Muvazaalı satışta zamanaşımı!
Muvazaalı satış, gerçek ismi ve niteliği saklanarak, başka bir isim altında üçüncü kişileri aldatmak için göstermelik olarak yapılan satışa deniyor. Peki, Muvazaalı satışta zamanaşımı var mı?
Muvazaalı satışta zamanaşımı
Tarafların isteyerek ve bilerek iradeleri ile beyanları arasında meydana getirdikleri uygunsuzluğa muvazaa deniyor. Tarafların irade ve beyanları aralarında isteyerek uygunsuzluk yaratmalarındaki amaç üçüncü kişileri yanıltıyor. Bu konuda en çok mirastan mal kaçırmak için muvazza işlemi uygulanıyor.
Mirasbırakan, bazı mirasçılarınını miras hakkından yoksun bırakmak için amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşme ile devrederek aslen hak sahibi olan diğer mirasçıları da haksız şekilde mirastan mahrum bırakabiliyor.
Bu farkeden mirasçıların dava açma hakkı bulunuyor. Muvazaa nedeniye sözleşmenin tapu kaydının iptali istenebiliyor. Muvazaa satışta zamanaşımı söz konusu olmuyor. Konuyla ilgili yargıtay kararı aşağıda yer alıyor.
Muvazaalı satışta zamanaşımı dava örneği...
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 1991/14140
K. 1991/1517
T. 8.2.1991
• MUVAZAA İDDİASI ( Zamanaşımına Tabi Olmaması )
• ZAMANAŞIMINA TABİ OLMAMA ( Muvazaalı İşlem )
818/m.18
ÖZET : Muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmayacağı gibi zaman geçmekle de geçerlilik kazanamaz. O nedenle zamanaşımına tabi değildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davadan dolayı verilen 27.12.1988 tarih 427837 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı; gerek dava dilekçesinde, gerekse duruşma sırasında verdiği layıhasında "muvazaa" hukuksal nedenine dayandığını bildirmiş, iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, zamanaşımının gerçekleştiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ne varki, muvazaalı işlemin hiçbir hüküm doğurmayacağı ve böyle bir işlemin zaman geçmekle de geçerlilik kazanamayacağı kararlılık gösteren yargısal uygulamada ve öğretide açıkca vurgulanmış bulunmaktadır. O halde, davanın esasının incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu: üzere reddedilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 16.5.1989 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 100.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden tahsiline, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Muvazaalı kira sözleşmesinin iptali!
Öznur YASLI/Emlakkulisi.com