Mimar Esin Pektaş ABD'de göçmenlere merkez tasarladı!
Mimar Esin Pektaş 13 yıldır ABD’de Bir çok göçmenin yapamadığını yaptı ve ABD’nin önde gelen mimarlık şirketlerinden The Falcon Group’un başkan yardımcısı oldu ve cephe mühendisliği ve restorasyon endüstrisinde ABD’nin tek kadın yöneticisi.
Mimar Esin Pektaş’ın bu başarılarla yetinmedi, Türkiye ’deki Suriyeli göçmenler için kolları sıvadı. ‘Hepimiz Komşuyuz’ projesi kapsamında Şanlıurfa’da mülteciler için çalışan Hayata Destek Derneği’nin merkezini daha yararlı ve kullanışlı hale getirecek. Bir sonraki adım ise Van’da kadın merkezi kurmak.
Pektaş, 2003’te ABD’nin Green Card çekilişini arkadaşının başvurusuyla kazanıyor ve ilk işi bir çok göçmenin olduğu gibi Burger King’te çalışmak. İngilizce bilmiyor yama komşularından çok destek görüyor. Pektaş bugün New York’ta yaşıyor. Cephe mühendisliği ve restorasyon endüstrisindeki tek kadın yönetici sıfatını kazanıyor, 9 eyalette şubesi olan büyük bir firmanın başkan yardımcısı ve New York Şube başkanı olmayı başarıyor.
Ama bu yeterli olmuyor Pektaş için Anneannesi ve dedesi de 1960’larda Almanya’ya göç etmiş. Hep göçmenliği yaşayan biri olana Türkiye’de Suriyeli mülteciler için çalışmaya karar veriyor ve göçmenliği boyunca destek aldığı komşularından esinlendiği: “Hepimiz Komşuyuz” projesine başlıyor. Esin Pektaş projesini şöyle anlatıyor: “Proje, Suriyelilere hayatlarını yeniden kurgularken destek olma amacı taşıyor.
Hayata Destek Derneği ile işbirliği içinde çalışıyoruz. En kalabalık mülteci nüfusunu barındıran şehirlerden biri olan Şanlıurfa’da Suriyelilere yönelik faaliyetlerini etkili biçimde sürdürebilmek için bir toplum merkezi çatısı altında etkinliklerini yerleşik hale getirmiş. Ancak bu merkez, maddi yetersizlikler yüzünden istenen verimlilikte organize
edilememiş.
TAŞINABİLİR MERKEZ
Bu noktada biz de kolları sıvadık. New York’ta her biri başka mesleki uzmanlığa sahip arkadaşlarımla bir araya gelerek Türkiye’deki mülteciler için neler yapabileceğimizi tartışıyorduk. Yeni planladığımız merkezde mevcut iki binaya ek olarak kargo konteynerler inşa edilecek, böylece zorunlu kalındığı koşulda konteynerler afet bölgelerine de taşınabilecek; merkezi çevreleyen geniş bir bahçe olacak, yerel halkla mültecileri bir arada ağırlanıp kaynaşma zemini artırılabilecek; Urfa taşı kullanılarak yapılacak açık hava tiyatrosu ise bölgenin dokusunu, tarihini taşırken sanatsal faaliyetler için önemli bir kamusal alan olma niteliği taşıyacak.”
YEREL VE KADIN İŞLETMELERDEN
ESİN Pektaş projenin tüm malzemelerini ise mümkünse kadın işletme sahiplerinin ön plana çıktığı yerel işletmelerden ve çevreye duyarlı malzemelere öncelik verilerek edinileceğini belirtiyor. Enerjisini güneşten, suyunu yağmur suyu deposundan temin eden, kendisine yeten bir proje olacağını vurgulayan Pektaş “İçinde çocuklar için oyun alanları, kreş ve eğitsel faaliyet sınıfları, terapi odaları yer alacak.”
Hürriyet