Kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin tebliğ!
Kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin tebliğ, 6 Eylül 2014 tarihinde 29111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. Tebliğ, kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin usul ve esasları düzenliyor...
Kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin tebliğ tam metni!
Kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin tebliğ, 6 Eylül 2014 tarihinde 29111 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. Tebliğ, bankaların, Standart Yaklaşım kapsamında risk ağırlıklı tutar ve Temel İDD Yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp hesaplanmasında kullanacakları kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin usul ve esasları düzenliyor.
KREDİ RİSKİ AZALTIM TEKNİKLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ
BİRİNCİ KISIM
Başlangıç Hükümleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, bankaların, Standart Yaklaşım kapsamında risk ağırlıklı tutar ve Temel İDD Yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp hesaplanmasında kullanacakları kredi riski azaltım tekniklerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 43, 45 ve 93 üncü maddeleri ile 28/6/2012 tarihli ve 28337 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 4 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar ve kısaltmalar
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;
a) Banka: Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan bankaları,
b) Birincil alacaklar: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan birincil alacakları,
c) Dilim: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan dilimi,
ç) Emtia: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan emtiayı,
d) Fonlanmış kredi koruması: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan fonlanmış kredi korumasını,
e) Fonlanmamış kredi koruması: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan fonlanmamış kredi korumasını,
f) İkincil alacaklar: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan ikincil alacakları,
g) Kanun: 5411 sayılı Bankacılık Kanununu,
ğ) Kolektif yatırım kuruluşları (KYK): Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan kolektif yatırım kuruluşlarını,
h) Koruma alıcısı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan koruma alıcısını,
ı) Koruma satıcısı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan koruma satıcısını,
i) Koruma tutarı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan koruma tutarını,
j) Kredi derecelendirme kuruluşu (KDK): Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi derecelendirme kuruluşunu,
k) Kredi riski azaltımı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi riski azaltımını,
l) Krediye bağlı tahvil: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan krediye bağlı tahvili,
m) Kredi temerrüt swabı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi temerrüt swabını,
n) Kurul: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunu,
o) Kurum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu,
ö) Marj sözleşmesi: Yönetmeliğin Ek-2’sinde tanımlanan marj sözleşmesini,
p) Menkul kıymet finansman işlemleri: Repo işlemleri, ters repo işlemleri, menkul kıymet ödünç işlemleri, takas süresi uzun işlemler ve kredili menkul kıymet işlemlerini,
r) Özel netleştirme sözleşmesi: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan netleştirme sözleşmesini,
s) Referans varlık: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan referans varlığı,
ş) Standart Yaklaşım: Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen yaklaşımı,
t) Temel İDD Yaklaşımı: Temerrüt olasılığının içsel olarak hesaplandığı ancak temerrüt halinde kayıp ve dönüştürme oranı değerlerinin Kurum tarafından belirlendiği içsel derecelendirmeye dayalı kredi riski hesaplama yaklaşımını,
u) Temerrüt halinde kayıp (THK): Karşı tarafın temerrüdünden kaynaklanan zararın, temerrüt anındaki bakiyeye oranını,
ü) Temerrüt olasılığı (TO): Karşı tarafın bir yıllık süre içerisinde temerrüde düşme olasılığını,
v) Teşkilatlanmış borsalar: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan teşkilatlanmış borsaları,
y) Toplam getiri swabı: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan toplam getiri swabını,
z) Volatilite: Yönetmeliğin 3 üncü maddesinde tanımlanan volatiliteyi,
aa) Yönetmelik: 28/6/2012 tarihli ve 28337 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliği
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Kredi Riski Azaltım Teknikleri
Kredi riski azaltımının dikkate alınması
MADDE 4 – (1) Bankalar, Standart Yaklaşım kapsamında risk ağırlıklı tutarın ve Temel İDD Yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutarın ve beklenen kaybın hesaplanmasında, bu Tebliğ hükümlerine uygun olarak kredi riski azaltımını dikkate alabilir.
Fonlanmış ve fonlanmamış kredi korumasının kabulü
MADDE 5 – (1) Kullanılan kredi koruması yöntemlerine ve bu yöntemlere ilişkin politika ve prosedürlere uygun olarak yapılacak kredi riski azaltımı sözleşmeleri ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde hukuken bağlayıcı ve uygulanabilir nitelikte olmalıdır.
(2) Bankalar, kredi korumasının etkinliğinin sağlanması ve korumaya ilişkin risklerin dikkate alınması amacıyla gerekli tüm tedbirleri alır.
(3) Fonlanmış kredi korumasında sadece İkinci Kısım, Birinci Bölümde belirtilen araçlar ile İkinci Kısım, Üçüncü Bölümde belirtilen krediye bağlı tahvil işlemleri aracılığıyla sağlanan korumalar dikkate alınabilir.
(4) Fonlanmış kredi korumasının dikkate alınabilmesi için, banka, borçlunun veya duruma göre yeddi eminin iflas etmesi, temerrüde veya ödeme şartına düşmesi durumunda ya da sözleşmede belirtilen başka bir ödeme şartının belirlenmesi halinde, koruma sağlayan varlıkları zamanında nakde dönüştürme ya da alıkoyma hakkına sahip olmalıdır. Koruma sağlayan varlıkların değeri ile kredi borçlusunun kredi kalitesi arasında önemli ölçüde pozitif korelasyon bulunmamalıdır.
(5) Fonlanmamış kredi korumasının dikkate alınması için sözleşme şartlarının ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde kanunen bağlayıcı ve ifa edilebilir olması gereklidir. Sadece İkinci Kısım, İkinci Bölümde sayılan koruma sağlayıcılardan sağlanan garantiler ve İkinci Kısım, Üçüncü Bölümde sayılan kredi temerrüt swabı ile toplam getiri swabı işlemleri aracılığıyla bunlardan sağlanan korumalar dikkate alınabilir.
(6) Bankaların kredi korumalarını dikkate alabilmeleri için Üçüncü Kısımda belirtilen asgari şartları sağlamaları gerekmektedir.
Kredi riski azaltım tekniklerinin kullanımı
MADDE 6 – (1) Kredi riski azaltım tekniklerinin kullanıldığı hiç bir alacağın risk ağırlıklı tutarı ve beklenen kayıp tutarı, bu tekniklerin kullanılmadığı aynı nitelikteki bir alacağınkinden yüksek olamaz.
(2) Risk ağırlıklı tutar hesaplamalarına yansıtılmış olan kredi korumaları, bu Tebliğ kapsamında tekrar dikkate alınmaz.
(3) Repo işlemleri veya menkul kıymet ya da emtia ödünç işlemleri uyarınca devralınan, ödünç alınan veya teslim alınan nakit, menkul kıymet veya emtia teminat olarak dikkate alınır.
(4) Standart Yaklaşım kapsamında tek bir alacak için birden fazla türde kredi koruması sağlanması durumunda, ilgili alacak, her bir koruma türüyle korunan kısımlara ayrılır ve her bir kısma ilişkin risk ağırlıklı tutar kendisine ait koruma türü dikkate alınarak bu Tebliğ ve Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ayrı ayrı hesaplanır.
(5) Standart Yaklaşım kapsamında tek bir tarafça sağlanan kredi korumalarının farklı vadelerinin bulunması halinde, dördüncü fıkrada açıklanan yaklaşım uygulanır.
İKİNCİ KISIM
Kredi Riski Azaltım Tekniklerinde Kullanılabilecek Kredi Koruma Araçları ile
Koruma Sağlayıcılar ve Kredi Türevleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Kredi Riski Azaltım Tekniklerinde Kullanılabilecek Fonlanmış
Kredi Koruması Araçları
Bilanço içi netleştirme
MADDE 7 – (1) Banka ve işlemin karşı tarafının karşılıklı alacaklarının bilanço içi netleştirilmesi, fonlanmış kredi koruması olarak dikkate alınabilir. Dikkate alma, 8 inci madde hükümlerine aykırılık teşkil etmemesi kaydıyla, banka ve işlemin karşı tarafı arasındaki karşılıklı hesap bakiyeleriyle sınırlıdır. Netleştirme sözleşmeleri kapsamında, risk ağırlıklı tutar ve/veya beklenen kayıp bulunurken sadece kredi ve mevduat hesapları dikkate alınabilir.
