Sektörel

Mert Yücesan: Fabrikalar ek yatırımlarla büyüyor!

Marsh Türkiye Genel Müdürü Mert Yücesan, Türkiye’de şirketlerin fon gibi çalıştığını belirterek, “Holdinglerimiz inşaattan girip turizmden çıkıyor. Risk yönetimi tüm dünyada çok önemli bir yere sahip. Ancak, Türkiye’de risk algısı düşük. Uzun vadeli plan

 

RİSK yönetimi danışmanlık ve sigorta brokerlığı şirketi Marsh Global’in Türkiye Genel Müdürü Mert Yücesan, Türkiye’deki holdinglerin birer fon şirketi gibi çalıştığını söyledi. Yücesan, “Amerika’da Ford hep otomobil üretir. ‘Otomobilde kârlılık düştü, dur bir de turizme, enerjiye gireyim’ demez. Türkiye’de ise bir şirket otoban ihalesinden çıkıp otel inşaatına gidiyor. Enerji yatırımı yapıp, otomotive de giriyor. Avrupa’lı şirketler bu şekildeki şirketlere yatırım yapmayı pek tercih etmiyor. Çünkü riski ve dengesiz yatırımı Avrupalı yatırımcılar çok sevmiyor. Avrupalı çok net. ‘Param var kime yatırırım, risk yönetimi yapana’ zihniyeti var” diye konuştu.  Çevresel ve nüfus artışı Marsh tarafından yayınlanan Global Risk Raporu 2012 hakkında bilgi veren Yücesan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Dünyadaki şirketlerin bu yıl endişe duydukları konu sera gazları salınımı ve nüfus artışı. Nüfus artışının 2050’ye kadar devam etmesi bekleniyor. Üçüncü konu ise kronik hale gelen mali zayıflık ve dengesizlikler. Bir diğeri ise teknoloji ve sistem hataları oluyor. En çok risk unsuru taşıdığı belirtilen konulardan 5’incisi ise global yönetim hataları. Bu konuda şirketler en çok Avrupa Birliği’nin (AB) ortak paralarının olması ama ortak yönetimlerinin olmaması konusuna değiniyorlar. Türk şirketleri özelinde baktığımızda da sıralama bu şekilde gidiyor.” Yeni TTK’da da var Yücesan, özellikle finans sektörünün risk yönetimi konusunun üzerine daha fazla düşmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: “Türkiye’de sağlam bir bankacılık sistemi olduğundan dolayı görünmeyen riskler bulunuyor. Bankalar kredi verir, ya geri alamayıp zarar eder ya da kârıyla birlikte geri alır. Bankaların risklerini dengeli bir şekilde karşılaması ve ona göre karşılık göstermesi gerekiyor. Varlıkları üzerindeki riskler var. Bu da krediler. Bankaların bundan sonra kredi verdiği kurumlardaki risk yapısına göre karşılık ayırması bekleniyor. Kredi maliyetlerini direkt ilgilendirecek bir konu bu. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) da tavsiye niteliğinde kurumlar içerisinde bir risk yönetimi birimi kurulması ve yönetim kurulunun bundan haberdar olması bulunuyor. Artık Türkiye’de bir çok kurumda risk yöneticisi dediğinde birilerini gösteriyorlar. Sistem yavaş yavaş devreye giriyor. Ama yasada da geçmesi çok önemliydi.” Duyarlılık çok düşük Yücesan, özellikle orta büyüklükteki Türk şirketlerinde risk algısının çok düşük olduğunu belirterek, şunları anlattı: “Türk şirketlerinin endişeleri her zaman kısa vadeli. ‘Yarın kime mal satacağım’ diye düşünüyor. Uzun vadeli bakmıyor olaya. Bakın büyük