Merkez Bankası faiz indirimine gidecek mi?
İndirim üstüne indirim yaparak faiz koridorunu tarihin en düşüğüne çeken Merkez Bankası yılın 10`uncu PPK toplantısında da faiz indirimine gidecek mi? Merkez Bankası nasıl bir yol izleyecek?
İndirim üstüne indirim yaparak faiz koridorunu tarihin en düşüğüne çeken Merkez Bankası yılın 10`uncu PPK toplantısında da faiz indirimine gidecek mi? Merkez Bankası nasıl bir yol izleyecek? Uzmanlar UZMANPARA`ya değerlendirdi.
Geçtiğimiz ay beklentilere paralel olarak yılın 9'uncu Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını da pas geçmeyen ve faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan indirerek yüzde 8.25'e çeken Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) bu ay nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor.
20 Ekim'de faiz kararını açıklayacak olan, indirim üstüne indirim yaparak faiz koridorunu tarihin en düşüğüne çeken TCMB, yılın 10'uncu PPK toplantısında yeniden faiz indirimine giderek yeni bir tarih yazacak mı? Merkez Bankası nasıl bir yol izleyecek? Uzmanlar UZMANPARA'ya değerlendirdi.
7 AYDA TOPLAM 250 BAZ PUAN İNDİRİM!
Merkez Bankası, Erdem Başçı Başkanlığı'ndaki son toplantısında faiz koridorunun üst bandında 25 baz puan, nisan, mayıs ve haziran ayındaki toplantısında 50 baz puan, temmuz ve ağustos ayı toplantısında ise 25 baz puan da indirime gitmişti. Eylül ayında yapılan 25 baz puanlık indirimle birlikte marttan bu yana yapılan toplam indirim 250 baz puana ulaştı.
KapitalFX Araştırma Uzmanı ve UZMANPARA yazarı Enver Erkan, Merkez Bankası'nın bu ay nasıl bir karar alacağı hakkında UZMANPARA'ya yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
"Merkez Bankası’nın şu anda içinde olduğu politika patikasını yorumlarken, genel geçer bilinenlerin biraz dışına çıkmak gerekiyor. Daha önceki yorumlarımızda, “eğer enflasyon tek gösterge olarak alınsaydı faiz indirimlerinin devam etmemesi gerekmektedir” demiştik. Dış finansmana ilişkin endişelerin yakın dönem için hafiflemesi ile beraber enflasyon ve reel getiri ilişkisi arka planda kaldı ve öncelik büyümeye verildi.
İktisadi büyümeyi kısa dönemde desteklemek amacıyla para politikasının da etkin bir şekilde gevşetilmesi durumunun ortaya çıktığını görüyoruz. “Sadeleşme” politikası çerçevesinde TCMB hali hazırda faiz koridorunun üst bandında toplamda 250 baz puanlık indirim yapmıştır. Faiz koridoru halen 100 baz puanlık bir alan içine sıkışmıştır ve koridoru tamamen simetrikleştirmeye TCMB’nin Perşembe yapacağı hamleye göre 1 veya 2 adım kaldı. Bir opsiyon; faiz koridoru üst bandında ve alt bandında 25’er baz puan indirim yaparak simetirkleştirmeyi tamamlamak (%8,00 - %7,50 - %7,00). Diğeri ise; faiz koridoru üst bandını 25 baz puan indirerek simetrikleşme adımını 1 ay ertelemek ve koridoru %7,75 - %7,50 - %7,25 haline getirmek.
'MERKEZ 'TEMKİNLİ DURUŞ' DEMİŞTİ'
Hatırlanacağı gibi, Merkez Bankası “sıkı duruş” ifadesini metinden çıkarmış ve onun yerine “temkinli duruş” demişti. Kısa vadede enflasyonda gıda kaynaklı düşüş sinyallerinin verilmesi de, ana odak noktasının değişmesi durumunu beraberinde getirmiştir. Bu politikanın amacına tam olarak ulaşması aslında, enflasyonda istenen düşüşün sağlanmasıyla mümkün olabilir. Cari yıl sonu enflasyon beklentileri halen %8 seviyesine yakın. Son açıklanan; enflasyon sepetinde gıda grubunun ağırlığının azaltılmasına ilişkin çalışmanın da manşet enflasyonda matematiksel geri çekilmeyi sağlamak amaçlı olduğunu düşünüyoruz. Ancak bu sefer de açıklanan enflasyon ve gerçek enflasyon ayrışımı yaşanacak, açıklanan verilerin kredibilitesi ciddi anlamda sorgulanacaktır.