Özel netleştirme sözleşmeleri
MADDE 8 – (1) Kredi riski azaltımında Dördüncü Kısım, Üçüncü Bölümde açıklanan Kapsamlı Finansal Teminat Yöntemini kullanan bankalar, repo işlemleri, menkul kıymet veya emtia ödünç işlemleri ve/veya bankaya günlük olarak ilave teminat alma hakkı veren diğer işlemleri kapsayan iki taraflı netleştirme sözleşmelerini dikkate alabilir. Yönetmeliğin 21 inci maddesindeki hükümler saklı kalmak üzere, bu sözleşmeler uyarınca alınan teminatın ve ödünç alınan menkul kıymetlerin veya emtianın dikkate alınabilmesi için, 9 ve 10 uncu maddelerde belirtilen teminatla ilgili dikkate alınma koşullarına uygun olmaları gerekir.
Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında dikkate alınabilecek teminatlar
MADDE 9 – (1) Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında, aşağıda belirtilen finansal kalemler teminat olarak dikkate alınabilir.
a) Krediyi kullandıran banka nezdindeki mevduat ya da nakit benzeri kıymetler.
b) Merkezi yönetimler ve merkez bankalarınca ihraç edilen, bir KDK tarafından derecelendirilmiş ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında kredi kalitesi kademesi dört ya da daha üstün olan veya risk ağırlığı bunlara tekabül eden borçlanma araçları.
c) Bankalarca ve aracı kurumlarca ihraç edilen, bir KDK tarafından derecelendirilmiş ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında kredi kalitesi kademesi üç ya da daha üstün olan borçlanma araçları.
ç) Diğer kuruluşlarca ihraç edilen, bir KDK tarafından derecelendirilmiş ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında kredi kalitesi kademesi üç ya da daha üstün olan borçlanma araçları.
d) Bir KDK tarafından kısa vadeli derecelendirmesi yapılmış olan ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında kredi kalitesi kademesi üç ya da daha üstün olan kısa vadeli borçlanma araçları.
e) Ana endekslere dahil hisse senetleri veya bu hisse senetlerine çevrilebilir tahviller.
f) Altın.
g) Bir KDK tarafından derecelendirilmiş, 28/6/2012 tarihli ve 28337 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Menkul Kıymetleştirmeye İlişkin Risk Ağırlıklı Tutarların Hesaplanması Hakkında Tebliğ, Dördüncü Kısım, Birinci Bölüm kapsamında kredi kalitesi kademesi üç ya da daha üstün olan yeniden menkul kıymetleştirme pozisyonları hariç menkul kıymetleştirme pozisyonları.
(2) Birinci fıkranın (b) bendi uygulamasında merkezi yönetimler veya merkez bankaları tarafından ihraç edilen borçlanma araçları aşağıda belirtilenleri de içerir.
a) Bölgesel yönetimler ve yerel yönetimlerce ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca kurulu bulundukları ülkenin merkezi yönetiminden alacaklar gibi ele alınanlar.
b) Kamu kuruluşlarınca ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca merkezi yönetimlerden alacaklar gibi ele alınanlar.
c) Çok taraflı kalkınma bankalarınca veya uluslararası teşkilatlarca ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığına tabi tutulanlar.
(3) Birinci fıkranın (c) bendi uygulamasında bankalar ve aracı kurumlarca ihraç edilen borçlanma araçları, aşağıda belirtilenleri de içerir.
a) Bölgesel yönetimler ve yerel yönetimlerce ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca kurulu bulundukları ülkenin merkezi yönetiminden alacaklar gibi ele alınmayanlar.
b) Kamu kuruluşlarınca ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca bankalardan alacaklar gibi ele alınanlar.
c) Çok taraflı kalkınma bankalarınca ihraç edilen borçlanma araçlarından Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca yüzde sıfır risk ağırlığına tabi tutulmayanlar.
(4) Bankalar ve aracı kurumlarca ihraç edilen borçlanma araçlarından bir KDK tarafından derecelendirilmemiş olanlar, aşağıda belirtilen koşulları sağlamaları şartıyla dikkate alınabilir.
a) Teşkilatlanmış bir borsaya kote edilmiş olması.
b) Birincil alacak olması.
c) İhraççısının, bir KDK tarafından derecelendirilmiş aynı öncelik sırasına sahip başka ihraçlarının bulunması, bu ihraçların tümünün derecelerinin kredi kalitesi kademelerinin üç ya da daha üstün olarak belirlenmiş olması.
ç) (c) bendinde belirtilenlerden daha riskli olduğuna dair herhangi bir bilginin bulunmaması.
d) Piyasa likiditesinin yeterli olduğunun kanıtlanabilmesi.
(5) KYK'ya yapılan yatırımlar;
a) Piyasalarda günlük fiyat kotasyonlarının oluşması,
b) KYK'nın sadece birinci ve dördüncü fıkralar çerçevesinde dikkate alınabilir nitelikte olan varlıklara yatırım yapmış olması,
c) KYK'nın Yönetmelik, Ek-1, Birinci Bölüm, altmış sekizinci fıkrada belirtilen şartları sağlaması
koşuluyla teminat olarak dikkate alınabilir. KYK'nın başka bir KYK'ya yatırım yapması durumunda, (a) ilâ (c) bentlerinde belirtilen koşullar her iki KYK için de aranır.
(6) KYK'nın yatırım yaptığı varlıklara finansal koruma sağlanmasına yönelik olarak türev finansal araçlardan faydalanması veya faydalanma imkânına sahip olması, KYK'ya yapılan yatırımların dikkate alınabilirliğine engel teşkil etmez.
(7) Birinci ve dördüncü fıkralar çerçevesinde dikkate alınabilir nitelikteki varlıkların yanında başka varlıklara da yatırım yapmış olan bir KYK'nın veya KYK'nın yatırım yaptığı başka bir KYK'nın, dikkate alınabilir nitelikte olmayan söz konusu varlıklara kuruluş sözleşmesi uyarınca yatırım yapabileceği en yüksek meblağdan yatırım yaptığı kabul edilerek, portföyündeki dikkate alınabilir nitelikte olan varlıkların değeri üzerinden ilk KYK'ya yapılan yatırım teminat olarak dikkate alınabilir. Dikkate alınabilir nitelikte olmayan varlıkların sahiplikten kaynaklanan şarta bağlı olan ya da olmayan yükümlülükler nedeniyle negatif değere sahip olmaları halinde, dikkate alınabilir nitelikteki varlıkların toplam değeri, dikkate alınabilir nitelikte olmayan varlıkların toplam değeri tutarında azaltılır. Bir KYK'nın yatırım yaptığı KYK'nın başka bir KYK'ya da yatırım yapması durumunda, bu fıkranın ilgili hükümlerinin uygulanması şartıyla, söz konusu KYK yatırımları teminat olarak dikkate alınabilir.
(8) Birinci fıkranın (b) ilâ (d) bentleri ile (g) bendi kapsamında, bir borçlanma aracı veya menkul kıymetleştirme pozisyonu için iki KDK tarafından verilmiş iki farklı derecenin bulunması halinde, daha az avantajlı olan derece esas alınır. İkiden fazla derecenin mevcudiyeti halinde, en avantajlı iki dereceden daha az avantajlı olanı esas alınır.
Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminde dikkate alınabilecek ilave teminatlar
MADDE 10 – (1) 9 uncu maddede belirtilen teminatlara ek olarak, Dördüncü Kısımda yer alan Kapsamlı Finansal Teminat Yönteminin kullanıldığı durumlarda;
a) Ana endekslere dâhil olmayan ancak, teşkilatlanmış borsalarda işlem gören hisse senetleri veya bu hisse senetlerine çevrilebilir tahviller,
b) Piyasalarda günlük fiyat kotasyonları oluşan ve sadece 9 uncu maddenin birinci ve dördüncü fıkraları çerçevesinde dikkate alınabilir nitelikte olan araçlar ile (a) bendinde sayılan varlıklara yatırım yapan KYK'lara yapılan yatırımlar
teminat olarak dikkate alınabilir.
