Kosifler inşaat sektörüne ağırlığı yeni projelerle verecek!
Kosifler, inşaata ağırlık verecek. Hasan Kosif, Hilton Garden Inn zincirinde edindiği tecrübeyi “anahtar teslimi otel ve konut” projeleriyle yeni yatırımcılara aktaracak...
Kosifler deyince akla önce otomobil daha doğrusu BMW, sonra da Mini ve Land Rover geliyor. Ancak “Kim bu Kosifler” sorusuna sadece cemiyet hayatını yakından takip edenler yanıt verebiliyor. Çünkü Kosifler, çok fazla konuşmayı sevmiyor.
Para dergisi okurları için suskunluğunu bozan, kızı Hilal Kosif ve torunu Cihan Kosif'i de yanma alarak sorularımızı yanıtlayan Haşan Kosif, grubunu “kurumsal bir aile şirketi” olarak tarif ediyor.
Türkiye’nin ilk sanayicilerinden olan babasının ya Kosifler Group 1940’larda kendi deyimiyle “yap-satçı” olarak iş hayatına atılan Haşan Kosif, “konjonktür gereği” 1970’lerden bu yana otomotive çok ağırlık verdiklerini söylüyor. Ancak hemen ardından ilk meslekleri inşaatçılığı da artık ciddi şekilde gündeme aldıklarını açıklıyor.
Haşan Kosif, Hilton Garden Inn ile birlikte girdiği turizm sektöründe “uzman otel inşaatçısı” olmayı hedefliyor. Kosif in bir planı da inşaattaki tecrübesini özel bir projeyle konutta da kullanmak...
Sizi otomotivci olarak tanıyoruz. İnşaat işine nasıl girdiniz?
Babam eski sanayicilerden, Türkiye’nin ilk motor şirketinin (Necmettin Erbakan’ın diye bilinen Pancar Motor) kurucularından... Benim ilk tecrübemse o zamanki deyişle “yap-sat” denilen inşaat işlerinde oldu. Babamın yanında başladım. İstanbul’da Bağdat Caddesi, Bostancı, Selamiçeşme gibi yerlerde yaptım bu işi. Sonra konjonktürdeki gelişimi görüp, otomotiv sektörünün gelişeceği öngörüsüyle 1984 yılında Kosifler Oto’yu kurarak BMW ailesine katıldık. O yıllarda BMW Türkiye’de bu kadar popüler değildi.
Az sayıda modeli vardı. Yılda ancak 5-6 tane satıyordu. Genç arabası gibi algılanıyordu. Biz Kosifler olarak BMW’yi sevdirdik. Şimdi yılda 15 bin araç satıyoruz. Markalarımız çok güçlü. Çok efor harcayıp bugünlere geldik. İnanıyorum ki, Türkiye’de kişi başına gelir 25 bin dolarları bulduğunda 35 bin hatta 50 bin adetlik satışlar yapacağız. Planlarımızı bu doğrultuda yapıyoruz.
Bu süreçte inşaattan uzaklaştınız ama sonra yatırımcı olarak döndünüz. Bu yolla turizm sektörüne de girdiniz. Bu alanda yeni yatırımlar olacak mı?
Eski inşaatçı olmamıza rağmen BMW’ye harcadığımız efor inşaat işlerimizi aksattı. Onu yüceltip aynı seviyeye getiremedik. Ama 3-4 yıl önce oturup “Bizim ana işkolumuz inşaat. Neden onu da bir marka haline getirmeyelim, neden inşaata da ağırlık vermeyelim” diyerek yeni bir yapılanmaya gittik. Türkiye’de önemli bir ihtiyacı görerek, Anadolu otellerinde uzmanlaşmaya karar verdik.
Hilton Garden Inn gibi güçlü bir markayla beraber otel yatırımcısı olduk. Kütahya, Konya, Şanlıurfa ve Mardin’de otel açtık. Anadolu’da Avrupa standartlarında oteller yaptık, 5 yıldız konforunda 4 yıldızlı oteller inşa ettik. 5’inci otelimizi İstanbul’da, Bostancı-Maltepe yolu üzerinde yapacağız. Birkaç aya kadar inşaatına başlamış oluruz. Hilton Garden Inn’le edindiğimiz tecrübeyi diğer turizm yatırımcılarıyla da paylaşacağız.
