Rezerv Danışmanlık seçkin projelere çözüm ortağı oluyor!
Rezerv Danışmanlık seçkin inşaat firmalarının inşa ettiği ticari ofis, home office, konut ve karma projeleri için günün koşullarına uygun çözümler üreterek, pazarlama ve satış hizmeti veriyor...
KARARLI, yenilikçi ve vizyoner kimliğiyle bir araya gelen 5 farklı karakterin hayata geçirdiği Rezerv Gayrimenkul, başarıdan başarıya koşuyor... Dilşad Yaşar, Gizem Aytekin, Ceren Dündar Yurtseven, Ebru Sayıl Yıldırım, Ayfer Gürses tarafından kurulan ve kısa zamanda sektörde önemli bir yer edinen Rezerv Gayrimenkul’un çalışmalarını ve başarılarının şifrelerini şirket ortaklarından Dilşad Yaşar, Para’ya anlattı...
Öncelikle sizi tanıyalım; Rezerv Gayrimenkul ve ortaklığınız hakkında bilgi verir misiniz?
Biz 5 farklı karakter; kararlı, yenilikçi ve vizyoner kimliğimizle bir araya gelerek ‘İnanmak başarmanın yarısıdır’ sözünü benimsedik ve adımızı duyurmayı başardık. Sürekli değişen ve gelişen gayrimenkul sektörünü sıkı takip eden 5 farklı kimlik olarak başarının şifresini oluşturduk. Rezerv Danışmanlık olarak seçkin inşaat firmalarının inşa ettiği ticari ofis, home office, konut ve karma projeleri için günün koşullarına uygun çözümler üreterek, pazarlama ve satış hizmeti veren uzman ve güvenilir bir iş ortaklığı sunuyoruz. Projelerin planlanmasından yeni sahiplerine teslimine kadar tüm süreçleri profesyonel şekilde yürütüyor, inşaat şirketleri üzerinden önemli bir yükü alırken kârlılıklarının artması amacını güdüyoruz. Projelerin Satış ve Pazarlama faaliyetlerindeki en önemli unsur müşteri ilişkilerini gerçekleştiren ve yöneten gayrimenkul danışmanlarının verimliliğidir. Tam da bu noktada bizim ekibimiz içinde hedef ve sonuç odaklı, detaycı, geliştirici, analitik, yenilikçi, takipçi, üretken, titiz ve disiplinli karakterlerin bir araya gelmesi mutlak başarıyı getiriyor. Çalıştığımız gayrimenkul markalarını iş ortağımız olarak görüyor; tüm bilgi, birikim ve deneyimlerimizi proje için kullanıyor, başarıya birlikte ulaşıyoruz.
Gelişen ve farklılaşarak büyüyen bu sektörde, satış ekiplerinin yetersizliği, firmalara sonradan entegre edilen satış danışmanlarının adaptasyon sorunları, takım çalışmasına yatkın olmayan eleman seçimleri, yatırımcıyı ikna edebilecek gerekli genel kültür, ekonomi, siyaset ve hızla değişen dünya gündemini takipte eksik personel seçimleri, projelerin yakalaması gereken ivmeyi düşürüyor ve biz de bu eksikliği fark ederek eğitim odaklı bir firma olma yolunda ilerliyoruz. Rezerv Danışmanlık, bünyesindeki projelerde yer alacak profesyonel satış ekibine sürekli güncel eğitimler vererek etkin ve güçlü ekipler oluşturuyor.
Gayrimenkul markalarının tüm proje, pazarlama ve satış süreçlerini etkili bir şekilde yöneterek yenilikçi hizmetler sunmak, sunduğu yenilikçi hizmet kalitesiyle Ankara’dan başlayarak zamanla tüm Türkiye’de en çok tercih edilen proje pazarlama ve satış markası olmak Rezerv Danışmanlık’ın hedefleri arasında yer alıyor. Bizlerle çalışan ve çalışacak firmalara tek tavsiyemiz: “Satış ve pazarlama kaygılarınızı bir kenara bırakın ve sadece üretmeye odaklanın.”
