05 / 11 / 2024

Soma Holding inşatta büyüyecek!

Soma Holding inşatta büyüyecek!

Türkiye'nin en büyük kömür üreticisi Soma Holdingin patronu Alp Gürkan, sıfırdan kurduğu madencilik isi ve inşaattan sonra enerjiye de giriyor Gürkan, 500 milyon liralık yatırımla Merzifon'da ileri teknolojiyle termik santral kurmak üzere kolları sıvadı..




Alp Gürkan, yılda 5.5 milyon ton kömür çıkaran Soma Holding'in Yönetim Kumlu Başkanı. O, Türkiye'nin en büyük kömür üreticisi... Soma'daki son yatırımı devreye girdiğinde ise üretimini ikiye katlayacak. MTA'da jeoloji mühendisi olarak başladığı iş hayatında neredeyse yarım aşırı geride bırakan Gürkan, çıkarttığı tüm kömürü Türkiye Kömür İşletmeleri'ne satıyor. Krom ihracatı da bulunan Gürkan, bir yandan inşaata da devam ediyor. 

Şimdi Merzifon'da elektrik santrali yatırımı için de düğmeye bastıklarını anlatan Gürkan'la hikayesini, işlerini ve yatırımlarını konuştuk. 


>> Çocukken hayalinizde bir holding kurmak yoktu herhalde... 

Babam subaydı, ben İzmir'de doğdum ama Eğridir, Ayvalık, Ardahan, Tokat... dolaştık hep. Dolayısıyla kalıcı arkadaşlar edinemedim. Bu karmaşanın içinde ne olacağımla ilgili bir plan da yapamadım. 50'li yıllar Türkiye'nin fakir seneleri ... Benim ise tek hayalim Avrupa'da eğitim alabilmek. Ama ailem memurdu ve benim bunu yapmam mümkün değil. Tek seçenek burs almaktı. Çok çalıştım, sınavları geçtim. İsviçre'de jeolog eğitimi almaya hak kazandım. 1958'de Cenevre'ye gittim. Eğitim sonrası Türkiye'ye dönerek MTA'da jeolog olarak çalışmaya başladım. Arazi araştırmaları yapıyor, maden anyordum. 


>>İş hayatıyla nasıl tanıştınız... 

Askerliğimi yaparken de birilerinin tavsiyesi üzerine bir iş teklifi aldım, duymuşlar beni. O arayan kişiyi izin günümde ziyarete gittim, mevcut maaşımın 6-7 katıyla bir teklif aldım. İyi bir projeydi. Asker sonrası uyguladığım o proje çalışmasından sonra adım duyuldu ve tanınır hale geldim. Sonra da biriktirdiğim parayı sermaye yaparak bir ortakla maden işletmeciliği işine girdim. 


>> Bundan sonra da holdingleşme süreci başladı tabii.. 

Aslında öyle denemez. Kolay bir macera değildi benimki, paramın tamamı ilk yılda bitmişti. 100 bin dolar civannda bir para batmıştı, ortaklar gitti. Borçlar bana kalmıştı, alacaklılar kapıma dayanmıştı. Çok sıkıntılı birkaç yıl geçirdim. Bu benim en önemli mesleki tecrübem oldu, insanlara çok kolay güvenilmemesi gerektiğini, para bulmanın ne kadar zor olduğunu öğrendim. Bu sıkıntılar sürerken Avrupa'nın en önemli metal firmalarından biri Türkiye'de çinko madeni aramak istiyordu ve bana danışmanlık teklif ettiler. Dönüm noktalarımdan biri bu oldu. Bir projem vardı, onlara anlattım. Türkiye'den çıkartılan madenlerin çıkarılıp işlenmesine yönelik bir seyyar işleme makinesi yapmalıydık. Belçikalı müdür bunu çok beğendi. Türkiye'de şirket kurmak istedi ama o zaman yasalar yabancı sermayenin şirket kurmasına izin vermiyordu. Güvendiğimiz bir şirketle ortaklık kurduk ve böylece onlar da bu yatırımı yaptılar. 


>>Türkiye'nin en önemli kömür işletmecisisiniz. Çalışmalarınızı anlatır mısınız? 

