Genel

Miras kabul veya reddetme süresi nedir? Miras için vergi ödenir mi?

Zaman gazetesi yazarı Yusuf Keleş, ölüm halinde mükelleflerin vergisel sorumluluklarını anlattığı yazısında, miras hukuku ile ilgili önemli noktalara dikkat çekiyor. İşte bir yakınınızadan miras kalması durumunda yapacaklarınız...

"Medeni Kanun’a göre miras bırakan kişinin (muris) ölümü halinde kendisine ait mal, alacak, hak ve borçların tamamı mirasçılara geçer. Mirasçılar, kendilerine kalan mirasın borç ve alacak durumuna göre değerlendirme yaparak, mirası kabul veya reddedebilir.


Mirası kabul veya reddetme işlemi murisin ölümünden itibaren üç aylık süre zarfında yapılmalı. Miras reddedilmemişse, kabul edilen mal ve haklar için veraset ilamı çıkarılmalıdır. 


Mirasçıların miras paylarını gösteren ve veraset ve intikal vergisi beyannamesine eklenmesi gereken mirasçılık belgesi, iki yıl öncesine kadar yalnızca sulh hukuk mahkemesinden alınıyordu. Son dönemde idari yargı hizmetlerinin hızlandırılması için Noterlik Kanunu’nda yapılan değişiklikle, artık noterlerden de veraset ilamı alınabiliyor. 


Veraset ilamı alınmasıyla murislerin vergisel yükümlülükleri başlamış olur. Çünkü vergi kanunları, ölen bir mükellefin borçlarını ya mal varlığından veya murislerden almayı hedeflemiştir. 


Mükellefin mevcut borçları ve ölünceye kadar verilmemiş beyannameleri ile bu beyannamelerden doğacak vergilerine ilişkin mesuliyet, murislere miras kalmıştır.


Vergi dairesine bilgi verilmelidir


Vergi kanunlarına göre ölüm, işi bırakma hükmündedir. Ölüm, mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilir. Bu bildirimden sonra belirli süre içerisinde verilecek beyannameler üzerinden hesaplanacak vergilerden mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılar sorumludur. Ancak mirasçılardan her biri, ölünün vergi borçlarından sadece miras hisseleri nispetinde sorumlu olur. 


Ölen mükellefin ölüm tarihine kadar faaliyette bulunduğu önceki döneme ait verilmemiş KDV, Gelir ve muhtasar gibi beyannameler ile ölüm tarihinde içinde bulunulan yılın başlangıcı ile ölüm tarihi arasındaki döneme tekabül eden kıst dönem beyannamelerinin verilmesi mirasçılara geçen ödevlerdendir. 


Kıst dönem Gelir Vergisi beyannamesinin ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilmesi gerekir. Benzer bildirimlerin SGK, meslek odaları, bağlı bulunulan dernek, teşekkül ve vakıflara da yapılması gerekir.


Murisin ölümünden itibaren mirasçıların aynı işe aralıksız devam etmeleri halinde, ölüm tarihi muris için işi bırakma, mirasçıları için ise işe başlama olarak kabul edilir. İşe başlama bildiriminin bir ay içerisinde yapılması, ölen kişi adına da işi bırakma bildiriminin dört ay içerisinde yapılması gerekir. 


Normalde işi bırakma vergi dairesine bir ay içerisinde bildirilir. Ancak ‘ölüm halinde sürelere üç ay eklenir’ hükmüne istinaden bu süre ölüm halinde dört aya çıkmış olur. 


Mirasçıların ticari işletmeyi devam ettirmek istemeleri halinde işletmede yer alan malları, devir yapılmış gibi KDV’siz almaları mümkündür. Bu durumda vefat eden mükellefin son KDV beyannamesinde yer alan devreden KDV, olduğu gibi yeni mükellefin beyannamesinde yer alabilecektir. 


Murisin ölümünden sonra ticari işletmeyi devralarak faaliyete devam eden mirasçılar, işletmeye dâhil iktisadi kıymetleri kayıtlı değerleriyle aynen devralır. Bilanço esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifi bütün halinde kayıtlı değerleriyle devir alınacaktır. Bu işlemlerden dolayı herhangi bir değer artış kazancı da uygulanmaz.


Mirasçılar arzu ederlerse murisin defter ve belgelerini, o dönem için kullanabilir. Bu durumda murisin faaliyetine yönelik hesaplarının, ölüm tarihi itibarıyla kapatılması ve işe devam eden mirasçıların hesaplarının ise yeniden açılması gerekiyor. Yeni hesap dönemi için kullanılacak defter ve belgeler ise murisler adına tasdik ettirilmeli. Ayrıca mirasçıların ölen mükellef adına kayıtlı ödeme kaydedici cihazları, ilgili vergi dairesine kaydettirip bu cihazlara ait levhayı aldıktan ve kendi adlarına fiş verecek şekilde programlattıktan sonra kullanılmaya başlanmaları gerekiyor. Herhangi bir işlem yapmadan ölen mükellef adına kayıtlı ÖKC’den fiş verilmesi halinde hiç fiş verilmemiş gibi ceza kesilir.


Mirasçıların işe devam etmemesi durumunda ticari işletmede bulunan tüm varlığın emsal bedel ölçüsüne göre değerlemeye tabi tutulması ve bu değer üzerinden KDV hesaplanarak fatura kesilmesi gerekir. Yani ölüm dışında mükellefin işini bırakması halinde yapması gereken işlemler ölüm nedeniyle bu kez mirasçılar tarafından yerine getirilir. Emsal bedel uygulanarak hesaplanan değer artış kazancı ayrıca ölüm tarihinden sonra mirasçılar tarafından verilecek olan murisin kıst dönem gelir vergisi beyannamesinde dönem gelirine ilave edilerek beyan edilir.


Ölüm halinde ceza düşer


Mükellefin ölümü halinde, kendisine kesilen vergi cezası düşer. Ancak ölüm halinde kesilmeyecek cezalar sadece ölen kimsenin fiillerinden doğmuş olan suçlarla ilgili olanlardır. Vârislerin sorumlu sıfatıyla ölen mükellef namına yapmaları gereken ödevleri yerine getirmemeleri halinde kendileri adına kanunda öngörülen cezalar kesilir.


Öte yandan mirasçılar üç ay içerisinde mahkemeye müracaat ederek mirası reddedebilir. Mirasın reddedilmiş olması halinde ölünün vergi borcundan sorumlu olmayacaklarından, murisin doğabilecek vergi borçlarının tahakkuk işlemleri için mirasçılar adına tarhiyat yapılmaz.


Kanuna göre TC tabiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir şekilde karşılıksız olarak bir kişiye intikali Veraset ve İntikal Vergisi’ne tâbi. İvazsız intikalden kasıt, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan karşılıksız kazançlardır. Buna göre ölenlerden yakınlarına kalan miras ile çeşitli kuruluşlar tarafından tertiplenen çekiliş ve yarışmalarda kazananlara dağıtılan para, menkul ve gayrimenkul mallar ivazsız iktisap olup verginin konusuna girer. Veraset ve İntikal Vergisi’nin mükellefi veraset yoluyla veya ivazsız bir tarzda mal iktisap edenlerdir. Vefat eden bir kişiden miras edinenler Veraset ve İntikal Vergisi beyannamesi vermelidir."



Zaman