şirketlerin fabrikaları bile hep daha sonraki eklemelerle büyük birer üretim tesisi haline gelmiştir. Çünkü hiç uzun vadeli planlama yapılmıyor. Riskleri göz ardı ediyoruz ve fazla cesuruz. Türkiye’deki en önemli sıkıntılardan bir tanesi önümüzdeki yıllarda önümüze çıkacak. Enerji konusunda dışa bağımlılığımız var. Sanayinin maliyet sıkıntıları içindeki en büyük pay bunun. Türkiye lojistik anlamında çok avantajlı bir bölgede konumlanıyor ama fabrikalar kendi elektriğini kendi üretiyor. Bu çok abes bir durum.”   Risk yönetimini kum çakıl gibi satın alıyor   MARSH Global Türkiye bünyesinde 2 bin 500 şirketin olduğunu söyleyen Mert Yücesan, her yıl 500 şirkete ziyarette bulunduklarını belirterek, şunları anlattı: “Bazı Türk şirketleri risk yönetimini hizmetini kum veya çakıl alır gibi satın alıyor. Bir çimento şirketine teklif götürmek için gittik ama aldığımız cevap, ‘Sıkıntımız yok, petrol artar azalır bizim mamulün fiyatı artar azalır. İki parametrem var, üçüncüsü yok’ şeklinde oldu. Direncin ilk kısmı ‘ben bu işi çok iyi bilirim’ oluyor. İkincisi ise ‘Ben Ahmet Efendi’yle çalıştım doğruyu o biliyor’ mantığı. Aşırı güven ve yeniliğe kapalı olma da var. Afrika’ya gidip dikiş makinesi satıyor ama ordan sağ salim dönmekte önemli. Sıtma olabilirsiniz. Risk yönetimi yapmayanlar bu işi ekstra bir maliyet olarak görüyor ama aslında bu iş bir kazanç. Riskleri ayıkladığınızda fırsat ortaya çıkıyor. En iyi teknoloji şirketleri ile anlaşıyoruz. Gayrimenkulcüler de yavaş yavaş alışıyor. Tüm sektörlerden müşterilerimzi oluşmaya başladı.”   Çin’den un alıp Amerika’ya ekmek satanlar dikkat etmeli   TÜRKİYE’deki kurumlarla yapılan görüşmelerde en fazla finansal risklerin öne çıktığını belirten Marsh Türkiye Genel Müdürü Mert Yücesan, şunları söyledi: “Alacak, borç, döviz, likitide gibi konular var. Ancak Türkiye’deki şirketlerin refleksleri çok kuvvetli. Olaylara karşı hemen tepki gösterebiliyor. Bunda da Türkiye’de son 15 yıl içerisinde yaşanmış krizlerin vermiş olduğu tecrübe. Türkiye’de esas ekonomiyi yürüten güç, piramidin ortasındaki şirketlerdir. Piramidin en üstündekiler çok gelişmiş şirketlerdir. Alttakiler çok geniş kısım ise kobiler, onlar değirmenden unu alıp, mahalledeki bakkala ekmek satanlar olduğu için risk oranları çok düşük. Ama ortadakiler, değirmene geri dönmek istemeyenler için süreç çok kritik. Çin’den un alıp Amerika’ya ekmek satmak isteyenlerin mutlaka risk yönetimine ihtiyaçları var. Kontrolü sağ-lamak diğer türlü çok zor olur.”   Değişkenlik risk yaratıyor   DÜNYADAKİ yatırımcı şirketlerin, değişkenliği çok fazla olan ülkelerden hoşlanmadığını anlatan Mert Yücesan, şöyle konuştu: “Değişkenlik riskleri yaratır. Aşırı değişkenlik yatırımcının sevdiği bir şey değildir. Türkiye’de 2001’e kadar çok ciddi siyasi istikrarsızlık vardı. Değişkenliğin yüksek olduğu yere yatırımcı girmez. Her zaman insanlar daha güvenli bir yatırım yapmayı arzu ediyorlar. Türkiye artık büyüyen ekonomileri arasına girdi.” Hürriyet