23 / 12 / 2024

Osmanlı eseri İmaret, Yunanistan'ın en değerli oteli!

Osmanlı eseri İmaret, Yunanistan'ın en değerli oteli!

Osmanlı yönetimi döneminde Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yaptırılan ve medrese, mektep ve aşevi olarak kullanılan Kavala'daki imaret, son 10 yıldan bu yana Yunanistan'ın en değerli oteli olarak işlev görüyor



Yunanistan'ın Kavala kentinde, 19. yüzyıldan kalma tarihi bir Osmanlı eseri var. Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yaptırılan, medrese, mektep ve aşevi olarak kullanılan bir imaret. Bu imaret, son 10 yıldan bu yana Yunanistan'ın en değerli oteli olarak işlev görüyor. Otele isim verilirken de aslına sadık kalınarak İmaret adı verilmiş. 1817'de inşa edilen imaretin sıra sıra kurşun kubbeli mimarisi, ancak İstanbul'daki Topkapı Sarayı'nın bir minyatürüne benzetilebilir. Bu muhteşem yapı, Türk-Yunan ilişkilerinin en kötü dönemlerinde bar, lokanta, diskotek ve kafeterya gibi, şanına hiç de yakışmayan şekillerde kullanılmış. Sonra da kaderine terk edilmiş. Ancak  İzmir  kökenli tütün tüccarı Kavalalı ünlü işkadını Anna Misirlian'ın maddi ve manevi katkıları sayesinde, imaret bugün ağırbaşlılığını, lüksün ve sadeliğin birbirini tamamladığı çok şık ve önemli bir otel olarak hizmet veriyor. Her bir kurşun kubbesinin altında, ayrı ebatta ve birbirine benzemeyen 26 ayrı odasıyla bugün yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor. Yerleri ahşap her bir odanın ayrı adı var. 26 odanın arasındaki dört süite ise, Osmanlı kültürüne saygıdan olsa gerek, Hürrem, Mekteb, Zeynep ve İmaret adları verilmiş. Bir odada, yatağın yanı başında gömme bir havuz; bir diğer odada büyük bir şömine yer alıyor. Ama odaların ayrı ayrı dekore edilmiş banyolarında, bakır, mermer ve mozaik hakim. Yatakların yanına da uyku öncesi ayakların dinlenmesini sağlamak üzere, içi ılık su dolu birer leğen konuyor. Güneş battıktan sonra imaretin dış mekanları, koridor ve avluları mumlarla ışıklandırılıyor. İmaretin içindeki mescit ise klasik müzik eşliğinde okuma ve dinlenme yeri olarak kullanılıyor. Zengin sabah kahvaltıları ise 16. yüzyıla ait biblolar ve kristal avizelerle süslenmiş salonlarda, Havillant Limoges porselen takımları içinde sunuluyor.

çOCUĞUM GİBİ SEVİYORUM

İmaretin özel bir hamamı, Yerebatan Sarayı'nı andıran, ancak içinde yüzülebilen sığ bir sarnıcı, binbir çeşit irili ufaklı bitki ve çiçeklerle süslenmiş geniş bahçesinin içinde mozaiklerle kaplı bir yüzme havuzu da var. İmareti hazin durumundan kurtararak bugünkü şık ve görkemli haline getiren Anna Misirian, bu tarihi eser için 'Kendi çocuğum gibi seviyorum,' diyor. Kavalalı Mehmet Ali Paşa, aslen Mısırlı olduğu için Balkan Savaşları'ndan sonra imaret, Mısır devletinin mülkiyeti olarak kalmış. İmareti otel haline getirmek için yaklaşık 10 yıl Kahire ile Atina arasında mekik dokuyan Anna, gerekli izinleri alarak İmaret'i tekrar hayata döndürmenin keyfini çıkartıyor. 'Evet burada kalmak pahalıya mal olabilir, ama ben burasını otel olarak görmüyorum. Buraya gelenlerden, bu muhteşem yapının tadını çıkarmalarını bekliyorum... Odalar her zaman dolu olacak diye bir hırsım yok. İşletme kendi kendini döndürsün yeter,' diyor. 1954 yılında Fransa'da kurulan ve bünyesinde, 44 ülkede 475 otel ve gurme restoran bulunduran Relais&Chteaux üyesi olan İmaret, birçok ünlünün ya da meraklının yanı sıra son olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na da kapılarını açtı.
Sabah/STELYO BERBERAKIS


Geri Dön