Konyalı, yüksek kira yüküne yenik düştü!

İstanbul'da, Kanyon AVM'de 2006 yılından bu yana hizmet veren Konyalı, yüksek kira nedeniyle kapanmak zorunda kaldı. Duygu Erdoğan'ın Milliyet'te yayımlanan haberinde, lokantanın aylık 100 bin lira dolayındaki kira ve işletme yükünü kaldıramadığı belirtiliyor. Konyaltının Kanyon AVM'de çok geniş, görkemli bir salonu ve büyük bir mutfağı vardı. 

Konyalı gibi köklü, isim yapmış, ortanın üzeri gelir grubundan müşterisi olan bir lokantanın kira yükü nedeniyle dükkanının kapısını kapatmak zorunda kalması önemlidir. 

Benim için Konyalı önemli bir müessesedir. Çocukluğumda babam ve annem ile gittiğimiz Sirkeci'deki Konyalı'nın cızbız köftesinin lezzetini unutamam. 

Sirkeci'deki lokanta kapandıktan sonra Konyalı başka yerlerde faaliyetini sürdürdü, sürdürüyor. 

Sirkeci'de şimdilerde daha çok hızlı servis veren bir şubesi var. 

16 sandalyeli bir dükkanla yola çıkmıştı 

Konyalı (Konya'nın Doğanbev ilçesinden) İlacı Ahmet Doyuran, 11 yaşında çalışmak için İzmir'e gitmiş. Giritli bir ustanın yanında aşçı yamaklığı yapmış. Biraz para biriktirince vapura atlayarak İstanbul'a gelmiş, Sirkeci'de tren istasyonunun yanında dört masası ve 16 sandalyesi olan bir dükkan acmıs. Yıl 1897. Daha sonra bu aşçı dükkanı büyüyerek Konya Lezzet Lokantası olmuş. 

1944 yılında Hacı Ahmet ölünce lokantayı yaşatmak damadı Mustafa Doğaııbey'e düşmüş. 

Mustafa Doğanbey'in dört oğlu ve bir kızı vardı. Hayatta kalan iki oğlundan Mehmet Eren Doğanbey, Topkapı Sarayı'ııdaki ve Kanyon AVM'deki Konyalı lokantalarının sorumluluğunu taşıyordu. Diğer oğul, Nurettin Doğanbey'in kızı ve damadı Sirkeci'deki Konyalıyı işletiyor. 

Daha sonra soyadını Konyalıya çeviren ve şimdilerde hayatta olmayan oğlu Haluk Konyalı'nın kızı Banu Konyalı ise bir zamanlar hem lokantaların koordinatörlüğünü yapıyordu hem de Kanyon'daki Konyalı'nın işletmesinin başındaydı. 

Kanyon' d aki Konyalı 'nın geniş, yüksek tavanlı salonu iç açıcı, masalar doğru dürüsttü. 

Mutfağın sorumluluğunu Aydın Demir ve yardımcısı Mustafa Yıldız üstleniyor, Hakkı Yıldırım, Hüseyin Biçici ve Erdal Büyük servis sorumluluğunu taşıyordu. 

Menü olarak Sirkeci'deki eski lokantada kullanılan ve her gün daktilo ile hazırlanıp çoğaltılan menü nün benzeri kullanılıyordu. Menünün iç sayfasındaki "Lokantamız birinci sınıftır. Ekmek karnelerinin yemekten evvel verilmesi sayın müşterilerimizden rica olunur" yazısı dikkati çekiyordu. 

"Hususi yemekler" bölümünde vişneli yalancı dolma, etli Balkan mantısı, terbiyeli etli rezene kökü, giiveçte tavuklu bamya vardı. 

Portakallı baklavaları ile övünürlerdi Et yemeklerinden islim kebabı, kağıt kebabı, keşkek eşliğinde kuzu incik, çoban kavurma ile peynirli su böreği, talaş böreği. 

fırın makarna gibi yemekler olurdu. Zeytinyağlılar da boldu. 

İmambayıldı, domates dolması ve taze fasulye menünün klasik yemekleriydi. Balık olarak şu günlerde uskumru dolması, ızgara ve tava çeşitlerinden kuzu tandırı, süt kuzusu külbastı ile Konyalı döneri beğenilen yemeklerdi. 

Tatlı çeşitleri de boldu. 

Portakallı baklavaları ile övünürlerdi

Su muhallebisi, keşkülü fukara, höşmerim helvası, zerde, aşure ve kaymaklı ekmek kadayıfı özelliği olan tatlılardı. Özel portakallı ve cevizli baklavaları birer kiloluk, dört köşe küçük bakır tepsiler içinde satılıyordu. Kıtır kıtır ve gerçek ev baklavası tadındaydı. 

Yurt dışında ünlenen lokantaların giderlerinin büyük bölümü mutfak şefi ve yardımcılarının ücretinden, kullanılan kaliteli ve farklı malzemenin faturasından ve kiradan oluşuyor. Bizde ise lokantalarda kira en büyük işletme gideri. Kirayı yemek faturasına dağıtamayan lokantaların ne kadar ünlü olurlarsa olsunlar yaşama şansları olmuyor.

Milliyet