21 / 12 / 2024

Mikail Arslan: Köysel dönüşüm hızlandırılmalı!

Mikail Arslan: Köysel dönüşüm hızlandırılmalı!

AK Parti Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan, önceki gün, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde komisyona ve Bakan Mehmet Özhaseki'ye hitaben yaptığı konuşmasına, Kırşehir'in çevre düzenlemesini anlattı.



AK Parti Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan, önceki gün, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde komisyona ve Bakan Mehmet Özhaseki'ye hitaben yaptığı konuşmasına, Kırşehir'in çevre düzenlemesini anlattı.

       


Milletvekili Arslan konuşmasının başında şunları söyledi: ‘‘Öncelikle yerel bir sorundan başlamak istiyorum., Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Aksaray illerinin 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planları hazırlandı. Burada mutlak tarım arazileri, özel ürün araziler, dikili tarım arazileri ve marjinal arazilerle ilgili tanımlar var. Mutlak tarım arazileri bir, özel ürün arazileri iki, dikili tarım arazileri yine iki, marjinal tarım arazileri ise yine marjinal tanımlar içerisinde yer alıyor. Mutlak tarım arazilerinde emsal 0,20, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazilerinde emsal 0,10, marjinalde ise 0,30 olarak ifade edilmektedir. Bölgemiz hayvan varlığı açısından önemli bir bölgedir ve dolayısıyla mandıralar ve hayvansal üretimle ilgili binalar yapılmaktadır. Özel ürün araziler, yöreye adapte olmuş bitki türlerinin tamamının tarımının yapılamadığı ancak özel bitkisel ürünlerin yetiştirildiği araziler olarak kabul edilmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız özel ürün arazilerin 0,10 değil, 0,25 olmasını yani dikili tarım araziler ile mutlak tarım arazilerinden sonra özel ürün arazileri olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir, biz de bu görüşteyiz. Bu konuda Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü nün bu konuyla ilgili Tarım Bakanlığımızın taleplerine uygun cevap verilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz.’’


ARSLAN KÖYLERİN SORUNLARINI DA DİLE GETİRDİ

         

Milletvekili Arslan Köylerinde sorunlarına değinerek şunları kaydetti: ‘Köylerimiz Osmanlı’dan devam eden bir yapılaşma içerisinde bugüne kadar varlığını devam ettirmektedir. Köylerin bir mahalle hüviyeti içerisinde düşünülmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Maalesef Türkiye’de köylerimizde imar planları bulunmamaktadır. Köylerin neden imar planlarının yapılmadığı da bir türlü anlaşılamamaktadır. Biz köylerimizin imar planlarının yapılmasını arzu ediyoruz ve istiyoruz.

Köylerin imar planlarının yapılması konusundan bahsediyoruz. Biliyorsunuz, Bakanlığınız belediyelere hâlihazır haritaların yapılması ve imar planlarının yapılması konusunda destek veriyor. Belediyeler her ne kadar mahallî idare olarak kabul ediliyor ise de il özel idareler de mahallî idareler hükmündedir. Dolayısıyla il özel idarelerine köylerin imar planlarının yapılması konusunda aynı desteğin kesinlikle verilmesi gerekir. Bu, köylerin dönüşümü açısından son derece önemli olacaktır. 

         

Köysel Dönüşüm açısından yine başka bir konuyu ifade etmek istiyorum. Köyler son derece küçüldü. Köylüler şehirlere göç ediyorlar ve genç nüfus köylerde kalmadı. Dolayısıyla, köylerin ciddi sorunları var. Köylerin yaşanılabilir hâle getirilmesiyle ilgili de yapılması gereken çalışmalar var. 5 - 10 haneli köylerimiz var ve ortalama hane büyüklükleri de son derece küçüldü. Her bir köye yol, su, atık su, elektrik, telefon, köy içi parkeler, okul veyahut da taşımacılık, sağlık hizmetleri, park vesaire gibi hizmetler verilmesi gerekiyor. Bu tür hizmetler hane başına yapılan masrafları son derece artırıyor. Hâlbuki bu masraflarla yeni yerleşim yerleri, yeni köyler oluşturabiliriz, birbirine yakın köyleri lokasyonu daha iyi köylere taşıyabiliriz. Bununla beraber depremsellik noktasında da bunları ruhsatlı binalara dönüştürebiliriz, sosyal hayatı destekleyebiliriz ve aynı zamanda plansız köylerden kurtulabiliriz. Bunların yapılıp bir mahalle hükmünde olmasının köy yerleşimi açısından son derece önemli olacağını, köy yerleşim yeri taleplerini de karşılayacağını biliyoruz. Pahalı hizmetten daha rasyonel hizmetlere dönüşüm gerçekleşecektir.

