17 / 11 / 2024

Konut yağmalama suçunun cezası!

Konut yağmalama suçunun cezası!

Türk Ceza Kanununa göre malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime karşı koymamaya mecbur kılan kişi cezalandırılıyor. İşte konut yağmalama suçunun cezası...




Konut yağmalama suçunun cezası!

Türk Ceza Kanunu esaslarına göre bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılıyor.


Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet hâline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi hâlinde de aynı ceza veriliyor.


Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hâle getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılıyor.


Nitelikli yağma nedir?

Yağma suçunun konut veya işyerinde ya da yol kesmek suretiyle yapılması durumunda suç "nitelikli yağma" olarak nitelendiriliyor.


Nitelikli yağma

MADDE 149. - Yağma suçunun;

a) Silâhla,

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

d) Yol kesmek suretiyle ya da konut veya işyerinde,

e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,

h) Gece vaktinde,

İşlenmesi hâlinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.


Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.


Yağma suçu ile ilgili yargıtay kararları:

T.C.

YARGITAY

2. Ceza Dairesi


E:2006/6110

K:2006/12290

T:21.06.2006


5237 s. Yasa m. 144/1-b

765 s. Yasa m. 308

İhkak-ı hak suçundan sanık Zehra Kaplan’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunun 308 / 1, 119. maddeleri uyarınca 327.156.148 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair, GAZİOSMANPAŞA 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 31.12.2002 tarihli ve ... sayılı ceza kararnamesinin infazı sırasında, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, anılan kanunda eylemin suç olarak düzenlenmediğinden bahisle sanığın beraatine dair, aynı Mahkemenin 18.09.2005 tarihli ve ... sayılı ek karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28.04.2006 gün ve 18196 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası C. Başsavcılığının 31.05.2006 gün ve … sayılı ihbarnamesiyle daireye gönderilmekle okundu;


Mezkür İhbarnamede;

Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9 / 3. maddesindeki “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.”şeklindeki düzenleme ile Yargıtay 1.Ceza Dairesinin 18.11.2005 tarihli ve 2005 / 2691 – 3395 sayılı ve Yargıtay 10.Ceza Dairesinin 13.10.2005 tarihli ve 2005 / 10431 – 12718 sayılı ilamlarına nazaran, sonraki kanunun unsurlarının veya özel hallerinin değişmesi, cezanın teşdiden tayini nedeni sayılacak olguların tartışılması, alt ve üst sınırlar arasında bir oran belirlenmesi yada artırım veya indirim sebeplerinin değerlendirilmesi, cezanın paraya veya tedbire çevrilmesi veya ertelenmesi hususunda mahkemece takdir hakkının kullanılması ve böylece bireyselleştirme yapılmasının zorunlu olduğu hallerde ise, durusma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekceleri de gösterilerek hüküm kurulması gerekeceği gozetilmeden evrak uzerinde karar verilmesınde,

Sanıga isnat edilen ihkak-ı hak suçunun 5237 sayılı Kanunda suc olarak düzenlenmediğinden bahisle beraatine dair karar verilmiş ise de, sanığın, kiracısı olan müştekinin kendisine olan kira borcundan dolayı habersizce evine girerek televizyonunu almak şeklinde mahkemesince belirlenen eyleminin, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 144 / 1 - b. maddesi kapsamında düzenlendiği, bu nedenle sanığın eylemine uyan 765 sayılı Kanunun 308 / 1 maddesi ile 5237 sayılı kanunun 144 / 1 – b maddesinin birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe olan kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğinin dikkate alınmamasında, isabet gorülmediğinden 5271 Sayılı C.M.K.’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması luzumu yazılı emre atfen ihbar olunmuştur.


GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Sanığın dava konusu yapılan eyleminin 5237 sayılı T.C.K.’nun 144. maddesinın 1 / b fıkrası kapsamında kalıp kalmadıgının tartısılarak bu madde kapsamında olduğunun kabulü halinde 765 sayılı T.C.K.’nun 308 / 1. maddesi ile 5237 sayılı T.C.K.’nun 144. maddesinin 1 – b fıkrasında öngörülen cezalar karşılaştırılarak lehe olan Kanuna göre hüküm kurulması, sanığın dava konusu yapılan eyleminin 5237 sayılı T.C.K.’nun 144. maddesinin 1 / b fıkrasına uyan suçu oluşturmadığının belirlenmesi halinde sanığın beraatine karar verilmesi ve bu işlemlerin duruşmalı yapılması gerektiği nazara alınmadan 5237 sayılı T.C.K.’nunda ihkak- ı hak suçunun bağımsız bir suç olarak düzenlenmediği gerekçesi ile karar verilmesi isabetsiz olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden GAZİOSMANPAŞA 2.Sulh Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 18.10.2005 gün ve … sayılı ek kakarın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4.fıkrasının C bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, 21.06.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

10. Ceza Dairesi


E:2004/18933

K:2005/19582

T:26.12.2005


5237 s. Yasa m. 141,144/1-b


Hırsızlık suçundan sanık İdris hakkında Tokat Asliye Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonunda 4.7.2003 tarih ve 2002/713 esas 2003/417 karar sayılı beraat kararı verildiği; hükmün katılan vekili tarafından süresi içinde temyiz edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 1.10.2004 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüsüldü: 


KARAR : Suca konu 60 AH 065 plakalı otomobili katılan Murat'la birlikte satın aldıklarını ve bedelinin büyuk bir kısmını odediğinı, buna ragmen Murat'ın bu otomobili eşi olan katılan Ayla üzerine tescil ettirdiğini, aracın kendisine ait olduğunu ileri süren sanığın yasal yollara müracaat hakkı varken, alacağını tahsil etmek için otomobili alıp goturmekten ibaret eyleminin kendiliğınden hak almak sucunu oluşturup olusturmadıgının, ayrıca 5237 sayılı TCK.nun 144/1. maddesinin ( b ) bendine uyup uymadığının tartışılmasında zorunluluk bulunması, 

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün istem gibi BOZULMASINA 26.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Geri Dön