Meral Akşener'den Kanal İstanbul yorumu!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündemin en sıcak tartışma konularından biri olan Kanal İstanbul'la ilgili görüşlerini açıkladı...
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk'te gündeme dair soruları yanıtladı. Akşener, Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmeleri gerektiğinin altını çizen Akşener, "Gerek randevu alır, Esad'la konuşurum" dedi. Akşener ayrıca, İdlib'den gelecek yeni bir göç dalgasına karşı kesinlikle kapıların kapatılması gerektiğini söyledi.
Libya meselesiyle ilgili olarak soruları yanıtlayan İYİ Parti Lideri Akşener şu ifadeleri kullandı:
Mavi vatan deniyor. Biz ona 'evet' oyu verdik. Dolayısıyla o konuyla ilgili bir sorunumuz yok. Uzman şahısların önerdiği konu olduğu için o mutabakat metnine evet oyu verdik. Sayın Erdoğan'ın asker göndermeye ilişkin bir tezkeresini bugün gördüm. Şimdi bizim metodumuz şu partimizde. Demokrasiyi gerçekten içselleştirmeye çalışıyoruz. Hepimiz otoriter sistemlerin içinden geldik, ben de dahil olmak üzere. Genel başkanın vardır bildiği probleminin dışına çıkabilmek için. 7'sinden sonra gelecek olan tezkere konusunu sayın Özdağ, sayın Aydın Sezgin, sayın Ahmet Erozan, sayın Aytun Çıray'la biraraya geliyoruz. Onlar işin uzmanı. Onlardan görüş alıyoruz. Oy verecek olan milletvekili arkadaşlarımızla da toplantı yapılıyor. İtirazlar ya da öneriler geliyor. Orada nasıl bir oy verelim diye oylanıyor ve karar veriliyor. Kişisel fikrimi söylüyorum, Mehmetçiğin iç savaşın tarafı olmasını doğru olmadığını söylemek isterim. Karşıda Haer diye birisi var. Onu Rusya ve Mısır destekliyor. İsrail ortada. S-400'ler yüzünden ABD'nin yaptırım uygulayacağını ilan ettiği. 2011'de 'Dostum Esad', 2015'de 'Katil Eset'. Çık hızlı bir değişim. Sayın Erdoğan'ın aşk nefreti üzerinden yürüyen bir sistem. Bizim dış politikamız bugün itibarıyla bipolar. Hangi ilişkinin hangi ülkeyle belli olmadığı ilişki biçimi.
Akşener'in açıklamalarından satır başları:
FATİH ALTAYLI: Türkiye son günlerde birkaç mevzuyu tartışıp duruyor. Kanal İstanbul meselesi. Bu iş büyüdü. Sayın İmamoğlu burada Teke Tek konuğuydu. 'Ben buna asla izin vermem, bu İstanbul'a ihanetten de öte cinayettir' dedi. Belki arka plandan yürüyen Kanal İstanbul meselesi vardı. Konu kapandı derken bugün Bakan çıktı açıklama yaptı. Siz ne düşünüyorsunuz?
MERAL AKŞENER: Bizim Kalkınma Başkanlığımız var. Onlar bu tartışma açıldığı zaman, 2011'de seçim için sayın Erdoğan tarafından 'çılgın proje' denmişti. 8 yıldır kimse ağzına almadı. Kalkınma Başkanlığımız bir çalışma yaptı. Fakat esas olan şu, şimdi biz prensip olarak, AK Parti'nin getirdiği ister büyük, ister çılgın, ister akıllı Türkiye'ye yönelik herhangi bir projeye kategorik olarak karşı değiliz. Şimdi bir kanal açılacak. Bunun çevre, stratejik, İstanbul, nüfus, deprem boyutu var. Ve dış boyutu var. Buna sadece bir yatırım olarak yaptığımız zaman, ekonomik olarak buna bir talep var mı? Deniyor ki 20 milyar dolarlık bir yatırım. Bu yatırımı yaptıktan sonra Türkiye ne kazanacak? Süveyş, Panama kanalı gibi. Bu yatırıma karşılık Türkiye ne kazanacak? Türkiye'de böyle bir ekonomik talep var mı? Böyle bir talep yok. Sayın İmamoğlu'nun söylediği 30 milyon metre kare toprak satılmış. Kim aldı? Kimler aldı? Tanıdıklar, bildikler mi aldı? Madem bu Kanal İstanbul'u 2011'de söylediniz, o zaman o toprakların el değiştirmesine karşı niye önlem almadınız? Satın alınan yerler istimlak edilecek. Nasıl edilecek? 1 liralık yeri belki 100 liraya istimlak edeceksiniz. İnşallah bu çılgınlıktan vazgeçilir diye düşünüyorum. Bilim insanlarının söylediği çevre, deprem, dış ilişkiler, anlaşmalar, Türkiye'nin güvenliği vs. bütün bunlarda uzmanlar doğru olmadığına dair fikir beyan ediyorlar.
