Roman yazmak için edebiyat konseptli otel tasarladı!
İzmir'de "edebiyat konseptli" ilk otelin sahibi yazar Gülşah Elinkbank edebiyatla bağını güçlendirmek için Aralarında A. H. Tanpınar'ın da bulunduğu 15 yazarın objeleriyle, onların adını taşıyan odalar tasarlamış..
Türkiye'de pek de tercih edilmeyen bir tür olan fantastik romanlarıyla edebiyata adım atan Gülşah Elinkbank aslında bir turizmci. Ancak edebiyata olan merakı nedeniyle işlettiği otelin odalarını edebiyatçılara tahsis etmiş. Otel 15 odadan oluşuyor. Odaların her birinde bir yazarın adı var. A.Hamdi Tanpınar, Ahmet Ümit, Oya Baydar gibi isimlerin özel eşyalarının da bulunduğu odalarda dilerseniz kalabiliyorsunuz. Elinkbank'la oteli ve kitabını konuştuk.
Yazıyla ilk ne zaman tanıştınız?
Ortaokul yıllarımdan bu yana yazıyorum. İlk yıllar polisiyeye meraklıydım. Öyküler yazıyordum. Öğretmenlerim annemi okula çağırıp 'Kızınız garip öyküler yazıyor' derdi. O zaman bırakmıştım. Üniversiteye kadar da bir daha yazmadım. Aslında iletişim fakültesi mezunuyum.
EL YAZILARINI İSTEDİM
Gazeteci olmayı düşünmediniz mi?
Üniversite son sınıftayken para kazanmak için iş bulmam gerekiyordu. Otelde resepsiyonda işe başladım. Bir süre sonra yönetici oldum. Üniversiteden mezun olduğumda zaten bir işim vardı.
Sizin bir de edebiyat oteliniz var. Nasıl ortaya çıktı bu fikir?
Turizm hep hayatımdaydı. Kızım dünyaya geldikten sonra yeni bir arayışa girdim. Edebiyatın hayatımda kalabileceği ama turizmi de bırakmayacağım bir şey istiyordum. Edebiyat konsepti fikri geldi aklıma. Yapmadan önce yazarlardan izin aldım. El yazılarını ve özel eşyalarını aldım, aynı zamanda müze otel niteliğinde olması için. Kabul ettiler. 15 odayı 15 farklı yazara dizayn ettik. Buket Uzuner, İnci Aral ve Ahmet Ümit odalarında kaldılar. Oya Baydar bu ay geliyor. Her gelişlerinde de bir şey bırakıyor olmaları bir hoşluk oldu. Oda numarası yerine odaların yazar isimleri var. Hemen yakınında onun el yazısından bir alıntı ve odalarda yazarların kitapları buluyor.
Hangi yazarın daha çok müşterisi oluyor?
Bu yaz en çok Yunanistan'dan misafir ağırladık. Bunun nedeni de otelimizde Yunan bir yazar gelip kaldı. O yazar da Nazım Hikmet ve Yaşar Kemal hayranıydı. Onun kaldığını duyan Yunan vatandaşları üç ay boyunca misafirimiz oldular. Bütün kitaplarını okumuşlar. Sabahattin Ali çok seviliyor. Hakan Günday'ın genç kız hayranları çok. Daktilosuna dokunmak için gelenler bile var.
Bütün yazarların kendine ait objesi var mı?
Hepsinin yok. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın odası var. Onun için varislerinden izin aldık.
Tanpınar'ın odasında neler var?
Tanpınar'ın odasında Türkçe ve çevrilmiş eserleri, kitap kapakları ve yazıları bulunyor. Şiirlerden yapılmış alıntılar var. Koridorlarda asıyoruz. Ayşe Kulin'in portresinin işlendiği bir aynası ve Ayşe Kulin işlemeli küçük bir halısı bulunuyor. Buket Uzuner'in kendisinin bulunduğu bir ahşap kutusu ve Madrid'ten hediye ettiği en sevdiği Donkişot'un kabartması var. Hakan Günday'ın daktilosu var. Ahmet Ümit Antep halısı getirecek. Her gelen hediyesiyle geliyor. Bu otel yaşayan bir otel. Hep yeni bir şeyler ekleniyor. Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin bazıları gelip 'keşke daha önce gelseydim üç dört soru bu odadan çıktı' diyor.
RÜYALARIMDAN BESLENİYORUM
Yazarken nelerden besleniyorsunuz?
Rüyalarımdan besleniyorum. İlginç rüyalar görürüm. Mitolojiye meraklıyımdır. Mitolojik bir karaktere başka bir anlam yükleyerek anlatmayı seviyorum.
Son çıkan kitabınız 'Uykusuzlar' rüyalardan bahsediyor. Sizin rüyalarla aranız nasıl?
Uyarıcı rüyalar görürüm. Hikmetli rüyalardır ve genelde çıkar. Kabilelere inerek rüyaları bilim olarak ele almaya çalıştım. Bilinçli rüya görme diye bir şey var. Yurt dışında bununla ilgili laboratuvarlar kuruluyor. Bir bilim bu aslında.
Bilinçli rüya ne demek?
Bilinçli rüya, rüyada olduğunu rüyanın içindeyken anlamakla başlıyor. Günlük hayatta çözemediğiniz problemleriniz varsa çözüyorsunuz. Mesela ben hap yutamazdım. Neden olduğunu rüyamda gördüm ve sorunum çözüldü. Altıncı hissim kuvvetlidir. Rüyalarımda da genelde önemli bir karar arifesindeysem mutlaka onunla ilgili bir uyarı mahiyetinde rüya görürüm. Ona göre davranırım. Rüya deyip geçmem, ciddiye alırım. Bunun çok faydasını gördüm.
BEN MASALLA BÜYÜDÜM
Fantastik tür Türkiye'de genelde pek tercih edilmez. Ama siz fantastik öyküler yazıyorsunuz. Neden?
Ben çok masalla büyüdüm. Anneannem 82 yaşında ve hala hayatta. Hiç okuma yazma bilmemesine rağmen kendi hayal dünyasında uydurduğu masalları anlatırdı. Onlar beni çok etkiledi.
Sizce fantastik türü yeterince anlayabiliyor muyuz?
Çok yerini bulmuyor. Fantastiğin çok doğru tanımlanmadığını da düşünüyorum. Hayaletler, vampirler fantastik olarak algılanıyor. Halbuki Kafka'nın Dönüşümü kitabı da fantastiktir. Bir insan bir sabah uyanır ve böceğe dönüştüğünü görür. Bizim yazdıklarımız biraz daha yüksek fantezi içerse de aslında aynı kültür. Fantezi edebiyatı, okuru kuşkuda bırakma sanatıdır.
Büşra Sönmezışık / Yeni Şafak Pazar