Okula spor salonu yap vergiden düş!
Cumhuriyet Gazetesi'nden Yahya Arıkan bugünkü köşesinde "Okula spor salonu yap vergiden düş" başlıklı yazı kaleme aldı
İşte Yaya Arıkan'ın yazısı:
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2009 yılı eğitim öğretim istatistiklerine göre Türkiye'de ilköğretim, ortaöğretim, genel lise, meslek liseleri ve okulöncesi öğretim kurumu sayısı 58 bin 982'ye ulaşmış durumda. Ve bu okullarda 757 bini aşkın öğretmen, sayıları 21 milyon 117 bini geçen öğrenciye eğitim veriyor. Ne kadar devasa rakamlar olduğu ortada.
Peki, bu nicelikte bir eğitimin verildiği ülkemizde, acaba kaç okulumuzun bahçesinde spor yapmaya imkân sağlayan bir spor salonu var? Sadece İstanbul'un durumunu anlatmak bile aslında yeterli.
Türkiye'de spor eğitimi ve politikası konusunda çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Erdal Zorba'nın yaptığı çalışmaya göre; İstanbul'da hizmet veren ve araştırmaya konu olan 2 bin 869 adet resmi ve özel okuldaki spor salonu sayısı sadece 362. Bu rakam Ankara'da 1472 okulda 196 spor salonu olarak ortaya çıkıyor.
Kurumlar için avantaj
Metropollerde durum böyleyken Doğu'yu anlatmaya ise hiç gerek yok sanıyorum.
Değerli okurlarım, aslında bu duruma yol açan nedenlerden biri, okul bahçesine yaptırılan spor salonu bedelinin kurumlar vergisi açısından yapılan indirimlerden, çoğu ilgilinin haberdar olmamasıyla da doğrudan bağlantılı.
Oysa 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 10'uncu maddesinde ticari kazanç gibi hesaplanan kurum kazancının tespitinde, mükelleflerin ayrıca hasılattan indirebilecekleri giderler açık bir şekilde belirtiliyor.
Buna göre yasada şöyle deniliyor: "Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul'inşası dolayısıyla yapılan harcamaların, okul inşasına ilişkin yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımların ve mevcut okullarının faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı, kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir."
Herkes elini taşın altına koymalı
1 Seri No'lu KVK Genel Tebliği'nde ise, "okul ifadesinden", doğrudan eğitim-öğretim hizmetlerinin verildiği temel birimlerin anlaşılmasının gerektiği vurgulanıyor. Böylelikle, rehberlik ve araştırma merkezi, mesleki eğitim merkezi, iş eğitim merkezi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve akşam sanat okullarının da bu kapsamda değerlendirileceği, kamu idare ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşlara yapılacak bağışların genel hükümler çerçevesinde değerlendirileceği ve yapılan ayni ve nakdi bağış ve yardımların indirim konusu yapılabileceği belirtiliyor.
Aynı tebliğde; kamu arazisi üzerine okul yaptırılması halinde, söz konusu okul inşasına ilişkin harcamaların, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği düzenleniyor. Özetle; eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği temel birimler okul olarak değerlendiriliyor ve okul bahçesinde yapılan spor salonu inşası ile ilgili yapılan harcamalar, yapıldığı yılda kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla indirim konusu yapılabiliyor.
Sonuç olarak "otopark olarak kullanılan okul bahçeleri" olimpiyatlara aday bir Türkiye'ye hiç yakışmıyor ve herkesin bu konuda elini taşın altına koyması gerekiyor.
Cumhuriyet/Yahya Arıkan