"EĞER YEŞİL ALAN YARATILACAKSA EVET OYU VERECEĞİM"
ALTAYLI: Olabilir diyenler de var.
AKŞENER: ÇED Raporu'nda imza sahibi olan 'Hz.Nuh'un oğluyla cep telefonu ile görüştü' diyenler de var. Türk usülü Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne geçtik. Sayın Erdoğan o zaman Cumhurbaşkanı idi. Kendisine uygun bir terzi üzerinden elbise dikildi. Şimdi her bir konu tek kişinin iki dudağı arasına ve bilgisine bırakılmış. Başka hiç kimsenin fikir beyan edemediği bir hükmetme sistemiyle karşı karşıyayız. İşsizliğiniz almış başını gitmiş, istihdam probleminiz var. Üç üniversite mezununundan biri işsiz. Kadın işsiz sayısı artıyor. 70 bin kişinin işini kaybettiği Türkiye'deyiz. Yatırıma, sanayiye yönelik, tarımla meşgul olan insanların üretime dönmesine yönelik pekçok problem var. Elinizde böyle bir imkan varsa buradaki problemlerimize çözüm aramanız gerekirken Kanal İstanbul ile meşgul ediliyor Türkiye. Şahsım adına bir şey söyleyeceğim, hiçbir rantın oluşmasına fırsat vermeden, Kanal İstanbul'u açacaklarsa, orası yeşil alan bırakılmak ve orayı satın alanların elinde kalmak kaydıyla ben oy vereceğim. Köprüler yapıldı, şehir hastaneleri yapıldı, hasta garantisi, geçiş garantisi verildi. Niğde'de oturan vatandaşımız o köprüden geçmiyor, ama buna karşılık geçiş garantisi verildiği için onu ödüyor. Vatandaşın cebinden çıkacak birileri zengin olacak, sonuçta Türkiye meşgul edilecek.
"SONUÇTA İSTANBUL İÇİN BİR REFERANDUM YAPILMASI ŞARTTIR"
ALTAYLI: Burada yapılacak şehirle ilgili çok ciddi projeler tanıtım filmlerinde gösteriyor. O rant devlete ve millete kalacaksa varım diyorsunuz.
AKŞENER: Bugün bizi yöneten arkadaşlar açısından elbette fikrimizin kıymeti harbiyesi yok ama bizi izleyen vatandaşlarımız açısından söylüyorum. Son tahlilde İstanbul'da İstanbul için bir referandum yapılması şarttır.
ALTAYLI: Size göre bu kanal yapılmamalı.
AKŞENER: Yapamayacaklarını biliyorum. Şehir hastanelerine benzeyecek.
ALTAYLI: Şehir hastaneleri yapıldı ama...
AKŞENER: İngiltere'nin terk ettiği sistemi aldık. Tamamen birilerin cebine para koymaktan bu millet bıktı. Asgari ücretin tespiti, ısınma, barınma, eğitim ve ulaşım üzerinden olur. İstihdamın artması açısından, işveren açısından asgari ücret kesinlikle vergi dışı kalmalıdır.
