25 / 11 / 2024

Muzaffer Yücel: Projeler doğru yapılmalı!

Muzaffer Yücel: Projeler doğru yapılmalı!

Muzaffer Yücel, "ÇED sürecinin etkin uygulanabilirliğini engelleyen, önlem alma ilkesi kapsamında özüne aykırı olan ve çevrenin korunması ile ilgili diğer düzenlemelerle çelişen tüm yasal düzenleme hükümlerinin yürürlüğe girmesine son verilmelidir ' dedi.




ÇÜ Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Yücel, "ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sürecinin etkin uygulanabilirliğini engelleyen, önlem alma ilkesi kapsamında özüne aykırı olan ve çevrenin korunması ile ilgili diğer düzenlemelerle çelişen tüm yasal düzenleme hükümlerinin yürürlüğe girmesine son verilmelidir ' dedi. Türkiye'de 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun I I Ağustos 1983 tarihinde yürürlüğe girdiğini hatırlatıp, bu kanunun 10'uncu maddesinde 'Herhangi bir proje yapacaksanız onunla ilgili ÇED yapmak zorundasınız. Bunun içeriğinin ne olacağı yönetmelikle belirlenir'. 31 'inci maddesinde ise ' 1 yıl içerisinde tüm yönetmelikler çıkarılır' hiikmü yer aldığını bildiren Yücel, şunları söyledi: "Ağustos 1984'te bizim ÇED yönetmeliğimi/in yürürlüğe girmesi gerekiyordu, ama 10 yıl bekledik. 7 Şubat 1993 yılında ÇED yönetmeliği çıktı. Bu yönetmeliğin içerisinde bir ÇED raporu nasıl hazırlanır? Kimler hazırlar? 



Hangi projeler için hazırlanır? Bunların bütün ayrıntıları vardı. O yönetmelik çıkana kadar 6 farklı taslak hazırlandı. Bu taslaklarda görev de aldık. O yönetmeliğin çıkmasında da katkım oldu, komisyonlarda görev aldım. Yönetmelik daha sonra birkaç kez revize edildi. 1993 yılında birinci yönetmelik çıktı, 1997 yılında ikinci yeni yönetmelik çıktı, daha sonra 2002 yılında yeni bir yönetmelik daha çıktı. 2003, 2008, 2013*te ve en son da 25 Kasım 2014'te hep yeni yönetmelikler çıktı. Bunlar tamamen desi'ııin iptaline rağmen ısrarla tekrar konmuş olması bir soru işareti. İkincisi ise yeni bazı kullanımların projelerin yönetmelikten çıkarılmış olması. Projeler ÇED raporlarından kaçırılıyor mu? Öyle de denilebilir. Bu işin başka tanımı yok. Bunlar bu maddeler çıkarılıyorsa kaçırılıyor demektir. 3'üncü madde birçok şeyi kamufle ediyor. Bir kere 3'iincü maddeyi uygulamak samimi değil. Bir taraftan 'ben çevreyi koruyorum" deyip bir taraftan da geçici 3'iincü maddeyi uygulamayı ben samimi bulmuyorum" diye konuştu. 



DOĞRU PROJELER YAPMAK LAZIM 


Doğru projeler yapılmasını savunan Yücel, bu projelerin çevreye olumsuz etkilerinin olmaması gerektiğine de dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bizde şöyle bir kural var, her kullanım için uygun bir alan bulmak mümkün, her alan için de uygun bir kullanım bulmak mümkün. Bunun için de doğru projeler yapmak lazım. Bu mantıkla hareket edersek gereksiz yere ağaç kesilmesine karşıyım. İnsan hayatı çok önemlidir. 


Evet bunu kabul ediyoruz ama keyfice bir önlem alınmadan bir ağacın kesilmesine karşıyım. 

Atatürk'ün Yalova'daki yaptırdığı köşkü bir ağacın bir dalı için yürüttüğünü hepimiz biliyoruz. Biz Atatürk'ün devamı olan nesilleriz. Bu gözle baktığımız zaman rast gele bir ağaç kesilmesi doğru değil. Siz bir binayı yıkabilirsiniz ama o binayı 1-2 yıl içinde yeniden inşa edebilirsiniz. Ama bir ağacı kestiniz mi bu kadar kısa sürede yeniden büyütemezsiniz. Her ÇED yapılan tesis hayata geçtikten sonra dört dörtlük sorunsuz çalışacak diye bir şey yok tabiki. 

