Osman Akyüz: Faizsiz finans sistemi kriz üretmiyor!
Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri Akyüz, faizsiz finans sisteminin kriz üretmediğini ve krize daha dayanıklı olduğunu söyledi. Akyüz, belirledikleri strateji doğrultusunda 2025’te katılım bankalarının payını yüzde 15’e çıkaracaklarını belirtti.
Sermaye Piyasası Kurulunun hem faizli hem faizsiz araçlarda düzenlemeler yaptığını söyleyen Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri ve Albaraka Türk Yönetim Kurulu Üyesi Osman Akyüz, bu konuda ciddi adımlar atıldığını ancak Türkiye’de sermaye piyasasında şirketlerin halka arzlarının yavaş gittiğini ve bunun en önemli nedeninin kayıt dışılık olduğunu söyledi. Faizsiz finans ve faizsiz bankacılık sisteminin kriz üretmediğini söyleyen Osman Akyüz, faizsiz finans sisteminin krizlere çok daha dayanıklı bir sistem olduğunu belirtti.
Dünyada bir şeyler değişiyormuş gibi bir görüntü var. Yeni ABD Başkanı, Avrupa’da yeni liderler çıkıyor olması, bize acaba İslami finansın dünyada yaygınlaşması gerektiğini mi anlatıyor?
2008 finansal krizinden sonra faizsiz finans, faizsiz bankacılık daha çok dikkat çekti. Çünkü faizsiz finans ve faizsiz bankacılık kriz üretmiyor. Yani reel ticari faaliyete tekâmül ediyor ama kapitalist finansal sistemde toksik ürünler var. Faizsiz finans sistemi dünyada 30-35 yıldır uygulanıyor ve finansal krizlere çok daha dayanıklı bir sistem. Bunu test ediyoruz, tespit ediyoruz. Çok yeni bir sektör, çok yeni bir finansal endüstri. Biz de bunu hem dünyada hem ülkemizde geliştirme gayreti içindeyiz. Bu sistemin esasında faizi elimine eden daha çok ortaklık sistemini öne süren, bizzat mal ve hizmetin değiştirmesi yoluyla finans teminine yönelik bir mekanizma var. Dolayısıyla reel hayata toplumsal gelişmeye daha faydalı, daha uygun bir sistem.
Alternatif yatırım araçlarının yaratılması noktasında Türkiye nerede?
Alternatif yatırım araçlarında maalesef hala işin başındayız. Gerçi Türkiye’de borsa kurulalı 30 küsur yıl oldu ama. Türkiye’de maalesef biz sermaye piyasasını çok geliştiremedik. Bankacılık Türkiye’de daha öne çıktı, daha regüle bir sistem olarak finans sisteminde dominant hale geldi. Benim bildiğim kadarıyla bugün bizim finans sistemimizin en az yüzde 80’i banka ağırlıklı. Dolayısıyla bunu dengelememiz lazım yani sermaye piyasası araçlarını da daha çok geliştirme mecburiyetimiz var.
Neler yapmalıyız bunun için?
Sermaye Piyasası Kurulu hem faizli hem faizsiz araçlarda düzenlemeler yapıyor. Bu konuda ciddi adımlar atılıyor fakat Türkiye’de sermaye piyasasında, şirketlerin, ticari işletmelerin halka arzı çok yavaş gidiyor. Bunun en önemli nedeni de kayıt dışılık. Kayıt dışılığı ne kadar azaltırsak sermaye piyasasını o kadar geliştiririz. İşletmeler sermaye piyasasından hisse, ortaklık payı satarak esas sermayeyi bu yolla temin etmeliler. Ticari faaliyetin neticesinde temettü dağıtmaya yönelik bir sistem, daha makul daha iktisadi bir model.
Türkiye’ye uygun İslami finans ürünleri ne olmalı?
Sektörü geliştirmeye çalışıyoruz. Ürün yelpazemiz çok kıt. Katılım bankacılığı ve faizsiz finans bu iktidarla biraz desteklenir oldu. Kamu desteğini almayan hiçbir iktisadi faaliyet belli bir yere gelemiyor, gelmesi de çok zor. Dolayısıyla önünüzü açacak mekanizmaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Hükümette ciddi bir irade var. Hatta hükümet kendisi banka kurarak bu sektöre girdi. Şu anda faizsiz finans koordinasyonuyla ilgili bir faizsiz finans kurulu oluşturdu ve Başbakan yardımcısı koordinasyonunda bu iş ele alınıyor. Bu ancak böyle olur başka türlü olmaz. Sektör olarak ciddi anlamda çalışıyoruz. Çünkü bizim de var olma, mali piyasada yer alma hedefimiz var. Bunu büyük oranda gerçekleştirdik. Şu anda bizim payımız yüzde 5 ama hedefimiz yüzde 15 belki yüzde 20’lerde. Sektör genç bir sektör. Bugün katılım bankalarımız aracılığıyla vatandaş çok ciddi bir bankacılık hizmeti alıyor, noksanlığımız da yok, rekabet de edebiliyoruz. Hatta ciddi büyümemiz de oldu. Tabii birkaç olay oldu, Bank Asya olayı yaşadık, daha önce bir iflas olayı yaşadık. Her şeye rağmen kendi gücümüzle doğduk. Bu iktidara kadar biz kendi kendimize bu noktalara gelebildik. Bugün 5 katılım bankası var, sistemin yüzde 5’ine tekâmül ediyor. Tabii bunu büyütmemiz, geliştirmemiz lazım. Sermaye çok önemli bankacılıkta. Dolayısıyla sermayedarın da bu işe ilgisi, yerli-yabancı yatırımcının da katkısı gerekiyor. Biz sermaye piyasası ayağında da katılım bankacılığını geliştirme gayreti içindeyiz. Bireysel emeklilik, faizsiz sigortacılık, tekâmül sektörlerinde de varız.
