Mütekabiliyet ve Ahmet Davutoğlu'nun ekonomik restorasyonu!
Mütekabiliyet yasasından sonra Araplara kaç konut satarız hesabı başladı. Konut geliştirici şirketler adeta Arap müşteri avına çıktı. Konut geliştirici şirketlerin patronları sıkça şu soruyu soruyor “Araplara kaç konut satabiliriz”… Nasıl satarız?
MÜTEKABİLİYET VE DAVUTOĞLU’NUN EKONOMİK RESTORASYONU
Mütekabiliyet yasasından sonra Araplara kaç konut satarız hesabı başladı. Konut geliştirici şirketler adeta Arap müşteri avına çıktı. Konut geliştirici şirketlerin patronları sıkça şu soruyu soruyor “Araplara kaç konut satabiliriz”… Nasıl satarız?
Mütekabiliyetin ekonomik olarak Türkiye için değeri büyük. Ama sosyal olarak daha da büyük. Mütekabiliyet, Osmanlı’dan kopan yaklaşık 60 adet devleti yeniden kaynaştıracak bir yasadır. Mütekabiliyetle sadece konut satışının önü açılmıyor, geleceğe yönelik bu coğrafyanın değişik işbirliklerinin de önü açılıyor.
Türkiye, yabancıya ne kadar konut satabilir sorusuna vereceğim somut cevap en az 5 milyondur. Rakamı uçuk bulabilirsiniz ama aşağıdaki değerlendirmeleri okuyunca hak vereceğinize eminim. İspanya son 20 yılda 2 milyondan fazla konut satmışsa, Türkiye 5 milyon konut satar. Bu potansiyeli var. Bunu daha iyi anlamak için Davutoğlu’nu iyi takip etmek gerekir…
21.Yüz yıl, Osmanlı’dan ayrılan ülkelerin toparlanma yüz yılı olacak. Geleceğe yönelik hazırlanan raporlarda, Türkiye’nin yükselen bir ülke olacağı öngörülüyor. Türkiye yalnız başına yükselemez. Türkiye, hinterlandındaki ülkelerle birlikte yükselecek. Türkiye, Asya ve Afrika kıtalarında kalan tarihi değerlerine, dostluklarına, akrabalarına ne kadar sahip çıkabilirse o kadar yükselecek…
Yeni mütekabiliyet yasasının fikri temeli Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” isimli kitabında arayabiliriz. Davutoğlu, kitapta bu coğrafyanın muhtemel geleceğinin nasıl şekilleneceği ile ilgili görüşlerini açıklıyor. Davutoğlu, dün, Diyarbakır’da “Ekonomik Restorasyon”dan bahsediyor. Sadece Türkiye’nin değil, tüm bölgenin, tüm bu coğrafyanın ekonomik restorasyonundan bahsediyor…
Davutoğlu, "Avrupa'da sınırları kaldıranlara biz yeni Roma demiyoruz da biz bunu dedikçe bize Osmanlıcı diyorlar. Bunu Balkanlardaki ve Ortadoğu'daki bazı gruplarla bizi karşı karşıya getirmek ve kışkırtmak için yapıyorlar” diyor… Buradan anladığımız, yakın gelecekte, bu coğrafyada yeni ekonomik işbirlikleri ve kurumlarının kurulacağıdır.
Avrupa Birliği’nin kuruluş amacı siyasi olmaktan çok dünya ile rekabet gücünü artırmak amaçlıdır. Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan 1996 yılında Çin’in Şanghay şehrinde bir araya gelerek “Şanghay Beşlisi”ni kuruyor… Kanada, ABD ve Meksika 1994 yılında NAFTA (Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması”na imza atıyor… Latin Amerika ülkeleri bir araya gelerek “Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu” (CELAC) kuruyor. AB, Latin Amerika ve Karayip ülkeleri ile işbirliğini geliştirmek için CELAC, AB zirvesi düzenliyor.