(2) KYK'nın başka bir KYK'ya yatırım yapması durumunda, birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen koşullar her iki KYK için de aranır.
(3) KYK'nın yatırım yaptığı varlıklara finansal koruma sağlanmasına yönelik olarak türev finansal araçlardan faydalanması veya faydalanma imkânına sahip olması, KYK'ya yapılan yatırımların dikkate alınabilirliğine engel teşkil etmez.
(4) 9 uncu maddenin birinci ve dördüncü fıkraları çerçevesinde dikkate alınabilir nitelikte olan araçlar ile birinci fıkranın (a) bendinde sayılan varlıkların yanında başka varlıklara da yatırım yapmış olan bir KYK'nın veya KYK'nın yatırım yaptığı başka bir KYK'nın dikkate alınabilir nitelikte olmayan söz konusu varlıklara kuruluş sözleşmesi uyarınca yatırım yapabileceği en yüksek meblağdan yatırım yaptığı kabul edilerek, portföyündeki dikkate alınabilir nitelikte olan varlıkların değeri üzerinden ilk KYK'ya yapılan yatırım teminat olarak dikkate alınabilir. Dikkate alınabilir nitelikte olmayan varlıkların sahiplikten kaynaklanan şarta bağlı olan ya da olmayan yükümlülükler nedeniyle negatif değere sahip olmaları halinde, dikkate alınabilir nitelikteki varlıkların toplam değeri, dikkate alınabilir nitelikte olmayan varlıkların toplam değeri tutarında azaltılır.
Temel İDD Yaklaşımında dikkate alınabilecek ilave teminatlar
MADDE 11 – (1) 9 uncu ve 10 uncu maddelerde belirtilen teminatlara ilave olarak risk ağırlıklı tutar ile beklenen kayıp tutarının Temel İDD Yaklaşımı kapsamında hesaplandığı durumlarda, aşağıda belirtilen teminatlar da dikkate alınabilir.
a) İkinci fıkrada belirtilen gayrimenkul ipotekleri.
b) Üçüncü fıkrada belirtilen alacaklar.
c) Dördüncü fıkrada belirtilen diğer fiziki teminatlar.
ç) Beşinci fıkrada belirtilen finansal kiralama konusu mallar.
(2) Malik gerçek veya tüzel kişinin ya da intifa hakkı sahibinin ikamet ettiği veya edeceği ya da kiraya verdiği veya vereceği inşa halindekiler dahil ikamet amaçlı gayrimenkuller ile ticari amaçlı gayrimenkuller aşağıda belirtilen nitelikleri haiz olmaları durumunda teminat olarak dikkate alınabilirler.
a) Gayrimenkulün değerini ve borçlunun performansını birlikte etkileyen makroekonomik faktörler haricinde, teminata konu gayrimenkulün değerinin borçlunun kredi değerliliğine önemli ölçüde bağlı olmaması gerekir.
b) İlgili alacağın geri ödemeleri esasen teminata konu gayrimenkul veya projenin performansına değil, borçlunun diğer kaynaklardan geri ödeme kapasitesine bağlı olmalıdır. Alacağın geri ödemesi, teminat olarak gösterilen gayrimenkulün yarattığı nakit akışına önemli ölçüde bağlı olmamalıdır. Kurul, gayrimenkuller üzerinde tesis edilen ipoteklerle teminatlandırılan alacaklar için bu bentteki koşulun aranmamasına karar verebilir.
(3) Kredi borçlusunun çalışanlarından olan alacaklar, dâhil olduğu risk grubundan alacaklar ile menkul kıymetleştirmeye, sendikasyon kredisindeki paya ve kredi türevlerine konu olan alacaklar hariç olmak kaydıyla, ticari işlemlerden kaynaklanan vadesi bir yıl veya daha az olan alacaklar teminat olarak dikkate alınabilir.
(4) Birinci fıkranın (a) ile (ç) bentlerinde belirtilenler dışındaki fiziki varlıkların aşağıda ve 23 üncü maddede belirtilen koşulları haiz olmaları şartıyla teminat olarak dikkate alınmaları Kurumun iznine tabidir.
a) Teminatın değerinde önemli bir azalma olmaksızın hızlı bir şekilde elden çıkarılabileceği likit bir piyasanın bulunması gerekir. Likit piyasanın varlığı banka tarafından düzenli olarak teyit edilmelidir.
b) Teminatın güvenilir ve kamuya açıklanmış bir piyasa fiyatının bulunması gerekir. Fiyat bilgisinin kamuya açıklanmış endeksler gibi güvenilir kaynaklardan edinilmesi ve normal şartlar altında işlemin fiyatını yansıtması halinde teminatın fiyatı güvenilir kabul edilir. Fiyatlara kolaylıkla, yönetimsel ve finansal ilave bir yük getirmeden düzenli olarak ulaşılabilmesi halinde teminatın fiyatı kamuya açıklanmış kabul edilir.
c) Piyasa fiyatları, teminatın nakde dönüştürülmesi için gereken zaman ile maliyet ve teminattan elde edilecek gelir analiz edilmelidir.
ç) Aynı tür teminatların en az %10'unun nakde dönüşmesinden elde edilen gelirin, ilgili teminatların değerinin %70'inden az olmaması gerekir. Piyasa fiyatlarının volatilitesinin yüksek olduğu durumlarda, teminatın değerlemesi daha ihtiyatlı yapılmalıdır.
(5) 49 uncu maddenin dördüncü fıkrasında yer alan hükümler çerçevesinde, 24 üncü maddede belirtilen koşulların yerine getirildiği durumlarda, finansal kiralama işlemleri, finansal kiralamaya konu mallar ile teminatlandırılmış alacak gibi ele alınır.
Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında dikkate alınabilecek diğer fonlanmış kredi korumaları
MADDE 12 – (1) Aşağıda belirtilenler diğer fonlanmış kredi koruması olarak kullanılabilir.
a) Krediyi kullandıran banka adına rehnedilmiş olmaları şartıyla, saklama sözleşmesi haricindeki sözleşmeler kapsamında başka bir banka veya aracı kuruma yatırılan mevduat ya da nakit benzeri kıymetler.
b) Krediyi kullandıran bankaya rehnedilmiş olmaları şartıyla hayat sigortası poliçeleri.
c) Diğer bankalar ve aracı kurumlar tarafından ihraç edilen ve talep halinde ihraççı tarafından geri alınacak olan finansal araçlar.
ç) Krediyi kullandıran bankaya rehnedilmiş olmaları şartıyla, Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.’den sağlanan ihracat kredi sigorta poliçeleri.
İKİNCİ BÖLÜM
Fonlanmamış Kredi Koruması Kapsamında Dikkate
Alınabilecek Koruma Sağlayıcılar
Koruma sağlayıcılar
MADDE 13 – (1) Aşağıda sayılanlar, fonlanmamış kredi korumaları kapsamında koruma sağlayıcısı olarak dikkate alınabilir.
a) Merkezi yönetimler ve merkez bankaları.
b) Bölgesel yönetimler ve yerel yönetimler.
c) Çok taraflı kalkınma bankaları.
ç) Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca alacakları yüzde sıfır risk ağırlığına tabi tutulan uluslararası kuruluşlar.
d) Alacakları Yönetmeliğin Ek-1’i uyarınca Merkezi Yönetime Uygulanan Risk Ağırlığına Dayalı Yöntem ile risk ağırlığına tabi tutulan kamu kuruluşları ve Kurulca merkezi yönetimlerden alacaklar gibi ele alınan kamu kuruluşları.
e) Bankalar ve aracı kurumlar ile Yönetmeliğin Ek-1, Birinci Bölüm, yirmi beşinci fıkrası kapsamında yer alan finansal kuruluşlar.
f) Bankanın ana ortaklığı ile bankanın bağlı ortaklık ve iştirakleri de dâhil,
1) Bir KDK tarafından derecelendirilmiş kuruluşlar,
2) Bir KDK tarafından derecelendirilmemiş ancak risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp tutarlarını Temel İDD Yaklaşımı kapsamında hesaplayan bankalar tarafından içsel olarak derecelendirilmiş kuruluşlar.
g) Merkezi karşı taraflar.