Devletin madenlerini ruhsatlı olarak işletiyor, kömürü çıkartıp satıyoruz. Soma'da 150 milyon lira civarında yatrımımız bitmek üzere. Bu yatırımla beraber madencilikte en büyük firma haline geliyoruz. Arkamızdaki rakibin üretimi bizimkinin yarısı kadar. 7 bin kişi istihdam ediyoruz kömür madeni işinde. 5.5 milyon ton kömür üretiyoruz orada, önümüzdeki yıl bu rakam 10 milyon ton olacak. 


>>Yakın zamanda hayata geçireceğiniz yeni proje ve yatırım planlarıyla ilgili neler söylersiniz? 

Yakın zamanda Merzifon'da yan özel bir işletmenin işletemediği ruhsatını devraldık, burada kömür madeni santrali kurma projemiz de var. Yatırım en ileri teknolojinin kullanılacağı bir santral olacak. Santralle birlikte 500 milyon dolarlık bir yatınm gerçekleştirmiş olacağız. İlkbaharda maden kısmını devreye almış olacağız ancak santrali kurmamız daha uzun bir süreç gerektiriyor. Planlanınız doğrultusunda giderse onu da 4 yıl sonra devreye almış oluruz. Mersin'de bir krom madeni işletmemiz var yıllık 13 milyon dolarlık bir ihracatımız var. Hepsini Çin'e satıyoruz. 


Vehbi Bey'in bana olan güveni dönüm noktam oldu 1978'de Türkiye ciddi sıkıntıya girmişti. Herşey karaborsaydı. Siyasi çatışmalar vardı, 'Türkiye'nin 5 cent'e muhtaç olduğu' dönemler... Günde 8 saat elektrik kesintileri yapılıyordu, jeneratörleri çalıştırmak istiyorduk ama mazot yoktu. Sokak sokak karaborsa tanker arıyorduk, haliyle o is yürümedi. Sonra 80 ihtilali oldu. Koç Holding'in Giresun'da bir kursun madeni vardı, onu çalıştır dediler bana. Ancak yöneticiler 'bir önceki is batırdın bunu da batırırsın' dediler bana güvenmediler. 

Aracı olan arkadaşım Vehbi Koç'a durumu anlattı. Vehbi Bey, tüm yöneticilerine karsı çıktı ve ikna olarak bana destek verdi. Bana 'bazen herkes bana gelen bir projeye onay vermemi söyler benim kafama yatmazsa vermem, bazen de bu bir ise yaramaz der hepsi ama benim kafama yatarsa onaylarım" dedi. Bu kez Koç'un madenini isletmek üzere onayı aldım ve sonra herşey yolunda gitti. 


İnşaatta da büyüyeceğiz

MASLAKTAKİ inşaatı bitirdik, martta teslim edeceğiz. 47 katlı binanın 3'te 2'si işyeri, geri kalanı konut. 140 milyon dolarlık bu projenin metrekare fiyatı 8 bin dolar civarında. Bir de Kartal'da yeni bir yatırımına başlıyoruz. 27 dönümlük bir arazide yer alacak, 3.5 yıl sonra bitmiş olacak. Orası işyeri ve yaşam merkezinin olduğu 110 milyon dolarlık bir yatırım olacak. Bu işlere şirketin CEO'su oğlum Can Gürkan bakıyor, 2001 yılından itibaren benimle çalışmaya başladı. Madenlerle ilgili başarılı çalışmalar yaptı, inşaat işlerimizle uğraşıyor. 


Cenevre'den Arapkir'e... 

Dünyanın en medeni şehirlerinden Cenevre'de olağanüstü üst düzey bir yasam tarzı ve Alp Dagları'nda bir eğitimden sonra Arapkir'e gönderdiler beni. O zaman 60'lı yıllar, gelişmişlik henüz yok. 

Bir otele gittim, oda istedim. Sacı sakalı birbirine karışmış görevli bana otelde müstakil odanın olmadığını 6 kişilik bir oda verebileceğini söyledi. Banyo ve tuvalet de ortaktı. Seçeneğim yoktu, daha önce yatılmış bir yatakta elbiselerimle uyumak zorunda kaldım, çünkü çarşaflar haftada bir değişiyordu. Bu iki zıt yasam tarzı benim hayatımda önemli dönüm noktalarından biridir, çok pozitif etkisi olmuştur hayatıma. 


Fulya Erdem/Star Gazetesi



Geri Dön