Remzi Can: Ev almadan önce firmayı araştırın!
Gerçekleştirdiği projeleriyle Konya'ya yeni bir vitrin kazandıran Can inşaat Genel Müdürü Remzi Can ile 2016 yılında hayata geçirmeye planladıkları projeler ve sektörün durumu konuşuldu.
İnşaat sektörü denilince akla gelen ilk firmalardan bir tanesi Can İnşaat. Gerçekleştirdiği projeleriyle Konya'ya yeni bir vitrin kazandıran Can inşaat Genel Müdürü Remzi Can ile 2016 yılında hayata geçirmeye planladıkları projeler ve sektörün durumu konuşuldu.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Can İnşaatın genel müdürüyüm. 1974 Konya Bozkır doğumluyum. Konya İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Dört kardeşiz. Uzun süredir bu sektörde faaliyet gösteriyorum.
Can İnşaat serüveniniz nasıl başladı?
1970-1986 yıllarında babam Norveç’te işçi olarak çalışıyormuş. Emekli olduktan sonra Türkiye’ye dönüş yapmış. Orada yapmış olduğu bazı birikimleri yatırıma, istihdama çevirmek, hem insanlığa faydalı olmak ve o zamana kadar ki yapmış olduğu birikimin üzerine helalden neler koyabiliriz diye bu serüveni başlattı. 1986 yılında babamız tarafından kurulan Can İnşaat, 30 yıldır Konyalılara hizmet veriyor. İlk zamanlar işe, müstakil evleri kurmakla başladık. Zamanla büyük siteler yapmaya başladık. Yani biz bu işin çıraklığından geldik, usta olarak da devam ediyoruz.
Yükselişinizi neye bağlıyoruz?
Her şeyden önce disipline bağlıyoruz. Biz burada dört kardeş olarak çalışıyoruz. Ancak şirketin kapısından girdiğimiz anda kardeş olduğumuzu unutuyoruz, iş arkadaşı oluyoruz. Herkesin burada görevini hakkıyla yerine getirmesi lazım. Bir de istikrarlı büyüme. Bu önemli bir husus. Biz yaptığımız işi riske atmıyoruz. Beş liramız varsa beş liralık iş yapıyoruz. Yani ayağımızı yorgana göre uzatıyoruz. Arkamızda 30 yıl bıraktık. Ama tertemiz bir 30 yıl. Piyasada Can İnşaat dediğiniz zaman, peşin çalışır ve işçinin alnın teri kurumadan parasını öder derler.
Aile şirket olmanın avantajları var mı?
Her şeyden önce mahreminizi aile, içinde konuşabiliyoruz. Konuştuğumuz aramızda kalıyor. Biz şuanda işin mutfağındayız. Bizim içimizin dışarıya vuruş şekli, inşaatlarımızdır. Ama burada o inşaatlar çıkana kadar ne meşakkatlerden geçiliyor. Projeler, taslaklar yırtılıyor, yeniden çiziliyor, üzerinde sertleşmeler oluyor. Bunların hepsi, daha iyisi olsun diye. Mesela aile şirketi olduğumuz için, kardeşler arasında, sen çok kazandın meselesi asla olmuyor. Zaten burada kazandığımızı akşam birimizin sofrasında gidip yiyoruz. Bizim derdimiz hayatımızı ahlaklı bir şekilde devam ettirmek ve şerefli bir şekilde tamamlamak.
Diğer firmalardan farkınız nedir?
Bazı kriterlerimiz var. İskan almadan bina teslimatı yapmayız. İskan belgesi alınmayan bir bina inşaattır. Şantiye suyu, elektriği kullanmak demektir. Biz bu nedenle binanın tüm işlemleri bitmeden müşteriye teslim etmiyoruz. Banka ile çalışmıyoruz, kredi kullanmıyoruz. Elimizde ne kadar varsa nakit para ile işimizi yapıyoruz. Bizim bazı müşterilerimiz var. Onca yılın birikimini önümüze koyuyor. Parayı koyduğunda gözlerindeki tedirginliği görebiliyorsunuz Artık o noktadan sonra kul hakkı başlıyor. O insanın boğazından, çocuklarından, kesip getirmiş olduğu parayı hakkıyla teslim etmelisiniz. Arsa sahibine elimizden geldiği kadarıyla bir tık ilerisine geçerek teşekkür almayı çok arzu ediyoruz. 30 yıldır bu şekilde istikrarlı büyümenin arkasında da manevi bir kuvvet var. Bununla övünüyor, şeref duyuyoruz.