(2) Temel İDD Yaklaşımı kapsamında risk ağırlıklı tutar ve beklenen kayıp tutarlarını hesaplayan bankaların, bir garantörü koruma sağlayıcısı olarak dikkate alabilmeleri için garantörün Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğin Ek-2'sine uygun olarak derecelendirilmesi gerekir.
(3) Muadil denetleme ve düzenleme yapısına sahip ülkelerin yetkili otoritelerince, finansal kuruluşlar tarafından sağlanan garantilerin sermaye yeterliliği düzenlemeleri kapsamında bankalar ve aracı kurumlardan sağlananlar gibi değerlendirilmesi durumunda söz konusu finansal kuruluşlar koruma sağlayıcısı olarak dikkate alınabilir.
Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkra uygulamasında kullanılabilecek koruma sağlayıcılarına ilişkin kriterler
MADDE 14 – (1) Aşağıdaki koşulları sağlayan bankalar ve aracı kurumlar, sigorta ve reasürans şirketleri ve ihracat kredi kuruluşları, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkra kapsamında fonlanmamış kredi koruması sağlayıcısı olarak dikkate alınabilir.
a) Fonlanmamış kredi koruması sağlama konusunda yeterli uzmanlığa sahip olması.
b) Koruma sağlandığı esnada, bir KDK tarafından derecelendirilmiş ve Yönetmelik Ek-1 kapsamında 3 ya da daha üstün olan bir kredi kalitesi kademesinde değerlendirilmiş olması.
c) Koruma sağlandığı esnada ya da takip eden herhangi bir dönem için bankanın koruma sağlayıcısına ilişkin yaptığı TO tahmininin, Yönetmelik Ek-1 kapsamında kurumsal alacakların risk ağırlığının tespitine ilişkin kurallar çerçevesinde 2 ya da daha üstün bir kredi kalitesi kademesine en az bir kere tekabül etmiş olması şartıyla, Yönetmelik Ek-1 kapsamında kurumsal alacakların risk ağırlığının tespitine ilişkin kurallar çerçevesinde 3 ya da daha üstün bir kredi kalitesi kademesine tekabül ediyor olması.
(2) Birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen şart bankalar ve aracı kurumlar için aranmaz.
Garantilerin fonlanmamış kredi koruması olarak dikkate alınabilirliği
MADDE 15 – (1) Bu Bölümde belirtilen koruma sağlayıcılar tarafından sağlanan kredi korumalarına merkezi yönetim veya merkez bankaları tarafından kontrgaranti sağlanması durumunda 28 inci maddede belirtilen şartların sağlanması koşuluyla koruma sağlayıcı olarak merkezi yönetim veya merkez bankaları dikkate alınabilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kredi Türevleri
Koruma sağlayıcı araçlar
MADDE 16 – (1) Aşağıda sayılan türdeki kredi türevleri ve bu kredi türevlerini içeren ya da ekonomik etkileri açısından benzer olan araçlar kredi riski azaltımında dikkate alınabilir.
a) Kredi temerrüt swapları.
b) Toplam getiri swapları.
c) Krediye bağlı tahvillerin nakden fonlanmış kısımları.
(2) Bir toplam getiri swabı ile kredi koruması sağlandığı ve swap üzerinden tahsil edilen net ödemelerin net gelir olarak kaydedildiği, fakat korunan varlığın değerindeki azalmalar için gerçek değerin azaltılması ya da karşılık ayrılması yoluyla gerekli düzeltmelerin yapılmadığı hallerde, kredi koruması dikkate alınmaz.
(3) Alım satım hesabı dışındaki bir alacak için alım satım hesaplarında kayıtlı bir kredi türeviyle finansal koruma sağlanması halinde, korumanın dikkate alınabilmesi için kredi riskinin üçüncü bir taraf ya da taraflara transfer edilmesi gereklidir. Kredi riski azaltımının dikkate alınmasına ilişkin diğer koşullara da uyulması şartıyla, korumanın dikkate alındığı durumlarda risk ağırlıklı tutarların ve/veya beklenen kaybın hesaplanmasında Dört ilâ Yedinci Kısımlarda belirtilen kurallar uygulanır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Kredi Riski Azaltım Tekniklerinde Kullanılacak Koruma Sağlayıcı Araçlarda,
Koruma Sağlayıcılarında ve Kredi Türevlerinde Aranan Özellikler
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Şartlar
Risk yönetimi
MADDE 17 – (1) Kredi riski azaltım tekniklerini kullanmak isteyen bankaların bu tekniklerin kullanılmasından kaynaklanan riskleri yönetmek için yeterli risk yönetim süreçlerine sahip olmaları zorunludur. Bu süreçleri tesis etmeyen bankalar kredi riski azaltım tekniklerini kullanamazlar.
(2) Bankalar kredi riski azaltım tekniklerinin etkilerini hariç tutarak da alacaklara ilişkin kredi riskini sürekli bir şekilde değerlendirmelidir. Repo işlemlerinde, menkul kıymet veya emtia ödünç verme/alma işlemlerinde, sadece bu fıkranın uygulanmasında işleme konu olan alacağın tutarı olarak işlemin net tutarı kabul edilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Fonlanmış Kredi Korumasında Kullanılacak Kredi Koruması Araçlarında
Aranan Özellikler
Bilânço içi netleştirme sözleşmeleri
MADDE 18 – (1) Bilânço içi netleştirme sözleşmelerinin kredi riski azaltımında dikkate alınabilmesi için aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi esastır.
a) Karşı tarafın ödeme aczine düşmesi veya iflas etmesi de dahil her koşulda ve ilgili tüm ülkelerde bu sözleşmelerin hukuken geçerli ve bağlayıcı olması.
b) Banka tarafından bilânço içi netleştirme sözleşmesi kapsamındaki aktif ve pasiflerin her an tespit edilebilmesi.
c) Kredi korumasının sonlanması sebebiyle ortaya çıkabilecek risklerin izlenmesi ve kontrol edilmesi.
ç) İlgili risk tutarlarının net değer bazında izlenmesi ve kontrol edilmesi.
Özel netleştirme sözleşmeleri
MADDE 19 – (1) Özel netleştirme sözleşmelerinin ve sözleşmeyle sağlanan teminatların kredi riski azaltımında dikkate alınabilmesi için aşağıdaki şartlar sağlanmalıdır.
a) Karşı tarafın ödeme aczine düşmesi veya iflas etmesi de dahil her koşulda ve ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde bu sözleşmelerin hukuken geçerli ve bağlayıcı olması.
b) Sözleşmenin, ödeme aczine düşülmesi veya iflas hali de dâhil karşı tarafın temerrüdü durumunda, temerrüde düşmeyen tarafa o sözleşme kapsamındaki tüm işlemleri sona erdirme ve tasfiye etme hakkı vermesi.
c) Sözleşme uyarınca, sona erdirilen ve/veya tasfiye edilen işlemler üzerinden doğan kazanç ve zararların bir tarafın diğer tarafa tek bir net tutarda borçlu olmasını sağlayacak şekilde netleştirilmesi.
ç) Teminatların 20 nci maddenin bir ilâ beşinci fıkralarında belirtilen asgari şartları sağlaması.
Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında finansal teminatların dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar
MADDE 20 – (1) Finansal teminatlar ve altının dikkate alınabilmesi için, düşük korelasyon ilişkisinin varlığı, teminatın hukuki geçerliliğinin mevcudiyeti ve asgari operasyonel yönetime ilişkin şartların sağlanması esastır.
(2) Düşük korelasyon ilişkisinin varlığı, borçlunun kredi kalitesi ile teminatın değeri arasında önemli ölçüde pozitif korelasyon bulunmamasını ifade eder.
