Şırnak'taki binalar neden yıkılıyor?
İHD Şırnak Şubesi Başkanı Emirhan Uysal, ''Taşeron firma işçileri demirin fazla olduğunu tespit ettikleri binalara ön cepheden bakanlık mühendislerinin göreceği şekilde hasar veriyorlar. Böylece kontrole gelen mühendis yıkım kararı veriyor”dedi.
Sokağa çıkma yasağının 166. gününe girdiği Şırnak kent merkezinde yetkililerce operasyonların bittiğini ifade eden açıklamanın yapılmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen kent merkezinde yasak devam ediyor. Yasakla beraber yıkımın da devam ettiği Şırnak için yasağın kaldırılması ve yıkımın durdurulması çağrısında bulunan İHD Şırnak Şubesi Başkanı Emirhan Uysal’la Şırnak’ın son durumunu ve çevre köylerde yaşam mücadelesi veren Şırnaklılar hakkında konuştuk.
Şırnak’ın riskli alan ilan edilmesiyle beraber yıkımın hızlandığını belirten Emirhan Uysal Şırnak’ın yıkılan ve yıkılacak alan olmak üzere ikiye ayrıldığını ifade etti. Kent merkezinde 100 günden aşkın bir süredir operasyonların bittiğini vurgulayan Uysal, “Ancak yasak halen sürmekte ve yasaklar esnasında şehirde yaşayan insanların evleri, işyerleri ve varlık denilecek her şeyleri yıkıma uğratılmaktadır. Çatışmalar son bulduğu halde yasakların sürüyor olmasından kaynaklı insanlar şehre girememekte dolayısıyla da söz konusu yıkıma karşı herhangi bir şey yapamamaktadır” şeklinde konuştu.
‘BAZI BİNALAR DEMİRİ İÇİN YIKILIYOR’
Kent merkezinde yıkımın taşeron firmalar tarafından yapıldığı belirten Uysal, “Binaların yıkımına hasarlı olup olmadığına göre değil demirin fazla mı az mı olduğuna göre karar veriliyor. Taşeron firma işçileri demirin fazla olduğunu tespit ettikleri binalara ön cepheden bakanlık mühendislerinin göreceği şekilde hasar veriyorlar. Böylece kontrole gelen mühendis yıkım kararı veriyor” iddiasında bulundu. Uysal, “Taşeron firma yıktıkları binalarda vatandaşların değerli değersiz ne eşyası varsa çalıyor. Bu duruma müdahale eden vatandaşları ise ‘sizi sokağa çıktığınız için polise şikayet ederiz, tutuklanırsınız’ diyerek tehdit ediyorlar” sözleriyle iddiasını sürdürdü. Uysal, tşeron firmaların yıkım sonrası ortaya çıkan hurda demiri ise şehir dışına çıkartarak satıldığını ifade etti.
ÇADIRLARDA ZOR KOŞULLAR ALTINDA YAŞANIYOR
Yasağın ilan edilmesiyle binlerce Şırnaklının göç ettiğini vurgulayan Uysal Şırnak çevresinde ki köylerde ve Kumçatı beldesinde zor şartlar altında 15 bine yakın yurttaşın çadırlarda yaşadığını belirtti. Çadırlarda yaşayan yurttaşın yaşam koşullarının çok ağır olduğuna dikkat çeken Uysal 3-5 ailenin aynı tuvalet ve banyoyu kullandığını bazı ailelerin banyoların dahi olmadığını söyledi. Ailelerin temek ihtiyaçlarını dayanışmayla karşıladıklarını söyleyen Uysal sosyal yaşamın da yok olduğunu ifade etti. Kış aylarının yaklaştığını hatırlatan Uysal halkın kaldığı çadırların kışa uygun olmadığını belirterek halka kışı geçirebilecekleri çadırların verilmesini istedi. Uysal, “Yapılan yıkımla beraber 80 bin nüfuslu şehrin tarihten silinmesiyle karşı karşıyayız. Kamuoyunun oluşturulması şehrin yıkımdan kurtarılması demektir. Kim nerede ne yapabiliyorsa yapmalı ve Şırnak’ta yasak kaldırılmalıdır aksi takdirde Şırnak’ın tamamı yıkım tehdidi altında olduğunu belirtmeliyiz” dedi.
15 BİN KİŞİYE 2 DOKTOR HİZMET VERİYOR
Diyarbakır Tabip Odası aralarında doktor, psikolog ve sosyologların da olduğu bir heyetle Şırnaklıların yaşadığı çadırları gezerek incelemelerde bulunarak bir rapor yayınladı. Diyarbakır Tabip Odasının raporuna göre çadırlarda yaşayan 15 binden fazla yurttaşa iki doktorun hizmet ettiği belirterek bölgede kanalizasyon ve alt yapının olmamasından kaynaklı hastalık riskinin yüksek olduğu vurgulandı. Tabip Odası raporunda acilen yapılması gerekenleri ise “Nüfus yapısının belirlenerek sağlık taraması yapılmalı ve buna göre koruyucu sağlık önlemleri alınmalıdır. Çevre temizliği yapılarak bölgenin ilaçlanmalı ve seyyar tuvaletler kurulmalıdır” şeklinde sıraladı.
Evrensel