15 / 05 / 2024

"Şakirin Camii ibadethaneden ziyade gazinoya benziyor"


Doğan Kuban, Behruz Çinici, Doğan Tekeli ve Cengiz Bektaş, farklı mimarisi ve iç dizaynı ile uzun süre gündemde kalan Şakirin Camisi'nin ibadethaneden ziyade gazinoya benzediğini söyledi



Karacaahmet Mezarlığı'nın içinde yapılan, açıldığı zaman farklı mimarisi kadar iç dizaynı da pek çok tartışmaya konu olan Şakirin Camisi, Türkiye'nin ünlü mimarları tarafından sert bir biçimde eleştirildi. Prof. Doğan Tekeli, "Burası cami değil gazino gibi" derken, Prof. Doğan Kuban, "Akvaryum ya da kahve gibi, dini ortamın ciddiyetine yakışmıyor" diye konuştu. Behruz Çinici, doğrudan, "Cami değildir, bence Şakirin'e cami denilmesi günahtır" dedi. Cengiz Bektaş ise "Mihrap içinde yerdeki halıda üç kişilik yer izi var, gerçekten üç imam mı var" diye sordu. Mimarlık tasarımı dergisi Yapı'da bir araya gelen dört ünlü mimar muhtelif açılardan Şakirin Camisi'ni değerlendirdi:

Prof. Doğan Tekeli: Şimdi bu camiye baktığımızda ilk izlenimimiz, burasının bir ibadet mekânına değil de, sanki bir gazino gibi, açık, feran, çok da şıkırtılı bir yere girdiğimiz yönünde. Aydınlatılmasında dış camlar filtre edilmiş ama o filtreleme çok zayıf. Adeta, `Burası bir sosyete camisi ve kokteylle açılır' gibi bir fikir doğuyor (...) Halk, `Gazino gibi ne güzel pırıl pırıl' diyebilir.

Prof. Doğan Kuban: Minareler önce unutulmuş sonradan eklenmiş gibi. Özellikle avluda ağır, oransız kolon kiriş sistemi duruyor. İçeriye girdiğinizde akvaryum ya da kahve gibi, dini ortamın ciddiyetine pek yaklaşmayan bir mekân karşılıyor (...) Bütün bu eleştirilere karşın burada çağdaş olmak gibi bir endişe var. Bu çaba benim için yeterli.

Behruz Çinici: Bence Şakirin'e cami denilmesi günahtır. Zira burada Kuran'a şirk unsurları çoğunlukta. Bir heyet kurulup bu caminin irdelenmesi şart. Üstelik o minareler! Birinin altında da koskoca Abdesthane+WC yazısı! Olacak şey mi? İbadet mekânlarının altına dükkân yapılması dahi kabul edilemezken burada WC'lerin üstünda rükûya varılması günah değildir de nedir?

Cengiz Bektaş: Ben girdiğimde o mihrapla tedirgin oluyorum. Mihrap içinde yerdeki halıda üç kişilik yer izi var, gerçekten üç imam mı var? Kısaca, bu yapı tasırımı, içmimarlığı ile işlevine uygun genel bir senaryoya oturmamış (...) Burada bir süre sonra namaz kılanlar gezinenleri ya da baka bir şeyi de görebilirler...

Mimar da kim oluyor diyorlar

İÇERİ girince çok üzüldüm. Paranız çok diye de illa ortaya altınları filan serpiyorsanız, ortaya başka şeyler çıkıyor. Benim mimarimi bozmuşlar, yalnızca süsleme açısından da değil, dışarıdan baktığınız zaman benim ince ince yaptığım yerlerin üstüne böyle birtakım kuşaklar geçirmişler, cephelerde benim istemediğim şeyleri yapmışlar (...) Onların umurunda değil, `mimar kim oluyor' diyorlar. 
Sefa KAPLAN/Hürriyet


 


Geri Dön