(3) Aşağıdaki koşulların sağlanması halinde teminatın hukuki geçerliliğinin mevcut olduğu kabul edilir.
a) Teminatlara ilişkin koruyucu yasal düzenlemelerden faydalanabilmek için gerekli yasal ve sözleşmede yer alan tüm yükümlülükler yerine getirilmeli ve sözleşmenin bağlayıcılığının teminine yönelik gerekli tüm tedbirler alınmış olmalıdır.
b) Teminata ilişkin sözleşmelerin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde bağlayıcılığının teyidine yönelik hukuki incelemeler yapılmış olmalıdır. Düzenlemelerin bağlayıcılığının devamının tespiti için gerektiğinde bu incelemeler tekrar edilmelidir.
(4) Finansal teminatlar ve altının dikkate alınmasında asgari olarak aşağıda yer alan operasyonel yönetime ilişkin şartlar aranır.
a) Teminat sözleşmeleri usulünce belgelendirilmeli ve teminatın zamanında nakde çevrilmesi için açık ve sağlam bir prosedür bulunmalıdır.
b) Teminatın kullanılmasından doğabilecek kredi korumasının başarısız olması veya etkinliğinin azalmasına, değerlemeye ve kredi korumasının sona erdirilmesine ilişkin riskler ile teminatın kullanılmasından doğan yoğunlaşma riski gibi risklerin bankanın genel risk profili üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere kontrol edilmesine yönelik prosedürler ve süreçler tesis edilmeli ve uygulanmalıdır.
c) Kabul edilen teminatların türü ve tutarlarına ilişkin politika ve uygulamalar yazılı hale getirilmelidir.
ç) Teminatın gerçeğe uygun değerinde önemli bir azalma olduğuna ilişkin göstergelerin ortaya çıkması durumunda ve her halükarda asgari altı ayda bir teminatın gerçeğe uygun değeri yeniden hesaplanmalıdır.
d) Teminatın üçüncü bir tarafın zilyetliğinde olması durumunda, üçüncü tarafın söz konusu teminatı kendi varlıklarından ayrı tutmasını temine yönelik gerekli tüm tedbirler alınmalıdır.
e) Tezgah üstü türev işlem ve menkul kıymet finansman işlemlerine ilişkin olarak karşı taraflarla yapılan marj sözleşmeleri kapsamında zamanında ve doğru bir şekilde marj çağrısında bulunulması ve karşı tarafların marj çağrılarına zamanında cevap verilmesi için yeterli kaynak ayrılması sağlanmalıdır.
f) Aşağıda belirtilen hususların kontrol edilmesi, izlenmesi ve raporlanmasını sağlamak amacıyla teminat yönetim politikalarına sahip olunmalıdır.
1) Marj anlaşmalarından dolayı maruz kalınan riskler.
2) Belirli teminatlardaki yoğunlaşmalar.
3) Karşı taraftan alınan teminatın tekrar kullanımından kaynaklı olarak ortaya çıkması muhtemel likidite açığı dâhil olmak üzere teminatların tekrar kullanılması.
4) Karşı tarafa gönderilen teminatlar üzerindeki haklardan feragat edilmesi.
(5) Borçlu veya borçlunun dâhil olduğu risk grubunca ihraç edilen menkul kıymetler teminat olarak dikkate alınamaz. Ancak, borçlu tarafından ihraç edilen ipotek teminatlı menkul kıymetler, ikinci fıkrada aranan koşulun sağlanması kaydıyla, repo işlemleri için teminat olarak dikkate alınabilir.
(6) Basit Finansal Teminat Yönteminde finansal teminatların dikkate alınabilmesi için, korumanın kalan vadesinin korumaya konu olan alacağın kalan vadesinden az olmaması gerekir.
(7) Banka nezdindeki mevduat ya da nakit benzeri kıymetlerin, teminat olarak dikkate alınabilmesi için, mevduat ya da nakit benzeri kıymetlerin rehin veya temlik süresi ile hangi kredi karşılığında rehinli oldukları veya temlik alındıkları sözleşme ile açıkça belirlenmeli ve kredinin vadesi boyunca kredi borçlusunun serbest kullanımına bırakılmamalıdır.
Standart Yaklaşım ve Temel İDD Yaklaşımında gayrimenkullerin teminat olarak dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar
MADDE 21 – (1) Gayrimenkullerin teminat olarak dikkate alınabilmesi için aşağıdaki koşulların ve 62 nci maddede belirtilen değerlemeye ilişkin şartların sağlanması gereklidir.
a) İpotek veya gayrimenkul rehninin zamanında ve usulünce tescil edilmiş olması ve kredi sözleşmesinin akdedildiği tarih itibariyle karşılıklılık ilkesine göre ilgili tüm ülkelerde geçerliliğinin bulunması gereklidir. Sözleşme şartları, teminata ilişkin rehin hakkının kullanılabilmesi için herhangi bir hukuki boşluk oluşturmayacak şekilde düzenlenmelidir. Gayrimenkul teminatına ilişkin hukuki süreç, bankanın teminatı makul bir süre içinde nakde çevirmesine imkân sağlamalıdır.
b) Bankalarca, gayrimenkulün değeri, ticari gayrimenkullerde asgari yılda bir kez ve ikamet amaçlı gayrimenkullerde asgari 3 yılda bir kez gözden geçirilir. Piyasa koşullarında önemli değişikliklerin olduğu durumlarda gözden geçirme daha sık aralıklarla yapılır. Gayrimenkulün değerinin gözden geçirilmesine ve yeniden değerleme gerektiren gayrimenkullerin belirlenmesine yönelik olarak bankalarca istatistiksel yöntemler kullanılabilir. Gayrimenkulün değerinin genel piyasa fiyatlarına göre önemli oranda azalmış olabileceğine ilişkin göstergelerin bulunması halinde gayrimenkul, 62 nci maddenin birinci fıkrasında belirtilen yetkili değerleme kuruluşları tarafından yeniden değerlenir.
c) Bankalarca kabul edilen ikamet ve ticari amaçlı gayrimenkul türleri, gözden geçirme yöntemleri ve bu kapsamdaki kredilendirme politika ve prosedürleri yazılı hale getirilmelidir.
ç) Bankalar, teminat olarak alınan gayrimenkulün uğrayabileceği hasarlar nedeniyle oluşabilecek değer kaybını karşılamak amacıyla sigortalanmasını sağlamalıdır.
Ticari işlemlerden kaynaklanan alacakların Temel İDD Yaklaşımında teminat olarak dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar
MADDE 22 – (1) 11 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen alacakların Temel İDD Yaklaşımı kapsamında teminat olarak dikkate alınabilmesi için aşağıdaki şartlara uyum sağlanması gereklidir.
a) Teminat alınması işleminin sağlam ve etkin bir hukuki dayanağı olmalıdır. Bankanın teminat alınan alacağa ilişkin sahip olduğu hakların açıkça belirlenmiş olması gereklidir.
b) Bankalar, alacağın teminat olarak alınmasından kaynaklanan hakların kullanılabilmesi için gerekli tüm hukuki şartları yerine getirmelidir. Diğer yasal düzenlemelerden kaynaklanan öncelikli haklar hariç olmak üzere bankanın teminat üzerinde öncelikli alacak hakkının olması gereklidir.
c) Bankalarca, teminata ilişkin sözleşmelerin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde bağlayıcılığının teyidine yönelik hukuki incelemeler yapılmalıdır.