Osmanlı Coğrafyasında kalan ülkelerin ekonomik olarak bir restorasyon hareketine yönelmesi, kurulacak yeni bir birliğin temel taşlarıdır. Kurulacak yeni bir Ekonomik Birlik ile, hem ABD, hem AB, hem Şanghay Beşlisi hem de CELAC işbirliği için yarışacaktır. Bu birliğin temellerinin nasıl atıldığını Davutoğlu’nun açıklamalarında görebiliriz.
Davutoğlu “Sayın Başbakanımız Maliye Bakanımıza dönüp şunları söylüyor ve bu kararlar alınabiliyor. 'Tunus'taki kardeşlerimizin demokrasi inşa döneminde yardıma ihtiyaçları var. Mısır'daki kardeşlerimizin yardıma ihtiyacı var. Tunus'a 500 milyon dolar. Mısır'a 2 milyar dolar kredi açalım. Bosna'dan koparılanların geri dönüşleri için yardıma ihtiyaçları var 100 milyon dolar kredi açalım.' Bingazi'de 2011 yılının ramazanı efsane olarak anlatılır. Eğer oradaki müslümanlar iftar yapabilmişlerse Türkiye'nin gönderdiği 300 milyon dolarlık kredi ile yaptılar bunu”
Başbakanın Asya ve Afrika’daki ülkelere yardım elini uzatmasını doğru okumak gerekir. Bir konut projesi yapılırken temel kazılır. Konut projesini gözle görmeden inanmayanlar, temel kazmanın da ne anlama geleceğini bilemezler. Davutoğlu’nun fikirleri ve Başbakanın icraatları ile bu coğrafyanın en büyük ekonomik projesinin temelleri kazılıyor…
Davutoğlu, "Sınırlarımıza saygı göstereceğiz ama aramızdaki hiçbir sınırın duvar olmasına izin vermeyeceğiz. Sınırları bu Ortadoğu’daki değişim rüzgarları içinde kendi iradeleriyle iktidara gelen ve gelecek olan yönetimlerle birlikte bu sınırları anlamsızlaştıracağız. Tellebyat ile Akçakale arasında nasıl sınır yaşayabilir? Diyarbakır Musul'dan, Urfa Halep'ten koptuğunda hinterlandı yok olmaz mı? Edirne neden çıkmaz sokak gibi olsun da Saraybosna'ya kadar açılmasın? Biz onun için vizeleri kaldırıyoruz. Ben her mevkidaşımla oturduğumda ilk olarak vize kaldırma konusunu açıyorum. Vizeleri konuşuyoruz. Her yere vizesiz gitmeliyiz. Ne kadar seyahat edersek o kadar hareket alanı buluruz. Diyarbakırlı, İzmirli dünyanın her tarafına gitmeli" diyor.
Diyarbakırlı, İzmirli dünyanın her yerine gidecekse, dünyanın her yerinden de İstanbul’a, İzmir’e gelecekler. Bürokratlar, Mütekabiliyet yasasını Davutoğlu’nun gözünden okumalıdır. Bu nedenle, Mütekabiliyetin önündeki engeller derhal kaldırılmalıdır.
Türkiye, 2012 yılında Ekonomi Bakanlığı’nın tüm yurtdışı teşkilatı ile yaklaşık 153 Milyar Dolar ihracat yapıyor. Bunun da ciddi bir bölümü ithalata dayalı. Cari açık kaçınılmaz. Eğer Mütekabiliyet yasası iyi koordine edilirse Türkiye’nin ekonomik problemi kalmaz. Cari açık kalmaz. Konut satışı ve çarpan etkisi (Sağlık Turizmi, Eğitim, Yatırım vs) dikkate alınırsa, Türkiye kısa sürede ekonomik olarak toparlar.
20. Yüz yıl boyunca Londra, Paris, New York gibi şehirler, Asya ve Afrika’nın zenginlikleri ile ayakta kaldı. Davutoğlu’nun “Bölgesel Ekonomik Restorasyonu” fikri ile bu Yüz yılda, Diyarbakır, Urfa, ,İstanbul, İzmir, Antalya tarihi gibi şehirler parlayacaktır.
Sonuçta Davutoğlu’nun deyimi ile “Bütün şehirlerimiz kendi hinterlandlarıyla buluşarak yükselecekler”…
Saygılarımla,
Abdullah Çiftçi