Oğuz Gündoğdu: Oturduğum binanın sağlamlığından emin değilim!
Jeofizik uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Gündoğdu, "Depremden bu kadar uzun süre geçti, herhalde bir daha olmayacak gibi geliyor insanlara" diye açıklama yaptı.
Olası Marmara Depremi'ne karşı halkı bilinçlendirme çalışmaları yapan Jeofizik uzmanı Oğuz Gündoğdu, Avcılar'da katıldığı bir toplantıda yıllardan bu yana Beylikdüzü'nde oturdukları 30 yıllık binaya güvenmediğini ifade etti. Gündoğdu, bir bilim insanı olarak olası depremde nasıl hareket etmesi gerektiğini ve kendisini oturduğu binanın dayanıklılığının kurtaracağını bildiğini dile getirdi.
Sputniknews'te yer alan habere göre "Oturduğum binanın sağlam olduğundan emin değilim" diyen Gündoğdu, oturduğu binaya İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Avcılar Kampusu'nün açılmasından sonra geldiklerini ifade etti.
Oğuz Gündoğdu, yıllar önce kiracı olarak oturdukları sitenin 4'üncü katında daire aldıklarını da sözlerine ekledi. Dr. Gündoğdu, "İyice bağlandık yani. Kaçacak bir yerimiz de yok şu anda" dedi. Gündoğdu, 1999 Gölcük Depremi'nden sonra Jeoloji mühendisi Prof.Dr. Aykurt Barka'nın ikizi, inşaat alanında uzman Günkut Barka'dan oturdukları binanın güvenilirliğini incelemesini rica ettiğini anlatırken şunları dile getirdi:
Kısa bir kontrolden sonra binanın zayıf yönlerini söyledi. Zeminde, giriş katının altında çatlaklar vardı. Onların çok önemli olmadığını söyledi. Ama esas binayı bu tarafa doğru çeken sistemler var. O tarafa gittiğinde bu tarafa doğru dengeyi sağlayan sistemler var. Onların paslandığını ve değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Ben de yönetime söyledim. Onlar ise, kaplamayı (mantolama) daha önemli gördüler; Sıcak olacakmışız. Böylece onlar kaplama yaptılar ama hala aynı risk devam ediyor binamızda. Bir sürü para harcandı. Asansörlere de para harcandı ama kendi canlarını. Depremden bu kadar uzun süre geçti herhalde bir daha olmayacak gibi geliyor insanlara. Yani kendi binamızda ciddi sorun var şu anda aslına bakarsanız. Oturduğumuz binaya güvenmiyorum açıkçası.
Jeofizik uzmanı Gündoğdu, "Oturduğunuz binada ne yapılması gerek?" sorusuna "O demirlerin değişmesi gerekiyor. El ile kırılacak hale gelmiş. Yangın merpeni yapmışlar ama son derece kötü bir şey. Sonradan ilave bunlar. Çatlaklar mantolama ile kapatıldı. Kolonlar kabarmıştı. Bunlar yukarı doğru giden binanın asıl şeyleri. Onların içindeki demir yukarıya doğru kabarmıştı. Ama bu kaplama çalışmasından sonra düzeltilmiş hali. Yani görünüşü öyle. Buna bakıp ‘Binamız çok sağlam' diyebilirsiniz. Ama bunun bir anlamı yok. Bunun içindeki demirlerin değişmesi gerekiyor. Ama bunun ne kadara mal olabileceğini bilmiyorum. Ama iyi bir onarım yapılması gerektiğini söylemişti" diye yanıt verdi.
Oğuz Gündoğdu, Beylikdüzü'nde oturduğu sitenin yapıldığı tarihlerde depreme uygun standarttan söz edilemeyeceğini ifade ederken, bu yapıların temel kolon sisteminden perdeli sisteme geçen binalar olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
Gölcük depreminde sallandık bayağı. 17 Ağustos'ta bu binanın içerisindeydik. Kötü performans göstermedi. Ancak, o deprem 90 kilometre ötedeydi. Şimdi 10 kilometre ötemizde bir kırılma olacak. Çok hızlı gelebilir deprem. O zaman tabii devrilmeler risk haline geliyor. Bütün bunları anlattık tabii. Bir daha gitmedim zaten binadaki o toplantılara. Yapacağım bir şey yok yani. Herkes bir karar vermiş bir grubun belirlediği şeyleri yapıyorlar. Sadece deprem değil bu kaplamalar için tehlike. Çıra gibi yanıyor bunlar.
Bunun birkaç örneğini gördük zaten. Bunlara karşı önlem almak lazım. Önlem mönlem yok yani. Binaların birbirine vurmaması için dilatasyon (Yüksek katlı ve oturma alanı geniş yapılar tasarlanırken yapının oturduğu zemindeki farklılıklar ve sıcaklık değişimlerinden dolayı meydana gelen genleşme ve kısalma hareketlerinin yapıya zarar vermesini engellemek amacıyla yapılarda bırakılan boşluklara verilen isim) dediğimiz işlemin yapılması gerekiyor. Ama bunlar bu şekilde teneke ile kaplayınca bu iş ‘bitmiş' oldu. Binaların birbirine çarpmaması için dilatasyonlar var. Ama bunun tamir edildiğini ben görmedim. Açıktı önce.