         

Aynı zamanda, toplulaştırmada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılmalıdır. Şimdi toplulaştırmayı Devlet Su İşleri ve Tarım Bakanlığı yapıyor. Devlet Su İşleri su yönetimi açısından sulu tarım yapılabilecek alanları tercih ediyor, toplulaştırmayı da Devlet Su İşleriyle entegre olarak yapmak istiyor. Son dönemde Tarım Bakanlığı toplulaştırmayı tek başına yapma gayreti içerisinde ama Türkiye'nin toplam arazi varlığının neredeyse yüzde 3’ü ile 4’ü toplulaştırılabilmiş durumdu. Hâlbuki sulu tarım şart değildir, köylerin tamamının arazi varlığının aynı şehirlerdeki imar planları gibi imar uygulamalarına tabi tutulup toplulaştırılması gerekir. Bunun sulu tarımla düşünülmesinin hiçbir gereği yoktur ve toplulaştırmanın yapılmasıyla beraber... Ki bu son derece büyük fayda sağlayacaktır, tarımsal, bitkisel ürünlerin planlanması açısından da son derece büyük bir fayda sağlayacaktır. 


Tarım Köy Projesi’nin sadece yapılması,  TOKİ  bunu yapıyor ama sadece binaların yapılması bir çözüm değildir, bunun arazi yönetimiyle bitkisel üretimin seçilen modelleriyle ve işletmesiyle beraber düşünülmesi gerekir. 

          

Köy yerleri ve köy konaklarıyla ilgili sunumunuzda bahsediyorsunuz fakat bunların kitapçığı hem cepheleri hem de kat planlarının olmasını biz istiyoruz, bunları bize takdim etmeniz, dağıtmanızda çok büyük fayda var çünkü bizim illerimizde bu hizmetlerden haberimiz yok. Kendimiz il özel idarelerine köylerde köy konağı ve köy evleri yapılması için çalışma yapıyoruz, projelendirme çalışması yapıyoruz, hâlbuki sizde bu çalışmalar varsa bize takdim edilmesi gerekir. Köylülerimiz inşaat ruhsatı almak için 6 -7 bin TL’lik masraf yapmak durumundalar. Ayrıca, geçici müteahhitlik karnesi alıyorlar. Geçici müteahhitlik karnesine bin TL gibi bir bedel ödüyorlar. Bu bedeli artırmamanız, mümkünse düşürmeniz gerekiyor çünkü her maliyet köylünün ruhsat almadan inşaat yapması olayıyla karşı karşıya bırakıyor. Dolayısıyla köylülerin inşaat ruhsatlarını alabilme noktasın da masraf yapmamaları, TİP Köy Evleri projelerinin kendilerine takdim edilmesinin çok faydalı olacağını düşünüyoruz. 


Köy konakları son derece önemli Sayın Bakanım. Daha önce KÖYDES projesi kapsamında köy yollarına ağırlık veriliyor fakat köy işleri yazın toz, kışın çamur halindeydi, biz bunun parke yapılması konusunda bir değişiklik yaptık ve bütün Türkiye’de bu yaygınlaştı. Şimdi diyoruz ki: Köyde sosyal hayat olmadan yaşamak mümkün değildir. Köy konaklarının muhakkak belli bir nüfusun üstünde olan bütün köylerde yapılması gerekiyor. Sosyal hayatın devam ettirilebilmesi için buna çok büyük ihtiyaç var çünkü köylüler, kendileri ceplerinden para topluyorlar ve gidiyorlar, eski köy ilkokullarını dönüştürerek köy evi olarak kullanma gayreti içerisinde oluyorlar. O yüzden, bu köy konaklarına destek verirseniz son derece memnun oluruz ve doğru bir şey yapmış olabiliriz.’’