İnşaat sektörünün mevcut durumunu değerlendirebilir misiniz?
Türkiye istatistik Kurumu’nun verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları 2017 Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayma göre yüzde 6.8 oranında azaldı. Konut satışlarında, İstanbul 22.932 konut satışı ve yüzde 17.2 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u, 12.868 konut satışı ve yüzde 9.7 pay ile Ankara, 8.305 konut satışı ve yüzde 6.2 pay ile İzmir izledi. Özellikle son 3 yıla baktığımızda sektörün arz/talep eğrisinde dengesiz bir şekilde değişkenlik görülüyor. İnşaat sektörü içerisinde yer alan bizler dahil tüm iş kalemleri bu dengesizlikten etkilenmektedir. Arz fazlalığının genel olarak sadece ekonomik konjonktüre dayandırılmasının doğru olmadığını düşünmekteyiz. Ev sahibi olmak eskiden emeklilik hayallerine ve ihtimaller silsilesine dahilken günümüz şartlarında ortalama bir devlet memuru çalışma hayatı boyunca banka destekleri ile de olsa en az bir daire sahibi olabiliyor.
Ev artık sadece dört tarafı kapalı başımızı sokacak bir yer kavramı olmaktan çıkarak; sosyal olanaklar, lokasyon, prestij, yatırımın geri dönüşü, firma güvenilirliği, marka hevesi, kira getirisi vb. değişkenlerle tüketicinin ilk tercih sebepleri haline gelmiştir.
Günümüzde her yerde konuşulan arz fazlasından şikâyet konusu ve projelerin boş kalması hâlâ bu değerlendirme kriterlerinin standart satış ve müteahhitlik sistemlerinin devam ettirilmesi ile doğrudan ilgilidir.
Projelerin yapıldığı bölgelere baktığımızda, projenin bulunduğu şehrin eksiklikleri, sosyo-kültürel yapısı, demografik yapısı, ekonomik yapısı gibi kriterler göz önünde bulundurulmadan yapılan projeler satılamamaya ve arz fazlası oluşturmaya devam edeceklerdir. İhtiyaçlara göre farklılaşmak kavramı yatırımcılar ve satış pazarlama ekipleri tarafından göz önüne alınmadığı sürece satış oranları düşmeye devam edecek ve arz fazlasını büyüterek sektörün büyük yaralar almasına sebep olacaktır. Yatırımcıların tüm bu kriterleri göz önüne alarak kendilerini yeniden yapılandırmaları ve konvansiyonel görüşten çıkarak yenilikçi ve çözüm odaklı projelerle yatırım yapmaları sektörün tek çıkış yoludur.
Sektörü 2023 yılında nasıl görüyorsunuz?
Türkiye, inşaat sektöründe özellikle son 10 yılda büyük tecrübeler kazanmış durumda. Sosyal donatıları, alt yapısı, ulaşımı, peyzajı vb. ile tasarlanan ve bir yaşam sunan karma projelerle farklılaşan sektör oyuncularının büyüme ve ayakta kalma şansı çok büyük; ancak sadece konut ve ofis sektöründe yatay büyüme gösteren inşaat firmaları giderek güçlerini kaybedecek gibi gözüküyor. Bugün kredi desteği sağlanamayan projelerin durduğunu her gün haberlerde görüyoruz. Aslında bu yarının habercisi olarak görülebilir.
Konut ve ofiste Araştırma-Analiz-Çözüm üçgenini tamamlayamayan standart konut inşaatı üzerine devam eden geleneksel bakışlar az önce de belirttiğimiz gibi maalesef arz fazlalığı yarasını büyüterek sektörü kangren hale getirebilir.
Fakat bu kötü bir senaryo gibi gözükse de oluşan zemin farklılaşma odaklı çalışan firmalarımızın dünyada çok başarılı noktalara gelmelerini sağlayacaktır. Sürekli üreten ve kendini yenileyen beyinler ezber yapanları bitirecek gibi gözüküyor.