Ama mümkün mertebe azaltılıyor. Hatay Havalimanı tipik bir örnek. Biraz yağmur yağınca havaalanı kullanılamaz oldu. İşte doğru ÇED yapılmadan projeler yapılırsa böyle durumlarla karşı karşıya kalabiliriz." 


5 OCAK FATİH TERİM STADI AVM OLABİLİR Mİ? 


Türkiye'de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) ile ilgili ilk doktorayı yapan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığfnın eski Bölüm Başkanı olan, halen bu bölümde Öğretim Üyesi olarak görevini sürdüren Prof. Dr. Muzaffer Yücel, ÇED sürecinin etkin uygulanmasını engelleyen, çevrenin korunmasıyla ilgili diğer düzenlemelerle ilgili çelişen tüm yasal düzenlemelere son verilmesi gerektiğini söyledi. ÇED'deki yeni düzenlemeleri yasal kılıf olarak değerlendiren Prof. Dr. 

Yücel, "Projeler doğru yapılmalı, ÇED'den kaçırılmamalıdır. İnsanlar uzaya gidiyor, biz yaşadığımız kenli kurtaramıyoruz. Hala imar sorunlarıyla. çevre sorunlarıyla boğuşuyoruz" dedi. Dünyada 44, ülkemizde ise 30 yıllık bir geçmişi olan ÇED sürecini mercek altına aldık. 


ÇED gerekli midir, değil midir? 


TBMM'ye gönderilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na eklenen geçici 3'üncümadde neleri içeriyor? Projeler ÇED'den kaçırılmak mı isteniyor? ÇED Yönetmeliğindeki geçici 3'üncii madde yasal kılıf mı? Büyük projeler için ÇED şartı yasal olarak aranmayacak mı? Bunun sonuçları ne olur? Biitün bu soruların yanıtını araştırdık. Bu sorulan Türkiye'de ÇED ile ilgili ilk doktorayı yapan Prof. Dr. Muzaffer Yiicel'e yönelttik. 5 Ocak Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulunan CÜ Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Yücel, "ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sürecinin etkin uygulanabilirliğini engelleyen, önlem alma ilkesi kapsamında özüne aykırı olan ve çevrenin korunması ile ilgili diğer düzenlemelerle çelişen tüm yasal düzenleme hükümlerinin yürürlüğe girmesine son verilmelidir" dedi. Prof.Dr. Yücel, ÇED raporlarının gerekliliğini "ÇED Yönetmeliği 'ndeki geçici hükümlerin getirdiklerini. kaybettirdiklerini. ÇED yapılmaması halinde neler olabileceğini ve neler yapılması gerektirdiğini anlattı. 



ÇED NEDİR? 


Öncelikle ÇED'in ne anlama geldiğini anlatan Prof. Dr. Yücel. "ÇED. 1970'deABD'de ulusal çevre kanununda 102'nci maddeyle gündeme girmiş bir konu. Dünyada 44 yıldır uygulanıyor. Bir tesisin çevreye olan etkileri geçmişte tesis yapıldıktan sonra belirleniyor ve önlemler alınıyordu. Bu bazı şeyleri yitirdikten sonra önlem almanın bir anlamı olmadığını gösterdi. ÇED ile beraber bir tesis bir projeye başlanmadan önce onun çevreye olan etkilerinin belirlenip önlem alınması, önlemlere rağmen bu tesisisin çevreye etkisi var ise bu projeden vazgeçilmesi anlamı taşır. Bu kadar net ve bu kadar basit. Ama çok önemli bir konu" dedi. 

ÇED'in dünyada en hızlı yayılan yasal düzenlemelerden biri olduğunu vurgulayan Yiicel, "ÇED uygulanacak yerin suyu. toprağı, canlı yaşamı, oradaki yaşayan insanlar, çevre faktörü. sosyal yapı. istihdam durumu, sağlık durumu gibi bir çok konu kısacası her şeyi değerlendirilir. Mevcut alan durumu ayrıntılı olarak araştırılır ve tanımlanır. Daha sonra bu faaliyetin bu faktörler üzerindeki etkileri araştırılır ve bu etkiler kabul edilebilir düzeyde mi değil mi ona bakılır" diye konuştu. 


KANUN ÇIKTI, ÇED YÖNETMELİĞİ 10 YIL BEKLEDİ


 sağlamaktı. Yeni yönetmeliğin diğerlerinden farkı ne diye baktığımız zaman uyumla ilgili tek bir madde yok. ben göremedim. Tek tek ikisini de okudum fark yok. Tek fark nedir? 


