Serdar Öztezcan evinde düş bahçesi yarattı!

Prof. Dr. Serdar Öztezcan, Yeditepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Klinik Biyokimya Bölüm Başkanı. Aynı zamanda bir diorama tutkunu. Diorama, gerçek veya kurgu bir olayın, anın veya hikâyenin ışık oyunlarının da yardımıyla üç boyutlu olarak modellenmesi anlamına geliyor.

Hürriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre bir yakınının dioramasını kendisine armağan etmesiyle bu hobiyle tanışan Prof. Dr. Öztezcan bu küçük başlangıçla yetinmedi, her geçen gün yeni bir kompozisyon ekledi. Yurtdışı seyahatlerinde, Kadıköy’deki dükkanlarda bulduğu parçalar, köpük, ağaç kabukları, alçı, boya gibi başka malzemeleri de işleyerek hem doğa hem şehir hem de köylerden kesitler oluşturdu. Tüm objelerin gerçeğin 87’de 1’i oranında olduğu dioramasında canlandırılan alanlar, elektrik, elektronik devreleriyle yönetiliyor.

Öztezcan’ın nodüllerden oluşan dioramasında tren yolları ve istasyonlarının yanı sıra, dağlar, şelaleler, köprüler, viyadükler, geçitler, deniz ve plaj, ormanlar, göl, kayak merkezi, liman, bira fabrikası, taksi durağı, otobüs durağı, pazar yeri, hara, çiftlik, futbol ve tenis maçı, yangın ve müdahale eden itfaye, düğün, konser, lunapark, kamp, oteller, yamaç paraşütü, dans pisti, film platosu, gösteri yapanlar ve polis müdahalesi gibi çok sayıda kompozisyon yer alıyor. Her bölümde başka bir ayrıntı göze çarpıyor. Dioramanın ışığı ile gece-gündüz ayarı yapılabiliyor, kuş, böcek gibi ses efektleri eşlik ediyor. Örneğin konser alanında Sıla’nın şarkıları, ışık oyunları eşliğinde çalıyor.

Dioramasını inşa etmeye devam eden Öztezcan, uzun saatlerini harcadığı hobisinin kendisini dinlendirdiğini anlatıyor: “Adım adım ilerliyor. Burası beni dinlendiriyor. Doğrusu kendimi koleksiyoner saymıyorum ama 20 trenim, 100 küçük arabam içinde. Evimin bir odasını buna ayırdım. Biz doktorların stresli ve yoğun bir iş hayatı olur. Buraya girince kafamdaki konular değişiyor”

Dioramalarla ilgili malzemelerin en çok Almanya’da bulunduğunu belirten Öztezcan, “Türkiye’de de zaman zaman bu malzemeleri getiren dükkanlar var. Ama malzemelerin çoğunu yurtdışına çıktığımda, özellikle Almanya’dan alıyorum. Ya önce hayal edip parçaları buluyorum ya da bulduğum parçalara göre tasarlıyorum” diye açıklamalar yapıyor.