Ocak ayında konut fiyatlarında neden durgunluk yaşandı?
Dünya Gazetesi Yazarı Alaaddin Aktaş bugünkü yazısında konut fiyatlarında Ocak ayında yaşanan durgunluğu ele aldı. İşte o yazı...
Konut satış fiyatları ocakta son üç yılın en düşük artışını gösterdi. Yeni konutların satış fiyatı ise yüzde 0.68 ile ilk kez bu düzeyde geriledi. Ocak ayındaki bu tablo pek hayra alamet değil. Sektörde birileri daha inşaatı yapmadan satışı tamamladığını dile getiriyorsa da. genele yayılan durum fiyat kırmaya başlanıldığını gösteriyor.
Merkez Bankası'nın hesaplamalarına göre ocak ayında Türkiye genelinde konut fiyatları yüzde 0.52 oranında arttı. Yeni konutlarda ise fiyat gerilemesi görüldü. Yeni konut fiyatları ocak asanda yüzde 0.68 oranında düştü.
Konut fiyatlarında genel anlamda belirgin bir durgunluk yaşandığı gözleniyor. Gerçi tüm konutların fiyatında ocak ayında yüzde 0.52 artış oldu olmasına ama bu oran son üç yılın en düşük oranı. Konut fiyatları daha önce son olarak 2012'nin eylül ayında yüzde 0.52 artmış, aradan geçen üç yılı aşkın sürede aylık artışlar hep bu düzeyin üstünde oluşmuştu.
Konut fiyatlarındaki artışın düşük gerçekleşmesine Güneydoğu'daki terör ve buralarda konut fiyatlarının çok belirgin bir gerileme göstermesi etki etmiş midir, diye baktık. Öyle çok büyük etkiden söz edilemez. Hem zaten bu bölgenin toplamdaki ağırlığı öyle çok yüksek değil. Kaldı ki, bölge genelini kapsayacak bir düşüş de yok.
Konut fiyatları Kilis, Adıyaman, Gaziantep grubunda yüzde 1.60; Van, Bitlis, Hakkari ve Muş grubunda yüzde 1.58 gerilemiş. Terörden etkilenen diğer illerde fiyat düşüşü yok. Ama buna karşılık Bursa, Eskişehir, Bilecik grubunda yüzde 0.55; Samsun, Çorum, Amasya, Tokat grubunda yüzde 0.40 fiyat düşüşü var.
Yeni konutların durumu
Merkez Bankası'nın hesaplamasına göre, yeni konutların fiyatında ocak ayında yüzde 0.68 oranında gerileme oldu. Bu, konut fiyat endeksi hesaplanan 2010 yılının ocak ayından bu yana görülen en belirgin gerileme. Yeni konutlar fiyat endeksi daha önce 2011'in ocak ayında yüzde 0.66 gerilemişti.
Yeni konutların fiyatı ocak ayında İstanbul'da yüzde 0.48, Ankara'da yüzde 0.26, İzmir'de ise yüzde 0.65 arttı. Anlaşılan diğer illerdeki yeni konut fiyatları geriledi ki geneldeki değişim düşüş yönünde oldu. Ama yeni konutlarda üç büyük il dışında kalan illerdeki fiyat hareketini bilemiyoruz. Bu yüzden ocak ayındaki düşüşün hangi illerden kaynaklandığını aktarma şansımız yok. Merkez Bankası yalnızca üç büyük il ve Türkiye genelindeki endeksi ve fiyat değişimini açıklıyor.
Fiyatları İstanbul sürüklüyor
Konut fiyatları altı yılda yüzde 102 arttı. Genel artışı bu düzeye çeken İstanbul'daki artış. 2010'un ocak ayından bu yılın ocak ayına kadar geçen altı yılda İstanbul'daki konut fiyatları yüzde 154 artış gösterdi. Öyle ki, İstanbul'daki artış, Ankara'daki artışa fark attı. Konut fiyatları Ankara'da yalnızca yüzde 72 arttı. İzmir'deki artışın oranı ise yüzde 95 oldu.
Yeni konutlardaki fiyat artışında ise makas biraz olsun kapanıyor. Yeni konutlardaki fiyat artışı Türkiye genelinde bu altı yılda yüzde 93 olarak gerçekleşti. Artış oranı İstanbul'da yüzde 149, Ankara'da yüzde 84, İzmir'de ise yüzde 97 oldu.
Fiyatlar artınca mı iyi, artmayınca mı?
Sürekli olarak, fiyatlar az artsın, hatta gerilesin, diye uğraşırken, enflasyonun düşük gerçekleşme si için çaba gösterirken konut fiyatlarındaki artışın düşük kalmasından, hele hele yeni konutların fiyatının gerilemesinden rahatsızlık duyuyor olmak çelişki gibi görülebilir. Ama konut fiyatlarında durum biraz farklı ve büyük resme bakmak gerekiyor.
İnşaat sektöründe önemli bir stok olduğu biliniyor. Her ne kadar bu konuda sayı vermek mümkün değilse de ciddi bir stok var. Sektör bu stoku eritmek, en azından hafifletmek durumunda. "Kendi düşen ağlamaz, yapmasalardı o kadar" denilerek işin içinden kimse sıyrılamaz. Domino taşı gibi yıkılmabir başladı mı, bu hemen herkesi etkiler.
Dolayısıyla makul bir fiyat artışıyla sektör ayakta kalmaya devam etmelidir. Bu yüzden, ocak ayındaki oranlar kaygı vericidir. Bu eğilimin bir süre daha devam etmesi, inşaat sektörünü ciddi bir açmazla karşı karşıya getirecektir.
Ama gelinen bu durumda sektörün de hiç sorumluluğu olmadığı söylenebilir mi? Talep pek gözetilmeksizin büyük bir arz yaratılmasının sorumluları kimlerdir? Ve daha da ilginci, her geçen gün bu arzın artırıldığını görüyor olmamız, sorunun ileride daha da büyüyebileceğinin işareti değil midir?
Ocak ayında özellikle yeni konutların satış fiyatında yaşanan gerileme bir alarm sinyali olarak görülmeli, toplam satışlardaki fiyat artışının da son üç yılın en düşük oranı olduğu dikkate alınmalıdır. Bu yapılmaz, ocak ayı oranlarından ders çıkarılmazsa, bizi ne fuarlar kurtarır, ne demeçlerle müthiş satışlar yapıldığı izlenimi kurtarır. Kaldı ki, birkaç şirketin çok iyi satışlar yapması sektörün tümü için kurtarıcı olmaktan çok ama çok uzaktır.
Dünya /Alaaddin Aktaş