23 / 12 / 2024

Seramik sektörü bu yıl yüzde 7 oranında büyüyecek!

Seramik sektörü bu yıl yüzde 7 oranında büyüyecek!

Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) Başkanı Ahmet Tahsin Yamaner, 8. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA öncesi düzenlenen basın toplantısında, seramik sektörü için bu yıl büyüme tahminlerinin yüzde 7 olduğunu söyledi.



Yamaner, federasyon tarafından 28. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA öncesi düzenlenen basın toplantısında, Türkiye'nin dünya üzerinde kaplama malzemelerinde sekizinci, seramik sağlık gereçlerinde ise dördüncü en büyük üretici ülke olduğunu dile getirdi.


Seramik kaplama malzemelerinde iç pazarda 230 milyon, dış pazarda 77,2 milyon metrekare satış gerçekleştirildiğini aktaran Yamaner, seramik sağlık gereçlerinde ise iç pazara 11 milyon, dış pazara 8 milyon adetlik satış yapıldığını ifade etti.


Yamaner, seramik sektörünün 2015 yılında iç pazar destekli geliştiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:


"Küresel pazarlarda olan daralma nedeniyle 2015'te kaplama malzemeleri ihracatımız, aralık sonu itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre miktar olarak yüzde 8,90, tutar olarak yüzde 16,37 azaldı. Seramik sağlık gereçleri ihracatımız da aynı dönemde miktar olarak yüzde 2,67, tutar dolar olarak yüzde 10,66 azaldı. 2016 yılı ihracatımızın, 2015'teki tempoyu sürdüreceğini düşünüyoruz. Seramik karo ve sağlık gereçleri ithalatımızda daralma görülüyor. Karo ithalatı özellikle Çin'e dayalı olmakla birlikte 2015 yılında miktar ve tutar olarak yaklaşık yüzde 38 azaldı. Sağlık gereçlerinde ise bu oran yüzde 69 artış gösterdi. Gelecek yıl da bu yıl olduğu gibi benzer bir durumla karşılaşılacağını öngörüyoruz."


"Sektörün iç pazarda gelişmesini sağlayan en önemli etken kentsel dönüşüm projeleri"


Ahmet Tahsin Yamaner, geçen yıl sektörün iç pazarda gelişmesini sağlayan en önemli etkenin kentsel dönüşüm projeleri olduğunu söyledi.


Sektörün politik sorunlar nedeniyle Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde beklenen büyümeyi gösteremediğini aktaran Yamaner, ancak sektörün gelişmiş Avrupa ekonomilerindeki pazar paylarını artırarak bu durumu telafi ettiğini kaydetti.


Yamaner, Türkiye'nin dünya sıralamasındaki yerini her alanda birinciliğe taşımak için gelişmekte olan ABD pazarı başta olmak üzere, bugüne kadar pek işlenmemiş olan Sahra Altı Afrika, Asya ve Uzakdoğu pazarları üzerinde çalıştığını dile getirdi.


Türkiye'nin karoda üretiminin yüzde 30'unu, seramik sağlık gereçlerinde ise yüzde 40'ını ihraç ettiğini anlatan Yamaner, bu sebeple sektörün katma değeri çok yüksek olan ve döviz kazandırıcı bir sektör olduğunu ifade etti.


Yamaner, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Sektörümüzde serbest pazar ekonomisi içerisinde yeni üretim tesisleri için yapılan yatırımları yakından takip ediyoruz. Kaplama seramikte 330 milyon metrekare üretim mevcut olup, bunun 230 milyon metrekaresi iç pazarda tüketiliyor. Özetle üretimi iç pazar desteklemekte... İnşaat sektöründeki hareketlilik devam ettiği sürece bu alanda bir sorun çıkmayacağını öngörüyoruz. Sektör için yıllık büyüme tahminimiz yüzde 7.


Sektörümüze bu güne kadar seramik ham maddeleri dışında herhangi bir yabancı yatırım gelmedi. Sektörümüz, yurt dışında üretim tesisi ve/veya marka hakimiyeti olan seramik şirketlerini satın almak veya bunlarla ortaklık kurmak için çalışmalar yürütüyor. Halen yurt dışından marka satın almış ve yurt dışında üretim tesisleri açmış olan Türk şirketlerimiz mevcut. Bu da bizim için başka bir gurur tablosu." 


"Sektörde çözüm bulması gereken diğer bir konu düşük kar marjları"


Yamaner, seramik sektörünün yerli ham madde kullanarak ülke ekonomisine önemli ölçüde katma değer kazandıran bir iş kolu olduğunu söyledi.


Sektörün devamlılığı adına seramik ham maddelerine erişim ve bu ham maddelerin sektörde kullanılmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Yamaner, ithal ikamesinin telafisi mümkün olmayan büyük kayıplara sebep olacağını kaydetti.


Yamaner, İstanbul Şile'deki kil rezervlerinin bulunduğu ocakların işletilmesine getirilecek engeller ve kısıtlamaların sektörü, dolayısıyla ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceğini belirterek, "Yıl içerisinde sektörün büyük uğraşları ile kamu tarafından konulan kısıtlamalar 2020 yılına kadar kaldırılmış olup sorunsuz işletimin devamını beklemekteyiz" dedi.


Ham maddenin yanı sıra sektördeki çözüm bulması gereken diğer bir konunun düşük kar marjları olduğuna işaret eden Yamaner, şunları kaydetti:


"Yurt dışından gelen talep, sağlıklı bir seyir izlememekte. 2016 itibarıyla yürürlüğe giren yeni asgari ücret uygulaması her ne kadar işvereni zorlayacak olsa da; iş gücü verimliliğinin artırılması, işverenlerin üzerinde bulunan halihazırdaki yüklerin ve bu yeni yükün negatif etkilerinin devletimiz tarafından yeni politikalar ile ortadan kaldırılmasını beklemekteyiz. Asgari ücret ile ilgili devletimizin vereceği desteğin daha fazla olmasını bekliyorduk. Çünkü iş sağlığı ve güvenliği, çevre mevzuatları ve yeni uygulamaları neticesinde işverene birçok yeni yükler gelmekte.


Ne yazık ki sektörümüz, yatırım maliyetleri ve geri dönüş süreleri açısından, yatırımcıya destek sağlanmadan yatırım alınabilecek bir konumda değil. Dolayısıyla, sanayi yatırımları ortamının iyileştirilmesi ve çalışmaların kolaylaştırılması için devletin pek çok düzenleme yaptığı malumumuz. Teşvik sistemi de bu düzenlemeler arasında. Mevcut teşvik sistemi eskisine göre daha anlamlı ve yapıcı olmakla birlikte yeterli değil. Avrupa Birliğinde yerleşik rakiplerimizin faydalanmakta olduğu 'yoğun enerji tüketen sanayi dallarına Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kararname ve yönetmelikler ile verilmekte olan doğal gaz ve elektrik enerjisi fiyatlarındaki vergi muafiyetleri ve sübvansiyonlar ve sektöre özel enerji fiyatları' uygulamalarının ülkemizde de uygulanmasını sektörümüzün sağlıklı bir gelecek perspektifinde gelişmesi adına önemsiyoruz."


AA


Geri Dön