Mesut Sancak: İzmir'in kalbi yeni kent merkezinde atacak!
İzmir’in önümüzdeki 20 yıllık süreçte bambaşka bir çehreye kavuşacağını söyleyen Folkart Yönetim Kumlu Başkanı Mesut Sancak: “Yeni kent merkezi olarak anılan Bayraklıda Folkart Towers büyüklüğünde 125 proje daha yapılacak.
İzmir’in önümüzdeki 20 yıllık süreçte bambaşka bir çehreye kavuşacağını söyleyen Folkart Yönetim Kumlu Başkanı Mesut Sancak: “Yeni kent merkezi olarak anılan Bayraklıda Folkart Towers büyüklüğünde 125 proje daha yapılacak. Bu da neredeyse 500 bin nüfuslu ilave bir kent demek. 125 tane Folkart büyüklüğündeki proje, yaklaşık 16 - 20 milyar dolarlık yatırım anlamına geliyor.”
İzmir'de 10 yıl gibi kısa bir sürede marka olmayı başaran I olkart m Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Avrupa'nın 5 inci en yüksek ikiz kuleleri olan 46'şar katlı Folkart Towers ile İzmir’in yeni kent merkezi olan Bayraklı’da ilk fitili ateşledi.
Şimdi sırada yine aynı bölgede 85 katlı olacak Avrupa’nın en yüksek binası var. Bu sene temeller atılıyor. Folkart’m Bayraklıda açtığı bu yol yeni yatırımları da bir bir bölgeye çekiyor. A Plus konut standardını İzmir'e getiren, "Folkart Gallery" ile Türkiye’nin en büyük sanat galerisini kente kazandıran Mesut Sancak ile İzmir’in gelecek vizyonu üzerine konuştuk.
Sancak, yeni kent merkezinin İzmir’in çehresini değiştireceğini söylüyor. Ona göre İzmir-İstanbul Otoyolu sayesinde de kent, İstanbul'un tek alternatifi haline gelecek.
Öncelikle Folkart ismi nereden geliyor?
Ajanslarla çalışırken proje için yüzlerce isim önerisi geldi. 0 arada, bir ilaç firmasının bölge müdürü olan yakın dostum Recep Altekin, bir sabah kahvaltısında Folkart ismini önerdi. "Folk" halk demek, "art" da sanat. Özetle halk sanatı anlamına geliyor. Folkart adı oldukça akılda kalıcı... İsimler mi hafızalarda kalıyor, yapılan işler mi hafızalara kazmıyor?
Bana göre yapılan işler şirketin ismini hafızaya kazıyor. Yapılan iştir ismi alıp bir yerlere getiren. Herhalde biz de iyi işler yaptık ki İzmirliler bizi benimsediler. 9T0 yıl gibi kısa bir sürede bizi alıp en tepelere çıkardılar. Yaklaşık 10 yıldır İzmir'desiniz. Buraya İstanbul’a geri dönmek üzere gelmiştiniz ama dönemediniz...
Hedef Ecza Depoları, Sancak Ailesinin amiral gemisiydi. 5 bin kişinin çalıştığı, 7 katrilyon ciro yapan, Türkiye’nin yüzde 40 pazar payına sahip en büyük ilaç dağıtım kanalıydı. 10 yıl önce Türkiye’de yüzde 40 pazar payına sahipken Ege Bölgesinde yüzde 20 gibi bir oranda olmak bizi bir karar almaya itti. Bunu düzeltmek gerekiyordu.
Ege, ilaç sektöründe önemli bir bölge. Bu anlamda benim buraya bir süreliğine gelip piyasa payı ile ilgili çalışma yapmam elzem oldu. İşimi bitirip İstanbul’a geri dönecektim. Yapılan çalışmayla kısa sürede istediğimiz noktaya geldik ve artık dönmem gerekiyordu.
Ancak dönmedim, dönemedim.
Niye dönemediniz?
Bunun bir sürü nedeni var. Birincisi, İzmir’de inşaat sektöründeki "A Plus” işlerle ilgili eksikliği tespit etmemdir. İzmir’e ilk geldiğimde içinde her şeyin olduğu, güvenli bir site arıyordum. Narlıdere'deki Folkartın hayalini kurmuştum, öyle bir sitede oturmak istiyordum. Pek çok yer gezdim ama hiçbiri bana hitap etmiyordu. O gün şu soruyu sordum: Niye İzmir’de "A Plus” bir site yok? İnşaat bizim baba mesleğimizdir. İlaç sektöründeki pazar payı üzerine çalışırken burada inşaat sektörünün durumunu da masaya yatırdım ve bir açık olduğunu gördüm. Bu açığı kapatabiliriz diye düşündüm.
İkinci olarak, şehrin uzun vadede kentsel dönüşümle ilgili ciddi bir dönüşüm geçirmesi söz konusuydu. Şu anki rakamlara göre dönüşmesi gereken 315 bin konut var ve yerine 700-800 bin civarında konut yapılacak. Tabu bunlar üç-beş yılda olacak işler değil. Önümüzdeki 20 ile 25 yıl arasında tamamlanacak olan bir süreçten söz ediyorum. Yapılacak bu operasyondaki en büyük aktörlerden birisi de şirket olarak biz olmak istiyoruz. Üçüncüsü de İzmir’i çok sevdim.