2023 yılında inşaat sektörü kapasite olarak büyüse dahi firma sayısı olarak mutlaka küçülecektir. Sektörün son 10 yılda elde ettiği know-how küçümsenecek cinsten değil. Bu sebeple bu tecrübeyi dünyaya açmak sektörü daralmaktan kurtaracaktır.
Sizin 2023 vizyonu çerçevesinde iş hedefleriniz nelerdir?
Bahsettiğimiz gibi yenilenmek ve zamana ayak uydurmak bizim için en önemli hedef. Dün yapılan bir satışı bugün yapmak nasıl imkansız hale geldiyse 1 sene sonra aynı tekniklerle tüketiciye ulaşmak da imkan dahilinde olmayacaktır.
Satış konusunda ikna yöntemlerinin en önemlisi insanların hayatlarına çözüm olanakları sunmaktır. Çözüm odaklı teknikleri geliştirerek ve yatay yerine dikey büyümeyi tercih ederek bilgi birikimimizi arttırmak ve Türkiye hedeflerine paralel bir şekilde kendimizi geliştirmek istiyoruz. Tek bir konuya odaklanarak hayatta kalma stratejisi günümüz dünyasının hızında artık mümkün değil bu sebeple sektörün değişkenleri ile birlikte hareket etmek daha doğru olacaktır. Yatırımlarımızı büyüterek ve hizmet yelpazemizi genişleterek 2023 yılma önümüzdeki 5 yıl içerisinde elde edeceğimiz başarılarımızla girmek istiyoruz.
Şu anda Cubes Ankara projesinin satışını yürütüyorsunuz. Projenin öne çıkan özelliklerinden bahseder misiniz?
Cubes Ankara, mimarisiyle hayal gücünün sınırlarını zorlayan bir proje. Her şeyden önce hayalleri metrekarelerle sınırlamak yerine “cube”lerle bir araya getiriyor. Bu modüler birimler sayesinde sektördeki tüm kalıpları yıkıyor ve satın alıcıyı cezbediyor.
1.000 adet bağımsız bölümden oluşan 2 ayrı blok halinde planlanan projede, A Blok konut, ve exclusive rezidansları; B Blok ise ofis, otel ve kurumsal kiralanacak ofisleri kapsıyor. Ankara’nın sosyal yaşamına da yeni bir soluk getirmeye hazırlanan Cubes Ankara’da atölye ve sergi amaçlı hizmet veren Art Zone Sanat Merkezi’nin yanı sıra konser, sinema, konferans, tiyatro ve daha birçok etkinliğe ev sahipliği yapacak 2.000 kişilik bir de gösteri merkezi yer alıyor.
740'm üzerinde oteli ile uzun dönem konaklama segmentinin dünyada lideri olan Residence Inn By Marriott, Türkiye’de ilk defa Cubes Ankara ile anlaşma sağladı. Uluslararası bir işletim sisteminin de hayata geçeceği, dünyanın en prestijli otel zincirlerinden biri olan bu birliktelikle Cubes’te hem kiralamalar kolaylaşıyor hem de kirayla yatırımın geri dönüşü önemli bir çözüme kavuşuyor.
Pek çok araştırmanın da ortaya çıkardığı gibi gayrimenkul satın alımlarında yatırımcıyı cezbeden ve kararı aldıran en büyük etken geri dönüş süreleri ve kârlılık oranlarıdır. Bölgede bulunan benzer projelerle karşılaştırıldığında ortalama konut geri dönüş süresi Türkiye’de 16 yılken Cubes Ankara özelinde bu süre 9 yıla kadar düşüyor. Biz de satış ve pazarlama stratejilerimizi belirlerken tam olarak projenin bu noktasını öne çıkardık ve toplam 1,4 milyar TL değere sahip bu projenin yüzde 40’lık satış başarısına ulaşmasında büyük rol oynadık.