ARSLAN ŞEHİRLER İLE İLGİLİ KONULARA DA DEĞİNDİ

        

Milletvekili Arslan şehirlerle ilgili konulara değinerek şunları söyledi: ‘‘Şehir hayatı açısından da yine birkaç konuyu burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Bakanım, imar planlarının denetimi son derece önemli. Maalesef, birçok belediye imar planlarında kamuya ayrılmış yerleri pervasızca kullanıyorlar. Belediye hudutları içerisinde yaşayan vatandaşlar belediyeyle işlerinin sürekli olmasından dolayı şikâyet etmekten çekiniyorlar ve karşı karşıya gelmek istemiyorlar. Bunları vatandaşın şikâyeti yerine Bakanlığınızın denetlemesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Ticarileştiriliyor Sayın Bakanım, park alanları ticarileştiriliyor; kamu faaliyetlerinden arındırılıyor, normal bir ticari müesseseymiş gibi çalışıyor. Bunlara müsaade edilmemesi gerekir. Devletin vazifesi park alanlarının korunmasını sağlamaktır. Lütfen buna dikkat edelim. 

Yine, imar planı tadilatları konusunda da çok büyük problemler var. Her ne kadar sunum kitapçığınızda burada oluşan gelirlerin kamu kaynakları olarak değerlendirilmesi ve altyapıya bir bedel oluşturulmasından bahsedilse de, asıl önemli olan, imar planları içerisinde yaşayan şehir halkının veyahut da ilçe halkının haklarının ve hukukunun korunmasıdır. Bununla ilgili oluşacak rantın kontrol edilmesi ayrı bir mevzudur ama bu konuşulmasına rağmen, uzun bir süredir herhangi bir gelişme ve işlem henüz gerçekleşmemiştir. Bunun hızlandırılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.

         

Ayrıca, emlak müşavirliği konusu son derece önemlidir. Emlak müşavirliğinin, emlak yönetiminin bir düzene kavuşturulması, bununla ilgili Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bir çalışma yapması lazım. Tapu harçlarının gerçekçi olması lazım. Tapu harçları son derece yüksek. Yüksek olduğu için düşük bedel gösteriliyor. Bu düşük bedelden dolayı banka kredisi kullanan alıcılar ile müteahhitler arasında ve Maliye Bakanlığı arasında çok büyük sorunlar oluşuyor ve bunlara büyük cezalar kesiliyor. Maalesef, bundan dolayı iflas eden yükleniciler var ve satın alan, daireleri satan alan vatandaşlara da bu cezalar gidiyor. Bunun tekrar düzenlenmesi gerekir. Tapu harçlarının yüzdesinin düşürülmesi ve gerçek bedellerinin ibraz edilmesi gerekir. Bununla ilgili, Maliye Bakanlığı ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arasında bir çalışma yapılmasının yine faydalı olacağını düşünüyoruz. 


E-imar konusunda her bir belediye farklı bilgisayar programları, farklı yazılımlarla çalışıyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulama programı var, son derece güzel ve son derece yaygın bir şekilde kullanılıyor. Bunu tek bir tip, tek bir düzene kavuşturmak ve bütün belediyelerin tek tip program ve yazılım kullanması ve bütün belediyelerin bunu mecburi olarak yapması gerekiyor. Bu son derece büyük bir kolaylık sağlıyor. 

        

Yine, Kültür ve Turizm Bakanlığının imar planı yapma hakkı var Sayın Bakanım. Biz Hirfanlı Gölü’nün turizm alanı ilan edilmesi için müracaatta bulunduk, turizm alanı ilan ettiler ama gerçekten son derece büyük bir pişmanlık duyuyoruz çünkü Turizm Bakanlığının imar planı yapması konusunun da tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Bunun Bakanlığınız nezdinde değerlendirilmesi gerekiyor. Gerçekten çok büyük sorunlarla karşı karşıya kaldık. Yani, bunun ne diye verildiğini ayrıca düşünmek lazım, ayrıca tartışmak lazım. 

