Sadullah Paşa Yalısı'nın nefes kesen hikayesi!
İstanbul Çengelköy'ün sembolü olan Sadullah Paşa Yalısı'nın hikayesi en az adını aldığı Sadullah Paşa'nın ki kadar uzun ve renkli
Boğaziçi'nde ünlü yalıya ismi verilen Sadullah Paşa, 2. Abdülhamit döneminde yaşanan kadro savaşının mı kurbanı oldu? Yoksa Venedik Büyükelçiliği'ndeki intiharın arkasında Paşa'nın genç ve güzel Avusturyalı kızla yaşadığı gizli aşk mı var?
Türkiye kabuk değiştiriyor. Bu değişimde de kadro savaşları yaşanıyor. Size Osmanlı'daki en sert kadro savaşlarından birinin kahramanını Sadullah Paşa, 18 Kasım 1838'de, Erzurum'da doğdu. Diğer adı Rami'ydi.
Sadullah Paşa'nın babası Esad Mehmed Muhlis Paşa, Karaman, Konya, Sivas, Halep, Sayda, Musul, Diyarbakır ve Erzurum valilikleri yaptı. Ailenin şeceresinin Hacı Bayram Veli'nin ikinci halifesi Bünyamin-i Ayaşi'ye uzandığı söylenir.
İlköğrenimine Rüştiye Mektebi'nde başlayan Sadullah Rami, Arapça, Farsça ve Fransızca özel dersleri aldı. 15 yaşında Maliye Bakanlığı'nda çalışmaya başladı. Fransızca bildiği için, üç yıl sonra, Babıali Tercüme odasına alındı. 1869'da Danıştay üyeliğine, 1870'de Danıştay Başkatipliği'ne yükseldi. 1871'de Matbuat Müdürü, 1873'te Milli Eğitim Müsteşarı, 1874'de Defteri Hakani Nazırı oldu. Bu göreviyle Bakanlar kuruluna katılmaya hak kazandı. 1876'da Yargıtay 1. Temyiz reisliğine, daha sonra Ticaret Nazırlığı'na geçti.
2. ABDÜLHAMİT'İN İNTİKAMI
Abdülaziz'in tahttan indirilmesiyle, 30 Mayıs 1876'da V. Murad tahta çıktı. Sadullah Paşa bu dönemde Bakanlar Kurulu'nun tavsiyesi ve Hüseyin Avni Paşa'nın desteğiyle Mabeyin Başkatipliği'ne getirildi. Ancak Murad'ın saltanatı uzun sürmedi; akli dengesini yitirince tahtını II. Abdülhamit'e bıraktı. Abdülhamit, kurunun yanında yaşı da yakma pahasına, herkesten hesap sormayı kafasına koymuştu.
Bu fırtınadan Sadullah Paşa da nasibini aldı. Abdülhamit, Abdülaziz'e yapılan darbede Sadullah Paşa'nın doğrudan bir eylemci rolü olmadığını düşünüyordu. O nedenle onu görevden almadı ama tayinlerle Sadullah Paşa'yı tam 14 yıl İstanbul dışında tuttu.
Mabeyin Başkatipliği görevine Küçük Said Paşa getirildi. Sadullah Paşa'nın uzun sürgününün arkasında Küçük Said Paşa vardı; onun İstanbul'a dönüp sadrazam olmasından çekiniyordu. Sadullah Paşa, önce Filibe'ye ve ardından 12 Mayıs 1877'de ise büyükelçi olarak Berlin'e gönderildi. Burada Ayastefanos Antlaşması'nın görüşmelerine katıldı. İmparatorluğa büyük toprak kaybettiren bu antlaşmaya gözyaşları içinde imza attı. Berlin'deki 6 yıllık görevinden sonra 1883'te, Viyana Büyükelçisi oldu.
Viyana'daki 8 yıllık görevi onun son görevi oldu. Sadullah Paşa dönemin birçok Türk seçkini gibi masondu. Abdülhamit'in masonlara karşı tutumu sertleşince, İstanbul'daki mason locaları, Balkanlar'a taşınmaya
başladı. Yeni gözde ise Selanik'ti.