En çok neyi sevdiniz İzmir’de?
İstanbul gibi bir metropolden sonra İzmir’de yaşamak sizde nasıl bir his uyandırıyor?
Coğrafi imkânlarıyla, havasıyla, suyuyla, yaşantısıyla çok sevdim İzmir’i. Artık İstanbul’un trafik sorunlarından, kalabalığından yorulmuştum. Uzun yıllar İstanbul’da kaldım, 10 yıldır buradayım. İki kent arasındaki farkı şu anda en iyi kıyaslayabileceklerden biriyim. Her şeyden önce arada yaşam kalitesi farkı var. Orada yaşam kalitesi çok düşük. Her şey var ama varolan her şeye ulaşma imkanınız yok, ulaşamıyorsunuz. Eğer ulaşamıyorsanız olmaması daha iyidir. Bana göre İzmir’de de her şey var. Üstelik şehir gelişecek, şehrin önü açık.
İzmir için önümüzdeki 20 yılı esas alsak, nasıl bir dönüşümden söz edebiliriz?
Öncelikle önümüzdeki üç-beş yıl içinde İstanbul - İzmir otoyolunun bitmesi ile ciddi bir hareket olacağım düşünüyorum.
Turizm ve inşaat sektörlerinde çok ciddi bir hareketlilik olacak. İzmir İstanbul arası 3 - 3,5 saate inecek. İstanbul’un tek alternatifi de İzmir’dir. Doğasıyla, yeşiliyle, tarım ve turizm imkânlarıyla, limanı, gelişmekte olan sanayi bölgeleri ile İstanbul'un tek alternatifi burasıdır.
İzmir, otoyol ile birlikte İstanbul'a çok yakın bir şehir haline gelecek. İstanbul’un alternatifi Bursa, Ankara, Antalya, hiçbiri olamaz. İstanbul doldu taşıyor ve yeni yatırımcıların gideceği tek adres İzmir’dir.
Bu, kente yeni yatırımcılar gelecek anlamına da geliyor.
Evet öyle. Tatile gelenler için de ev, otel, restoranlar, zamanını geçireceği ortamlar yaratmak gerek. Çeşme önümüzdeki üç-beş yıl içinde Türkiye'nin en popüler tatil beldesi olacak. İstanbul’un arka bahçesine dönüşecek. Bir İstanbullu akşam beşte çıktığı zaman sekiz buçukta Dalyandaki balıkçıda olabilecek. İstanbullu için bu süre şuradan şurası demek. İzmir bu anlamda önü çok açık bir şehir.
Siz İzmir’in yeni kent merkezi olarak anılan bölgesinde Folkart Towers’ı inşa ederek bölgedeki dönüşüm sürecini başlattınız. Bu bölge İzmir’e nasıl bir ivme kazandıracak? Bayraklı, yani "Yeni Kent Merkezi” denilen bölge, İzmir’in tam kalbinde duruyor. Liman arkasından başlayıp Halkapmar, Bayraklı ve Turan diye dört bölgeye ayrılıyor. Toplam 471 hektarlık bir alan. Yani önümüzdeki 20 yıl içinde buraya Folkart Towers büyüklüğünde 125 proje daha yapılacak. Adı üstünde yeni kent merkezi.
Her şeyde yeni; yoluyla, yeşiliyle, rekreasyon alanlarıyla, her şeyi ile baştan sona tasarlanmış bir şehir. Genelde tüm şehirlerde olur, eski ve yeni şehir diye. Uzun zaman önce şehir plancıları çalışırken bu bölgeyi rezerv alan olarak ayırmışlar, şehrin yeni iş ve konut alanı olarak belirlemişler.
Folkart Towers gibi 125 projenin bu bölgede yükselmesi, kentin siluetini nasıl değiştirir?
Folkart Tovvers projesi dahilinde 4 bin kişi çalışıyor ve yaşıyor olduğuna göre 125 ile 4 bini çarptığımızda, 500 bin kişilik bir nüfus ortaya çıkıyor. Yani önümüzdeki 20 yıllık süreçte kentin kalbine 500 bin nüfuslu bir şehir eklenecek.
Bu nüfus bu bölgeye gelip yerleşecek. Hem ticaret hayatı heııı finans dünyası, rezidanslar, alışveriş ve eğlence merkezleri burada olacak.
