Mehveş Evin: Karanidenizin yeni kabusu, Yeşil Yol!
Sahil yolu, binlerce HES, taş ocakları, maden arama, nükleer santral derken Karadeniz bölgesinde bir de "Turizmle kalkınma” adına Doğu Karadeniz yaylalarını birbirine bağlayacak bir otoyol Yeşil Yol var...
Adı afilli ve çevreci, ancak aslı -bölge insanının gayet iyi bildiği gibi- ekolojiden, korumacılıktan çok uzak.
Herşeyden evvel, “Yeşil Yol”un (diğer adı yayla koridoru) nasıl yapılacağı henüz belirsiz... 1500 km’si asfalt, toplam 2500 km’lik devasa “yayla otoyolu” birkaç yıl önce altı ilin (Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Rize ve Artvin) valiliklerine ihale edildi.
Ne var ki valiler, Yeşil Yol’a dair soruları yanıtlamaktan ısrarla kaçınıyor. Bu kadar büyük bir kamu yatırımı sözkonusu, ancak ne halkın, ne uzmanların görüşü sorulmuş.
İş makineleriyse şimdiden dağı taşı kazıyor...
Samsun’dan Hopa’ya hobaaaa
Haftasonu Helsinki Yurttaşlar Derneği (*) konunun muhattabı kamu ve sivil toplum temsilcilerini Çamlıhemşin’de biraraya getirdi.
Daha doğrusu, biraraya getirmeye çalıştı...
Çünkü Turizm Bakanlığı hariç, ilgili kamu kuruluşları temsilcilerini yollamamıştı, gelenler de katılmadı.
Yeşil Yol’a dair öğrenebildiklerim:
- Orman Bakanlığı’na bağlı Milli Parklar Müdürlüğü, “Rize Doğa Turizmi Master Planı 2013-2023” hazırlamış. İçine bir SWOT analizi koymuşlar, içler acısı... Her neyse, planda Samsun’dan Hopa’ya bir “yayla koridoru”nun açılmasından bahsediliyor.
- “Master plan”da yolun nasıl yapılacağına dair somut bilgi yok. Kontrolsüz ve plansız yapılaşma
nedeniyle şimdiden yaylaları tehdit eden beton kültürünün, yaylaları birleştiren bir yolla
ne hale geleceği ise hayalgücüne bırakılmış.
- Doğu Karadeniz turizm master planı, harita üzerinde Yeşil Yol’u gösteren tek belge. Haritada, yaylalarda yapılacak konaklama merkezleri, asfalt dökülecek yaylalar işaretli. Acaba kimler şimdiden
payını kaptı?
Kötü örneklerle dolu
Bazıları diyecek ki “Ne güzel, böyle bir yolla hem Doğu Karadeniz alternatif turizmle kalkınacak. Hem yerli/yabancı turistler gidemediği
yaylalara çıkacak...”
Haşmetlilerin uslubuyla söyleyeyim: Kimse birbirini kandırmasın!
İş paraya, inşaata gelince hiçbir kuralın tanınmadığını artık ilkokul çocukları
bile öğrendi.
Konu, yol istememek, “gelişmeye karşı olmak” değil! Nasıl yaptığınız önemli...
1) Karadeniz’de yaylalar bir rezerv alanı. 10-15 yıl önce halkın talep ettiği asfalt yollar, yaylacılığı bitirdi. Uzungöl’den Ayder’e, şimdiden kötü turizm örnekleriyle dolu Doğu Karadeniz.
2) Yaylaları “mass turizm”e açmak, talanı 2000’li rakımlara çıkarmak demek. Büyük şirketlerin nemalanacağı, yerel halka para kazandırmayacak bir
turizm modeli sözkonusu.
3) Bazı yurttaşların da dillendirdiği
asıl tehlike, bu yolun madencilik faaliyetleri için yapılacağı yönünde. MTA’nın sitesine bakın; bakırdan altına, Doğu Karadeniz’de “keşfedilmeyi” bekleyen nice cevher var...
Bir yandan 2023’te “60 milyon turist” gibi uçuk bir hedef belirle... Diğer yandan
en korunması gereken tarihi, doğal ve kültürel varlıklarını talan et.
Sahi, nasıl olacak bu iş?
NEDEN HELSINKI?
- Adındaki “Helsinki” yanıltmasın: Helsinki Yurttaşlar Derneği, Finlandiya veya Avrupa merkezli değil, yerli ve
sivil bir girişim.
- Derneğin Türkiye’deki faaliyetinin başlangıcına kaynaklık eden Helsinki Yurttaşlar Meclisi, barış, insan hakları, çevreyi tahrip etmeyen bir ekonomi, uluslararası demokrasi ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde faaliyet gösteren toplumlar arası bir dayanışma ve ilişki ağı.
- Türkiye’deki derneğin “Helsinki” adını taşıması, Sovyetler’in dağılmasından sonra barışın tahsisi için bir zemin hazırlayan Helsinki Nihai Senedi’ne
tarihsel bir gönderme.
Mehveş Evin-Milliyet Gazetesi