Miras taksim sözleşmesinde tescil talebi yapılabilir mi?
Posta Gazetesi Ekonomi sayfası köşe yazarı Tamer Heper'in bugün ki köşe yazısında miras taksim sözleşmesinde tescil talebi ile ilgili okuyucusunun sorusunu cevaplandırıyor. İşte Tamer Heper'in köşe yazısı;
Yıllar önce büyük babanın ölümü sonrasında mirasçılar bir miras taksim sözleşmesi yapmış. Ancak sonradan miras kalan gayrimenkullerin bulunduğu yörede kadastro çalışması yapılmış ve bu çalışma sırasında bir parsel mirasçılardan biri adına, bir başka parsel de mirasçılar adına tescil olunmuş ve aradan da 10 yıldan fazla zaman geçmiş. Şimdi miras taksim sözleşmesine göre tescil talebinde bulunmak mümkün mü? H.D.
Hukuki olaylara zamanında müdahale edilmediği durumlarda olayda görüldüğü gibi kavramlar birbiri içine geçebilmektedir. Bu halde de meselenin halli güçleşmektedir. Bırakın yukarıda anlatılan olayı, büyük babaların ölümünden sonra üçüncü kuşak toruna kadar veraset ilamı alınmadığı, gayrimenkullerin tescilinin yapılmadığı çok olay vardır. Tescillerin yapılmaması nedeni ile aile tablosu karışmış. Ölenler, boşananlar, üveyler devreye girmiş olur ve işin içinden çıkabilmek için yıllarca uğraşılır. Bu olay da buna benzer şekilde ihmale uğramış.
Şimdi olayı çözmeye çalışalım. Okuyucumun 10 yıl geçmiş olmasından duyduğu endişe bir dereceye kadar haklı. Zira kadastro çalışmalarından kaynaklanan hataların düzeltilebilmesi için 10 yıl içinde dava açılması lazım. 10 yıl geçtikten sonra kadastro çalışmalarındaki hatalar nedeni ile dava açılamıyor. Ancak olayda açılacak dava kadastro çalışmasına ilişkin olmayacak. Dava, miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan bir dava olacak. Böyle bir dava için 10 yıllık zamanaşımı söz konusu değil. Bu bir mülkiyet ihtilafı. Dolayısı ile mülkiyet ihtilafları konusunda 10 yıllık süre söz konusu olmadığından miras taksim sözleşmelerinin uygulanması amacı ile açılacak davalara 10 yıl geçmekle de bakılabilir. Bu nedenle okuyucumun taksim sözleşmesinin tatbiki amacı ile dava açabileceği kanaatindeyim.
Posta