DÜNYA İSLAMİ FİNANSI SON YILLARDA KEŞFETTİ
İslami finans, finans varlık değişimine dayandığı, varlıkların alınıp satılmasına, varlıklar üzerinde ortaklık yapılmasına dayandığı için krizler karşısında daha dayanıklı bir finansal sistem oluşturabiliyor. Dolayısıyla biz bunu geçmiş yıllarda da bizzat test ettik. Katılım bankalarımız son 30 yıldır Türkiye’de faaliyette ve finansal krizlerden en az etkilenen katılım bankacılık kesimi oldu. Bizzat sektörde 30 yıldır çalışan bir yönetici olarak ifade ediyorum, bu doğru bir tespit. Bu doğru tespiti dünya da yapmış durumda. Dünya son yıllarda İslami finansa, katılım bankacılığına, faizsiz bankacılığa özel bir ilgi ve alaka gösteriyor. Sistemin nasıl işlediğini, nasıl neticeler verdiğini tespit etme gayreti içinde. Sadece İslam ülkelerinde değil batılı ülkelerde de bu sistemin enstrümanlarını kullanma gayreti var. Bunu çok basit bir örnekle ifade edeceğim. İngiliz hükümeti bile bizim sukuk olarak adlandırdığımız enstrümanı devlet olarak ihraç ederek bunu test etti. Türkiye’de faizsiz finans son 30 yıldır var. 2009’da hükümetimizin, devletimizin İstanbul’u finans merkezi yapma projesi kamuoyuyla paylaşıldı. Biz katılım bankaları da bu projenin bir parçasıyız.
Osman Akyüz neler yapar boş zamanlarında?
Bol seyahat, bol okuma ve torunlarımla oyunlar. Ben okurum boş zamanlarımda daha çok. Mesleğimle ilgili, daha çok işimle ilgili kendimi güncel tutmaya çalışıyorum. Gerçi biz şimdi emekli olduk ama yine de güncel tutmaya çalışıyorum kendimi.
2025 HEDEFİMİZ YÜZDE 15 PAY
Türkiye Bankalar Katılım Birliği’nin 2017’de yapmayı düşündüğü faaliyetler ve ya İslami finans merkezi olma yönünde atılacak adımlar noktasında planlamaları ne aşamada?
Türkiye Katılım Bankaları Birliği olarak 2005 yılında uluslararası bir danışmanlık firmasına hazırlattığımız strateji belgesi var. O strateji belgesi tüm tarafların görüşleri alınarak oluşturuldu. O strateji belgesinin içeriğinde katılım bankacılığını, faizsiz bankacılığı Türkiye’de nasıl daha ileri noktalara taşırız, nasıl ürün yelpazesini geliştiririz anlamında ciddi noktalar var. O stratejiyi bunu hükümet nezdinde kabulünü de sağlayarak, desteğini de sağlayarak yürütme gayreti içindeyiz. Orada faizsiz finans koordinasyon kurulu adı altında bir kurul oluşturuldu. Bu kurulun başkanlığını başbakan yardımcımız yapıyor. 3 ayda bir sektöre ilişkin gelişmeler tartışılıyor, sunumlarla bilgilendiriliyor ve katılım bankacılığını Türkiye’de hangi noktalara taşıyabiliriz anlamında ciddi çalışmalar yapıyoruz.
Hedefiniz hangi yıl?
Strateji projesindeki hedefimiz bizim 2025 yılı. 2025 yılında katılım bankacılığını finans sistemimizde yüzde 15’lik paya taşıma gayretimiz var. Şu an yüzde 5’lerdeyiz. 5 bankamız faaliyet gösteriyor, 950 şubemiz var. Bunu Türkiye’nin geneline yayma gayretindeyiz. Sanıyorum önümüzdeki süreçte yeni bankalar da sektöre dahil olacak. Türkiye’de katılım bankalarının büyük bir kısmı Körfez sermasiyenin, Körfez’le bizim çok ciddi bir bağlantımız söz konusu. Körfez’in de son yıllarda Türkiye’ye ilgisi arttı, Türkiye’ye ciddi anlamda kaynak aktarıyorlar, yatırım yapıyorlar. Ondan katılım bankaları da payını alıyor. Önümüzdeki yıllarda bu payın daha da artacağını düşünüyoruz. Batıda da bu sektöre ciddi ilgi var. Dolayısıyla biz bu bölgede, faizsiz finansta öncü olma, sektörü geliştirme amacını devam ettireceğiz. Borsa İstanbul ile İslam Kalkınma Bankası stratejik işbirliği zaptı imzalandı. İslam Kalkınma Bankası Türkiye ile yakından ilgili.
Star