Sadece fark geçici 3'üncii madde. Projeleri hayata geçirmek için yeni yönetmelikle bu geçici 3'iincii madde tekrar konuldu. Bu madde 23.06. I997 tarihinden önce kamu yatırım programına alınmış olup 29.05.2013 tarihi itibariyle üretim veya işletmeye başlayan projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesislerin ÇED kapsamı dışında olmasına dair. Bana göre artık bu geçici maddelerin olmaması lazmı. 21 yıldır biz bu yönetmelikleri. ÇED'i uyguluyoruz artık oturması lazım sistemin." 


'ÇED ŞART DEĞİLDİR'



 ZEMİNİ 3'üncii havaalanı. 3'iincii köprü gibi bazı yatırımların ÇED yapılmadan yapılmasının tartışıldığını hatırlatıp. "Bunlar 1993 yılından önce yoktu, sonrasında gündeme geldiği için mutlaka ÇED içerisine girmesi lazım. Bunlar için ÇED yapılmıyor ise sorunlar var ise bu 3'üncii geçici madde işletilecek demektir" yorumu yapan Yücel, şöyle konuştu: "Yeni yönetmelikte iki tane liste var ek-1 ve ek-2. Kapsamı büyük olan projeler, mutlaka ÇED yapılması gereken projeler Ek l'de. Kapsamı daha dar çevreye etkileri belli olmayan projeler de ek2'de var. Eki için ÇED Ankara'da Çevre Bakanlığı nezdinde yapılacak. 

ek2'de ise valilikler nezdinde yapılıyor, "ÇED gereklidir' veya 'değildir' şeklinde. Şimdi ekl'deki 4 adet tesisin çıkarıldığını görüyoruz 2014 yönetmeliğinde. Nedir bunlar? Mesela toplu konut projeleri 2000 konutun üzerindeki projeler için ÇED yapılması gerekirken, şimdi ÇED Raporu istenmiyor. 500 yatak ve üzeri hastaneler, 50 hektar ve üzerindeki golf tesisleri ve 50 bin metrekare üzeri alışveriş merkezleri için artık ÇED raporu istenmiyor. Peki niye? 

Bunların çevreye etkileri daha mı az? Bunların gerekçesini bilmiyoruz şu anda. Diğer taraftan ek2 listesinde de arazi kullanım vasfını değiştirmeyi amaçlayan projeler var. Burada tarım arazilerinin yeniden yapılandırılması, tarım orman amacıyla kullanımı, orman alanlarının başka amaçlarla kullanılması, eğitim kampiisleri. hastaneler ve ulaşım amacıyla kullanılan 10 kilometrenin üzeri tiinel projeleri. Bunlarda ek2 listesinden çıkarılmış. Bunların da nedenlerini bilmiyoruz. Bunlar doğru değil. Çünkü bu tesislerin de çevreye etkileri var. Yeni eklemeler yapılması yerine çıkarmayı tercih ediyorlar." 



PROJELER ÇED'DEN KAÇIRILIYOR MU? 



Son ÇED yönetmeliğindeki 2 konuya dikkat çeken Yücel. "Biri geçici 3'iincii maddenin gerek Danıştay'ın, gerekse Anayasa Mahkemeğiştiı ileıı yönetmelikler. Halbuki önceki yönetmeliklerde kısmen değişiklikler zaten yapılmıştı. Geçici maddeler hariç Yönetmeliğe baktığınız zaman, yönetmelik, çevreye zarar veren tesisin etkilerini önleyelim, azaltalım, önleyemeyeceksek tesisten vazgeçelim mantığı ile oluyor. Ama zaman zaman kamuoyunu yatıştırmak için bir araç olarak ta kullanılabiliyor. Ülkemizde ilk ÇED yönetmeliği çıktığında orada bir geçici madde vardı. Deniliyor ki maddede, daha önceki 7 Şubat 1993 tarihinden önce bir yatırım kararı alınmışsa bu yönetmeliğe tabii değildir. 1997 yılında da buna benzer düzenlemeler oldu. Ama aradan 21 yıl geçti son çıkan yönetmelikte bile hala buna benzer düzenlemeler var." SON ÇED YÖNETMELİĞİ SORUNLU Son çıkan ÇED yönetmeliğinin sorunlu olduğunu. bu yönetmelikle çıkan geçici 3'üncii maddenin önceki yönetmeliklere de eklendiğini hatırlatan Yiicel. konuşmasını şöyle sürdürdü: "ÇED yönetmeliğinde (ÇED raporu olumlu görüş olmadan hiçbir proje için ihale yapılamaz. hiçbir teşvik alınamaz, yatırıma başlanamaz) diyor. Öyleyse ÇED raporunun olması lazım. Geçici maddelerle bunları hep ertelemeye çalıştılar. Bu yönetmelikleri de Danıştay hep iptal etti. 


