Milano Tasarım Haftası, Zona Tortona başlıyor: Bugün itibariyle tasarımcı veya mimar bulmak zor!

Bu yılki Milano Tasarım Haftası’nın ayrı bir yeri var. Çünkü Türkiye’yle ilgili çok özel bir sergi gerçekleşiyor. Serginin adı: ‘Ve mermer dedi ki: Yolculuk seni değiştirir’. Amacı, Anadolu mermerini dünyaya tanıtmak. Bunun için de İstanbul Maden İhracatçıları Birliği ve Ege Maden İhracatçıları Birliği bir araya gelip böyle bir sergi düzenlemeye karar vermişler.

6 ülkeden 9 tasarımcı

Serginin küratörü, Demirden Design. Tam 6 ülkeden 9 tasarımcı Anadolu mermerini kendilerine göre yorumluyor. Sergide işleri sergilenecek üç Türk tasarımcı: Emre Arolat, Can Yalman ve Ayşe Birsel (Birsel-Seck). Serginin küratörlüğünü üstlenen Demirden Design’ın da bir tasarımı bulunuyor. Yabancı tasarımcılarsa Werner Aisslinger, El Ultimo Grito, Alfredo Haberli, Richard Hutten, James Irvine.

Peki ama Anadolu mermerlerinden yapılan tasarımlar nerede sergilenecek Zona Tortona’nın merkezi kabul edilen Superstudio Piu-Art binasının dev bahçesinde. Sergi 22 Nisan’a kadar Milano’da. Fuar bugün sadece basına, yarından itibaren sektöre, son günse halka açık.

‘Ve mermer dedi ki: Yolculuk seni değiştirir’ Milano’dan sonra İstanbul’a da gelecek ve daha sonra dünyayı gezecek. Milano’daki tepkileri heyecanla bekliyoruz.

Müthiş bir performans

Küçük bir salonda, sandalyelere tünedik. Bangır bangır müzik çalıyor. Sahnede 5 kişi birden senkronize ip atlıyor, aynı anda da konuşuyorlar. Müthiş bir koreografi, müthiş bir performans.

Uzun zamandır izlemek istiyordum. Sonunda cuma akşamı dotgmall’da Süpernova’yı izledim. Süpernova, profesyonel boksör olmak isteyen beş gencin hikayesini anlatıyor. Dört erkeğin arasında Dina adlı bir genç kız var, kadınlarla dövüşmeyi kabul etmiyor, sadece erkeklerle dövüşüyor. Dina kadına tacizden seksizme kadın sorunlarını temsil ediyor.

Boksör adaylarının hepsi kısa yoldan şan, şöhret, para hayali kuruyor. Bunun için de bedel ödemeye hazırlar. Ne kadar ağır bedelleri olabileceğiniyse düşünemiyorlar.

Süpernova kelimelerle anlatılamayacak bir performans. Boksörler dans ediyor gibi, çok estetikler. Işık oyunları ve müzikle ortaya şahane bir iş çıkmış. Yönetmen: Murat Daltaban. Oyuncular: Cemil Büyükdöğerli, Hakan Kurtaş, Berrak Kuş, Ünal Silver, Pınar Töre, Tuğrul Tülek, Emre Yetim. Hepsini tek tek tebrik etmek lazım. 1 saat 15 dakika hiç durmadan ağır spor yapıp hiç tökezlemeden böyle oynadıkları için. Ayrıca izleyicilerin aralarına karışmaları da cabası. Dot’un oyuncularına da oyun seçimlerine de hayranım. Bir tebrik de Murat-Özlem Daltaban’a.

Süpernova 25 Mayıs’a kadar Maçka Gmall’da. Üşenmeyin, ertelemeyin, bir an önce biletinizi alın.

Şaşırtılmak ve şımartılmak isteyenlere

İstanbul’da ‘fine dining’ restoranların sayısı giderek azalıyor. Herkes kolayı seçiyor. Restoranlarla kafelerin menüleri arasında fark neredeyse kalmadı. Artık bir kafede de pekala iyi bir İtalyan restoranında yiyebileceğiniz her şeyi bulabiliyorsunuz. Yeme-içmeye meraklıysanız ve gerçekten şaşırtılmak ve şımartılmak istiyorsanız seçenekler sınırlı. İşte bunlardan biri Swissotel’deki Gaja.

Gaja, Swissotel’in 14’üncü katında. İstanbul resmen kanatlarınızın altında. Olağanüstü bir manzara var, manzaradan gözünüzü almayı başarıp da menüye bakabilirseniz Fransız şef William Mahi’nin hünerlerini görüyorsunuz. Mevsimsel menüler de var, a la carte seçenekler de. Nisan boyunca bir ıstakoz menüsü var. Önce önünüze üç farklı sos geliyor, onlarla tabağınızı süslemenizi istiyor şef, sonra süslediğiniz tabakta ilk yemek geliyor. Daha sonra transparan lychee’den yapılan ravioli’den şeffaf bir top halinde sunulan minestrone çorbasına kadar farklı lezzetlerle devam ediliyor. Çorbayı içmek için önce şeffaf topu patlatmanız gerekiyor. Şef tabakları zeytinyağından yaptığı kar taneleriyle süslemiş.

Gastronomiye ya da oyuncaklı yemeklere meraklıysanız Gaja’da mutlaka bir yemek yemelisiniz. Unutmadan, Gaja yaza doğru terasa çıkıyor.

Çağdaş Ertuna/Milliyet