Rahmetli Ahmet Piriştina’nm 2003 yılında söylediği gibi, “Bayraklı geçilen yer değil, gidilen yer olacak." Bu hayal, gerçekleşmeye başladı. İmar sorunları çözüldü, inşaat izinleri alınabilir hale geldi, imara açıldı ve inşaatlar başladı. Biz de Folkart Towers ile bu süreci başlattık. Diğer firmalar bu projeyi burada hayata geçirdiğimizi ve iyi sonuç aldığımızı görünce onlar da yatırım kararı aldılar. Kendileri de söylüyorlar zaten. İş Bankası, Mistral’in projesi, Avcılar İnşaat... Rönesans, Doğan ile birlikte yeni bir projenin ruhsatını alıyor bugünlerde. Turan Bölgesinde Sur Yapı ile Torunlar bir projeye başlıyor. Rönesans yine Sabah Gazetesinin karşısında İzmir’in en büyük alışveriş merkezini yapıyor. Tekfen de başlıyor. Yani şu anda ruhsatını almış, inşaata başlamış ya da ruhsatım almak üzere olan 20'ye yakın proje var. Bunlar yavaş yavaş yükselmeye başlayacak. Bu bölge tam bir şantiyeye dönüşecek. Özetle Bayraklı, yani yeni kent merkezi geçilen yer değil, gidilen yer olmaya başladı.
Yeni kent merkezinde sizin başka bir projeniz olacak mı?
Yeni kent merkezinde Avrupa’nın en yüksek binasını yapmaya hazırlanıyoruz. Projesi tamamlanmak üzere bu sene içinde temellerini atacağız. Yaklaşık 400 metre yüksekliğinde, 85 kattan oluşan ve 600 milyon TL’lik yatırımla Avrupa’nın en yüksek binasını İzmir’e kazandıracağız.
Bütün bunlar kentin ekonomisini doğrudan etkileyen projelerdir. 125 tane Folkart büyüklüğünde proje, yaklaşık 16 - 20 milyar dolarlık yatırım demek. Bu, İzmir ekonomisinin sadece yeni kent merkezi sayesinde bile nerelere gelebileceğini anlatmaya yetiyor. 0 yüzden “yeni kent merkezi” diyoruz. İzmir’in kalbi artık burada atacak. Çünkü inşaat ekonomiye doğrudan katkı sağlayan bir sektördür. Türkiye’nin en büyük sektörü de diyebiliriz. GSMH’mn tek başına yüzde 7’sini oluşturuyor ve Türkiye'deki sektörlerin yüzde 30’unu ilgilendiriyor.
Örneğin inşaat yaparken mobilya alıyorsunuz, beyaz ve elektronik eşyalar alıyorsunuz, kapı, demir, çelik, doğrama, parke alıyorsunuz. Evin içindeki her türlü ihtiyaç ne ise o almıyor. İnşaat sadece demir-çimento ile yapılmıyor. Tasarım ve hizmet sektörleri de işin içine giriyor.
Bir yandan Bornova projesi devam ediyor. Başka planlar var mı?
Bornova projesi, 850 daireden oluşuyor. 300 milyonluk bir yatırım.
24 ayda bitirilecek. Bu sene yine Bornova’da bir yatırım daha olacak. 1000 daire ve ofisten oluşuyor, 350 milyon civarında bir yatırım. Yine Çeşme’de bu sene Folkart Paşa Limanı Villalarının hemen önünde, denize sıfır rezidans ve otel yapacağız. Toplam bu sene gerçekleştireceğimiz proje sayısı 4 ve toplamda 1,2 milyarlık liralık bir yatırım yapıyoruz. Tüm bunlar İzmirlilerin gösterdiği ilginin sonucunda oluyor. Biz de buna karşılık vermek istiyoruz. Avrupa'nın en yüksek binası bizim İzmir'e bir armağanımız olacak. Bu tür projeler ıhre basamak atlatan projelerdir, nalar insanlık tarihi boyunca hep .sanların ilgisini çekmiştir. Yüksek, geniş, büyük binalar, mimarisi farklı olan binalar, hemen hemen her kesimin ilgisini çeker. Turistik seyahat sırasında Avrupa'nın en yüksek binası o şehirde ise gidip onu görmek istersiniz. Bu tip projeleri artırarak şehri bir yerlere taşıyabiiirsiniz.Tabii binaların tek başına bir anlam ifade etmediğini de biliyoruz, binaların içinin doldurulması gerekiyor. Folkart Towers, Türkiye’nin en yüksek ikiz kuleleri ama içini dolduramazsanız bina yığınından başka bir şey olmaz. Biz burada Türkiye'nin en büyük sanat galerisini açtık. Yani yerli veya yabancı turistin gelmek-görmek isteyeceği alanların sayısını arttırmak önemli. Bu galeri de onlardan biri.
İzmir gelişmiyor algısı yıkılacak mı?
Bence yanlış bir söylemdir bu. İzmir bunu hak etmiyor. İzmir’in önü açıktır. İzmir İstanbul Otoyolu, İzmir-Ankara Hızlı Treni, bunlar sayesinde İzmir’in Türkiye ile ilişkisi güçlenecek. Herkesin sempati ile baktığı ve herkesin bir gün burada yaşamak istediği bir şehir İzmir. Önümüzdeki üç yıldan sonra, özellikle otoyol bitince İzmir'i tutmak mümkün olmayacak.
Folkart Dergisi