Bu 5 otelin toplam yatırım bütçesi nedir? Otel işine girmek isteyenlere tecrübe aktarımını nasıl yapacaksınız?
100 milyon dolarlık yatırımla 900 yatağa ulaştık. Otelcilik çok meşakkatli bir iş. Yatırımın geri dönüşü çok uzun zaman alıyor. Biz bu Anadolu otelleriyle bir anlamda sosyal bir iş yaptık. Kimsenin gidip otel yatırımı yapmadığı şehirlerde otel açtık. Bu işin öncülüğünü üstlendik.
Bu anlamda heykelimizin dikilmesi lazım. Anadolu’da otel açarken Hilton’la çalışmak bize büyük bir uzmanlık kazandırdı, önemli bir know-how edindik. Bu aşamadan sonra anahtar teslim oteller yapmayı planlıyoruz. Hilton da kendisine giden yatırımcıyı bize yönlendiriyor. Biz de bu sektöre girmek isteyenlere teklif sunuyoruz. Artık otel yatırımcılığının inşaatından halısına, kasasından perdesine her şeyini biliyoruz.
Toplu alım yapabildiğimiz için, yatırımcıya hem maliyet hem de neyin nasıl olması gerektiğini bildiğimiz için kalite ve zaman avantajı sağlayabiliriz. Bu alanda gerek Hilton gerekse turizm yatırımcılarına faydalı işler yapacağız.
İlgilendiğiniz projeler hangileri?
Şu anda Samsun, Diyarbakır ve İstanbul’daki yatırımcılarla görüşme halindeyiz.
Mevcut otellerin durumu nasıl?
Bu işe 2009 yılında Kütahya’da açtığımız Hilton Garden Inn ile başladık. Ardından Konya, Şanlıurfa ve Mardin’de otel yaptık. Performanslarından memnunuz. Ama bu şehirlerimizin önemli eksiklikleri var. Yerel yönetimlerin, turizm il müdürlüklerinin çok çalışması gerekiyor.
Mesela Şanlıurfa’da küçücük çocuklar isteyene İngilizce, isteyene Fransızca rehberlik yapıyor. Muhteşem bir kent. Açılış yaptığımız gün “Urfa halkı size minnettardır” diye bir afiş asmışlar, çok etkilendim.
Buna karşılık Kütahya’da mesela rehber bulmak çok zor. Oysa Kütahya şu anda Yunanların en çok ziyaret ettiği kentlerden biri. Çünkü muazzam bir tarihi ve kültürü var. Ama bunu anlatacak rehberi yok. Bize “Siz yetiştirin” diyorlar. Ama bu bizim uzmanlık alanımız değil ki...
Hizmet sektöründe yeterli eleman yok. Meslek okullarına öncelik vermek gerekiyor. Bugüne kadar boyacımızdan kaportacımıza elemanlarımızı hep kendimiz yetiştirdik. Meslek okulları yaygınlaşsa inanıyorum ki Türkiye’de işsiz insan kalmayacak.
Konut sektörünü de yeniden gündeminize alacak mısınız?
Aslında gündemimizde. Müşteri portföyümüze uygun konut projeleri geliştirmek üzere çalışıyoruz. Halen 50 bin müşterilik bir portföyümüz var. Onlara hitap eden, Kosifler kalitesine layık bir proje geliştireceğiz.
Bu proje için yer seçimi yaptınız mı?
Doğma büyüme Anadolu insanıyız. Bu yakada büyüdük, bu yakada yaşıyoruz. Çalışmak için de yaşamak için de Anadolu Yakası’nın çok uygun olduğunu düşünüyoruz. Onun için konut projemiz de Anadolu Yakası’nda olacak.
Para Dergisi/Nilgün Karataş