İşin acı tarafı 29 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6486 Nolu Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un içerisine ÇED ile ilgili bir madde konuldu. Buradaki konu bir yönetmelik maddesinin kanun haline getirilmesi. 

ÇED raporlarından kaçmak için yasal kılıf haline getirilmiş oluyor bu kanun. Bunda hemfikir olmalıyız. İster devlet yatırımı olsun, isterse özel yatırım olsun, çevre hepimizin. Hepimizin olan bir yerde de başkalarının buraları keyfice kirletmesine, yasal izinlerini almadan, yasaya aykırı yada yasayı arkadan dolaşarak kirletmesine izin vermemek lazım. Bu doğru değil. 

Onun için de hemen Anayasa Mahkemesi'ııe başvuruldu. Daha önce Danıştay yönetmelikleri iptal ediyordu, kanun olduğu için şimdi Anayasa Mahkemesi'ne başvuruldu. Anayasa Mahkemesi bunu da iptal etti. Bunlar iptal edildikçe bakanlık da hep yeni yönetmelikler çıkardı. 

Daha önceki yönetmeliklerde değişikliklerde gerekçe Avrupa Birliği ÇED yönergesine uyum 


ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ 


Adana'da yeri tartışılan, ancak, yerel yöneticilerin 'Yıktırmayız' şeklinde açıklamalarla yıkımına karşı çıktığı 5 Ocak Fatih Terim Stadı'nın. bu geçici 3'iincü maddeyle AVM'ye dönüştürülüp dönüştürülmeyeceğim de sorduğumuz Yücel, şu cevabı verdi: "Ben stadyumu 3'üncü geçici maddeyle ilişkilendirmek istemiyorum. Ben peyzaj mimarı olarak, çevreci bir akademisyen olarak aynı zamanda çevreye önem veren bir vatandaş olarak şunu söylemeliyim. 


Bazı şeyler yapılırken zamanında bilerek veya bilmeyerek kent içerisinde kalmış. Mesela şimdi Adana'ya yapılan yeni stadyumun yerinde asfalt şantiyesi vardı. Şakirpaşa Havaalanı şehrin kenarında bir yerdi yapıldığında, şimdi şehrin ortasında kaldı. 

Günümüze dönecek olursak ben 5 Ocak Fatih Terim Stadı'nın yerine bir AVM veya başka bir yapı yapılmasına karşıyım.  Adana  yeşil alan bakımından fakir bir kent. Nehrin kenarını. 


Devlet Su İşleri arazisini veya Üniversitenin arazisini bir tarafa bıraktığınız zaman kentin içerisinde bana bir yeşil alan gösterebilir misiniz? Atatürk Parkı da giderek küçülüyor. 


Gidin gelişmiş ülkelere bir bakın. Eğer biz gelişmiş iilke olmak istiyorsak yada kanunlarımızı uygulamak istiyorsak, kanun kişi başına 10 metrekare yeşil alan zorunludur diyor. Biz rast gele yerleri yeşil alan yapıyoruz. 

Hatta bizde bir tanım vardır genelde cetvel artığı alanlar yeşil alanlar oluyor. Biz cetvel artığı alanlar istemiyoruz. Büyük alanların yeşil alan ve park olmasını istiyoruz. Kesinlikle 5 Ocak Fatih Terim Stadı. AVM olmamalı, park olmalı ya da bir anıt bir hatıra olarak kalmalı. 


Tabi bu halde kalma konusu da tartışılabilir. 

Benim önerim kesinlikle yeni bir yapı olmaması, tüm halkın kullanabileceği bir alan olması yönünde, park gibi. Artık 21 'inci yüzyılda, uzay çağındayız. İnsanlar uzaya gidiyor biz hala yaşadığımız kenti kurtaramıyoruz. Sürekli değişiklikler oluyor İmar planlarında. Artık planlara uygun davranmak lazım, keyfi yapılaşmadan ziyade yeşil alanlara önem vermek lazım, halkın isteklerine önem vermek lazım, halkın rahat edebileceği şekilde planlar yapmak lazım. " 


Adana Beş Ocak


Geri Dön