        

Yine, planların yapılması konusunda Bakanlığınızın çok ama çok büyük bir sorumluluğu var. Dün, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bütçesi görüşüldü burada, Bakanlığın bütçesi görüşüldü. Spor faaliyetlerinden tutun da millî eğitime kadar, sağlığa kadar ve toplu konuta kadar bütün konuların tamamı sizin Bakanlığınızın yapacağı çalışmalarla ilgilidir. Okul var, okulun arsası yok Sayın Bakanım. Binayı oturtuyorlar, nerede spor yapacaksınız? Kapalı spor salonu yapacak veyahut da açık basketbol sahaları, futbol sahaları yapacak arsalar yok. Planlanırken bunların çözülmesi lazım. Sporun çözülmesi için, genişletilmesi için bu planlarda, imar planlarında bahsettiğimiz bisiklet yollarının, spor ve semt sahalarının ve buna benzer bütün çalışmaların burada çözülmesi gerekiyor. Bununla ilgili -biraz önce söylediğim gibi- Çevre Şehircilik il müdürlerinin daha etkin, daha denetleyici olması v e bu konuda katkı sağlamasının büyük faydası olacaktır. 

         

Ulaşım görüşleri alınıyor fakat ulaşım görüşleri son derece berbat. Normal büyük AVM’ler, büyük inşaatlar yapılırken kara yoluyla veyahut da şehir yoluyla ilişkisini sağlayan ulaşım görüşleri veriliyor fakat ulaşım görüşleri maalesef doğru verilmiyor Sayın Bakanım. Bunlarla ilgili de Bakanlığın ayrı bir çalışma yapması gerekir. Bunun için radikal önlemlere ihtiyaç var. Boğaziçi İmar Kanunu’ndan başlayarak şeffaf bir şekilde, adil bir şekilde çalışmalar yapılması lazım. 


Sayın Bakanım, siz Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptınız, mahallî idarelerde başarılı, güzel çalışmalar yaptınız ve şu anda Bakanlık koltuğunda oturmaktasınız. Dolayısıyla, sizlerden çok şey bekliyoruz. Bunların her birine köklü çözümler yapabilirsiniz, sağlayabilirsiniz. Mevzuatı kesinlikle geliştirmek lazım. Mevzuat çok yetersiz, her konuda yetersiz. Dünyadaki uygulamalar, gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarını Türkiye’ye taşıyabilirsiniz. Bunlarla ilgili, yurt dışına kesinlikle açılmak lazım. Keşfedilmiş bir şeyi tekrar keşfetmek için çalışmaya gerek yok. Kendi kabuğumuzu yırtarak, çekirdeğimizi kırarak dünyaya açılmamız lazım. Gelişmiş ülkelerdeki uygulamaları Türkiye’ye getirmek lazım. 

         

Ayrıca, bir şey daha söylemek istiyorum Sayın Bakanım: Eleştiri ve tenkit olmadan gelişme olmaz. Bir düşünürün dediği gibi 'Tenkitten ve eleştirilerden çekinmeyin çünkü ilerlemenin şartı eleştirmek ve tenkiti kabul etmektir.' Bir şeyi savunabiliriz, diyebiliriz ki her şey savunulabilir, her şey eleştirilebilir. Her şeyi savunabiliriz çünkü imkân dâhilinde yapıyoruz biz bunları yani mevcut imkânlar neyse bundan iyisi yoktur diyebiliriz ama bunu dediğimiz zaman gelişmeyi reddetmiş oluruz. O yüzden, biz daha iyi gelişebilmek için… Yani, bundan daha iyisi yoktur dediğimiz zaman gelişmeyi reddetmiş oluruz. O yüzden, özgür düşünceyi, özgür fikri, özgür eleştiriyi muhakkak kabul etmemiz lazım, farklı seslere de kesinlikle kulak verilmesi lazım. Burası bilimin, tekniğin ve ilmin Bakanlığıdır yani burada siyaset olmaz, teknik ve bilim olur. O yüzden, teknik ve bilime kıymet vererek, bütün seslere kulak vererek doğruyu bulmak noktasında çalışmalar yapılmasının çok faydalı olacağını düşünüyoruz. Tenkitler hap gibidir, acı olabilir fakat tedavi edicidir. Eğer tenkitler kırıcı, yıkıcı olursa bir zehir hükmündedir, o zaman da vücudu felç eder. O yüzden tenkitlerin de yapıcı olması konusunda faydası olacağı düşünüyorum.’’


Kırşehir Çınar


Geri Dön