Bugün için konuşacak olursak TL’yi kontrol etmek gibi bir endişe yok. Daha uzun vade için ise, faiz koridorunun daraltılması gerekliliğinden emin değiliz. Para politikasında hareket alanı olması gerektiğini düşünüyoruz. Atılan her adım para politikasının gevşediğine yönelik algıları kuvvetlendirecek.
'FAİZ İNDİRİMLERİ DEVAM EDECEKTİR'
TCMB’nin faiz indirimlerine devam edeceği beklentileri TL’nin dayanma gücünü azaltmaktadır. Bu hafta yayınlanan yabancı raporlar da beklenenden fazla faiz indirimi yapılmasının kur üzerinde katalist etkisi olabileceğinden bahsetmekteler. Merkez Bankası’nın da odak noktasının büyümeyi desteklemeye kaydığını ve iç talep kaynaklı büyüyeceğimizi düşünerek; 2 faiz indiriminin daha 25’er baz puanlık dilimlerle yapılmasını; faiz koridorunun en son %7,75 - %7,50 - %7,25 bandında simetrik hale getirilmesini bekliyoruz. Yani Ekim PPK’da ve Kasım PPK’da faiz indirimleri yapılacak. En sonunda da tek politika faizinin %7,50’de oluşturularak sadeleşmenin bitirileceğini öngörüyoruz. Büyümenin odak noktasına oturtulduğu bir ortamda da, her ne kadar teorik olarak aksini düşünsek de faiz indirimleri devam edecektir"
ALB Forex Araştırma Uzmanı ve UZMANPARA yazarı Rıdvan Baştürk, Merkez'in kararı öncesi UZMANPARA'ya şu değerlendirmede bulundu:
"TCMB’nin Perşembe günü gerçekleştireceği para politikası kurulu toplantısının ardından açıklayacağı faiz oranı kararları TL cinsi varlıklar açısından volatilite yaratma ihtimali yüksek görünmekte. Merkez Bankası sadeleştirme yol haritası kapsamında enflasyondaki geri çekilme ve küresel risk iştahındaki artıştan destek bularak Mart ayından itibaren faiz koridorunun üst bandında indirime gitti. Mart ayından önce yüzde 10.75 olan üst bant mevcut durumda yüzde 8.25’e kadar indirildi ve faiz koridoru 100 baz puan aralığına kadar geriledi.
Merkez faiz indirimlerine devam ederken, ağırlıklı ortalama fonlama faiz oranı ise yüzde 9.0’lardan yüzde 7.70’lere kadar geriledi. Diğer yandan 2 yıllık gösterge tahvil faiz oranı ise hem enflasyondaki geri çekilme hem de küresel risk iştahındaki artış ile gelişen ülke piyasalarına para girişleri neticesinde yüzde 8.40’a kadar geriledi. Ancak mevcut konjonktürde piyasadaki havanın değiştiğini görmekteyiz.
'ARALIKTA FAİZ ARTIRIMI OLABİLİR'
Öncelikle yurtdışında Fed’in faiz artırım beklentilerinin artış göstermesi sermayenin gelişen ülke piyasalarından çıkmasına neden olmakta. Gelen son makro veriler ve Fed üyelerinin açıklamaları Aralık ayında bir faiz artırımının yaklaştığını işaret etmekte. Bu süreçte ABD doları küresel bazda değer kazanımları yaşarken, ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise yüzde 1.80 seviyelerinde seyretmekte. Bu durum gelişen ülke varlıklarını baskılamakta.
Her ne kadar gelişen ülke para birimlerinin geneli dolar karşısında zayıf performans sergilese de TL’nin bu kayıplarda ön sıralarda yer aldığını görmekteyiz. Buna neden olarak ise Moody’s’in not indiriminin etkilerinin hissedilmeye başlanması, OVP’de yapılan aşağı yönlü revizyonlar ve son günlerde artış gösteren siyasi ve jeopolitik riskler gösterilebilir. Bu gelişmeler neticesinde dolar kuru 3.1130 ile tarihi rekor seviyeye yükselirken, kurda gelen kar satışlarının ardından alım tarafının çok gecikmeden canlandığını görmekteyiz.