ç) Teminat sözleşmeleri usulünce belgelendirilmeli ve teminatın zamanında tahsil edilmesi için açık ve sağlam prosedürler bulunmalıdır.
d) Borçlunun temerrüde düşmesini ve teminatın tahsil edilmesini gerektiren durumların izlenmesini sağlayacak prosedürlere sahip olunmalıdır.
e) Borçlunun ödeme aczine veya temerrüde düşmesi halinde bankanın, alacağın borçlularının onayına gerek olmaksızın alacakları satma veya devretme konusunda yasal hakkı olmalıdır.
f) Bankalar, teminat olarak alınan alacaklara ilişkin kredi riskinin tespitine yönelik olarak borçlunun faaliyetlerini, faaliyette bulunduğu sektörü ve müşterilerinin analizini içeren uygulama usullerine sahip olmalıdır. Teminat olarak alınan alacakların borçlularının kredi riski belirlenirken, kredi borçlusunun verdiği bilgilerin temel alınması durumunda, bu bilgilerin güvenilirliğinin belirlenmesi için kredi borçlusunun alacak yönetimine ilişkin uygulamaları gözden geçirilmelidir.
g) Teminat olarak alınan alacakların değeri ile kredi tutarı arasındaki marj belirlenirken, tahsilat giderleri, tek bir kredi borçlusu tarafından teminat olarak gösterilen alacakların oluşturduğu havuzdaki yoğunlaşma ve toplam kredilerde bankanın kontrolü dışında meydana gelmesi muhtemel yoğunlaşma riski dahil ilgili tüm faktörler dikkate alınmalıdır. Banka, teminat olarak alınan alacakları sürekli takip edecek uygulama usullerine sahip olmalıdır. Kredi sözleşmesine ve diğer hukuki koşullara uyulup uyulmadığı düzenli olarak izlenmelidir.
ğ) Bir kredi borçlusu tarafından teminat olarak gösterilen alacaklar çeşitlendirilmiş olmalıdır. Alacakların tahsil edilebilirliği ile kredi borçlusunun mali durumu arasında aşırı düzeyde korelasyon bulunması halinde alacaklar kredi riski azaltımında dikkate alınmaz. Teminat olarak alınan alacakların tahsil edilebilirliği ile kredi borçlusunun mali durumu arasında önemli düzeyde korelasyon bulunması halinde, bu durum borçluya ait teminat havuzunun bütünü için belirlenecek marjın tespitinde dikkate alınmalıdır.
h) Teminat olarak alınan alacakların tahsilatını kredi borçlusunun yaptığı durumlar dâhil bankanın, teminat olarak alınan alacakları tahsil etmeye yönelik yazılı prosedürü bulunmalıdır.
Diğer fiziki teminatların Temel İDD Yaklaşımında dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar
MADDE 23 – (1) Gayrimenkul dışındaki diğer fiziki teminatların İDD Yaklaşımı kapsamında dikkate alınabilmesi için aşağıdaki şartlara uyum sağlanması gereklidir.
a) Teminat sözleşmelerinin, ilgili tarafların yerleşik olduğu tüm ülkelerde hukuken geçerliliğinin ve bağlayıcılığının olması ve teminata konu varlığın makul bir süre içinde nakde çevrilmesine imkan vermesi sağlanmalıdır.
b) Diğer yasal düzenlemelerden kaynaklanan öncelikli haklar saklı kalmak kaydıyla, yalnızca üzerinde bankaya ait birinci sıra ve derecedeki rehin hakları veya benzeri hakların bulunduğu teminatlar dikkate alınır. Banka, teminatın nakde çevrilmesiyle elde edilen tutar üzerinde diğer tüm alacaklılara göre öncelik hakkına sahip olmalıdır.
c) Piyasa koşullarında önemli değişikliklerin olduğu hallerde daha sık olmak üzere teminata konu varlığın değeri asgari yılda bir kez gözden geçirilmelidir.
ç) Kredi sözleşmesi, teminatın tanımına, yeniden değerleme yöntemi ve sıklığına ilişkin detaylı hükümler içermelidir.
d) Kabul edilecek fiziksel teminat türlerinin ve kredi teminat marjının belirlenmesinde kullanılacak içsel kredi politikaları ve prosedürleri açıkça yazılı hale getirilmeli ve denetime hazır bulundurulmalıdır.
e) Kredi politikalarında işlem türü bazında, kredi teminat marjı, teminatların nakde çevrilebilirliği, teminatın piyasa değerinin belirlenebilirliği, eksperlerce yapılacak kıymet takdir veya değerlemeleri dahil değer belirlemelerinin sıklığı ve teminat değerinin volatilitesi veya volatilite için gösterge olacak değer dikkate alınmalıdır.
f) Başlangıçta ve müteakiben yapılacak değerlemelerde, teminatın kalitesini yitirmesi ve/veya güncelliğini kaybetmesi gibi hususlar dikkate alınmalıdır. Teknolojik gelişmelere ve güncelliğini kaybetmeye karşı duyarlı teminatlar için zamanın etkileri dikkate alınmalıdır.
g) Banka, teminata konu varlığı fiziksel incelemeye tabi tutma hakkına sahip olmalı ve incelemelerin ne şekilde yapılacağına ilişkin politika ve prosedürler oluşturmalıdır.
ğ) Banka, teminat olarak alınan varlığın uğrayabileceği hasarlar nedeniyle oluşabilecek değer kaybını karşılamak amacıyla sigortalanmasını, sigortanın sürekliliğini ve yeterliliğini sağlamalıdır.
Finansal kiralama işlemlerinde, finansal kiralama konusu malların Temel İDD Yaklaşımında teminat olarak dikkate alınmasına ilişkin asgari şartlar
MADDE 24 – (1) Aşağıda belirtilen şartların sağlanması halinde, finansal kiralama işlemleri, finansal kiralama konusu mal ile teminatlandırılmış sayılır.
a) Finansal kiralama konusu mal ilgisine göre 21 veya 23 üncü maddelerde belirtilen şartları sağlamalıdır.
b) Değerinin uygun bir şekilde izlenmesi dahil, finansal kiralama konusu malın kullanımına, kalan ekonomik ömrüne ve planlanan kullanım süresine ilişkin etkin risk yönetimi uygulama usullerine sahip olunmalıdır.
c) Finansal kiralama konusu mal üzerindeki mülkiyet hakkı kiralayanda olmalı ve mülkiyetten doğan haklar zamanında kullanılabilmelidir.
ç) THK hesaplamalarında dikkate alınmaması durumunda, malın amortismana tabi tutulmamış tutarı ile piyasa değeri arasındaki fark, kredi riski azaltım etkisinin gerçekte olduğundan daha fazla görünmesine yol açabilecek kadar büyük olmamalıdır.
Diğer fonlanmış kredi korumalarında kullanılacak koruma sağlayıcı araçlarda aranan özellikler
MADDE 25 – (1) Başka bir banka veya aracı kurumdaki mevduat veya nakit benzeri kıymetlerin diğer fonlanmış kredi korumaları kapsamında dikkate alınabilmesi için;
a) Kredi borçlusunun başka bir banka veya aracı kurumdaki mevduat veya nakit benzeri kıymetlerinin krediyi kullandıran bankaya rehin veya temlik edilmesi ve bu rehin veya temliğin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde yasal bağlayıcılığının bulunması,
b) Mevduat veya nakit benzeri kıymetlerin, rehin veya temlik edildiğinin, mevduat veya nakit benzeri kıymetleri nezdinde bulunduran banka veya aracı kuruma tebliğ edilmiş olması,
c) Yapılan tebligatın sonucu olarak, mevduat veya nakit benzeri kıymetleri nezdinde bulunduran banka veya aracı kurumun ödemeleri sadece krediyi kullandıran bankaya ya da bankanın göstereceği taraflara yapabilmesi,
ç) Rehin veya temliğin şarta bağlanmamış olması ve gayri kabili rücu olması
şartları aranır.