PADİŞAHA MEKTUP
Viyana günlerinde Sadullah Paşa'nın aile ve vatan hasreti arttı. İstanbul'a dönebilmek için hem bizzat
Abdülhamit'in kendisine hem de bazı yüksek devlet görevlilerine mektuplar gönderdi. Hiçbir cevap alamıyordu: 'Sadullah Paşa'nın Zat-ı Şahane'ye sunduğu istirhamnameler acaba yerini buluyorlar mıydı? Büyük bir ihtimal ile bu izin talepleri saray entrikaları arasında yok oluyor, eriyip gidiyordu.'(Münevver Ayaşlı, a.g.e. S. 22)
GİZLİ AŞKIN ÇARESİZLİĞİ
Sadullah Paşa'nın Schuman adında, genç bir oda hizmetçisi vardı ve Schuman hamileydi. Sadullah Paşa'nın Anna Schuman ile aşk yaşadığı iddia edilir. Münevver Ayaşlı bu iddia için 'uydurma bir aşk hikayesi' der ama genel kanılar başkadır. Hamilelik ise zamansız olmuş Paşa, bu gizli aşkın duyulmasından endişelenmişti. Nazir Akalın, bu hikayeyi 'Sadullah Paşa skandal olacağı düşüncesiyle paniğe kapılır; ümitsizlik girdabında kıvranmaya başlar. O sıralarda Roma Sefareti ikinci katipliğinde bulunan yeğeni Es'ad Bey ile dertlerini paylaşır, birlikte çareler aramaya başlarlar. Doğum zamanı yaklaşan kızın sefaret tercümanı Peter'a ya da Paşa'nın yeğeni Es'ad Bey'e nikahlanması senaryoları gündeme gelir. Paşa kısa zamanda hiçbir senaryonun akılcı bir çözüm olmadığı kanaatine varır' diye anlatır.
SEFARETTE İNTİHAR
Bütün umutları tükenen Sadullah Paşa, intihara her gün biraz daha yaklaşır. Anna Schuman, Graz kentine gönderilmişti. 14 Ocak 1891 günü Viyanadaki Türk Sefareti'nde saat bir hayli geçmesine rağmen Sadullah Paşa henüz odasından çıkmamıştı. İçeriden ses gelmiyordu. Personeli endişelenmeye başlamıştı, Paşa'nın kapısına vuruyorlar ama yanıt alamıyorlardı. Çilingir ile kapı açıldı; oda boştu Paşa'nın yatağı bile bozulmamıştı. Paşa banyoda bulundu. Hava gazı musluğuna takılı hortumun ucu Paşa'nın dişleri arasında duruyordu. Sadullah Paşa tüm müdahalelere rağmen, 18 Ocak 1891'de hayatını kaybetti.
KADRO SAVAŞI MIYDI?
Peki aşk hikayesi doğru muydu? Yoksa Paşa, kadro savaşının mı kurbanı olmuştu? Münevver Ayaşlı, Sadullah Paşa'nın aşk hikayesini reddediyor. Ayaşlı'ya göre İttihatçılar, Abdülhamit'i kötülemek için Sadullah Paşa'ya mağdur rolünü vermişlerdi:
'Bu pespaye aşk hikayesi, tamamıyla uydurma, kasıtlı ve bir tertiptir. Sadullah Paşa vatan ve aile hasreti gibi ulvi hisler altında intihar etmiyor da yakışıksız bir aşk macerası neticesi, bir sefir için skandal olacak vaziyetten kurtulmak için intihar etti denmek isteniyor. Vaka olmuş olsaydı, Sadullah Paşa bunu inkar edecek karakterde ve tıynette bir insan değildi. Yapacağı şey, gayrimeşru çocuğunu tanımak ve Alman Frailein'nı Müslüman edip, nikahlamak idi. Memleketin bütün kanunları, örf ve adetleri buna müsaitti. Fakat şimdi öyle anlaşılıyor ki yüz seneye yakın bir zamandan beri, Sadullah Paşa'yı oturtmuş oldukları 'Pied d'estal'dan artık indirmek kararındalar. Bu sefer Sadullah Paşa'yı küçültmekle, Sultan Abdülhamit'i temize çıkarmış oluyorlar.'
AVENTURE YOK BUNDA
Münevver Ayaşlı'nın eşi Nusret Bey, Viyana'daki son günlerinde babası Sadullah Paşa'nın yanındaydı. Münevver Hanım, eşinin böyle bir aşk hikayesini hiç anlatmadığını söylüyor. 'Olsaydı mutlaka bana anlatırdı' diyor.
Münevver Hanım, Mithad Cemal Kuntay'ın Sadullah Paşa'nın hayatını yazmak istemesi üzerine yaşanan bir olayı da kanıt gösteriyor. Kuntay'a, aile tarafından Sadullah Paşa ile ilgili bir sandık belge verilmiş. Kuntay bu belgeleri inceledikten sonra 'Sadullah Paşa'nın dümdüz ve çok sade bir hayatı var. Okuyucuyu çekecek, ilgilendirecek hiçbir tarafı yok. Ne bir aşk hikayesi, ne bir 'aventure'...' demiş. Yani koca Kuntay, Sadullah Paşa ile ilgili bir kitap yazmak istiyor, Paşa'nın hayatının 'dümdüz ve çok sade' olduğuna karar veriyor.
