Mina’nın Çocukları Projesi Yalova’dan Mardin’e kadar uzandı!
Arkadaşıyla birlikte uçak kazasında hayatına kaybeden Mina Başaran’ın adını taşıyan ‘Mina’nın Çocukları Projesi’ büyüdü, Yalova’dan Mardin’e kadar uzandı…
Mina Başaran ve 10 yakın arkadaşı bundan 2 sene önce, 11 Mart 2018 tarihinde İran’da düşen uçakta yaşamlarını yitirdi. Hürriyet'ten Elif Ergu'nun haberine göre, Mina Başaran’ın annesi Beril Başaran, kızının ismini iyaşatmak için yola çıktı. Beril Başaran, geçen sene Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İstanbul şubesiyle önce Mina’nın adına genç üniversite öğrencisi kızlara eğitim bursu vermeye başladı. Beril Başaran üniversiteli genç kızlarla çıktığı yolda, o kızların da önerisiyle sadece burs vermekle kalmayıp, projenin büyümesi amacıyla bir adım daha attı ve ‘Mina’nın Çocukları’ projesi doğdu. Projenin ilk adımında yaşamını yitiren 11 genç kadın adına seçilen 11 üniversiteli genç kız kendi eğitimlerine başarıyla devam ederken, bir taraftan da sosyal sorumluluk bilinciyle eğitimler aldılar. Daha sonra memleketlerinden 10-14 yaşlarındaki dezavantajlı öğrencilere ulaşıp ve onlara ‘mentorluk’ yapmaya başladı.
ADI ÖLÜMSÜZLEŞTİ
Elif Ergu, Projenin parçası olan üniversite öğrencileri, Beril Başaran ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Güldal Goymen’le bir araya geldi. Beril Başaran yüreği acılı bir anne olarak kızının adını ölümsüzleştirmeye sığınıyor. Yakın akrabaları TÜSİAD eski Başkanı Cansen Symes Başaran’ın da önerisiyle yolunun kesiştiği Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İstanbul Şubesi aracılığıyla hem üniversite öğrencisi kızlara burs veriyor, hem de o kızlarla görüşerek farklı hayatlara dokunuyor. Beril Başaran, ‘Mina’nın Çocukları’ projesini, şu şekilde anlatıyor: “Yaşadığımız acının tarifi yok. Ben burada kızların dünyası, yaşadıklarıyla doluyorum. Onlar zorlukları aşıp üniversiteye girmeyi başarmış, umut veren genç kızlar ve biz de bu projeyi onların güzel enerjisiyle başlattık. Yalnızca bir burs desteğiyle kalmak istemedik. Birlikte yaptığımız bir tatilde fikir onlardan çıktı ve gelişti. Onlar memleketlerindeki çocuklara ulaşmak istediler. Başta kütüphane kuralım, kitap götürelim, kıyafet alalım, ihtiyaçları karşılayalım diye düşünüldü ama sonra etraflıca düşününce evet tüm bunları yaparız ama en önemli açlık sevgi ve güven eksikliği diye düşünüp, çocuklara rol model olacak bu pırıl pırıl ablalarla çocukların yolunu kesiştirmeye karar verdik. Mina’nın bizi izlediğini düşünüyorum. Kızların ve çocukların hayatlarına dokunmak hepimize iyi geliyor. Mina da çevresindekilere el uzatan, sosyal sorumluluk bilinci bir kızdı.”
GENÇLER DEĞİŞTİRECEK
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İstanbul Şubesi her sene yüzlerce başarılı üniversite öğrencisine burs sağlıyor. Derneğin merkezinde her hafta sonu dil kurslarından, kitap kulüplerine kadar farklı etkinlikler yer alıyor. Güldal Goymen, projeyi şu sözlerle anlatıyor: “Geleceğimizi iyi eğitimli gençler değiştirecek. Biz onları dünya vatandaşı olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. El uzatıyoruz. Mina’nın Çocukları projesinde de bursiyer kızlarımız kendi memleketlerine el uzattılar. Ama bunun öncesinde Baltaş Akademi’den eğitim aldılar. Empati kurma yetenekleri, çözüm geliştirme becerileri arttı. Umarım ileride hepsi çok iyi birer rol model olacaklar, başarılarını hep birlikte izleyeceğiz.”
KIZ KARDEŞLERİMİZ DE BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ
k Gülsen Genç: (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi 24 yaşında) 12 yaşında bir öğrenciye ablalık yapıyorum. Birlikte büyüyoruz.
k Büşra Sağır: (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi 20 yaşında) Diyarbakırlı bir öğrenciye ablalık yapıyorum. Çok masum bir arkadaş edindim.
k Ebru Arslan: (Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi 24 yaşında) Hataylı bir öğrencinin ablasıyım.Kardeşimin kekemeliği azaldı.
k Fatma Büyükcoşkun: (Boğaziçi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 24 yaşında) 12 yaşında Adıyamanlı bir öğrenciyle çok verimli bir yaz geçirdik.
k Gülenay Özcan: (İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü 21 yaşında) Hep bir kardeş isterken şimdi bana sarılan bir kardeşim oldu.
k Merva Yerbatak: (İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği 21 yaşında) Mardinli bir öğrenci ileride ne olmak istediğini bilmezken, son görüşmemizde ressam olmak istediğini söyledi.
k Raziye Aytaç: (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi 22 yaşında) Gaziantepli bir öğrencinin ablasıyım. Sadece onunla değil kardeşleriyle ve annesiyle de yeni bir aile kurduk.
k Renginur Keskin: (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi 22 yaşında) Vanlı bir öğrencinin rehberiyim. Bir çocuğun küçücük bir sevgiyi nasıl büyüttüğüne şahit oldum.
k Yeşim Savaş: (İstanbul Teknik Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü öğrencisi 20 yaşında) Ordulu bir öğrencinin ablasıyım. Ben ona bir şeyler katmaya çalışırken, meğer o bana ne büyük şeyler katmış.
k Zehranaz Çapan: (İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi 20 yaşında) 10 yaşında Yalovalı bir öğrenciye ablalık yapıyorum. Birlikte öğreniyoruz.