'MERKEZ BANKASI İNDİRİME GİDEBİLİR'
Eylül ayı enflasyonu yıllık bazda yüzde 7.28’e geriledi. Gıda fiyatlarındaki düşüş manşet enflasyonu aşağı çekerken, akaryakıt ürünlerindeki vergi artışı doğrudan ve dolaylı etkileriyle bu gerilemeyi sınırladı. Her ne kadar son açıklanan enflasyon verisi Merkez Bankası’na faiz indirim konusunda alan sağlasa da özellikle kurdaki yukarı yönlü hareketler ve gıda fiyatlarında yaşanabilecek olası artışlar enflasyondaki görünümün bozulmasına neden olabilir. Bu haftaki toplantıda Merkez Bankası’nın faiz koridorunun üst bandında 25 baz puan indirime gidebileceğini düşünmekteyiz. Ancak bundan sonraki süreçte gerek yaklaşan ABD başkanlık seçimleri ve Fed beklentileri gerekse içeride artan siyasi ve jeopolitik riskler neticesinde faiz indirimlerine ara verme ihtimali yüksek görünmekte"
Destek Menkul Değerler Araştırma Müdürü ve UZMANPARA yazarı Murat Tufan, Merkez'in kararı öncesi UZMANPARA'ya şu açıklamalarda bulundu:
"Dış piyasalarda yaşanan gelişmelerin yanı sıra iç piyasada yaşanan siyasi ve jeopolitik gelişmeler TL varlıkları üzerinde baskı yaratan gelişmeler olarak öne çıkıyor. Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemini içeren teklifin kısa sürede Meclis’e sunulacağı beklentisi, Musul sorunu ile yaşanan gelişmeler Lira’nın dolar karşısında değer kaybetmesine neden oldu. Elbette ki kurdaki değer kazancının tek nedeni Lira’da yaşanan değer kaybı değil. Amerika Merkez Bankası (FED)’nın yılın son toplantısı olan Aralık ayında faiz artıracağı beklentisi doların küresel ölçekte güçlü kalmasını sağlıyor. ABD’de açıklanan makroekonomik veriler her ne kadar FED’in hedeflerini karşılamasa da bankanın kredibilitesini korumak adına faiz artırımı gerçekleştireceği algısı mevcut.
Tüm bu gelişmelerle birlikte kurda tarihi zirve seviyelerinin görülmesi sonrası gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nın bu hafta yapacağı toplantısına çevrildi. Bilindiği üzere TCMB sadeleştirme kapsamında bu yılın Mart ayı itibariyle faiz koridorunun üst bandında toplamda 250 bp‘lık bir indirime gitti. Bu hafta yapılacak toplantıda ise kurda gelinen bu seviyeler sonrası bankanın faiz indirimlerine devam edip etmeyeceği merak konusu. Şu anki konjonktürel durum göz önüne alındığında Merkez Bankasının faizlerde değişiklik yapmamasını da makul bir karar olarak değerlendirebiliriz.
'TCMB FAİZ İNDİRİMLERİNE DEVAM EDEBİLİR'
Ancak son enflasyon rakamlarındaki hızlı düşüşle birlikte TCMB faiz indirimlerine bu ay içinde devam edebilir. Öte yandan, hükümetin faiz indirimini destekleyici yöndeki açıklamaları TCMB’nin faiz indirimlerine kararlılıkla devam etmesini sağlayabilir. Bankanın faizlerde indirime devam etmesi TL varlıkları üzerindeki baskıyı artırabilir ve kurda yeni rekor denemeleri görebiliriz. Ancak TCMB’nin piyasa beklentilerinin aksine faiz indirimlerine ara vermesi Lira üzerindeki baskıyı azaltabilir ve kurda geri çekilme hareketleri görebiliriz. Teknik fiyatlamalara baktığımızda, kurda 3.0790-3.0650 destek bölgesi üzerinde kalındığı takdirde geri çekilme sınırlı kalabilir. Kurda satışların hız kazanabilmesi için bu bölge altında fiyatlamaların gerçekleşmesi gerekebilir. Bu bölge üzerinden kalıcılık sağlandığı sürece 3.1120 -3.1200 bandı hedef seviyeleri görülebilir."
Milliyet/Uzmanpara