otomasyon düzeyi daha yüksek ve CAD, CAM uygulamalarının daha yaygın olması. Uygulamalarda ise yurtdışmda tüm yapı yerine eleman bazında kullanım, örneğin döşemelerde boşluklu döşeme paneli, cephelerde çeşitli cephe panelleri daha yaygın. Bunun yanında Türkiye’de ise eleman bazında kullanım daha sınırlı kalıyor.
Toplumu ve çevreyi ilgilendiren avantajları üe hammadde ve enerji kaynaklarının daha efektif kullanımı sayesinde çevreye duyarlı'sistemler içeren prefabrik sektörünün temel hedefleri arasında ise prefabrikasyon avantajlarının kullanıcıya daha net bir şekilde ifade edilmesi yer alıyor. Sektörün sorunları noktasında da yetersiz denetim ve toplumda kalite talebinin olmaması nedeniyle ortaya çıkan haksız rekabet öne çıkıyor. Bunun yanı sıra kalifiye işgücü eksikliği ve kamu yatırımlarında hıza önem verilmemesinden dolayı prefabrikasyonun kamu yatırımlarında kullanılmaması gibi sorunlara çözüm aranıyor.
Dünya