(2) Hayat sigortası poliçelerinin diğer fonlanmış kredi korumaları kapsamında dikkate alınabilmesi için;
a) Hayat sigortası poliçesinin, bankaya rehin veya temlik edilmiş olması,
b) Rehin veya temliğin hayat sigortasını yapan kuruluşa tebliğ edilmesi ve bu tebligat sonucunda, sigorta şirketinin sözleşme kapsamındaki tazminat ödemelerini bankanın izni olmaksızın yapamaması,
c) Borçlunun temerrüde düşmesi halinde; bankanın poliçeyi iptal etme ve iştira (geri satın alma) değerini tahsil etme hakkına sahip olması,
ç) Poliçe sahibinin, poliçe kapsamında gereken ödemeleri yapmaması durumunun bankaya bildirilmesi,
d) Kredi korumasının kredinin vadesine kadar olan süreyi kapsaması ya da sigorta ilişkisinin kredi ilişkisi sona ermeden önce bitmesi durumunda, bankanın sigorta sözleşmesinden doğan tutarın kredi sözleşmesi süresinin sonuna kadar teminat işlevi görmesini sağlaması,
e) Rehnin veya temliğin, kredi sözleşmesi süresince ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde hukuki bağlayıcılığının olması,
f) Poliçenin iştira değerinin, sigorta şirketi tarafından beyan edilmiş ve azaltılamaz olması,
g) Poliçenin iştira değerinin talep üzerine zamanında ödenebilecek olması,
ğ) Poliçenin iştira değerinin bankanın onayı olmadan talep edilemez olması,
h) Sigorta şirketinin, Hazine Müsteşarlığı veya muadili yurtdışı düzenleme ve denetleme kuruluşunun gözetim ve denetimine tabi olması
şartları aranır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Fonlanmamış Kredi Korumasında Sağlanan Korumada ve
Krediye Bağlı Tahvillerde Aranan Özellikler
Kredi türevlerinde ve garantilerde aranan özellikler
MADDE 26 – (1) 28 inci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bir garanti veya kredi türevi ile sağlanan kredi korumasının dikkate alınabilmesi için sağlanan bu korumanın aşağıdaki nitelikleri taşıması şarttır.
a) Kredi korumasının doğrudan sağlanması.
b) Kredi korumasının cayılamaz nitelikte olması ve kapsamının açıkça tanımlanması.
c) Kredi koruması sözleşmesinde, kredi verenin doğrudan kontrolü dışında aşağıdaki hususlara neden olan hükümlerin bulunmaması.
1) Koruma sağlayan tarafça sözleşmenin tek taraflı iptal edilebilmesi.
2) Korunan alacağın kredi kalitesindeki bozulma sonucunda, korumanın efektif maliyetinin artması.
3) Kredi borçlusunun borç ödemelerini vadesinde yapmaması veya finansal kiralama işlemlerinde Yönetmelik, Ek-1, Birinci Bölüm, seksen ikinci fıkra ile Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ Ek-1, Üçüncü Bölüm, dördüncü fıkrada belirtildiği şekilde garanti edilmiş kalıntı değerin finansal kiralama sözleşmesinin sonlandırılması durumunda koruma sağlayan tarafın ödemeleri zamanında yapma yükümlülüğünün engellenmesi.
4) Kredi korumasının vadesinin, koruma sağlayan tarafça kısaltılmasına olanak verilmesi.
ç) Kredi korumasının, kredi sözleşmesi süresince ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde yasal bağlayıcılığının olması.
Operasyonel şartlar
MADDE 27 – (1) Bankalar garanti ve kredi türevlerinin kullanılmasından kaynaklanabilecek potansiyel risk yoğunlaşmasının yönetimi için etkin ve yeterli sistemlere sahip olmalıdır. Kullanılacak kredi türevleri ve garantilere ilişkin stratejiler, bankanın risk profili ile uyumlu olmalıdır.
(2) Bankalar, fonlanmamış kredi korumasına ilişkin koruyucu yasal düzenlemelerden faydalanabilmek için gerekli yasal ve sözleşmede yer alan tüm yükümlülükleri yerine getirmeli ve sözleşmenin bağlayıcılığının teminine yönelik gerekli tüm tedbirleri almalıdırlar. Bankalarca, fonlanmamış kredi korumasına ilişkin sözleşmelerin ilgili tarafların yerleşik olduğu ülkelerde bağlayıcılığının teyidine yönelik hukuki incelemeler yapılmalıdır. Düzenlemelerin bağlayıcılığının devamının tespiti için gerektiğinde bu incelemeler tekrar edilmelidir.
Hazine ve diğer kamu sektörü kontrgarantileri
MADDE 28 – (1) Bir alacağın, merkezi yönetim veya merkez bankası, Yönetmelik Ek-1, Birinci Bölüm, dokuzuncu fıkrada belirtilen uygulamaya tabi bölgesel veya yerel yönetim, Yönetmelik Ek-1, Birinci Bölüm, onüçüncü fıkrada belirtilen uygulamaya tabi bir kamu kuruluşu, yüzde sıfır risk ağırlığına tabi çok taraflı kalkınma bankası ya da uluslararası kuruluş tarafından kontrgaranti verilen bir garantiyle korunması halinde; aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi şartıyla, söz konusu alacak, bahsi geçen kuruluşların verdiği bir garantiyle korunmuş gibi değerlendirilebilir.
a) Kontrgarantinin, alacağa ilişkin kredi riskinin tüm unsurlarını kapsaması.
b) Hem garantinin hem de doğrudan verilmiş olma şartı hariç olmak üzere kontrgarantinin, 26, 27 ve 29 uncu maddelerde belirtilen garantilere ilişkin şartlara uygun olması.
c) Kontrgarantinin etkin bir şekilde koruma sağladığının ispat edilebilmesi ve geçmişte kontrgarantinin sağladığı korumanın söz konusu kuruluşun verdiği doğrudan garantiye kıyasla daha az etkinliğe sahip olduğu konusunda herhangi bir kanıt bulunmaması.
(2) Birinci fıkra hükümleri, birinci fıkrada bahsi geçen kuruluşlardan biri tarafından verilmemiş olan bir kontrgarantiye birinci fıkrada yer alan kuruluşlar tarafından doğrudan garanti verilmesi halinde de uygulanır.
Garantiler için ilave şartlar
MADDE 29 – (1) Bir garantinin dikkate alınması için aşağıdaki koşulların sağlanması şarttır.
a) Borçlunun temerrüde düşmesi ve/veya kredi ödemelerinde herhangi bir gecikme gerçekleşmesi durumunda banka, alacak hakkı kapsamında tahakkuk eden tutar için garantöre zamanında rücu etme hakkına sahip olmalıdır. Garantör tarafından yapılacak ödemeler, bankanın önce borçluya rücu etmesi şartına tâbi tutulamaz.
b) Garanti, koruma sağlayan tarafça üstlenilen ve açıkça belgelenmiş bir yükümlülük olmalıdır.
c) Garanti, borçlunun koruma sözleşmesine esas kredi için yapması beklenen tüm ödemeleri kapsamalıdır. Bu durumun istisnası olarak belirli ödeme türlerinin garantinin kapsamı dışında tutulması halinde, garantinin dikkate alınan tutarı, söz konusu muafiyeti yansıtacak şekilde ayarlamaya tâbi tutulmalıdır.
(2) İkamet amaçlı gayrimenkul ipotekli krediler için sağlanan bir garantinin dikkate alınmasında, 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde ve birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen koşulların yirmidört ay içinde yerine getirilmesi şarttır.
(3) 28 inci maddede belirtilen kuruluşların verdiği veya kontrgaranti sağladığı ya da Kurumca dikkate alınan müşterek garanti programları kapsamında verilen garantiler için, aşağıdaki şartların herhangi birisinin sağlanması durumunda birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen koşulların yerine getirildiği kabul edilir.
a) Banka, borçlunun faiz ödemeleri ve yapmakla yükümlü olduğu diğer ödeme türlerini yerine getirmemesinden kaynaklanan kayıplar da dâhil, maruz kalması muhtemel olan ekonomik kayıp tutarını yansıtan ve garanti kapsamına göre orantılı olarak hesaplanan ihtiyati bir ödemeyi koruma sağlayan taraftan talep etme hakkına sahip olmalıdır.
b) Garanti, borçlunun faiz ödemeleri ve yapmakla yükümlü olduğu diğer ödeme türlerini yerine getirmemesinden kaynaklanan kayıplar dâhil olmak üzere kayıplara karşı koruma sağlamada etkin olmalıdır.
Kredi türevleri için ilave şartlar
MADDE 30 – (1) Bir kredi türevinin dikkate alınmasında aşağıdaki şartlar aranır.
a) Kredi türevi sözleşmeleri, asgari olarak aşağıda belirtilen ödeme şartlarını içermelidir.