Konya’da birçok müteahhit var bu noktada neler söylerisiniz?
Bizim yapmış olduğumuz şeyin adı inşaat. Yapan kişinin adı da literatürde müteahhitlik olarak geçiyor. Bence devletin oturup müteahhitlik kelimesinin anlamını yeniden yapılandırması lazım. Belediyeler her inşaat ruhsatı talebinde bulunan insanlara ruhsat vermemeliler. Ehliyetinin olup olmadığına bakmak gerekiyor. Biz bugün ehliyeti olmayana motosiklet teslim edemezken, her ruhsat isteyene insanların hayatlarını teslim ediyoruz. Aslında çok büyük risktir. Biz çıraklık kalfalık ve ustalık dönemini yaşıyoruz. Bu zamana gelene kadar arkamızda 30 yıl çürüttük. Şu yanlış bir tabirdir bence. İki yıl öncesinde hadi 10 dairelik bir inşaata başlayalım diyen kişinin mesleğinin müteahhit olmasıyla 30 yıl arkasında bırakan bizim, mesleğimizin adının müteahhit olması arasında bir fark olması gerekir diye düşünüyorum.
Ev alırken müşteriler nelere dikkat edilmeli?
Her şeyden önce firmayı araştırsınlar. Maliyeden, bankadan SGK’ dan, belediyeden, malzeme satan büyük firmalardan, ilgili mimarlıklardan firmayı aratsın. Bir önceki yapmış olduğu inşaatı göstermesini istesinler ve gitsinler rastgele zile basıp gerek arsa sahibi gerek ev sahibinden tavsiye alsınlar. Tapu dairlerden alacakları gayrimenkulün sorgulamasını yapsınlar. Daire ipotekli, hacizli olabilir. İpotekli daireyi almak çok büyük bir sorun.
Sizin için kalite nedir?
İnşaatlarımı sürekli insana benzetirim. İnşatta iki şey vardır bir kaba, bir de ince safhası. Kaba inşaatı yaparsanız ve inceyi üzerine giydiririsiniz. Kaba inşaatı bir gün çok lüks bir yere götürüp giydireceğiniz bir insana benzetirim. O inşaatın hastalıklı olduğunu düşünün, en kaliteli elbiseyi de giydirirseniz onun içi çürük, yani nerede düşüp kalacağı belli değil. Ama binanın iskeleti sağlamsa, isterseniz o binayı çok ucuz bir yerde giydirin, eskiyince değiştirirsiniz. Ama çürük olan bir inşaata yapacak bir şey yok. Bunun yanında ev, görsele ve ferahlığa hitap edecek. İnsanların evlerinde rahat edebilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Biz bu konu için özel iç mimarlarla çalışıyoruz. Kalite olmazsa olmazımız. İnsanların size vermiş oldukları paranın karşılığında kalite sunmalısınız, sözünüzün arkasında durduğunuzu göstermelisiniz.
Sektörün ne gibi sorunları var?
Ehliyetsiz insanların sektöre girmesi en büyük sorun. Herkes kendi alanında, bildiği dalda çalışmalı. İnsanlar bilmedikleri sektörü baltalıyorlar. Bunun bize arsa edinme noktasında büyük zararları var. Arsa oranları tavan yapmış durumda. Belediyelerimiz arsa üretiminde çok zayıf ve yavaş. Biz gittiğimiz yerlere değer katıyor, belediyenin getireceği hizmetleri dolaylı yoldan götürüyoruz. Bu nedenle, bizleri resmi prosedürlerden kurtarsınlar önümüz açsınlar, ne kadar çabuk açarlarsa faaliyetlerimiz o kadar çoklaşacaktır. Bir şehrin güzelliği yapılmış olan binalarıyla, çeşitliğiyle, renklerle, ölçülür. Bunları da bizler gerçekleştiriyoruz. Yapılacak olan imar uygulamalarında alınan kurallarda belediyeler bizi davet ederek görüş almalarında büyük faydalar var.
2016 yılında hayata geçireceğiniz projeler var mı?
Şuan devam etmekte olan Yaka Meramın en gözde yerlerinde Fatih Caddesinde Can Yaka Konutlarımız devam ediyor. Yaz ortasında teslime etmeyi planlıyoruz. Üç tane arsa ile de görüşmelerimiz devam ediyor. Bu arsaların toplamı, yaklaşık olarak 500 -600 daire arasında değişecek gibi görünüyor. 2016 yılın da sürpriz olarak iki ya da üç proje ile müşterilerin karşısına çıkabiliriz.
Derya DEMİR/Pusula Konya