GELİNE CEVAP
Münevver Ayaşlı'nın bu iddialarına Nazir Akalın'dan bir alıntı yaparak cevap verelim;
'Münevver Ayaşlı'nın bu kanaatlerini okuyup da şaşmamak elde değildir. Münevver Ayaşlı, Uzunçarşılı'nın makalesinin arasında neşrettiği; Sadullah Paşa'nın vefatı dolayısıyla Viyana'dan gönderilen siyasi raporları, doktor raporlarını, Paşa'nın yeğeni Es'ad Bey'in İstanbul'da Saray Başkatibi ve mabeyinci Nuri Bey'e verdiği ifadelerini, gizli tahkikat için Viyana'ya gönderilen Bonen, Sadık ve Mertome Efendilere verilen talimatı ve Anna Schuman'ın sorgu tutanağını okumuş, incelemiş olsaydı, öncelikle hiçbir komplo teorisi üretmeyecek, sonra da Anna Schuman'ın 24 yaşında olduğunu, Avusturya kanunlarına göre reşit sayılabilmek için de 25 yaşında olmak gerektiğini öğrenecek ve nikah savunmasını yapamayacaktı.'
BİR AİLENİN LANETİ
Sadullah Paşa'nın eşi Necibe Hanım'dı. Ankara Valisi Vecihi Paşa'nın kızı Necibe Hanım, genç denebilecek bir yaşta Paşa ile evlendi. Paşa'nın 14 yılllık yurtdışı günleri, Necibe Hanım için de epey zor geçiyordu. Paşa'nın intihar ettiği haberi, İstanbul'daki Sadullah Paşa Yalısı'na ulaştığında ise Necibe Hanım adeta yıkılmıştı. Akli dengesini kaybetti. Eşinin öldüğüne bir türlü inanmadı.
Sadullah Paşa, eşi Necibe Hanıma pembeyi çok yakıştırırdı. Akli dengesini yitiren Necibe Hanım, pembe giysiler içinde dolaşmaya başladı. Kim bilir, belki de Sadullah Paşa'nın bir gün eve döndüğünde kendisini pembeler içerisinde görmesini umuyordu. Çiftin üçü erkek biri kız çocuğu oldu: Asaf, Nusret, Ragıp ve Nazlı. Babasınınkine benzer bir aşk hikayesi oğlu Asaf'ın da başına geldi. Asaf'ın sevdiği kız hamile kalmıştı, fakat Asaf kızla evlenmek istemiyordu. Sadullah Paşa hemen devreye girdi ve oğlu Asaf'ın kızla bir an önce evlenmesini istedi. Asaf, babasının isteğiyle çok mutsuz bir evlilik yaptı. Bu mutsuz evliliğe dayanamayan Asaf Bey, intihar etti.
YALIDA POLİS BASKINI
İstanbul Çengelköy'ün sembolü olan kırmızı renkli Sadullah Paşa Yalısı'nın hikayesi en az adını aldığı Paşa'nınki gibi uzun ve renkli. Ünlü yalı Necibe Hanım'dan sonra yakın akrabaları Mimar Ferit Tek'e devredildi. Tek ailesinin kızı Emel Esin, yalıyı kurduğu bir vakfa devretti. Vakıf çeşitli kiracılar buldu. İlk kiracı ünlü Ayşegül Nadir'e yönelik (Tecimer), tarihi eser kaçakçılığı baskını o yalıda yapıldı.
Ünlü Akrabalar
Sadullah Paşa ailesinden uzun bir liste yapmak mümkün. Sadullah Paşa'nın damadı ünlü göz doktoru ve milli mücadelenin ilk örgütçülerinden Esat Paşa'dır. Esat Paşa'nın ikinci eşi Makbule Hanım'dan olan çocukları eski Dışişleri Bakanımız Hasan Esat Işık ve Tomris Işık'tır. Ayrıca Esat Paşa, eski Merkez Bankası Başkanı Bülent Gültekin'in eşi gazeteci Zeynep Atikkan'ın dedesi, yazar Hıfzı Topuz'un da annesinin amcasıdır.
(Sadullah Paşa ve ailesine ilişkin iki yılı aşkın süren çalışmamızı beraber yaptığım kardeşim Emre'ye (Demir) sevgilerimle...)
Akşam/Gürkan Hacır