1) Ödemenin, işleme konu varlık için öngörülenden daha kısa olmak şartıyla kredi türevi sözleşmesinde belirlenen mehil süresinde yapılmaması.
2) Borçlunun iflas etmesi, ödeme aczine düşmesi veya vadesi gelen borçlarını ödeyememesi ya da vadesi gelen borçlarını ödeme konusunda genel bir acze düşmesi veya bu aczini yazılı olarak açıklaması ve bunlara benzer durumlar.
3) İşleme konu varlığın, anapara, faiz veya ücretlerinden feragat edilmesi veya bunların ertelenmesi gibi yöntemlerle bankayı zarara uğratacak şekilde yeniden yapılandırılması.
b) Nakit teslimata izin veren kredi türevlerinde, kaybın güvenilir bir şekilde tahmin edilebilmesi için etkin bir değerleme süreci ve ödeme şartının gerçekleşmesi sonrasında işleme konu varlığın değerinin belirlenmesi için açıkça belirlenmiş bir süre bulunmalıdır.
c) Koruma alan tarafın işleme konu varlığı, koruma sağlayan tarafa devretme hakkına ve yeterliliğine sahip olması gereken hallerde, işleme konu varlığın şartlarında, bu devir için gereken iznin verilmesinin makul olmayan sebeplerle engellenemeyeceği açıkça belirtilmelidir.
ç) Ödeme şartı durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinden sorumlu olan taraflar açıkça belirlenmiş olmalı, bu tespit sadece koruma sağlayan tarafın sorumluluğunda olmamalı ve koruma alan taraf ödeme şartı durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini koruma sağlayan tarafa bildirme hakkına veya imkânına sahip olmalıdır.
(2) Kredi türevi sözleşmesinde tanımlanan ödeme şartlarının birinci fıkranın (a) bendinin (3) numaralı alt bendinde belirtilen işleme konu varlığın yeniden yapılandırılmasını içermediği durumlarda, aranan diğer şartları taşımak kaydıyla, kredi koruması, 53 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtildiği gibi kredi türevinin değerinde bir azaltım yapılması şartıyla dikkate alınabilir.
(3) Aşağıdaki koşulların sağlanması halinde kredi türevlerinde, işleme konu olan varlık ile referans varlık ya da işleme konu varlıkla ödeme şartı durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinde kullanılan varlık farklı olabilir.
a) Ödeme şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinde kullanılan varlık veya referans varlık işleme konu varlıkla alacaklarda öncelik sıralaması bakımından eşit sırada veya ondan daha alt sırada olmalıdır.
b) Ödeme şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesinde kullanılan varlık ile işleme konu varlık ve referans varlık aynı borçluya ait olmalıdır ve hukuken uygulanabilir çapraz-temerrüt veya çapraz-muacceliyet hükümleri bulunmalıdır.
Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkra uygulaması için gereken şartlar
MADDE 31 – (1) Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkranın uygulanabilmesi için, bir garanti veya kredi türevinden kaynaklanan kredi koruması aşağıdaki şartları sağlamalıdır.
a) İşleme konu varlık Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğin 6 ncı maddesinde belirtilen aşağıdaki alacaklardan biri olmalıdır.
1) Sigorta ve reasürans şirketlerinden olanlar hariç kurumsal alacaklar.
2) Merkezi yönetimlerden alacaklar olarak değerlendirilmeyen, bölgesel ve yerel yönetimlerden alacaklar ile kamu kuruluşlarından alacaklar.
3) Perakende alacak olarak sınıflandırılan KOBİ alacakları.
b) İşleme konu varlığın borçluları ile koruma sağlayan taraf aynı risk grubuna dahil olmamalıdır.
c) İşleme konu varlık aşağıdaki araçlardan biriyle finansal korumaya tâbi tutulmalıdır.
1) Konusu tek bir varlık veya borçlu olan fonlanmamış kredi türevleri veya garantiler.
2) Birinci temerrüt olayına bağlı kredi türevleri.
3) N inci temerrüt olayına bağlı kredi türevleri.
ç) Kredi koruması ilgisine göre 26, 27, 29 ve 30 uncu maddelerde belirtilen şartlara uygun olmalıdır.
d) Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkradaki uygulama yapılmadan önce, kredi korumasının etkisinin işleme konu varlığa uygulanan risk ağırlığına daha önce yansıtılmamış olması gereklidir.
e) Banka, işleme konu varlığın borçlusu hakkında hukuki süreç başlatmak zorunda olmaksızın, ödemeleri koruma satıcısından alma hakkına sahip olmalıdır. Ödeme şartının gerçekleşmesi halinde koruma satıcısının derhal ödeme yapması için gereken tedbirler alınmalıdır.
f) Sözleşmede belirtilen ödeme şartının gerçekleşmesi halinde, kredinin finansal koruma sağlanan kısmından kaynaklanacak tüm kayıplarının karşılanması gereklidir.
g) Ödemenin fiziki teslimatı gerektirdiği durumlarda ilgili kredinin, tahvilin veya şarta bağlı borcun teslim edilebilirliği konusunda yasal belirsizlik bulunmamalıdır.
ğ) Banka tarafından işleme konu olan dışında farklı bir varlığın teslim edilmesinin istenmesi halinde bu varlığın, teslim yükümlülüğünün yerine getirilmesi için piyasadan satın alınmasına imkan verecek düzeyde likit olması gerekir.
h) Kredi koruma sözleşmesi şartlarının yasal olarak bağlayıcı olduğu, koruma satıcısı ve banka tarafından yazılı olarak teyit edilmelidir.
ı) Bankalar, işleme konu varlığın borçlusu ile koruma satıcısının kredi değerliliği arasında sistematik riskin ötesindeki nedenlerle oluşabilecek yüksek korelasyonu tespit edebilecek süreçlere sahip olmalıdır.
i) Temlik riskine ilişkin bir koruma sağlanması halinde, devralınan alacakların satıcısı ile koruma satıcısı aynı risk grubunda yer almamalıdır.
(2) Birinci fıkranın (c) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan araçlarla finansal koruma sağlandığı durumlarda Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölüm, dördüncü fıkranın uygulamasında en düşük risk ağırlıklı tutara sahip varlık dikkate alınmalıdır.
(3) Birinci fıkranın (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan araçlarla finansal koruma sağlandığı durumlarda, n inci temerrüt olayına bağlı kredi korumasının dikkate alınabilir olması için; (n–1) inci temerrüt olayına bağlı kredi korumasının mevcudiyeti veya (n–1) adet temerrüt olayının gerçekleşmesi gereklidir. Bu durumda, Kredi Riskine Esas Tutarın İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşımlar ile Hesaplanmasına İlişkin Tebliğ, Ek-1, Birinci Bölümü, dördüncü fıkranın uygulamasında en düşük risk ağırlıklı tutara sahip varlık dikkate alınmalıdır.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Fonlanmış Kredi Korumasında Kredi Riski Azaltımının Hesaplanması
BİRİNCİ BÖLÜM
Krediye Bağlı Tahviller ve Bilanço İçi Netleştirme
Krediye bağlı tahviller
MADDE 32 – (1) Krediye bağlı tahvil ihracından sağlanan fonlar, tahvilin içerisinde saklı kredi temerrüt swabının ilgisine göre 13 veya 14 üncü maddelerde belirtilen koruma sağlayıcılar tarafından sağlanması halinde nakit teminat olarak dikkate alınabilir.
Bilanço içi netleştirme
MADDE 33 – (1) Kredi kullandıran bankaya kredi borçlusu tarafından yatırılan aynı para birimi cinsinden mevduat veya bankaya kullandırılan kredi, netleştirme sözleşmesine konu edilmeleri halinde nakit teminat olarak dikkate alınır.
İKİNCİ BÖLÜM
Özel Netleştirme Sözleşmeleri
Özel netleştirme sözleşmeleri
MADDE 34 – (1) Özel netleştirme sözleşmesine tâbi işlemler için 35 inci maddenin beşinci fıkrası ve 36 ncı maddenin sekizinci fıkrası uyar