ALTAYLI: Yüzde 15'lik bir zam geldi asgari ücrete, net ücret.
AKŞENER: Elektrik, doğalgaz, elektrik giderleri arttı. Gıda maddesine, elektrik kullanımına 66,70,80 arası zam var.
"TANK PALETLE İLGİLİ AK PARTİLİLERİN SAVUNMASINI GÖRMEDİM"
ALTAYLI: Tank palet fabrikasını nasıl görüyorsunuz? Ben özellikle savunma sanayi gibi konularda devletle, savunma sanayi şirketlerinin ortak hareketlerini doğru bulurum. Ancak benim önemsediğim şudur, bir fırsat eşitlği, bütün şirketler arasında birilerini ayırmama, ihale sonrası şartları değiştirme gibi meseleler önemlidir. Siz ne görüyorsunuz?
AKŞENER: BMC'yi satın alan kişi ayrıca bir fabrika yapmak üzere Sakarya'nın Karasu diye hatırlıyorum sayın Erdoğan'ın temelini attığını fabrika var. Bizim Sakarya milletvekilimiz Ümit Dikbayır bu konuyu çok iyi bilen bir arkadaşımız. Şimdi o fabrikanın yerinde yeller esiyor, bina yok. Biz sayın Erdoğan'ın ağzından yatırıma ihtiyaç var, dolayısıyla biz bunun kullanımını verdik. Ethem Sancak Bey kiraladık diyor. Burada meşhur Altay tankları yapılacakmış. Müşterisi kim Türk ordusu. Garantili alım. Fabrika bizim, işçi bizim, bina, teknoloji bizim, daha ilginci makinalar da bizim. Sayın Erdoğan 50 milyon dolar yatırım diye söyledi. Ben dedim ki, 'Bir emekli maaşımı bağışlayacağım, buyrun ey milletim toplayın' dedim. Altay tankının prototipinin üretilmesi için bir grup iş adamına yerli ve milli işadamına görev verildi. 1 milyon dolar harcandı prototip için. İhale BMC kaldı. Sizin dediğiniz kriterlerin hiçbiri olmadı. 20 milyar dolar Kanal İstanbul'a para buluyorsunuz. Yandaş mütaahidin bir yerini satın alıyorsunuz. Buna karşılık tank palet fabrikasına para bulamıyorsunuz. Bütün mesele bir ihale şartlarına uyulmaması. Önceden şu kadar teşvik verilecek vs. ilan edilmemiş olması, 1 milyar dolar harcanmış bir prototip yapılmış. Bunun karşılığı olarak ekarte etmişsiniz, sonuç itibarıyla kendi fabrikasında 3 bin tank üreteceksiniz, ordunuz satın alacak. 50 milyon dolar veya 500 milyon dolar siz oraya para bulamıyorsunuz, stratejik, kritik fabrikasınız. Orada özel teknolojik bilgiler var. Siz bunun kullanımı 25 yıllığına veriyorsunuz. Hani yollardan geçerken müşteri garantisi var ya, aynı şekilde 3 bin tankı üretecek, parça parça ordu da satın alacak. Sizin kanalınızdaki programı baştan sona izledim. O programa AK Partili siyasetçilerin katılması lazımdı. Tank paletle ilgili olarak AK Partili yöneticilerin de şiddetli bir savunmasını görmedim.
ALTAYLI: Sayın İmamoğlu dilekçe verin çağrısında bulundu. Siz de verecek misiniz?
AKŞENER: Yarın Beşiktaş'ta İl Çevre Müdürlüğü'ne gidip, İstanbul İl Teşkilatı, sayın Buğra Kavuncuoğlu başkanlığında gidecekler. Kanal İstanbul karşıtı dilekçe vereceğiz.
Kanal İstanbul'un ÇED süreci Türkiye'nin en şeffaf süreçlerinden biri oldu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kanal İstanbul'un ihalesi yakında!
İmamoğlu'nun Kanal İstanbul'a yaptığı 15 itiraza, Mustafa Ilıcalı'dan 15 yanıt!