25 / 11 / 2024

Pina Yarımadası’ndaki otel inşaatı engellenemiyor!

 Pina Yarımadası’ndaki otel inşaatı engellenemiyor!

Cüneyt Özdemir: Bakan Günay'ı dinliyorum, dinledikçe şaşırıyorum. Turizm Bakanı'nın tüm uğraşlarına rağmen otelin inşaatını engelleyemediği anlaşılıyor




Sabah telefon acı acı çaldı. Hattın ucunda Turizm Bakanı Ertuğrul Günay. Bodrum turizmiyle ilgili yazdığım yazıyı okumuş. Kızgın. Hem de çok kızgın ama kendisine de hâkim olmak istiyor. Hatırlarsanız “Bodrum’un asıl gündemi 50 liraya lahmacun olur mu tartışması değil Güvercinlik Pina Yarımadası’na dikilen 7 katlı otel olmalı” yazımda Turizm Bakanlığı’nı eleştiriyordum. “İlk olarak Sayın Başbakan bana hiçbir zaman ‘Bu otel ne iş Ertuğrul’ diye hitap etmez, yaşça büyük olmam bir yana ya, ‘Sayın Bakan’ der ya da ‘Ertuğrul Bey’ olarak hitap eder” diyor. “Eyvallah, ben de espri yapmıştım” demiyorum. Ertuğrul Bey’in sesi ateş gibi... Kızgın. “İkincisi, bana büyük haksızlık yapıyorsunuz, Pina Yarımadası’ndaki otel inşaatını durdurmak için elimden geleni yaptım ve yapıyorum” diyerek bana uzun uzun (yaklaşık 34 dakika) otel inşaatına karşı yaptıklarını tek tek anlatıyor. Dinliyorum, dinledikçe şaşırıyorum. Zira Bodrum’da bir sezonda peydahlanan turistik otel ile Turizm Bakanı arasında müthiş bir mücadele sürdüğünü anlıyorum. Üstelik Turizm Bakanı’nın tüm uğraşlarına rağmen otelin inşaatını engelleyemediği anlaşılıyor. Bakanın anlattığı süreç, bana Gökkafes’in İstanbul semalarında yükselme sürecini hatırlatıyor. Bu karışık hukuki süreci özetlersek... Turzim Bakanı Ertuğrul Günay bu otelin inşaatının nizami olması için elinden gelen uyarıları, ihbarları ve denetlemeleri yaptığını söylüyor. 


Bakanın sözleri doğru ise ortada bir skandal var. Otelin nasıl bir süreçle ortaya çıktığını isterseniz Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın sözleriyle izleyelim. 


Bakan anlatıyor 


“Elemanlarınca yapılan incelemeler ile elde edilen tespitler şunlardır: 


a) Muğla İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü tarafından 27.12.2011 tarihinde düzenlenen yapı tadil zaptında inşaatın ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapıldığı, bunun üzerine 3194 sayılı kanunun 32. maddesi gereğince mühürlenmek suretiyle tadil edildiği belirtilmiştir. 


b) Muğla İl Encümeni’nin 23.02.2012 tarih ve 76 sayılı kararıyla yapı sahibine 318.000 TL para cezası verilmiş, ayrıca 10 teknik görevliye de 2000’er TL para cezası verilmesi kararlaştırılmıştır. 


c) İl encümeninin 23.02.2012 tarih ve 77 sayılı kararıyla da yıkım kararı alınmıştır. 


d) Ancak bu kararlardan 1 gün sonra, 24.02.2012 tarihinde, valilik teknik elemanlarınca düzenlenen tutanakta yapı sahibinin ruhsat talebinde bulunduğu, talep ekindeki projelerin İmar Kanunu ilgili yönetmelik ve plan hükümlerine uygun olduğu, yapı hakkında alınan yıkım kararının kaldırılması gerektiği belirtilmiştir. 


e) Bunun üzerine yaklaşık bir hafta sonra Muğla İl Encümeni’nin aldığı 01.03.2012 tarih ve 127 sayılı kararla yıkım kararı kaldırılmıştır.” 


Bu ne hız! 


Daha önce verilen izinlere, yakılan ormana ya da doldurulan deniz kısmına hiç girmesek bile bu iki aylık süreçte yaşananlar Türkiye’de bazı işlerin nasıl ‘halledildiğini’ anlamamız adına önemli. Bu süreçten anladığımız kadarıyla otelin bu şekilde olmasını istemeyen sadece Turizm Bakanı Ertuğrul Günay değil, aynı zamanda Muğla İl Encümeni de otelin bu halinden rahatsız. Uyarıyor, ceza kesiyor hatta yıkım kararı alıyor. Ancak yıkım kararının alınmasının hemen ertesi günü Muğla Valiliği devreye giriyor ve bu otele ruhsat verip yıkım kararını kaldırıyor. Bu ne hız! Muğla Valisi’nin acelesine bakar mısınız? Turizm Bakanı’nın istemediği, Muğla İl Encümeni’nin yıkım kararı verdiği otele bir günde ruhsat veren Muğla Valisi Fatih Şahin ve ekibini bu duyarlılıkları ve hızları nedeniyle yılın bürokratı seçebiliriz! 


Sonuçta al takke, ver külah; Turizm Bakanı’nın tüm itirazlarına rağmen Bodrum’da 7 katlı bir otel inşa edildi. Durun hemen karamsarlığa kapılmayalım, Türkiye’de işler kılıfına uydurulursa 7 katlı bir otelin bile Bodrum’a dikileceğinin bir anıtı olarak bu oteli turizme açabiliriz. 


Ses kirliliği sorunu 


Dönelim Ertuğrul Günay ile gergin geçen konuşmamıza... Ertuğrul Günay da Bodrum’un 11 belediyeye bölünmesinden şikâyetçi. İşin garibi, askerinden siyasetçisine bu durumdan hemen herkes şikâyet ediyor. İyi de şikâyet edenlerin hepsi aktif görevde. Bunu hatırlatıp “Yahu madem şikâyet ediyorsunuz, değiştirsenize” dediğimde aramızda derin sessizlikler oluşuyor. Ertuğrul Günay ile anlaştığımız noktalardan biri, Bodrum’daki ses kirliliği ve bunun kontrolünde yerel belediyelerin yetersiz kalması meselesi. 


Milyon dolarlık yatırımcılara ses geçiremiyorlar! Haklılar. Bu işe Orman Bakanı Veysel Eroğlu el koymalı. Ses denetimi kesinlikle yerel belediyelere bırakılmamalı. İstanbul’u inim inim inleten işletmeleri bir yılda kararlı uygulamaları ile hizaya sokan İstanbul Orman ve Çevre müdürü Prof. Mehmet Emin Birpınar ve teknisyen arkadaşları 2 aylığına Bodrum’da bir pansiyona yerleşseler bu işi şak diye çözerler. Jandarma yasağı uygulamakta kararlı ama uygulatacak yetkili bulamıyor. Veysel Eroğlu eğer bunu uygulatamayacaksa bu yetkilerini Turizm Bakanlığı’na devretmeli. Ertuğrul Günay hükümetin diyalog kurabildiğimiz sayılı bakanlarından biri. Eleştirileri dinliyor. İletişim kanallarını her zaman açık tutuyor. Turizm politikaları üzerine Ertuğrul Günay ile tartıştığımız konulara önümüzdeki yazılarda da değinmeye devam edeceğim...

Radikal/Cüneyt Özdemir


Geri Dön